CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Fazıl Say’ın aldığı 10 ay hapis cezasını eleştirerek, bir ülkeyi saygın kılan unsurların başında o ülkenin sanatçılarının geldiğini söyledi. Sanatçıların, bir ülkenin birikimi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu;
'SADECE KENDİNİZİ DEĞİL ÜLKENİZİ DE REZİL EDERSİNİZ'
"Sanatçıyı hapsetmek, sanatını yapmasını yasaklamak, ona kısıtlamalar getirmek, onu hapishanelere atmak gibi bir kültürü Türkiye’de yeşertmek isteyenler şunu çok iyi bilsinler; CHP olduğu sürece, görüşü ne olursa olsun, sanatı ne olursa olsun, onlara sahip çıkacağız ve onlarla beraber aydınlık Türkiye’yi çizeceğiz. Sanatçılarını yargılayanlar aslında kendilerini tarihin önünde yargılıyor. Nazım Hikmet’i hapse atanlar; Aziz Nesin’den tutun Yaşar Kemal’e kadar pek çok sanatçıyı mağdur edenler, hapishanelere atanlar, o sanatçıların isimleri tarihin şeref defterinden vardır, ama onları hapse atan yargıçların hiçbirinin adını hiçbir toplum hatırlamaz. Eğer sanatçınızı mahkum ederseniz sadece kendinizi değil kendi ülkenizi de dünyada rezil edersiniz" diye konuştu.
'ULUDERE’NİN SORUMLUSU ERDOĞAN’DIR'
CHP lideri, Başbakan Erdoğan’ın "TSK hükümetin verdiği kararlarla hareket eder" sözlerini hatırlarak şunları söyledi; "Doğru aslında, sağlıklı bir demokraside silahlı kuvvetler siyasi iradeye bağlı olarak çalışır. Onların talimatlarına göre hareket eder. Ama yasalara aykırı olmamak koşuluyla. Ben bu kürsüde defalarca Uludere faciasının sorumluları kimdir diye sormuştum. Sayın Başbakan itiraf etti: ’Biziz’ diyor. Çünkü "Biz talimat vermeden silahlı kuvvetler harekete geçmez" diyor. Demekki artık açıklıkla belli oldu: 76 milyon yurttaşımız artık bir karanlık perdeyi de Başbakan’ın sözleriyle araladı. Uludere faciasının sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve onun hükümetidir. Artık bunu herkes biliyor."
'İLK KEZ İLAÇ KARABORSASI GERÇEĞİYLE KARŞILAŞTIK'
Kanser hastası Dilek Özçelik ile Bakan Bayraktar arasında geçtiğimiz gün Edirne’de yaşanan diyaloglara da değinen Kılıçdaroğlu; "Dilek Özçelik, Trakya Üniversitesi İngiliz Öğretmenliği Bölümü 3. Sınıf öğrencisi. Kanser ilacını bulamıyor, güçsüz. İlaca ulaşmak için Bakan’ı yakaladı. Derdini anlatıyor Bakan’a. Sayın Bakan’ın verdiği yanıt; ’Al bu parayı, başka ne yapacağım, al bunları cebinden düşürme.’ Buna karşılık Dilek kardeşimiz, o Bakan’a da, onun gibi düşünenlere de çok güzel bir ders veriyor. Verdiği yanıt şu; ’Ben dilenci değilim Sayın Bakanım. Görüyorumki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatta.’ O üniversite öğrencisinin tedavi görmek için verdiği mücadeleyi anlayabilecek kapasitede de değil. Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek kadar önemli olan sosyal devlet neydi? Güçsüzleri korumak değil mi? Anayasayı çiğniyorsunuz siz. Ama insanlıktan nasibini alamayanlar Dilek’i anlayamazlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilaç karaborsası diye bir kavram yoktu. İlk kez bu olayda ilaç karaborsası gerçeğiyle karşılaştık. Pahalı ilaçlar karaborsaya düştü" dedi.
'ŞANTAJA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli ile Başbakan Erdoğan arasındaki tartışmalara da değinerek; "Sağlıklı çalışan bir demokraside siyasal iktidar şantaj yapmaz. Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP iktidarı şimdi şantaj yoluna başvuruyor: ’Senin dönemini inceleteceğiz.’ Aklın başına yeni mi geldi senin, kafana taş mı düştü? Şantaja asla izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde şantaj olmaz. Bir yerde yolsuzluk varsa üzerine gidersin. Sen gidebilir misin? Gidemezsin. Yolsuzluktan beslenen yolsuzluk konusunu araştıramaz. Sen daha bu millete mal varlığının hesabını vermedin. Sevsinler senin demokrasi anlayışını" dedi.
'SENİN GÜCÜN YETMEZ'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a bir soru istediğini söyleyerek şunları kaydetti; "Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin başbakanı? Diyebilir mi acaba ’Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’yım’ diye? Sen nasıl T.C.’yi bakanlıklardan valiliklerden silebilirsin. Cumhuriyet kolay mı kuruldu? Sen Rize’den yırtık ayakkabıyla buraya geldin, bu cumhuriyet seni Başbakan yaptı. Bu Cumhuriyet, Kayseri’de küçük bir esnafın oğlu olan Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yaptı. Bu Cumhuriyet Tunceli’de küçük bir memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanı yaptı. Şimdi kalkmışsın Cumhuriyet düşmanlığı yapıyorsun. Takiye kültüründen gelenler bir süre sonra en yakınındakilere bile ihanet ederler. Erbakan’ın önünde diz çöküğ elini öpüyorlardı, geriye dönüp arkadan hançerlediler. Aynı şeyi Türkiye Cumhuriyeti için yapmak istiyorlar. Senin gücün yetmez, boyun yetmez."
'NEYİ DESTEKLEYELİM?'
Çözüm sürecinde kendilerini eleştirenlere de yanıt veren Kılıçdaroğlu; "Bize soruyorlar ’Barış istiyor musunuz?’, istemeyen mi var. ’Huzur istiyor musunuz?’, istemeyen mi var. ’Niye destek vermiyorsunuz?’ Neye destek verelim, bilen var mı? Senin Başkanlık sistemi için yaptığın çalışmalara mı destek vereceğiz, avucunu yalarsın Recep Tayyip Erdoğan" diye konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Fazıl Say’ın aldığı 10 ay hapis cezasını eleştirerek, bir ülkeyi saygın kılan unsurların başında o ülkenin sanatçılarının geldiğini söyledi. Sanatçıların, bir ülkenin birikimi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu;
'SADECE KENDİNİZİ DEĞİL ÜLKENİZİ DE REZİL EDERSİNİZ'
"Sanatçıyı hapsetmek, sanatını yapmasını yasaklamak, ona kısıtlamalar getirmek, onu hapishanelere atmak gibi bir kültürü Türkiye’de yeşertmek isteyenler şunu çok iyi bilsinler; CHP olduğu sürece, görüşü ne olursa olsun, sanatı ne olursa olsun, onlara sahip çıkacağız ve onlarla beraber aydınlık Türkiye’yi çizeceğiz. Sanatçılarını yargılayanlar aslında kendilerini tarihin önünde yargılıyor. Nazım Hikmet’i hapse atanlar; Aziz Nesin’den tutun Yaşar Kemal’e kadar pek çok sanatçıyı mağdur edenler, hapishanelere atanlar, o sanatçıların isimleri tarihin şeref defterinden vardır, ama onları hapse atan yargıçların hiçbirinin adını hiçbir toplum hatırlamaz. Eğer sanatçınızı mahkum ederseniz sadece kendinizi değil kendi ülkenizi de dünyada rezil edersiniz" diye konuştu.
'ULUDERE’NİN SORUMLUSU ERDOĞAN’DIR'
CHP lideri, Başbakan Erdoğan’ın "TSK hükümetin verdiği kararlarla hareket eder" sözlerini hatırlarak şunları söyledi; "Doğru aslında, sağlıklı bir demokraside silahlı kuvvetler siyasi iradeye bağlı olarak çalışır. Onların talimatlarına göre hareket eder. Ama yasalara aykırı olmamak koşuluyla. Ben bu kürsüde defalarca Uludere faciasının sorumluları kimdir diye sormuştum. Sayın Başbakan itiraf etti: ’Biziz’ diyor. Çünkü "Biz talimat vermeden silahlı kuvvetler harekete geçmez" diyor. Demekki artık açıklıkla belli oldu: 76 milyon yurttaşımız artık bir karanlık perdeyi de Başbakan’ın sözleriyle araladı. Uludere faciasının sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve onun hükümetidir. Artık bunu herkes biliyor."
'İLK KEZ İLAÇ KARABORSASI GERÇEĞİYLE KARŞILAŞTIK'
Kanser hastası Dilek Özçelik ile Bakan Bayraktar arasında geçtiğimiz gün Edirne’de yaşanan diyaloglara da değinen Kılıçdaroğlu; "Dilek Özçelik, Trakya Üniversitesi İngiliz Öğretmenliği Bölümü 3. Sınıf öğrencisi. Kanser ilacını bulamıyor, güçsüz. İlaca ulaşmak için Bakan’ı yakaladı. Derdini anlatıyor Bakan’a. Sayın Bakan’ın verdiği yanıt; ’Al bu parayı, başka ne yapacağım, al bunları cebinden düşürme.’ Buna karşılık Dilek kardeşimiz, o Bakan’a da, onun gibi düşünenlere de çok güzel bir ders veriyor. Verdiği yanıt şu; ’Ben dilenci değilim Sayın Bakanım. Görüyorumki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatta.’ O üniversite öğrencisinin tedavi görmek için verdiği mücadeleyi anlayabilecek kapasitede de değil. Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek kadar önemli olan sosyal devlet neydi? Güçsüzleri korumak değil mi? Anayasayı çiğniyorsunuz siz. Ama insanlıktan nasibini alamayanlar Dilek’i anlayamazlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilaç karaborsası diye bir kavram yoktu. İlk kez bu olayda ilaç karaborsası gerçeğiyle karşılaştık. Pahalı ilaçlar karaborsaya düştü" dedi.
'ŞANTAJA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli ile Başbakan Erdoğan arasındaki tartışmalara da değinerek; "Sağlıklı çalışan bir demokraside siyasal iktidar şantaj yapmaz. Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP iktidarı şimdi şantaj yoluna başvuruyor: ’Senin dönemini inceleteceğiz.’ Aklın başına yeni mi geldi senin, kafana taş mı düştü? Şantaja asla izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde şantaj olmaz. Bir yerde yolsuzluk varsa üzerine gidersin. Sen gidebilir misin? Gidemezsin. Yolsuzluktan beslenen yolsuzluk konusunu araştıramaz. Sen daha bu millete mal varlığının hesabını vermedin. Sevsinler senin demokrasi anlayışını" dedi.
'SENİN GÜCÜN YETMEZ'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a bir soru istediğini söyleyerek şunları kaydetti; "Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin başbakanı? Diyebilir mi acaba ’Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’yım’ diye? Sen nasıl T.C.’yi bakanlıklardan valiliklerden silebilirsin. Cumhuriyet kolay mı kuruldu? Sen Rize’den yırtık ayakkabıyla buraya geldin, bu cumhuriyet seni Başbakan yaptı. Bu Cumhuriyet, Kayseri’de küçük bir esnafın oğlu olan Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yaptı. Bu Cumhuriyet Tunceli’de küçük bir memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanı yaptı. Şimdi kalkmışsın Cumhuriyet düşmanlığı yapıyorsun. Takiye kültüründen gelenler bir süre sonra en yakınındakilere bile ihanet ederler. Erbakan’ın önünde diz çöküğ elini öpüyorlardı, geriye dönüp arkadan hançerlediler. Aynı şeyi Türkiye Cumhuriyeti için yapmak istiyorlar. Senin gücün yetmez, boyun yetmez."
'NEYİ DESTEKLEYELİM?'
Çözüm sürecinde kendilerini eleştirenlere de yanıt veren Kılıçdaroğlu; "Bize soruyorlar ’Barış istiyor musunuz?’, istemeyen mi var. ’Huzur istiyor musunuz?’, istemeyen mi var. ’Niye destek vermiyorsunuz?’ Neye destek verelim, bilen var mı? Senin Başkanlık sistemi için yaptığın çalışmalara mı destek vereceğiz, avucunu yalarsın Recep Tayyip Erdoğan" diye konuştu.