Türkiye Komünist Partisi tarafından düzenlenen Sosyalist Cumhuriyet Kurultayı'nın sonuç bildirgesi yayınlandı. Türkiye Komünist P...
Türkiye Komünist Partisi tarafından düzenlenen Sosyalist Cumhuriyet Kurultayı'nın sonuç bildirgesi yayınlandı.
Türkiye Komünist Partisi tarafından düzenlenen Sosyalist Cumhuriyet Kurultayı'nın ardından sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede şunlar kaydedildi:
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 89. yıl dönümünde toplanan Sosyalist Cumhuriyet Kurultayı ülkemizin AKP hükümeti altında yaşadığı sürecin bir karşı devrim anlamına geldiğini bir kez daha saptamaktadır.
On yıllık iktidarı süresince 1923 Cumhuriyetinin beraberinde getirdiği bütün tarihsel kazanımları tasfiye etmek için uğraşan gerici ve emperyalizm yanlısı AKP'nin yönettiği rejim bir süredir o Cumhuriyet olmaktan çıkmıştır. Türkiye'de laiklik terk edilmiştir. Hukuk gericilik tarafından fethedilmiş, doğrudan hükümet partisine bağımlı kılınmıştır. Ülkenin bağımsızlığı bir değer olarak kabul edilmez olmuştur. 1923 Cumhuriyeti'nin uzun süreli can çekişmesi sona ermiş bulunmaktadır. AKP'nin bugünkü iktidarına farklılaşmayı vurgulamak açısından İkinci Cumhuriyet demek uygundur.
Ülkemizde bir tarihsel ilerlemenin kazanımlarını temsil eden 1923 Cumhuriyeti'nin yıkılması bir karşı devrimdir. Ancak bu karşı devrimin sadece AKP faktörüyle açıklanması yanlış olur. Türkiye Cumhuriyeti'nin halkçı karakteri söylemde kalmış, hayli erken basamaklardan itibaren egemen güçler halk kitlelerinin politizasyonundan, hareketlenmesinden ve örgütlenmesinden endişe duymuşlar, bu olasılıkları doğmadan boğma yoluna gitmişlerdir.
Laiklik on yıllardır çeşitli pratiklerle delinmiş, bundan daha önemlisi Türkiye Aydınlanması'nın geniş kitleleri kucaklayan bir toplumsal dalga halini alması bizzat Cumhuriyet'in egemenlerince istenmemiştir.
Emperyalizmle her zaman uzlaşma arayışında olan NATO üyesi bir ülke için bağımsızlığın eğreti durması kaçınılmazdır. Eski rejimin halkçılıktan uzak durmasının nedeni emekçi düşmanı ve sermaye yanlısı niteliğidir.
Sosyalist Cumhuriyet Kurultayı, gerici rejime karşı mücadelenin sosyalizm perspektifiyle başarıya ulaşabileceği iddiasının hiç de hayalci olmadığı görüşündedir. AKP iktidarının eski yapıları paramparça ettiği veya etkisizleştirdiği hamlelerini yeni, kurucu ve sağlam başka hamleler izleyememektedir. Yeni rejim eskisinden daha dayanıklı olmadığı gibi, çok kısa süre içinde derin fay hatlarıyla örülü olduğu gözle görülür hale gelmiştir. Kurultayımız halkımızın sosyalizmi hak ettiğini ilan etmektedir.On yıllar boyunca geniş halk kitlelerinin ve kamuoyunun her türlü hukuksuzluğa, keyfiliğe alıştırılmış olması Cumhuriyeti korunaksız bırakmış, kırılgan hale getirmiştir. AKP iktidarının yıkıcı müdahalesi bu zeminin üstüne oturmuştur. Bu zemini ortaya çıkartanın ise eski rejimin sınıf karakteri, sömürücü, kapitalist karakteri olduğu açıktır. Böyle olduğu içindir ki, gerici İkinci Cumhuriyet'in alternatifi eskiye dönüş olamaz. Kurultayımızın başlığı ve içeriği bu nedenle gericiliğe karşı mücadelenin sosyalizm hedefiyle yürütülmesi gerektiğine işaret etmektedir.
İkinci Cumhuriyet ekonomik, toplumsal, ideolojik, kurumsal, diplomatik alanlarda sürdürülebilir niteliğe sahip değildir. Atlatılamayan dünya krizi AKP'nin ilk yıllarında gördüğü uluslar arası sermaye desteğinin sürmesini olanaksız kılacağı gibi, üretimden kaçan ekonomi modelinin de sonuna gelinmiştir. İnşaat ve enerji alanlarındaki aşırı yatırımların yıkıcı bir krizin habercisi oldukları açıktır.
Kurultayımız emekçi halkımızı şiddetlenen sömürüye, hak kayıplarına, kapitalizmin çevreyi yok eden, kentleri yaşanmaz hale getiren yağmasına karşı ayağa kalkmaya çağırmaktadır.
Emperyalizmin bölgemizi yeniden biçimlendirme kampanyasında aldığı rolü yeni-Osmanlıcılıkla süsleme evresi kapanmıştır. İkinci Cumhuriyet Türkiye'si militarist, savaş kışkırtıcısı yönelimini Suriye örneğinde çıplak biçimde sergilemektedir. Olası bir savaş sadece Türkiye ve komşuları için onulmaz acılar anlamına gelmeyecek, rejimi kaçınılmaz sonuna yaklaştıracaktır. Kurultayımız bir barış çağrısı, savaşa geçit vermeme iradesidir.
AKP iktidarının Kürt sorununa çözüm vaadinin bir istismardan ibaret olduğu da açığa çıkmıştır. AKP Kürtlere ülkemizin tüm kökenlerden, anadillerden insanlarıyla eşitlik, adalet ve kardeşlik üstüne kurulu bir gelecek sunmaktan acizdir. Çözüm kuşkusuz eski rejimin Kürtlerin kimliğini reddetme çizgisinde de aranamaz. Eşitlik, adalet ve kardeşliğin tesis edileceği yol, yalnızca halklarımızın ortak mücadelesiyle açılabilir. Kurultayımız Kürt ve Türk halklarının iradelerini gericiliğe, emperyalizme, şovenizme, ırkçılığa karşı birleştirmeye çağırmaktadır.
Yeni rejim kadınları toplumsal yaşamdan tasfiye etmeyi amaçladığını göstermiştir. Kurultayımız kadınların gericiliğe karşı mücadelenin kritik unsuru, Aydınlanma değerlerinin yeniden diriltilmesinde taşıyıcı olacaklarını saptamakta ve kadınları sosyalizm mücadelesine davet etmektedir.
Türkiye'nin nüfusunun çoğunluğunu oluşturan gençlik, gericiliğin, piyasacılığın, işsizliğin, acımasız sömürünün, savaş kışkırtıcılığının girdabındadır. Kurultayımız ülke gençliğini bu girdabı durdurmaya, sosyalist seçeneğe omuz vermeye çağırmaktadır.
(soL-Haber Merkezi)
