Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, bugünkü köşe yazısında insanlık dışı ifadelerle kadına şiddeti savundu, feminizm hakkında ise “sapık ideoloji” ifadesini kullandı.

“Müslüman kadın dondurmayı inek gibi yalamaz" diyen Eygi, kız çocuklarının da okula gitmemesini, öğretmenlerin de çarşafla derse girmesini istedi.

Kız çocuklarının okula gönderilmesine de karşı çıkan yazar, “Kız çocuklarının eğitimi ve terbiyesi karma eğitimle olmaz. İlk iş laik eğitim vermeyen, İslamî eğitim veren “İslam Kız Mektepleri” açmaktır. Bu okullardaki bütün kızlar ve öğretmenler ya çarşaflı, ya bol başörtülü olmalıdır” dedi.

İŞTE O YAZI

 Geçenlerde cuma namazına, Diyanet’e bağlı olmayan özel bir camiye gitmiştim, Diyanet hutbesi dinlemedim… Öteki camilerde kadınlar hakkında bir hutbe okunmuş. Camilerimizdeki bütün hazırlıklar tamamdır, kadınlarımız cuma namazlarına gelsinler denilmiş.
Birkaç yıldır Diyanet’in aşırı feminist çıkışları ve faaliyetleri göze batıyor. Herkes biliyor, iki sene önce bir Ramazan gecesi Ankara Hacı Bayram Camii’ne erkek cemaat sokmamışlar, kadın cemaat getirmişlerdi.
Reformcu ve modernist zihniyet bir İslam feminizmi türetti.
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkıh hükümlerine aykırı olan her şeyin batıl ve heder olması gibi İslam feminizmi de batıldır, bid’attir ve hederdir.
Cuma namazı kadınlara farz değildir.
Kadınlar camilere gelmez, camide ibadet edemez diye bir kural yoktur. Lakin kadınların namazlarını evlerde kılmaları efdaldir=yeğdir.
Kadınları kitleler halinde cuma ve vakit namazlarında camiye çağırmak, on dört asırlık İslam tarihinde görülmemiş bir bid’attir.
İnsan olarak, Müslüman olarak erkekler ve kadınlar eşittir ama mutlak olarak eşit değildirler.
Kadınların üstün olduğu taraflar vardır, erkeklerin üstün olduğu taraflar.
Ailenin reisi erkektir. Kur’an, Sünnet ve Şeriat böyle söylemektedir.
Feminizm Kur’ana, Sünnete, Şeriata, tek kelimeyle İslam’a aykırı, bozuk ve sapık bir ideolojidir.
Batı dünyasında gayrimüslim veya ateist nice kadın bile feminizme karşıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı nasıl Marksist, Faşist, Nasyonal Sosyalist (Nazi), Kemalist olamazsa feminist de olamaz.
Ehl-i Sünnet mensubu İslam hanım ve kızlarının, yasal sınırlar içinde, feminizme karşı enerjik ve radikal muhalefet yapmaları gerekir.
Cuma namazlarında birçok camimizde erkeklere yer bulunamazken, mabetleri kadın cemaatle doldurmaya çalışmak dengeli bir hareket değildir.
Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) mütevatir ve sahih hadis-i şeriflerini, feminizm açısından ayıklamaya kalkışmak cüretten de öteye cinnettir.
Kadın konusunda Kur’an, Sünnet, Şeriat ne diyorsa doğru olan odur.
M. Kemal Paşa, İsmet, askerî darbe generalleri zamanında bile bu kadar feministlik yapılmamıştı.
İslam feminizminin sonucu aile kurumunun yıkılması olacaktır.
Bugünkü hukuk o hale gelmiştir ki evli bir erkeğin karısına tecavüzünden (!) bahsedilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de erkeklerin karılarını gerektiğinde te’dip etmelerine izin verilmiştir. Feministler buna karşı çıkıyorlar.
Sadece feministler değil Fazlurrahmancılar da… Neymiş efendim Kur’andaki üç yüz küsur ayetin bugün hükmü geçerli değilmiş.
Fazlurrahmancılar takiye ve kitman yaparak Sünni Müslümanları aldatıyor.
Her samimi Müslüman İslam kadın ve kızlarının saliha, bilgili, hünerli, marifetli olmasını ister. Bu istek başka şeydir, feministlerin istekleri başka.
Kur’anın, Sünnetin ve Şeriatın hükümlerine aykırı yollarla kadınlara ve kadınlığa hizmet edilemez. Bir koca karısını azarladı diye ona ceza verilemez.
Bugünkü evden uzaklaştırma cezaları yersizdir.
Diyanet’teki feministler, reformcular, modernistler, Fazlurrahmancılar, Afganiciler ne yapmak istiyor?
Bütün Diyanet hocalarını ve elemanları suçlamıyorum, tenkit etmiyorum ama reformcu, Fazlurrahmancı, modernist, Afganici, feminist olanları tenkit ediyorum. Bu tenkit benim hakkım ve vazifemdir.
Bu konuda muhalefet etmek, nehy-i münker yapmak öncelikle bana düşmez. Din tahsili görmüş muhterem hoca efendilerimizin harekete geçmesi gerekir.
Kadınları yapamayacakları işler vardır… Kadınlara uygun olmayan işler vardır… Kadın haysiyeti ve şerefiyle bağdaşmayan işler vardır…
Herkes için söylemiyorum, birileri tesettürün cılkını çıkarttı. Şer’î tesettürü bıraktılar, şeytanî bir tesettür modası türettiler. Başları örtülü ama gerçekte çıplak kadınlar ve kızlar görüyoruz.
Eşarplarının altında saçlarını deve hörgücü gibi yapan kadınlar ve kızlar görüyoruz. Resulullah Efendimiz (Salât ve selam olsun ona) saçlarını deve hörgücü gibi yapan kadınların Cennetin kokusunu alamayacaklarını haber vermiştir.
İslam kalesi içinden yıkılmak isteniyor.
Türkiye’de ehl-i Sünnet dışı, yeni bir İslam türetilmek isteniyor.
İndirilmiş=münzel İslam’ın yerine uydurulmuş bir İslam çıkartmak istiyorlar. Bendeniz Taliban gibi, kızların okutulmasına karşı değilim. Müslümanların doğru dürüst İslam kız mektepleri açmalarını isterim.
Kız çocuklarının eğitimi ve terbiyesi karma eğitimle olmaz.
Laik eğitimle de olmaz.
Mutlaka Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslam ahlakına ve medeniyetine uygun “İslam Kız Mektepleri” açılmalıdır. Bu okullardaki bütün kızlar ve öğretmenler ya çarşaflı, ya bol başörtülü olmalıdır. Sıkma başla, türbanla, bandana ile olmaz.

Mezhepsiz reformcular ve modernistler İslam’ı sulandırmayı kafalarına koymuşlar. Ehl-i Sünnet Müslümanları bütün yasal yollarla onlara engel olmalıdır.
İslam kadın ve kızları bazı çağdaşlar gibi yılışıklık yapamaz. Terbiyeli ve medeni bir İslam hanımı yaz günlerinde elindeki bir külah dondurmayı sokakta meydanda inek gibi yalayarak dolaşamaz.
İslam kadın ve kızları yabancıların yanında, sokaklarda, toplu taşıt vasıtalarında zilli, çıngıraklı kahkahalar atamaz.

Gerçek ve örnek İslam kadın ve kızlarını görenler onların asaleti, zarafeti, edebi, iffeti karşısında hayran kalır.
Ucuz İslamcılık edebiyatı yapmak, içi boş sloganlar atmak kolaydır ama İslam’ı hayata uygulamak için ilim irfan, geniş kültür, şehirlilik ve medeniyet gerekir.
Eski İslam hanımları sabahleyin evden çarşıya işe giden kocalarına “Akşam bize ve çocuklarımıza helal nimetler getir, bulamazsan biz açlığa dayanabiliriz ama Cehennem ateşine dayanamayız, sakın haram getirme” derlermiş.
Olgun İslam kadın ve kızlarına şımarıklık, hoppalık, züppelik, gösteriş, takıp takıştırıp, sürüp sürüştürüp sokaklarda meydanlarda salına salına kırıta kırıta gezip tozmak yakışmaz.
Ehl-i Sünnet Müslümanları konferanslarda, kültür faaliyetlerinde kadın ve erkek dinleyicileri ayrı yerlere koymalıdır. Bunlar çağdaşların hoşuna gitmezmiş. Gitmezse gitmesin!
Genç kadın ve kızların erkeklere ilahi konseri vermeleri caiz değildir.

Bugünün İslam kadın ve kızlarına en güzel örnek Ehl-i Beyt hanımları, Ezvac-ı Mutahhara ve Sahabiye hanımlardır (Allah onların hepsinden razı olsun.)
Müslüman kadın ve kızlar yücelmek istiyorlarsa kendilerini Hazret-i Fatıma annemize benzetsinler.
Hazret-i Aişe annemize benzetsinler. Hazret-i Aişe ilimde irfanda, fıkıhta, ensab bilgisinde erkeklerden üstündü.
Tesettür sadece İslam dininde değil, Musevilikte, Hristiyanlıkta, öteki dinlerde de vardır.
Kadınlar için evrensel olan tesettürdür. Açıklık saçıklık, dekolte kıyafetler çağdaş sapıklar ve bozukluklardır.
NETİCE: Türkiye Müslümanlarının yarısı kadın ve kızlardan oluşuyor. Onlar bozulursa din de bozulur, halk da bozulur, Türkiye de bozulur ve batar. Binaenaleyh Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslam ahlak ve hikmetine uygun şekilde bilgili, edepli, hünerli, marifetli kadınlar yetiştirilmesi için var gücümüzle planlı ve programlı şekilde çalışmamız lazımdır. Bu konuda yapılacak ilk iş laik eğitim vermeyen, İslamî eğitim veren “İslam Kız Mektepleri” açmaktır. Bu, lafla çok kolay, hayata geçirmekte çok zor ve çetin bir iştir. Çetin işleri ya Allah’ın izniyle başaracağız yahut bugünkü gibi darmadağın, paramparça sürüneceğiz.
03.03.2013
Daha yeni Daha eski