Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, belirlenen akil insanlar heyetinin bir aylık bir çalışma ile Türkiye’nin tüm bölgelerinde çözüm süreci konusunda vatandaşların bilgilendirilmesini, aydınlatılmasını amaçlayan bir çalışmayı gerçekleştireceklerini anlatırken, akil insanlar listesinin 62 isimden oluştuğunu söyledi.

Arınç, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Serpil Timuray ve yönetim kurulu üyelerinin kabulünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Akil insanlara ilişkin, “Pek çok liste yayınlandı. Bu kamuoyuna yansıyan isimler midir yoksa sürpriz isimlerle karşılaşabilir miyiz?” sorusuna Arınç, “Doğrudur. Biz dün akşam da bir toplantı yaptık. Kendilerinden teyit alınan, bizzat kendi istekleriyle veya Sayın Başbakanımızın ve arkadaşlarımızın her kanaldan teklif ettiği ve kabul edildiği zannediyorum 62 isimle akil insanlar heyeti teşekkül etti” cevabını verdi.

Heyetteki isimleri bildiğini ancak şuan açıklamayacağını dile getiren Arınç, “Bunlar Türkiye’de sevilen, tanınan, diyaloga açık ister sanatçı olarak ister politikacı kimliği ile isterse iş adamı veya sivil toplum kuruluşlarının ve düşünce kuruluşlarında yönetici veya uzman olarak çalışan arkadaşlarımızdan teşekkül ediyor” dedi.

Bazı isimler konusunda kendilerinin de katkı verdiğini anlatan Arınç, yarın Başbakan Erdoğan ile bu belirlenen isimlerin İstanbul’daki Dolmabahçe Ofisi’nde toplantı yapacağını, toplantıya kendisinin de katılacağını söyledi. Arınç, “Orada Türkiye’nin geldiği noktayı, çözüm sürecini, başını, ortasını, sonunu ve kendilerinden rica ettiğimiz, beklediğimiz katkıları zannediyorum Sayın Başbakanımız bu değerli insanlara sunmuş olacak” ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan’ın titiz bir çalışmayla listeyi hazırladığına değinen Arınç, bu insanların yapacağı çalışmanın Türkiye için faydalı ve yararlı olacağını düşündüğüne işaret etti. Arınç, “Şimdiden o arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Gruplandırıldılar, Türkiye’nin yedi bölgesinde, çalışma grupları teşkil edildi. Bunlara bir başkan, bir başkanvekili, bir sözcü tayin edildi” dedi. Arınç, akil insanların çalışma imkanları konusunda valilikler ve diğer kurumların yardımcı olacağına işaret ederken, akil insanların Başbakan Erdoğan’ın bizzat görevlendirdiği insanlar olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Bu insanların Türkiye’de kişilikleri itibariyle saygın insanlar olduğunun altını çizen Arınç, “Ortak paydaları demokrasidir, özgürlüklerdir, Türkiye’nin terörden kurtarılması, biran önce huzura ve sükunete kavuşması için onlarla el birliği, işbirliği, gönül birliği yapılmasıdır. Arkadaşlarımızın çalışmalarının Türkiye için yararlı olacağını düşünüyorum. Tabi bu sayının kısıtlı olması gerekiyordu. Yüzlerce insanı böyle bir şemanın içine dahil etmek veya bölgelere göndermek mümkün olamaz. Her biri başkan olsun olmasın kişiliği itibariyle her birisi çok değerli insanlardır. İsimleri gördüğüm zaman da gerçekten bu kişilerin Türkiye’ye bu güne kadar yaptıkları katkıların böyle bir görevle daha güçlü, daha fazlasıyla yapacaklarına da inanıyorum” diye konuştu.

-“DETAYLARA GİRMEK DOĞRU DEĞİL”-

PKK’nın sınır dışına çekilmesi sürecine ilişkin, bir taraftan Milli İstihbarat Teşkilatının bir taraftan karar vermek gerekiyorsa hükümetin muhatap olduğunu ve bu süreci onların en iyi şekilde yürüttüğünün bilinmesi gerektiğini söyleyen Arınç, “Detaylara girmek mümkün de değil doğru da değil” diye konuştu.

-“ESAS MESELE ÖZÜR VE AMBARGONUN KALKMASI”-

Dün gece geç saatlere kadar Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde bir toplantı yaptıklarını kaydeden Arınç, “Mavi Marmara baskının şehit olan dokuz ailemizden sekizi, bir tanesi mazeretleri sebebiyle gelememişti. Eşleri, çocukları, babaları veya kardeşleri, bir tane de ağır yaralı olarak 3 seneden beri ağır durumda bulunan bir yaralımızın ailesi katıldılar. Aynı zamanda süreçle bu güne kadar ilgilenen kurum ve kuruluşların temsilcileri ve bazı hukuk bürosu yetkilileri de toplantıya katıldılar. Bu toplantıyı yapmamızın tek amacı bu aileler buluşma ve kucaklaşmaktı, onlara tekrar geçmiş olsun demekti, onların acılarını tekrar paylaşmaktı. Tazminat konusu dün akşamki toplantının konusu değildi. Hükümetimizin 3 yıldan bu yana sürdürdüğü İsrail’e 3 şartı kabul ettirmiş olması bu bir diplomatik başarıdır. Bu başarıyı bütün acılarımıza rağmen paylaşmamız gerekiyordu onlar da bu sevinci paylaştılar.

O acılı insanların üç şartın birlikte kabul edilmesi karşısında fevkalade sevindiklerini gördük. Şüphesiz tazminat konusu da ana hatlarıyla görüşüldü ama toplantıya katılan insanlar tazminat ilgili bir sözün konuşulmasının bile kendilerini üzebileceğini, esas meselenin özür ve ambargonun kalkmasıyla ilgili olduğunu, şüphesiz tazminatlar konusunda hükümetimizin yapacağı çalışmanın kendileri için de doğru olacağını ifade ettiler.
Daha yeni Daha eski