13. İstanbul Bienali etkinliğinde kentsel dönüşümcü
sponsorları protesto eden sanatçılar karga tulumba dışarı çıkarıldı.
Saldırıyı görüntüleyen bir sanatçı ise, elindeki görüntüleri vermeyince
13. İstanbul Bienali küratörünün talimatıyla otel güvenliğinin
saldırısına uğradı.
13. İstanbul Bienali'nin hazırlıkları kapsamında düzenlenen "Kamusal Sermaye" etkinliğinde kentsel dönüşüm destekçisi büyük firmaları protesto eden sanatçılar salondan karga tulumba dışarı çıkartıldı. Saldırıyı görüntüleyen bir sanatçı ise, çektiği görüntüleri vermeyince küratörünün talimatıyla otel güvenliği tarafından tartaklandı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen ve daha önce de çeşitli protestolarla karşılaşan 13. İstanbul Bienali'nin tanıtım etkinlikleri çerçevesinde Taksim Marmara Otel’de yapılan panelde kentsel dönüşümü protesto eden sanatçılar otel güvenliği ve polisin saldırısına uğradı.
Kentsel dönüşüm yağmacıları arasında bulunan Eczacıbaşı ve Koç gibi holdinglerin, bienali “Kamusal Simya” konseptiyle düzenlemelerine karşı çıkan Kamusal Direniş Platformu üyesi altı sanatçı, kentsel dönüşüme uğrayan semtlerin isimlerinin yazılı olduğu tişörtler giyerek panel sırasında konuşmacıların bulunduğu alanda yere yattılar. Daha sonra üzerlerine sponsorların isimlerinin bulunduğu battaniyeler örten göstericilerin sessiz eylemi otel güvenliğiyle son buldu.
Bienali küratörü sanatçıya saldırılmasını emir verdi
Eylemcilere yapılan müdahalenin ardından 13. İstanbul Bienali’nin küratörü Fulya Erdemci, otel güvenliğinden eylemcilerin karga tulumba salondan çıkartılmalarını ve ardından eylemi ve saldırıyı kameraya çeken sanatçı Niyazi Selçuk’tan çektiği görüntüleri istedi. Görüntüleri vermeyi reddeden Selçuk’u tehdit eden küratör Fulya Erdemci, bu defa otel güvenliğine talimat verince görevliler Selçuk’a saldırdı. Olayın ardından Selçuk ve Erdemci karşılıklı olarak birbirleri hakkında şikâyetçi oldu.
Eylemi gerçekleştiren Kamusal Direniş Platformu’nun internet sitesinde kentsel dönüşüm yatırımcıları Eczacıbaşı ve Koç’un Bienal sponsoru olmaları şu şekilde değerlendiriliyor:
13. İstanbul Bienali'nin hazırlıkları kapsamında düzenlenen "Kamusal Sermaye" etkinliğinde kentsel dönüşüm destekçisi büyük firmaları protesto eden sanatçılar salondan karga tulumba dışarı çıkartıldı. Saldırıyı görüntüleyen bir sanatçı ise, çektiği görüntüleri vermeyince küratörünün talimatıyla otel güvenliği tarafından tartaklandı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen ve daha önce de çeşitli protestolarla karşılaşan 13. İstanbul Bienali'nin tanıtım etkinlikleri çerçevesinde Taksim Marmara Otel’de yapılan panelde kentsel dönüşümü protesto eden sanatçılar otel güvenliği ve polisin saldırısına uğradı.
Kentsel dönüşüm yağmacıları arasında bulunan Eczacıbaşı ve Koç gibi holdinglerin, bienali “Kamusal Simya” konseptiyle düzenlemelerine karşı çıkan Kamusal Direniş Platformu üyesi altı sanatçı, kentsel dönüşüme uğrayan semtlerin isimlerinin yazılı olduğu tişörtler giyerek panel sırasında konuşmacıların bulunduğu alanda yere yattılar. Daha sonra üzerlerine sponsorların isimlerinin bulunduğu battaniyeler örten göstericilerin sessiz eylemi otel güvenliğiyle son buldu.
Bienali küratörü sanatçıya saldırılmasını emir verdi
Eylemcilere yapılan müdahalenin ardından 13. İstanbul Bienali’nin küratörü Fulya Erdemci, otel güvenliğinden eylemcilerin karga tulumba salondan çıkartılmalarını ve ardından eylemi ve saldırıyı kameraya çeken sanatçı Niyazi Selçuk’tan çektiği görüntüleri istedi. Görüntüleri vermeyi reddeden Selçuk’u tehdit eden küratör Fulya Erdemci, bu defa otel güvenliğine talimat verince görevliler Selçuk’a saldırdı. Olayın ardından Selçuk ve Erdemci karşılıklı olarak birbirleri hakkında şikâyetçi oldu.
Eylemi gerçekleştiren Kamusal Direniş Platformu’nun internet sitesinde kentsel dönüşüm yatırımcıları Eczacıbaşı ve Koç’un Bienal sponsoru olmaları şu şekilde değerlendiriliyor:
“Bir Eczacıbaşı kuruluşu olan İKSV tarafından düzenlenen ve Koç Holding’in sponsor olduğu 13. İstanbul Bienali’nin “Kamusal Simya” konseptiyle düzenlenmesi son derece ironiktir. Son sürat devam eden kentsel dönüşüm yağmasının da yatırımcılarından olan bu iki grubun düzenlediği ve yeni direniş alanları açma iddiasını taşıyan 13. İstanbul Bienali’nin kamusal alanları işgal edip iktidar ve sermayenin saldırılarını meşrulaştırmaktan başka bir işlevi olmadığı gün gibi ortada. Bu anlamda Bienal gibi sermaye destekli sanat etkinlikleri de sistemin kendi sözünü üretmek adına kullandığı araçlardan biri haline dönüşüyor.”