Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

'Barış deyince aklıma sınırların esnemesi ve..."

Akil İnsanlar Komisyonu'nun bölge heyeti Diyarbakır'ı ziyaret etti. Ziyaret sırasında konuşan Ahmet Türk yine "güçlü Türkiy...

Akil İnsanlar Komisyonu'nun bölge heyeti Diyarbakır'ı ziyaret etti. Ziyaret sırasında konuşan Ahmet Türk yine "güçlü Türkiye" vurgusu yaparken, Osman Baydemir ise "Barış denildiğinde benim aklıma Ortadoğu'daki sınırların esnemesi anlamı geliyor. Ortadoğu'da Gümrük Birliği aklıma geliyor" diye konuştu.

Akil İnsanlar Komisyonu "Güneydoğu" heyeti Diyarbakır'daki çalışmaları kapsamında Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret etti. Ziyarette yer alan DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, heyete ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederek, "Bir tarafın hassasiyetleri üzerinden bir çalışma yaparsak o çalışma çok eksik olur. Kürt'ün de Türk'ün de hassasiyetlerini göz önünde tutarak ortak bir yol haritası ortaya çıkarmak için size önemli görevler düşüyor" dedi.
Akil İnsanlar Komisyonu bölge heyeti başkanı Yılmaz Ensaroğlu ve heyetin üyeleri Kezban Hatemi, Mehmet Emin Ekmen, Fazıl Hüsnü Erdem, Etyen Mahçupyan, Murat Belge, Lami Özgen, Yılmaz Erdoğan, Ahmet Faruk Ünsal Diyarbakır'daki çalışmaları kapsamında Cuma günü Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret etti. Baydemir Akil İnsanlar Komisyonu'nu DTK Eş Başkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Hafize İpek ile birlikte karşıladı.
"Hükümet kalıcı barış politikalarını uygularken bize önem atfediyor"
ANF'nin haberine göre, Akil İnsanlar Komisyonu Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, ziyarette barış ve çözüm süreciyle ilgili umutların arttığı, tedirginliklerin azaldığı günleri yaşadıklarını söyledi. İlk toplantılarını gerçekleştirdiklerini BDP, AKP, CHP'yi ziyaret ettiklerini belirten Ensaroğlu, "Diyarbakır'ın nabzını tutma, Diyarbakır halkının talep ve endişelerini, sürece dair beklentilerini en iyi sizden alabileceğimizi düşünüyoruz" dedi. Ensaroğlu, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'u işaret ederek "Silah, şiddet, çatışma, silahsızlanma, silahlı kadroların çekilmesi gibi hususlar, devlet ve PKK arasındaki bir sorun gibi gözüküyorsa da gerek BDP gerekse de DTK bu konuda önemli roller oynayan ve oynaması gereken kadrolar olarak görüyoruz" dedi. Diyarbakır'da farklı çevrelerle görüşeceklerini bildiren Ensaroğlu şöyle devam etti, "Hükümet de atacağı adımları, kalıcı çözüm için uygulaması gereken politikaları uygularken bizzat bizim çalışmalarımızın önem atfettiğini Sayın Başbakan Dolmabahçe'deki toplantıda ifade etti. Hem hükümeti, karar alıcıları, hem de diğer bölgelerde çalışan arkadaşlarımızı bilgilendirmek niyetindeyiz. Geri bildirimlerle onları buralara getirmek niyetindeyiz. Sürecin de kalıcı bir çözümle, barışla bitmesinin temenni ediyorum."
"Ben akil insanlara inanıyorum"
Akil İnsan Komisyonu'na ziyaretlerinden dolayı teşekkür edip başarılar dileyen DTK Eş Başkanı Ahmet Türk ise, "Toplumun bütün hassasiyetlerini göz önünde tutarak yapacağınız çalışmalar Türkiye başarısına çok önemli katkılar yapacağına inanıyorum" dedi. 100 yıllık bir sorunu halka anlatmak, halkın anlayabileceği gibi bir noktada ele almanın çok önemli olduğunu ifade eden Türk, "Bugüne kadar eksik olan sivil toplum örgütlerinin, barışı ve demokrasiyi isteyen insanların devrede olmamasından kaynaklanan eksiklerdi. İnanıyorum ki toplumsal hassasiyet ve bu süreçte kitleye demokrasiyi savunanlar daha güçlü bir şekilde devrede olsaydı belki bugün yaşadığımız acıları hiç yaşamazdık" diye konuştu. Akil insanlarla ilgili zaman zaman eleştiriler geldiğini de hatırlatan Türk, şunları aktardı: "Ama ben burada Türkiye toplumunun tanıdığı bütün şahsiyetlerin barışa katkı sunmak için yola çıktıklarına inanıyorum. Bu çerçevede sorunların çözümünde katkı sunacak bir yol haritası izleyeceklerine inanıyorum. Ama elbette ki bir işe başlarken tüm hassasiyetleri göz önünde tutmamız gerekiyor. Bir tarafın hassasiyetleri üzerinden bir çalışma yaparsak o çalışma çok eksik olur. Kürt'ün de Türk'ün de hassasiyetlerini göz önünde tutarak ortak bir yol haritası ortaya çıkarmak için size önemli görevler düşüyor. Bir tarafta Kürt halkının farklı kesimlerinin hassasiyeti ama burada Kürt halkının yıllardan beri ezilmiş, inkar edilmiş halkın da taleplerini hassasiyetlerini göz önünde tutmak gerekiyor. Hiçbir zaman tek yanlı barış sağlanmamıştır. İki tarafın da evet diyeceği projeler üzerinde uzlaşmalar sağlanmıştır. Eğer bir kesim kendi başına 'ben barışı sağlarım' gibi fikirle yola çıkarsa inanın ki eksik olur ve bu barışın kalıcı hale gelmesine katkı sunmaz."
"Hükümetin eksik kaldığı yerleri biz tamamlayabiliriz"
Ahmet Türk, Kürt'ü, Türk'ü ve demokrasiye inanan insanların barışı aradığını kaydederek, "Bu barışın sadece Türkiye barışı olmaktan öte Ortadoğu'da barışın kalıcı hale gelmesinde çok önemli katkılar sunacağına da inanıyorum. Bu nedenle biraz daha diyalogla, tartışarak bu barışa hepimiz katkı sunabiliriz. Hükümet çok da iyi niyetli olsa biz halkın içindeyiz, bunlarla karşı karşıyayız. Halkımızın duygularını çok iyi görebiliyoruz. Eğer böyle bir çalışma tarafları bir masa etrafında toparlayacak, herkesin hassasiyetini düşünerek bir çalışma yapılırsa barışa çok önemli katkılar sunmuş oluruz. Yani hükümetin görmediği, eksik kaldığı yerleri biz tamamlayabiliriz" dedi. Çalışmaların vicdanlarda karşılığının olduğunu ifade eden Türk şöyle konuştu, "Vicdanlarda karşılığı olan bir süreci güçlü bir şekilde sürdürmenin bir şansı var. Bugün Kürt halkı da Türk halkı da kalıcı bir barış istiyor. Bir tartışma var. Süreci destekleyenler yüzde 50 deniyor. Ama karşılıklı bir güven ortamı sağlandığında bu desteğin çok daha yüksek olacağına inanıyorum. Büyük acılar yaşamış olan insanlarımız bir daha bu acıların yaşanmaması konusundan 'elinizden geleni yapın' diyor."
Türk'ten yine "Güçlü Türkiye" vurgusu
Siyasi parti, DTK, STK'ler olarak halkların kardeşliğini gerçekleştirecek, toplumsal uzlaşı ve diyalogu sağlayacak sürecin yanında olduğunu ve desteklemeye hazır olduğunu söyleyen Türk, "Ama söylediğim gibi elbette ki Kürtlerin de talepleri var. Halkın inkar edilmesine dayalı politikalarını sonlandıracak bir mantıkla yaklaşmak gerekir. Eğer birbirimizin hakkına hukukuna saygı gösterebilirsek Kürt'üyle Türk'üyle güçlü bir demokrasi, güçlü bir Türkiye çıkacaktır diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Barış deyince aklıma Ortadoğu'daki sınırların esnemesi geliyor"
Ardından konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise, "Eşitlik, adalet, özgürlük ve birlikte yaşam temelli barış olmazsa olmazımızdır" dedi. Barış, kucaklaşma dışında başka bir yolun olduğuna inanmadığını söyleyen Baydemir, "Bu fırsatı bu ülkenin bütün yurttaşları Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Ermenisiyle, Süryanisiyle, Sünnisiyle, Alevisiyle birlikte inşa etmemiz gerek" dedi. Barış dışında bu coğrafyada hiç kimsenin şansı olmadığını kaydeden Baydemir, şöyle devam etti, "Türkiye'nin kendi iç dinamiğinde barışa kavuşması bana göre Ortadoğu'nun barışa ve demokrasiye yakınlaşması demektir. Barış denildiğinde benim aklıma Ortadoğu'daki sınırların esnemesi anlamı geliyor. Ortadoğu'da Gümrük Birliği aklıma geliyor. Ortadoğu'da Türkün, Kürdün, Laz'ın, Arab'ın, Ermeni'nin, Süryani'nin kardeşliği geliyor. Umuyor ve diliyorum ki bu hayal şimdi gerçekleşme yolunda ilerliyor." Akil İnsan Komisyonu'na "çabalarından ve zorlu bir görevi üstlenmiş olmalarından" dolayı teşekkür de eden Baydemir, "Çoğunuzu kişi olarak da tanıyorum. Kiminizi ağabey gibi görüyorum, kiminizi hayranlıkla izliyorum. Bana ders veren hocalarımız var" dedi.
Ziyaretin ardından Baydemir Büyükşehir Belediyesi'nde heyetle birlikte yemek yedi.

Hiç yorum yok