HIDE
GRID_STYLE
SHOW_BLOG

CIA Türkiye'de nüfus sayımı mı yapıyor?

Habertürk'te yayınlanan bir habere göre CIA'nın güncelleştirilmiş tahmini verilerine göre Türkiye nüfusu 80 milyona yaklaşmış olduğ...


Habertürk'te yayınlanan bir habere göre CIA'nın güncelleştirilmiş tahmini verilerine göre Türkiye nüfusu 80 milyona yaklaşmış olduğu söyleniyor. CIA'nın verdiği sayı ile TÜİK'in verdiği arasında 5 milyon civarında fark olması, "CIA Türkiye'de nüfus sayımı mı yapıyor" sorusunu gündeme getirdi.
Dün Habertürk'te yayınlanan habere göre CIA'nın güncelleştirilmiş tahmini verileri çerçevesinde Türkiye nüfusunun 79 milyon 749 bin 461 kişiye ulaştığı belirtildi. TÜİK ise, 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle Türkiye nüfusunu 74 milyon 724 bin 269 kişi olarak açıklamıştı. İki veri arasında yaklaşık 5 milyon kişi gibi büyük bir fark bulunması dikkat çekti. Bu çarpıcı durum medyanın gözünden kaçmamış ancak hiçbir yayın organının sormadığı ortak bir soru var: CIA, Türkiye'nin demografik yapısıyla ilgili verileri kendisi mi üretiyor?
CIA'nın resmi internet sitesinde yayınlanan raporlar düzenli olarak güncellenmekte. Hemen her ülke hakkında demografik, coğrafi, ekonomik ve askeri bilgilere ulaşılabiliyor. Askeri bilgiler gibi "gizli" boyutlar içeren raporlar daha yüzeysel ve genel geçer veriler içerirken, özellikle demografi verilerinin detaylı olduğu görülüyor. Buna göre göç oranından obezite verilerine, doğurganlıktan eğitim bütçesine, sitede pek çok bilgi yer alıyor.
İlgi çekici bir diğer nokta ise verilerin TÜİK verileriyle uyuşmaması. Geçen yıl da benzer şekilde CIA'nın yayınladığı raporla TÜİK'in nüfus verileri farklı çıkmıştı. Bu durumda CIA'nın kendi verilerini ürettiği ve ölçümler yapıyor olduğunu tahmin etmek zor değil. Diğer yandan durumu haberleştiren egemen medyanın hiçbir yayın organında bu duruma dikkat çekilmemiş. Bu verilerle TÜİK'in yayınladıkları arasındaki farka değinilen haberlerde, esas sorulması gerekenlerin üzerine kum atılıyor.
Türkiye'de yayınlanan istatistikler ne kadar güvenilir?
TÜİK'in yayınladığı istatistiklerin güvenilirliğinin bir süredir tartışma konusu olduğu biliniyor. Bunun yanında, AKP iktidarı boyunca çeşitli kurumlarca yayınlanan pek çok veri de tartışma konusu olmuştu. Bugüne kadar nüfus sayımından işsizliğe, enflasyondan diğer pek çok ekonomik veriye kadar yayınlanan istatistikler konusunda çeşitli tartışmalar ortaya çıkmıştı.
Bunlardan biri 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde AKP'nin seçmen sayısının 10 milyon artacağını iddia etmesiydi. Nüfus istatistikleriyle açıklanması oldukça zor olan bu durum "seçmen sayılarıyla mı oynanıyor" sorusunu gündeme getirmiş, ancak ana akım medya konuyu sessizce geçiştirmişti. Oysa TÜİK'in 2007 nüfus verilerine göre 15-19 yaş arasında bulunanların sayısı 6 milyon civarındaydı. Ortaya çıkan 4 milyonluk fark, seçmen sayılarıyla oynandığı yönünde soru işaretlerine neden olmuştu.
Sendikalar kendi işsizlik verilerini yayınlıyor
Bir diğer tartışmalı konu işsizlik verileri. TÜİK'in yayınladığı işsizlik verilerinin, gerçek işsizliği eksik gösterdiğini savunan çeşitli sendikalar kendi istatistiklerini yayınlamayı tercih ediyor. Dün soL'da da yer alan bir habere göre TÜİK'in Mayıs 2012 için belirttiği yüzde 8,2 işsizlik oranı gerçek işsizliğiyansıtmıyor.
DİSK'in araştırma enstitüsü DİSK-AR, bir dizi gerekçeye dayandırarak gerçek işsizlik oranının yüzde 13,8 olduğunu ve işsiz sayısının TÜİK'in iddia ettiği gibi 2 milyon 272 bin değil 4 milyon 43 bin olduğunu açıklamıştı. Bu farkı yaratan temel nedenlerden birisi işsizlik tanımının daraltılması, bir diğeri ise işgücüne katılım oranının Türkiye'de düşük seyretmesi. Ekonomi konusunda yanıltıcı propagandalarıyla "istikrar ve büyüme" söylemine tutunan AKP hükümeti, açıklamalarını bu "eksikli" verilere dayandırıyor.
TÜİK Başkanı Aydemir tartışmalara yönelik açıklama yapmıştıHalkın enflasyonu başka, TÜİK'inki başka
Tartışmalı bir diğer konuyu da enflasyon verileri oluşturuyor. TÜİK'in yayınladığı enflasyon oranlarıyla emekçilerin çarşıda, pazarda karşılaştığı fiyat artışları arasında bir açı bulunuyor. Özellikle geçen yılın ağustos ayında yayınlanan enflasyon rakamları üzerine tartışmalar yine alevlenmişti. DİSK-AR'ın yayınladığı bir rapora göre, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) madde sepetinde her yılın aralık ayında değişiklik yapılıyor ancak yaygın kullanılmayan maddelerle fiyatı teknolojik gelişmeye bağlı olarak düşen maddelerin sepetteki ağırlığı enflasyon verilerinin düşük çıkmasına neden oluyor. Bir diğer eleştiri ise, sabit madde ağırlık katsayıları ile hesaplanan fiyat endeksleri ile resmi endeks arasındaki farkın sistematik olarak enflasyonu düşürecek biçimde artması. 2004 yılında 0,31 puan olan bu fark 2005 yılında 1,05 puan, 2007 yılında 2,08 puan, 2009 yılında 3,56 puan ve 2010 yılında 5,93 düzeyine çıkmıştı.
Geçtiğimiz yıllar boyunca gerek GSYH, gerek enflasyon ve gerekse işsizlik istatistikleri olsun, TÜİK'in sunduğu istatistikler pek çok konuda güvenilirlik tartışmalarına konu oldu. Geçtiğimiz nisan ayında eleştirilere cevap veren TÜİK başkanı Birol Aydemir, ölçümlerinin güvenilir olduğunu savunmuş ancak Türkiye'de çeşitli kurumların kanuni yükümlülüklerine rağmen bilgi paylaşmamasının, yani ülkenin şartlarının, istatistik üretmede sıkıntı yarattığını söylemişti. Aydemir ayrıca kendisine enflasyon ve büyüme verilerine ilişkin yöneltilen bir soruya şu karşılığı vermişti:
''Biz sadece alandan topladığımız verileri analiz eder ve sonuçlarını açıklarız. 'Rakam düşük çıkmış, yüksek çıkmış, enflasyon, Merkez Bankası 5 diyorken 10 çıkmış, büyüme, 3 deniyorken 6 çıkmış', bizi zerre kadar ilgilendirmez.
Bizi ilgilendiren tek bir şey vardır; metodolojik olarak doğru yapıyor muyuz? Verileri sağlıklı bir şekilde derleyip, iyi analiz edip yayınlıyor muyuz? Öbür türlü hiçbir düşüklük, yükseklik bizi ilgilendirmez. İlgilendirdiği an da yanlış yapmaya başlarız. Kanun bize mesleki ve teknik bağımsızlık vermiştir. Bize, yapacağımız şeyle ilgili hiçbir merci talimat veremez.''
Aydemir'in hiçbir merciden talimat almayacaklarına dair sözleri ayrı bir tartışmanın konusunu oluşturuyor. Ancak yayınlanan istatistiklerin inandırıcılığı daha uzun süre tartışma konusu olacağı benziyor. Öte yandan CIA'nın Türkiye'de hangi yöntem ve kaynaklara dayanarak nüfus sayımı yaptığı, Türkiye'nin demografik verilerine ne kadar hakim olduğu, açıkladığı sayılarla TÜİK'in verileri arasındaki 5 milyon kişilik farkın nereden kaynaklandığı gibi sorular yanıt bekliyor.
(soL-Ekonomi)

VİDEO