Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Pınar Karşıyaka maçındaki olayları ve sonrasını değerlendirdi.
İşte Uluç'unsöyledikleri...

Şu olayın çok ağır şekilde cezalandırılması lazım. Hatta Galatasaray'ı ligden ihraç edecek kadar ağır. Avrupa'da olsaydı görürdü, bir alt kümeye düşürülürdü Galatasaray. O zaman ben sokakta rahat yürürüm işte... İnsanları korkutacak tek şey ceza...

İstanbul'un trafiği niye hiç düzelmiyor, çünkü kimsenin ceza korkusu yok. Komik cezalar var, onlar da uygulanmıyor zaten. Onun için herkes babasının keyfi gibi yolları kullanıyor.

Sevgili Spor Bakanım, Galatasaray taraftarı Hıncal Uluç, ülkenin hangi caddelerinde, sokaklarında güven içinde dolaşabileceğini bana söyleyebilir mi? Mesela Fenerbahçe-Galatasaray maçının olduğu hafta ben Bağdat Caddesi'nde yürüyebilir miyim?

Sohbete Galatasaray'la başlayalım isterseniz...
Galatasaray ile başlayalım ama futbol ile değil basketboldaki Galatasaray ile... Türk spor medyasından nefret ediyorum. Hakikaten nefret ediyorum. Bu hafta Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Avrupa maçlarından önce yaptıkları lig maçlarına rağmen manşetlerden düşmeyecek bir olay var; Galatasaray-Pınar Karşıyaka maçında yaşananlar...
Niye önemli? Zamanlamaya bakar mısınız, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) akil adamları İstanbul'u denetlemeye geliyorlar, İstanbul'u denetliyorlar, güya iyi rapor veriyorlar ve bunu açıklıyorlar! Ondan sonra bu sahneler!..

Geçen hafta ben ne dedim; "Bu açıklamaların önemi yok. 117 IOC üyesinin birer birer lobi yapılarak inandırılması lazım."

Şimdi internet çağında, Galatasaray-Karşıyaka maçının tribünlerindeki iğrenç, rezil, yüz karası utanç verici görüntüler, Türk televizyonlarında, Türk medyasında olmadığı kadar o 117 adamın bilgisayarında var, adım gibi biliyorum.

Türkiye'nin rakipleri kim? Madrid ve Tokyo... Bu görüntüler İspanyol ve Japonların ellerinde yok mu zannediyorsunuz, kullanmıyorlar mı zannediyorsunuz! 'İşte olimpiyat isteyen İstanbul'dan tribün manzaraları... Hem de Olimpiyat Haftası'nda! Bir hafta geçmesini dahi bekleyemediler! Buraya mı sporcuları göndereceksiniz' diyecek adamlar...
Görüntüleri gördün mü? İnsanın tüyleri ürperir. 20 kişi 1 kişiyi sokak kavgasında dövmez. Sokak çetelerinin bile bir sportmenliği vardır, bir onuru vardır, namusu vardır. 10 kişiye 10 kişi dövüşürler. 3 kişinin başına 8 kişi, 15 kişi birden yığılmaz. Hatta randevulaşırlar, nerede, hangi silahlarla kavga edeceklerini dahi konuşurlar ve ona uyarlar. 'Maganda, vahşi' dediklerimiz, 'kural tanımaz' dediklerimiz! Tribündeki 10 seyirciyi, yüzlerce insan öldüresiye dövmesi korkunç bir şey...
Daha korkunç olan… Bu olaylar sürpriz mi?

İlk maçta açılan pankart nedeniyle başlayan bir gerilim vardı zaten...

Bu olayların İstanbul'da olacağını bilmeyen, tahmin etmeyen bir gerzek var mı? Tırnak içinde söylüyorum; 'Gerzek var mı?' Türkiye'de var. Çünkü hiçbir önlem alınmadığını gördük.

Pazar akşamı Şansal Büyüka, Lig TV'de bir görüntü gösterdi: Bursa kalecisine saldırdı ya bir kişi! Olacak şey değil, mantığı yok bunun! Adam son dakikada golü yemiş, Kasımpaşa 2-0 maçı bitirmiş, Kasımpaşalı seyirci, Bursa kalecisine saldırıyor! Mantığı yok. Bu sadece saldırganlık... Takımın maçı kazanmış, galipsin ve neticeye de tesir etmeyen bir gol... 1-0'ken 2-0 olmuş, bitmiş maç...

Hani o seyirci, Bursalı mıydı da kalecisinin yediği gole kızdı da saldırdı! Hayır, öyle de değil. Bu sırf bir saldırganlık... Niye; çünkü biz bir Futbolda Şiddet Yasası çıkardık, bir kere dahi uygulamadan o yasayı kaldırdık, çok hafif bir yasa çıkardık, onu da bugüne kadar uygulamadık. Şimdi herkes biliyor ki 'ben ne yaparsam yapayım yanıma kâr kalacak.'

İzmir'deki olaydan sonra Karşıyaka seyircisinin nasıl gözü dönmüş olduğu biliniyor. Galatasaray seyircisinin gözü nasıl dönmüş olduğu da biliniyor. Bir bölümlerinin tabii, çetelerin... Ateş ile barut bir araya gelecek. Bunu önlemenin yolu ne?

1- Birinci maçın sonunda olay çıkaran, İstanbul'dan gelen üç-beş konuğu döven Karşıyakalılar'a en ağır cezaları vermek ve pişman etmek. Cezanın birinci vazifesi; önlemdir. Suçun bedelini ödetmek cezanın ikinci görevdir. Ceza hukukunu bilenler bunu bilirler. Karşıyaka'ya öyle bir ceza verirsin ki Türkiye sınırları içindeki hiçbir yerde başka bir seyirci aynı suçu işleyemez. Heysel'den sonra verilen cezayı hatırlayın. Bir daha Heysel olur mu artık!

Bizim Turgay Demirel federasyonumuz, o olayı örtbas etti. Yok farz etti. Şimdi Karşıyakalılar İstanbul'a geliyor. Birinci olayı örtbas eden, ikinci olay için tüm zemini döşeyen Turgay Demirel, İstanbul Valisi'ni arayıp, "İzmir'de olaylar olmuştu. Şimdi İzmirliler buraya geliyor, buradaki seyirci karşılık verebilir. Salondaki güvenlik güçlerini artıralım" dedi mi? 20 kişi yaralandıktan sonra çevik kuvvet geliyor salona!.. Alay eder gibi... Bundan evvel Galatasaray'ın tuttuğu birkaç tane özel güvenlikçi olayları önlemeye çalışıyor!
Uygar bir ülkede, Turgay Demirel o maçın akşamı görevden alınır. 20 yaralıdan söz ediyorum, 20 ölü de olabilirdi. İlle ölüm mü beklemez lazım. Türkiye'de kolları sıvamak için ille insanlar ölsün.

'PKK ile savaşı bitiriyoruz, barış sürecine girdik' diye bayramlar yaparken burada bir spor düşmanlığı yaratılıyor! Böyle bir acizlik olur mu?

Fenerbahçe'nin maçına Galatasaraylılar gitmesin, Galatasaray'ın maçına Fenerbahçeliler gitmesin, onun maçına o gitmesin, bunun maçına bu gitmesin! Karşıyaka maçına da gitmesin, Beşiktaşlılar Bursa'ya gitmesin, Bursalılar İstanbul'a gelmesin! O zaman biz niye spor yapıyoruz? Bu ülkenin insanlarını birbirine düşman etmek için mi? 70 milyonluk Türkiye'de hepsini üst üste koysan sayıları 3 bini geçmeyecek çapulculara, hainlere, ruh hastalarına teslim mi edilecek?


İşte Kasımpaşa-Bursa maçındaki olayın benzerini Lig TV'de gösterdi Şansal... Tribünden inip, Hollandalı kaleciye saldırıyor bir kişi... Cezası 4 ay hapis, 30 yıl her türlü spor alanına girmekten men... Cezaya bakar mısın! Türkiye'de böyle bir ceza verildi mi şimdiye kadar, duyan var mı?

O Bursaspor kalecisine saldıran adam, acaba geceyi nezarette mi geçirdi? Kasımpaşa Savcısı'na soruyorum. Her maçta görevli savcılar var. Öyle karar alındı. O maçta da bir savcı vardı elbet. Bana bir açıklama yapsınlar. Mahkemeye verildi mi o kişi? Bunu yapmazsan, 'Karşıyakalılar geliyor, olay çıkabilir, tedbir alın' diye İstanbul Valiliği'ni uyarmazsan… 20 yaralı ile çok ucuz atlatılmış. Türkiye'de spor katliama doğru gidiyor.

Ben Fenerbahçe-Galatasaray maçının arkasından İstanbul'da olmak istemiyorum, Türkiye'de olmak istemiyorum aslında. Çünkü bu katil ruhlular her yerde ve her takımda ellerini kollarını sallaya sallaya sokaklarda dolaşıyorlar. Nerede karşınıza çıkacağı belli olmaz.

Nerede Türk spor medyası, nerede!.. 'Bunun hesabı sorulmalıdır' diye Hürriyet'in manşeti, Sabah'ın manşeti, Milliyet'in manşeti, Vatan'ın, Akşam'ın manşeti... Birinci sayfadan manşetleri olması lazım üstelik... 'Nereye gidiyoruz!' diye...

30 yıldır süren bir savaşı sona erdiriyoruz bir anda, haftalık, günlük savaşlar başlatıyoruz öbür yanda... Ondan sonra Spor Bakanım caka satıyor sağda, solda 'Olimpiyat Komitesi'ni ikna ettik de biz bu olimpiyatı aldık.' Hangi hakla olimpiyat almayı istiyorsun sen şu seyirciye!

Galatasaray-Karşıyaka maçındaki tribünleri bir olimpik müsabakada düşünsenize? Türkiye ne hale gelir? Türkiye ne cezalar alır? FIFA'lardan, FIBA'lardan ihraç ediliriz senelerce... Ama çıt yok! Ne İstanbul Valisi bir açıklama yapıyor, ne İstanbul Emniyet Müdürlüğü açıklama yapıyor, ne Federasyon Başkanı açıklama yapıyor, ne Spor Bakanı, ne Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü... Hiç! Bu ülke sahipsiz.

PKK'ya, DHKP-C'ye, falana filana gerek yok. Bu memleketi karıştırmak istiyorsan bu spor magandalarını fiştekle bitti. Ondan sonra seyreyle Türkiye'nin halini... Bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Bu dediğimi en iyi anlayacak durumdaki insan da şu anda İçişleri Bakanı... Çünkü İçişleri Bakanlığı'na, milletvekilliğine gelmeden önce İstanbul Valiliği yaptı, ardından da güvenlik müsteşarlığı yaptı. Güvenliğin nasıl çirkin komplolarla sarsılabileceğini en iyi bilenlerden bir tanesi...
'Derin devlet' diyorlar. Derin devlet varsa işte bunu kullanır. Türkiye'yi karıştırmak için sporu kullanmaktan daha kolay bir şey yok.

Oldukça hassas ve manipülasyona çok açık bir konu...
Tabii. Onun için benim ümidim Muammer Güler'in şu anda İçişleri Bakanı olması... Bu olaya derhal el koyması lazım. Valiliğe soruşturma yapması lazım, Emniyet Müdürü'ne soruşturma yapması lazım, Turgay Demirel'e soruşturma yapması lazım. 20 yaralı! Bir basketbol maçında, hiç de önemi olmayan bir basketbol maçında... Şampiyonluk, final ya da bilmem ne maçı değil. Oraya sırf intikam almak için gelmişler.

Galatasaray'ın bu hafta Fenerbahçe ile çok ciddi bir maçı var. Fenerbahçe maçının öncesi hangi birazcık kafası çalışan Galatasaraylı seyircisiz cezası alacak bir harekete girişebilir. Bunu yapan adamın manyak olması lazım. E adamlar manyak! Galatasaray'a gelecek ceza adamın umurunda mı? 'Üç tane Karşıyakalıyı dövdüm, 20 Karşıyakalıyı yaraladım' diye hava atacak.
Peki sonra Galatasaraylı Hıncal Uluç, Karşıyaka'da nasıl dolaşacak söyleyin bakalım! Herkes beni televizyondan tanıyor. Ben 40 yıllık Karşıyakalıyım, ağabeyim orada oturdu senelerce, yeğenlerim Karşıyakalı, hayatım Karşıyaka'da geçti. Şimdi ben Karşıyaka'ya gitmem. Ecelime susamam lazım. Çünkü birinin işaret etmesi yeter. 'İşte bu Galatasaraylı. Vurun Kahpe'ye' dendiğinde bittin. Sen derdini anlatana kadar gittin.

Adam yaptığının yanına kâr kalacağını biliyor. Hıncal orada yediği dayakla kalır. Karşıyaka'ya gitmem de Kordon'da emniyette miyim, onu da bilmiyorum.

Şu olayın çok ağır şekilde cezalandırılması lazım. Hatta Galatasaray'ı ligden ihraç edecek kadar ağır. Avrupa'da olsaydı görürdü, bir alt kümeye düşürülürdü Galatasaray. O zaman ben sokakta rahat yürürüm işte... İnsanları korkutacak tek şey ceza...

İstanbul'un trafiği niye hiç düzelmiyor, çünkü kimsenin ceza korkusu yok. Komik cezalar var, onlar da uygulanmıyor zaten. Onun için herkes babasının keyfi gibi yolları kullanıyor.

Sevgili Spor Bakanım, Galatasaray taraftarı Hıncal Uluç, ülkenin hangi caddelerinde, sokaklarında güven içinde dolaşabileceğini bana söyleyebilir mi? Mesela Fenerbahçe-Galatasaray maçının olduğu hafta ben Bağdat Caddesi'nde yürüyebilir miyim?

Bu korkunç bir şey ama tekrar söylüyorum daha korkuncu medyanın bunun farkında olmayışı ya da farkındalar ama onlar da korkuyorlar. Taraftardan korkuyorlar, bu manyaklardan, bu çapulculardan korkuyorlar, her şeyden korkuyorlar. Üç maymunları oynuyor Türk medyası... Görmem, duymam, söylemem. Bu üç maymunlar olduğu sürece biz her şeye müstahakız.

Özge AYDIN /SABAHSPOR.COM
Daha yeni Daha eski