Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Uluslararası heyet ziyaretlerine devam ediyor

Barış Derneği ve Dünya Barış Konseyi'nin düzenlediği Uluslararası Barış Konferansı için İstanbul'da bulunan heyet kurum ziyaret...

Barış Derneği ve Dünya Barış Konseyi'nin düzenlediği Uluslararası Barış Konferansı için İstanbul'da bulunan heyet kurum ziyaretlerine devam ediyor. Barış konferansı için Türkiye’ye gelen heyet THY işçilerini, Pir Sultan Derneği'ni, Dersim Dernekleri Federasyonu’nu ve İstanbul Barosu’nu ziyaret etti.

Kurum ziyaretleri için ikiye ayrılan heyetin bir kolu öncelikle Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadıköy Şubesi'ni ziyaret etti. Dünya Barış Konseyi Başkanı Socorro Gomes, Konsey'in Ortadoğu’da emperyalist müdahaleden kaygı duyduğunu ve bununla mücadele etme önceliği olduğunu ifade etti.
Gomes’in ardından söz alan Barış Derneği sözcüsü Aydemir Güler, “Türkiye'nin içinden geçtiği zorlu günlerde AKP politikalarına karşı direnen unsurlardan biri olarak Alevilerin, Suriye'de ve Ortadoğu'da yaşanan süreçler ile yakından ilgili olduklarını bildiğimiz için Barış Derneği olarak Pir Sultan Abdal Derneği'ni ziyaret ettik” dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği temsilcisi ise, dernek olarak bu dönemde iki önemli unsura dikkat çekmek istediklerini dile getirdi. İlk olarak Ortadoğu ve Suriye halklarının yanında olduklarını belirten dernek Ortadoğu'da yıllardır bir arada yaşayan halkların birlikte temsil edilebileceklerine inandıklarını belirtti. İkinci olarak Türkiye'de barış süreci adıyla geçen süreci kaygıyla izlediklerini, Türk ve Kürt halklarına barış getirmekten çok, ABD ve Avrupa emperyalizmine uyumlu giden sürece dikkat çekti ve Alevi toplumunun bu konuda her zaman duyarlı olduğu, her zaman emperyalizmin karşısında barışı savunduğunu belirtti.
Suriye Ulusal Barış Konseyi'nden Adel Omar, “Burada bir hafta önce Suriye Dostlar toplantısı yapıldı. Biz bu toplantıların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. İsrail istihbaratı ve ABD istihbaratı yaptı bu toplantıları. Çocuklarımızı yoksullaştırıyorlar, öldürüyorlar, sonra dostlar toplantısı yapıyorlar. ABD'nin Ortadoğu’da oyunları son bulmalı, barış için buradayız” şeklinde konuştu.
baris-1.jpg
Heyet THY işçilerinin direnişini selamladı
Heyet daha sonra Atatürk havaalanında 333. gündür direnişte olan THY işçilerini ziyaret etti. Aydemir Güler uzun zamandır direnen işçilerin Barış konferansı adına selamladıktan sonra sözü Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin'e bıraktı. Atilay Ayçin şunları ifade etti:
“2012 Mayıs ayında antidemokratik torba yasasının grev yasağı getirmesine karşı 5000 üyemizle eylem yaptık. Hükümet grev yapma hakkımızı elimizden almak istedi. Erdoğan uluslararası her alanda ileri demokrasi getirdiğinden bahsediyor, bunun nasıl yalan olduğu bize yaptıkları ile bir kere daha görüldü. Eyleme katıldığı için 305 arkadaşımız işten atıldı. Biz o 305 arkadaşımızla 333 gündür direnişteyiz, grev yapıyoruz. Mahkeme yasa dışı bir durum olmadığını, işçilerin işe geri iadesini istedi, grev yasağı kaldırıldı. Mahkeme kararı olmasına rağmen arkadaşlarımız hâlâ işe geri alınmadı. Buradaki mücadele sürüyor, işe alınana kadarda devam edecek. Burada bizim kararlı duruşumuzun yanında uluslararası destekler sayesinde direnişimiz büyüdü. Biz çoğala çoğala destek alıyoruz. Bu ziyaretleri çok önemsiyoruz, hükümeti ve işverenleri korkutuyor. Hele hele barışa gönül vermiş insanlar olarak sizleri burada görmek bizleri çok mutlu ediyor. Bizde yıllardır barış isteyen, Türkiye ve dünya haklarının barışa kavuşmasını önemsiyoruz.”
Dünya Barış Konseyi adına konuşan Socorro Gomes, işten atılan işçileri selamladı ve dayanışmalarını iletti. Yıllarca işçileri bölen sistemin bugün Suriye'de halkları böldüğünü, bu saldırıları yapan zihniyetin aynı olduğunu vurgulayan Gomes, barış için mücadele etmeyi, halkların mücadelesinin işçilerin mücadelesi için çok önemli olduğunu söyledi.
Suriye Ulusal Barış Konseyi'nden Adel Omar, THY işçileirnin direnişini selamlaryarak şunları dile getirdi:
“Suriye ile Türkiye komşu, Suriye işçileri adına direnişinizi selamlıyorum. İşçilerin düşmanı olan Tayyip Erdoğan, Suriye halklarına zarar veriyor. Fabrikalarımıza zarar verdiler, pek çok işçi işini kaybetti. Erdoğan ile El Kaide fabrikalarımıza zarar verdi, çocuklarımız Yayladağ’a gitmek zorunda kaldı. Önce bilerek süt üreten fabrikalarımıza saldırdılar, yok ettiler, şimdi de Yayladağ'da çocuklarımıza süt veriyormuş gibi yapıyorlar. Bu saldırılar Türkiye halkları için değil, NATO için yapılıyor. Türkiye Suriye kardeştir. Bizler az gözüküyor olabiliriz, ama devrimler böyle büyük değişimler ve birlikler ile olur.”
baris-5.jpg
“İslam kardeşliği Alevileri kaygılandırıyor”
Delegasyon ziyaretleri kapsamında Dersim Dernekleri Federasyonu’nu da (DEDEF) ziyaret edildi. Heyet adına Zuhal Okuyan Dersim hakkında bilgi verdi. DEDEF başkanı Hikmet Erdoğan ise barış sürecine dair konuklara bilgi vererek Alevilerin endişelerini anlattı.
Bu ziyaretin kendileri için önemli olduğunu ve konferansın bu anlamıyla değerli olduğunu kaydeden Erdoğan, İslam kardeşliğine vurgu yaparak Alevilerin süreçle ilgili bu söylem nedeniyle kaygılı olduğunu belirtti. Erdoğan Türkiye’de bir Sünni egemenliği kurulmaya çalışıldığını ve Alevilerin inançlarının yok sayıldığını, kendilerinin barış sürecine karşı olmadığını ama bu söylediği gerekçelerin de kendilerini endişelendirdiğini belirtti.
Delegasyon ise, Suriye halkının Doğu Bölgesi’nde yaşayan halkı çok iyi tanıdığını söyleyerek, Suriye’de yaşayan halkın bu bölgede tanıdığı halktan destek beklediğini belirtti. Ürdün, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin desteklediği ÖSO’nun, savaşı kazanmasının hem Suriye hem de Türkiye’deki Kürt ve Alevi halkları için tehlikeli bir durum olacağını belirtti. Delegasyon olarak, DEDEF ile tanıştıkları için memnun olduklarını söyledi.
baris-1.jpg
“İstanbul Barosu’na yapılan baskılara karşıyız”
Heyet son olarak Beyoğlu’na geçerek İstanbul Barosu’nu ziyaret etti. Baro başkanı Ümit Kocasakal, yönetim kurulu üyeleri ve Türk Tabipleri Birliği Başkanı (TTB)Taner Gören’in karşıladığı heyet, baro binasında ziyaretlerinin sebebini anlattı.
Heyet, baroyu kendilerini kabul ettiği için minnettar olduklarını belirterek, ziyaretlerinin sebebinin konferansa katılan Uluslararası Demokratik Avukatlar Birliği (IADL)olarak baroya konferansın neden düzenlendiğini açıklamak olduğunu söyledi.
İstanbul Barosu’ndan isteklerinin uluslararası hukuk alanında Suriye’ye yardımcı olmaları ve bu konuda gerekli adımları atmaları olduğunu belirten heyet, konferansın NATO, patriotlar ve barış başlıklarını kapsayacağını söyledi. Irak işgaliyle başlayan süreci değerlendiren heyet, bu süreçte kendilerinin ne Saddam ne de son olarak Arap Baharı sürecinde Kaddafi yanlısı olduklarını söyleyerek, emperyalist müdahaleye karşı olduklarını belirtti.
IADL olarak İstanbul Barosu’na yapılan baskılara karşı olduklarını belirterek dayanışma mesajlarını iletti.
Ümit Kocasakal da kendilerine yönelik büyük bir baskı olduğunu belirterek, Adalet Bakanlığı’nın kendilerini görevden almaya çalıştığını ifade etti. Kocasakal, heyete seslenerek baronun antiemperyalist karakterde olduğuna dikkat çekerek Ortadoğu’da yaşanan sürecin bir emperyalist müdahale olduğunu ve Arap Baharı denilen sürecin Türkiye’de taşeron bir iktidar yarattığını belirtti. Bu yüzden ülkede bir baskı yaşandığını Ergenekon ve Balyoz davalarının da bu politikaya hizmet ettiğini söyleyen Kocasakal, ABD’nin kimin yönettiği önemli değil, uluslararası baronlar ne yapılması istenirse onlar ne isterse iktidar olanlar da onu yapıyor dedi. Suriye’de yaşananlar Türkiye halkının duygularını yansıtmıyor diyen Kocasakal, Türk halkının barıştan yana olduğunu Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” sözleriyle ifade etti.
Heyet de ABD ‘de avukatlara baskı uygulandığını ve aynı durumun orada da yaşandığını söyleyerek Obama’nın Bush’u aratmayan politikalara imza attığına dikkat çekti.” Obama da Bush gibi yasadışı yollardan rejimi değiştirmeye çalışıyor” diyerek Irak’ta yapılan değişikliğin şimdi Suriye’de yapılmaya çalışıldığını vurguladı.
TTB Başanı Taner Gören ise doktor mesleğinden çok toplumsal olaylara zaman ayırdığını çünkü bunun da önemli olduğunu, mesleğinin bunu da gerektirdiğini ifade etti. TTB olarak sağlık sorunları, hekimlerin özlük hakları için mücadele ettiklerini dile getiren Gören, ayrıca bunun dışında savaş karşıtı, nükleer karşıtı politikalara da destek verdiklerini belirtti.
(soL- Haber Merkezi)