3 Temmuz’da başlayan şike operasyonun ardından, yaşanan süreci cemaatin ve AKP’nin Fenerbahçe’yi ele geçirme süreci olarak tanımlayan Sol Açık taraftar grubu ile cemaat basının 1 Mayıs’tan bu yana kendilerini hedef alan haberlerini ve grup olarak geride bıraktıkları 1. yıllarını konuştuk.
Kısa süre önce Aksiyon dergisinde çıkan bir yazıda ÖDP ve TKP’nin güdümünde denilerek hem iki siyasi partiyi hem de taraftar grubunu marjinal ilan eden haberleri değerlendiren Sol Açık üyeleri, saldırıları futbolu ele geçirmeye çalışan cemaat ve AKP’nin kendilerine karşı oluşan direnci kırmak istemesine bağlıyor.
FenerbahCHE Sol Açık taraftar grubu ile 1. yıllarını kutladıkları etkinlik öncesinde hem 1. yılını geride bırakışlarını hem de Zaman ve Aksiyon’un kendilerini hedef alan haberlerini konuştuk.
“SOL AÇIK’IN AMACI FUTBOLU EMEKÇİLERE GERİ KAZANDIRMAKTIR”
soL: Futbolun bir spordan çok para anlamına dönüştüğü bir dönemde, endüstriyel futbola karşı kurulan Sol Açık 1. yılını geride bıraktı. Sol Açık grubunu kurarken hedefleriniz nelerdi bu kapsamda geçen bir yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sol Açık: Endüstriyel futbola karşı Fenerbahçe dayanışması sloganıyla yola çıktık. Endüstriyel futbolun taraftarı müşterileştirmesine karşı olmamız bizim kendimizi tarif edişimizdir.
Bir diğer yandan bu dayanışmanın amacı, emekçi oyunu olan futbolu, yoksullara, işçilere ve emekçilere geri kazandırmaktır.
Bunları dayanışma hareketiyle örgütlüyoruz. Örneği maç biletleri çok pahalı, bunu dayanışmayla temin ediyoruz. Alternatif maç izleme yöntemleri belirliyoruz. Atkılar, formalar çok pahalı bu yüzden alternatif ürünler ortaya koyuyoruz.
Aslında taraftar olmanın haklarını savunuyoruz. Müşterileştirilmeye karşı taraftar olarak kalmak için mücadele ediyoruz.
Böyle bir programla yola çıktığımız ilk yılımızda, içinde bulunduğumuz kaosun da etkisiyle bizim gibi düşünen birçok taraftarla bir araya geldik. Bu da bize ve tribünlere bir ivme kazandırdı. Birçok insan bu dönemde bizimle birlikte Özel Yetkili Mahkemeleri tanıdı. Polis şiddeti denilen şeyin ne olduğunu görmüş oldu.
Oyunu yöneten sınıfı gördü ve bu sınıfa karşı tepki göstermeye başladı. Bu tepkilerin sonucu da şampiyonluk maçının ardından taraftarların sokağa dökülmesi ve yaptığı şiddet içermeyen yürüyüşler oldu.
“FUTBOLU YÖNETENLER MAKUL TARAFTAR İSTİYOR”
Şampiyonluk maçına gelmeden önce Sol Açık’ın Fenerbahçe yönetimi ile arasında nasıl bir ilişkisi olduğunu sormak istiyorum. Sonuçta patronların yönetti bir futbol var ortada. Böylesi bir süreçte endüstriyel futbola karşı bir taraftar grubu, kulüp yönetimi tarafından nasıl karşılanıyor?
Futbolu yönetenler makul ve müşteri olan bir taraftar istiyorlar. Buna göre tribünleri dönüştürmek istiyorlar. Yüksek bilet fiyatları yüzünden emekçilerin tribünlere gitmesi oldukça zorlaşıyor. Bizim talebimiz bilet fiyatının asgari ücretin 30’da 1’i olması yönünde ama şu anki bilet fiyatları asgari ücretin yüzde 15’ine tekabül ediyor.
Bu yüzden emekçilerin tribünlerde bulunması zorlaşıyor. Öte yandan öteden beri tribünler siyasi iktidarlar tarafından kullanılmak isteniyor. Muhalif yapıları bu yüzden tribünlerde istemiyorlar. Bunu yönetimde, polis de, hükümet de istemiyor.
Ülker Arena yani Fenerbahçe Basketbol sahasında bir pankart açtığımız için bize polis müdahalesi olmuştu. Buna karşı geri adım atmayacağımızı aynı pankartı sonraki maçta açarak gösterdik.
Pankartta ne yazıyordu?
“Onurlu bir bakış görkemli bir direniş.”
“AKP VE CEMAAT FUTBOLA MÜDAHALE EDİYOR”
Bildiğiniz gibi Zaman gazetesi, 1 Mayıs’ın hemen ardından Sol Açık grubunu hedef gösterdi ve marjinal ilan etti. Bu kapsamlı saldırı sonrasında Aksiyon’da çıkan yazıyla sürdü. Bu saldırıları nasıl karşılıyorsunuz?
Burada meselenin sadece pankart olduğunu düşünmüyorum. Pankart sadece başlangıç için vesile olmuş oldu. Bizimle birlikte Fenerbahçe taraftarlarının önemli bir kısmı şike iddialarıyla geçen kriz döneminde cemaatin ve AKP’nin işbirliği içinde futbola müdahale ettiğini söyledik.
Bu alan onlar için hem ciddi bir kar alanı hem de kitlesel olması bakımından da çekim merkezi. Burayı ele geçirmek için şike operasyonu adıyla bir süreç başlattı.
Bu ve benzeri ele geçirme operasyonları cemaat tarafından başka birçok konuda daha hayata geçirilmişti.
Ancak bu süreçteki mantık dışı saldırılar geri tepki. Medya gücü, yargı gücü, polis gücü işe yaramadı ve süreç geri tepti. Daha sonra AKP oy kaygısıyla geri adım atarak, “kulüplere değil kişilere ceza vereceğiz” dedi, Platini ile görüştü. Bu şekilde iş cemaatin elinde kaldı.
Cemaat ise 1 Mayıs’taki pankartın ardından açık saldırıya başladı. Zaten sürecin başında beri cemaat “bizim böyle bir ele geçirme amacımız yok” demedi. Bundan çok karşı saldırıya geçtiler.
Sonuçta bu saldırılarla bizi marjinal ilan ediyor, terörist ilan ediyor, başka sol gruplarla ilişkimiz olduğunu söylüyor.
Bu süreçte tüm bu saldırılara karşın cemaat başarılı olamadı. Tribünlerde bizim gibi düşünen binlerce kişi de sahip çıktı bizlere. Cemaatin bize karşı öne sürdüğü iddiaların gerçek olmadığını Fenerbahçe tribünleri biliyor.
“BİZE KARŞI DA BİR OPERASYON OLABİLİR”
Türkiye’de son dönemde süren birçok siyasi operasyon, cemaat ve cemaate yakın medyanın açık hedef göstermesinin ardından başlıyor. Bu anlamda cemaat basının hedef gösterdiği bir taraftar grubu olarak size karşı bir operasyon yapılabileceğini düşündünüz mü?
Cemaat yayın organları, televizyonları, Aksiyon dergisi sistemli biçimde bize saldırıyor. Aksiyon dergisi muhabiri Erkan Acar, Twitter hesabından açıkça polisi teşvik ediyor ve bize operasyon yapılmasını istiyor.
Bunu söylüyor ama ellerinde bir delil yok. Şampiyonluk maçından sonra çıkan olayları yıkmaya çalışabilirler ama orada bizim hiçbir rolümüz olmadığı açık. Biz şiddete baştan karşı tavır alan bir grubuz.
Ellerinde bir şey olmadığı için şu anda bir şey yapabileceklerini düşünmüyorum ama ileride her şey olabilir. Bu yüzden bizi Ergenekon ile ilişkilendirmek isteyenler dahi var.
Çünkü açık biçimde makul taraftar yaratmak istiyorlar.
“POLİS FENERBAHÇE TARAFTARINI SAHAYA ÇAĞIRDI”
Fenerbahçe-Galatasaray maçının ardından polisin şiddeti yetkililer tarafından görmezden gelinmeye çalışılıyor. O gün yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
O gün yaşananlar Fenerbahçe taraftarlarının öfkesinin dışa vurumudur. İlk polis müdahalesi değil bu. Çağlayan’da bize saldırdılar, Avrupa şampiyonu kadın voleybol takımı karşılamaya havaalanına gidiyoruz orada saldırıyorlar.
Cumartesi günü yaşanan olaylar Fenerbahçe şampiyonluğu kaybetti, hazmedemedi saldırdı olarak gösterilmek isteniyor. Bu doğru değil. Fenerbahçe şampiyon takımı karşılarken de polis şiddetine maruz kaldı.
Polisler maçtan sonra demir sopaları tribüne gösteriyor. Gücünüz yetiyorsa aşağı inin diye sesleniyorlar. Taraftar kitlesini bu şekilde tahrik ediyorlar.
Bunlar “cemaat dışarı” seslerinin ardından geldi. Polisler internette taraftarı dövmesinden gurur duyarak paylaşımlar yapıyor.
Tavır Galatasaray’a değil bir senedir Fenerbahçe taraftarına saldıran polislere karşıydı.
“ÖNCE FUTBOLU TEMİZLİYORUM DİYENLER TEMİZ OLMALIDIR”
Futboldaki bu gergin ortam zaten pekiyi olmayan taraftar “düşmanlıklarını” daha da derinleştirdi. Bu sürece karşı Galatasaray Tek Yumruk ve diğer taraftar gruplarıyla ortak çalışmalarınız olacak mı?
Gündem taraftarları geriyor. Buna karşın çok ileri boyutlara gittiğini düşünmüyorum. Tek Yumruk ile yaklaşık iki yıldır iyi örnekler sunmaya çalışıyoruz. Son 1 Mayıs’ta yine birlikte yürüdük. Bunu ileride arttırmaya devam edeceğiz.
3 Temmuz’dan bu yana geçen süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Futbol geçmişten bu yana kirliydi. Yapılan operasyona temizleme operasyonu dediler ama önce bu operasyonu yapanların temiz olması gerekiyor. Ortada bu yok.
Futbol geçmişten bu yana kirliydi. Yapılan operasyona temizleme operasyonu dediler ama önce bu operasyonu yapanların temiz olması gerekiyor. Ortada bu yok.
AKP’nin ya da cemaatin operasyonundan bir arınma beklenemez. Futbolun ne kadar kirli olduğunu biz bilmiyoruz yöneten biz değiliz.
“SOL FUTBOLU LÜMPEN BİR ALAN OLARAK GÖRMEKTEN VAZGEÇMELİ”
Son olarak soL okurlarına söylemek istedikleriniz nelerdir?
Birinci yılında Sol Açık taraftar grubu olarak tüm sola bir mesaj verdiğimizi düşünüyorum. Futbolun lümpen bir alan olmadığını gösterdik. Bunun gerçekliği her geçen sene daha da artacak. Bizce sol futbol ve taraftarlar ilişki kurmalı burayı lümpenlik olarak görmekten vazgeçmeli.
(soL – Haber Merkezi)