EÜ REKTÖRÜ ÜKD’nin KENDİSİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUĞU ANAYASA SUÇUNU İŞLEMEYİ NEDEN GÖZE ALDI DERSİNİZ ?


Bu sorunun yanıtlanması günümüzde bazı öğretim üyelerinin dekan ya da rektör olabilmek için bilim insanı olmanın gereği olan değerlerden nasıl vazgeçebildiklerini anlamak yönünden son derece önemli ve ibret vericidir. Sorunun yanıtını Zaman Gazetesinin EÜ’deki türban yasağı ile ilgili olarak arad arda yaptığı haberlere bakarak kolayca anlayabilirsiniz.
1. Zaman Gazetesi 1 Nisan 2011 tarihinde yaptığı "Ege Üniversitesi'nde skandal duyuru: Türbanlılar giremez" başlıklı haberde EÜ’de yargı kararlarının gereği olarak uygulanmakta olan türban yasağını yeni konmuş bir yasak gibi gösterip aralarında Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün de bulunduğu bazı öğretim elemanları ile Fen Fakültesi Dekanığını ve dolayısıyla Rektörlüğü yasakçılıkla suçlar 
(bakınız: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1115833) 
2. EÜ rektörü bu haberden 4 gün sonra dekanlıkara gönderdiği gizli yazıda 2008 de çıkarılan 5735 sayılı yasa ile anayasa’ya “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez” şeklinde bir fıkrası eklendiğini söyleyerek bu fıkra hükmüne göre “türbanlı öğrencilerin derslere türbanlı olarak alınmasını” emreder. Halbuki AKP iktidarı tarafından üniversitelere türban serbestliği getirmek için anayasaya eklenen bu hükmün CHP’nin başvurusu üzerine laiklik ilkesine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesi’nin 5.6.2008 tarih ve E.2008/16, K.2008/116 sayılı kararıyla iptal edildiğini bilmeyen yoktur. Yani Ege Üniversitesi Rektörü Zaman Gazetesinin yaptığı suçlama üzerine fakültelere gönderdiği bu gizli yazıda ilgililere “yargı karararına dayanan türban yasağını uygulamayın” emri verebilmek için anayasanın iptal edilmiş bir hükmünü yürürlükteymiş gibi göstererek öğretim üyelerini aldatmaya yönelik bir anayasa suçu işlemiştir (ÜKD nin suç duyurusu bu nedenle yapılmıştır).
3. Zaman Gazetesi EÜ Rektörünün dekanlara türbanın serbest bırakılmasını bildirdiği bu (yasadışı) emirden habersiz olarak bir gün sonra 6 Nisan 2011 günü "Skandal duyurunun altından rektörlük çıktı" başlıklı bir haber daha yaparak (bakınız:http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1117735) rektörlüğün dekanlıklara "yasalarda bir değişiklik olmadığından türban yasağının aynen devam ettirilmesinin" nin bildirildiği 23 Mart 2011 tarihli yazısı nedeniyle rektörü YÖK talimatlarına aykırı davranmakla suçlar.
4. Zaman Gazetesinin rektörlüğe yönelik suçlamanın dozunu yükseltiiği bu ikinci haberden sonra birileri EÜ Rektörünü “türban yasağı Anayasa değişikliğiyle kalktı” içerikli gizi yazısını gazeteye sızdırır.
Bunun üzerine Zaman Gazetesi Fen Fakültesi Dekanının türbanlı öğrencilerle Dekanlık binası önünde çektirdiği fotoğraf eşliğinde "dekandan özgürlük adımı" üçüncü bir haber daha yapar ve haberde “EÜ Rektörü ise öğretim üyelerine, "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez" yazısı gönderdiğini” yazarak rektöre ve dekana yaptığı tüm suçlamaları kaldırır 
(bakınız: http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=1121125) 
Sonuç :
Zaman Gazetesinin, YÖK’ün (yargı kararlarını yok sayan) talimatına rağmen türban yasağını tamamen kaldıramayan EÜ Rektörlüğünü suçlaması üzerine EÜ Rektörü öğretim üyelerine anayasada olmayan bir hükmü "var" gösterdiği bir emir veriyor, YÖK de yasadışı emri yerine getirmeyen Prof. Dr. Rennan Pekünlü’yü üniversiteden uzaklaştırıyor...... ne güzel bir işbirliği değil mi?. 
Kayhan KANTARLI
Daha yeni Daha eski