Diyarbakır'da Nevruz kutlamasının yapılacağı Nevruz Parkı'nda gruplar toplanmaya başladı.

Kürtçe ve Türkçe, "Nevruz kutlu olsun" yazılı flamaların asıldığı alana girişler sırasında tertip komitesinin de görevlendirdiği 5 bin kişi güvenlik noktalarından vatandaşların geçişi sırasında polise destek veriyor.

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven de Nevruz Parkı'na gelerek incelemelerde bulundu.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Güven, zabıta ekipleri ve vatandaşlarla sohbet etti, ikram edilen çayı içti.

Güven, polislerin alana bıçakla girmek isteyen bir kişiyi gözaltına aldıklarını belirtmesi üzerine, "Vatandaşın huzurunu bozacak tüm tedbirleri alın" talimatını verdi.

Bu arada Güven, alandan ayrılırken davul zurna çalan ekiplere para verdi.

KUTLAMA MESAJI

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, telsizden yaptığı anonsla, görev yapacak polislerin kanunlar çerçevesi içinde vatandaşların huzurunu temin için görev yapmalarını istedi. Güven, "Hem halkımızın hem sizin nevruzunuzu kutluyorum" dedi.

GEÇMİŞTE NELER OLMUŞTU?... İŞTE O HABER (07/10/2012)

Emniyet müdüründen çok konuşulacak sözler...

Recep Güven, Diyarbakır’ın ikinci Gaffar Okkan’ı olmaya aday. Güven’den ezber bozan sözler: “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz. Benim yitik evladım dağa çıkmış. Keşke ulaşabilseydim, ona normal bir hayat sunabilseydim diye ağlarım. Önce vatan değil, önce insan”

Son kararnameyle Siirt’ten Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Recep Güven, dün gazetecilerle kahvaltıda bir araya gelerek tanıştı. Polisevindeki toplantıda Güven, ilginç açıklamalarda bulundu. 1991-96 yılları arasında da Diyarbakır’da görev yapan Güven, o yıllarda can güvenliği sorunu nedeniyle saat 16.00’dan sonra sokakların boşaldığını anlattı. Güven, şöyle devam etti:

“En zor yıllar olarak bilinir. ’Keşke yaşanmasaydı, hiç olmazsaydı’ dediğimiz bir süreçte Diyarbakır’da hizmet vermeye çalıştık. Ben Polis Akademisi’nde tiyatroyu kuran insanım. Ufak tefek şiirler de yazardım. Diyarbakır’da ne tiyatroya gidebildim, ne şiir yazabildim, ne Ahmed Arif’i okuyabildim. Ankara’ya gidince Diyarbakır yavaş yavaş çıkmaya başladı. Bastırılmış duygu, hüzünlerim, belki hafif bir travma, milör travma diyebiliriz. İnsanların çektiği acıların biz de yüreğimizde hissettik. Boşaltılan her köyün aslında geleceğimize tehdit olduğunu, meçhule giden insanların herhangi bir sisteme tabi olamayacağını da biliyorduk. Belki mecburiyet, acil bir karardı. Geçmişi eleştirmek diye bir olumsuzluğa girmek istemem. Ama bugün yaşadığımız sorunun temelinde bu var.”

‘Sistemin mağduruyduk’

Güven, ailesinin 1958 yılında Üsküp’ten gelmek zorunda kaldığını, annesini 47 yıl sonra bu kente götürdüğünü, mezarlığı bulamayınca orada yıkılıp, oturup ağladığını anlattı. Güven, Güneydoğu’daki zorunlu göçün ciddi travmalara yol açan bir sıkıntı olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

“Kimimiz susarak, kimimiz uygulayarak, kimimiz kaçarak, kimimiz vurarak bu sorunu karşılıklı büyüttük elbirliğiyle. Kendi insanımızla aramızda kocaman sorunlar çıkardık. Şimdi toparlanma ve normalleşmeye çalışıyoruz. Yükümüzün çok büyük olduğunu, sadece polisle çözülmeyecek bir sorun olduğunu da biliyorum. Güvenlikçi yaklaşımlarla bu işin çözülmeyeceğini en iyi bilenlerden biriyim. 20 yıl istihbaratta görev yaptım. Hasan Cemal’in ’Barışa emanet olun’ kitabını okuduktan sonra arkasında fotoğraflar bölümüne şerh düşmüştüm. ’Haklısın, ama biz çok küçüktük. Biz o zamanki sistemin hem mağduru, hem mahkumu, hem mecburu olmuştuk. İnşallah bundan sonrası elbirliğiyle bu hale getirdiğimiz sıkıntılardan, el birliğiyle çıkmaya çalışırız.”

‘Çok ihbar geliyor’

Güven, şehit edilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın görev yaptığı dönemin çok zor olduğunu anlatarak, şöyle dedi: “İkinci Gaffar olmak kolay değil. Onun seviyesine ulaşmak her babayiğidin harcı değil. O en zor zamanda, en zor kararları verebilen, vizyon sahibi güzel bir insandı. Bu yüzden gönüllerde taht kurdu.”

Çok ciddi sorun ve sıkıntıları olduğunu beirten Güven, “Sorunları orta yere koyduk, yol haritası çizdik. Halk bize ciddi yardımcı oluyor. Bombayı ve asayiş şubesine gelen saldırıyı vatandaşın sayesinde engellemiş olduk. Beni şaşırtacak kadar ihbar geliyor. İnsanlar huzurlarına sahip çıkıyorlar” dedi.

‘Ölenlerin hayalleri, aşkı var’

Emniyet Müdürü Recep Güven, Bahçeşehir Üniversitesi’nde 2005 yılında katıldığı bir konferansta, “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” dediğini, eline silah alan, çoluk- çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de etkisiz hale getirilmesi gerektiğini, aksi halde yönetime devlet denilemeyeceğini söyledi. Güven, şöyle devam etti: “Ben bu iki duygu arasında gidip- geliyorum. Benim yitik evladım dağa çıkmış. Keşke ulaşabilseydim, ona normal bir hayat sunabilseydim, onun terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Ağlarım yani. Her teröriste de içim ezilir. Diyarbakır’ın kaderi gözyaşı ve kan olmamalıydı. Bu coğrafya, o kadar güzel insan yetiştirmiş. Fakat şimdi canavarlar üretiyoruz. Denetimsizlik, kontrolsüzlük, insana ulaşamadığımızdan, insan odaklı hizmet veremediğimizden. Başka birşey değil. Bunda hepimizin payı var.”

Güven, bir çocuğun dağa çıkmasında herkesin payı olduğunu, toplumdaki sıkıntı ortaya konulmadan sorunun çözülemeyeceğini, ölenlerin her birinin hayalleri, sevgilisi, aşkı olduğunu ifade ederek, “İnsanları, sevgilerini öldürüyor, yüreklerine kin koyuyoruz” dedi.

Recep Güven Kimdir?

Yeni Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven 1964 yılında İstanbul’da doğdu. Güven 1979 yılında girdiği Polis Koleji’nin ardından Polis Akademisi’ne devam etti. 1987 yılında akademiden mezun olan Güven, 1991 yılında Amerika’da bir yıl süren dil eğitimi aldı. Almanya’da üst yöneticiler için terör, diplomasi ve sunum teknikleri eğitimi de alan Güven, Polis Akademisi Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı yaptı. Diyarbakır’da da görev yapan Güven, Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun kararı ile 1. Sınıf Emniyet Müdürlüğü’ne terfi etti. Güven, 2010 yılında müşterek kararname ile Siirt İl Emniyet Müdürlüğü’ne atandı. Halen Polis Akademisi Güvenlik bilimlerinde istihbarat konulu yüksek lisans tezi üzerine çalışma yürüten Güven evli ve üç çocuk babası.

Yeni acılar, yeni kinler doğar

Daha önce Diyarbakır’da görev yaparken 5 kişilik ekip kurarak çocuğu dağda olan annelere gitmek istediğini belirten Güven, yeni acılar çekerek bu işi sürdüremeyeceklerini ifade etti. Acıların, yeni acıları doğuracağını, yeni kinleri getireceğini dile getiren Recep Güven, şöyle konuştu: “Önce vatan değil, önce insan. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. İnsanı yaşatmıyorsak, hiçbir anlamı yok. Annelere ve çocuklara belki ulaşamadığımız, çok geç kaldığımız için sorun bu halde. Polis olarak yapabileceğimiz belki mevcut öğrencinin ve annenin yüzde 1’ine ulaşmak olur. Tetikleyici olabiliriz ama topyekün çözüme ancak bu kadar katkımız olabilir. Projeler zinciri başlatmayı düşünüyoruz.”
Daha yeni Daha eski