AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, CHP, MHP ve BDP’nin kanun teklifinden imzasını çekmesini değerlendirdi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, TBMM Üyeliği Kanunu Teklifi ile milletvekillerine
maaş artışı getirilmediğini belirterek, "AK Parti adına bunu çok net söylüyorum, kim ne derse desin kim imzasını çekerse çeksin kim bunun arkasında durmazsa durmasın. Biz bunun arkasında duruyoruz" dedi.

Çelik, Meclis’in gündeminde bulunan kanun teklifinin, eski ve yeni milletvekillerinin üyesi olduğu Türkiye Parlamenterler Birliğinin bütün siyasi parti gruplarını dolaşarak, zorunlu olduğunu ifade etmesi üzerine hazırlandığını anlattı.

Kendilerinin buna katıldığını belirten Çelik, "Yıllardan beri TBMM üyelikleriyle ilgili bir kanun mevcut değildir. Milletvekillerinin özlük hakları Başbakanlık Müsteşarı’nın özlük haklarına benzetilerek yapılır. Tedavisiyle
ilgili başka kanunlarla başka hükümler vardır, yolluklar, görevlendirmeler ve sosyal haklarla ilgili dağınık mevzuat vardır. Bu dağınık mevzuat, bu kanun teklifiyle derlenip toparlanıyor" diye konuştu.

"Bürokratik cumhuriyet özlemcilerinin başvurduğu yöntem"

Bu düzenlenenin yıllar önce yapılması gerektiğini ancak bugüne kadar geciktiğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Medyamız maalesef eski alışkanlığıyla bunun üzerinden halkın temsilcilerini, seçilmiş milletvekillerini dövmeyi alışkanlık haline getirdiği gibi bugün de aynı şeyi yapmaktadır. Seçilmiş insanları tahkir etmek, onlara hakaret etmek, onları küçük düşürmek, ne yazık ki Türkiye’de bürokratik cumhuriyet özlemcilerinin eskiden beri başvurduğu bir yöntemdir. Belediye başkanı ise vurman lazım ama Vali’ye bir şey dememen lazım. Üst düzey bürokrata bir şey diyemezsiniz ama milletvekilini, bakanı kıyasıya eleştireceksiniz. Bu adil değildir, hakkaniyetli değildir. Esasen bu medya etiğiyle de bağdaşmaz. Halkı doğru bilgilendirmek gerekir."

"Memleketin aleyhine olan ne durum var"

Kanun teklifiyle milletvekillerine ilave bir maaş artışı getirilmediğini
vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, "Peki nedir yapılan? Sadece
emekli olan milletvekilleri ve onların eşleri de diplomatik pasaport taşıyacak.
Tıpkı emekli büyükelçiler gibi, tıpkı emekli olan diğer bazı yüksek bürokratlar
gibi. Peki bunun kime ne zararı var. Halkın oylarıyla seçilmiş, yıllarca TBMM’de
yasama ve denetim faaliyetinde bulunan veya bakanlık yapmış olan bir eski
siyasetçisinin kendisinin ve eşinin diplomatik pasaport taşıması, tıpkı bazı
bürokratlarda şu anda olduğu gibi bunun milletin, memleketin aleyhine olan ne
durumu var" diye konuştu.

Mevcut protokol uygulamasında, milletvekillerinin çok gerilerde olduğunu
dile getiren Çelik, bu nedenle kıyameti koparmanın anlamsız olduğunu söyledi.

TBMM mensuplarının, günün birinde anne olabileceği hesaba katılmadığı
için doğum yapan milletvekilinin şu an en fazla 10 gün izin yapabildiğine işaret
eden Çelik, "Ödenek ve yollukta, maaşlarda, emeklilikle ilgili maaş artışı da
yok. Emeklilik bugün ne ise kanunda da aynı şekilde düzenleniyor" ifadesini
kullandı.

Düzenlemeyle, milletvekillerinin tedavi giderlerine ilişkin de yeni bir
hüküm getirilmediğine işaret eden Çelik, bazı medya kuruluşlarının, "bütün tedavi
giderleri’ dediğiniz zaman buna estetik ameliyatlar da dahil oluyormuş gibi yorum
yaptığını ancak bunun gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Çelik, "Estetik ameliyat yapmanın veya yaptırmanın tedavi olduğunu kim
söyledi bugüne kadar. Bunun ne alakası var. Bunun üzerinden ’estetik’ diye
milletvekillerine hakaret ediyorsunuz. Milletvekillerine, siyaset kurumuna
saldırıda bulunuyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.

Ölüm yardımı, sosyal haklar, personel istihdamı, silah ruhsatı alımı,
silah bulundurma, cenaze töreni, öncelikli geçiş konusunda milletvekillerinin şu
an tabi olduğu tüm hükümlerin aynen korunduğunu, milletvekillerine yeni bir hak
getirilmediğini anlatan Çelik, milletvekilinin yapamayacağı işler, temsil
giderleri gibi konularda da mevcut duruma ek olarak yeni bir durum olmadığını
savundu.

Çelik, "Sadece milletvekilliğiyle ilgili olarak, farklı kanunlarda
dağınık olan hükümler, derlenip toplanıp TBMM Üyeliği Kanunu çıkarılıyor. Bununla
ilgili kıyamet koparılıyor" dedi.

"Medya, tahrik edici bir rol üstlenmiş durumda"

Sosyal medyada, "bu kanun çıktığında şu anda PKK’ya katılan eski
milletvekilinin eşi de yararlanacak" gibi mesajların dolaştığını belirten Çelik,
"Bunun akılla izanla bir alakası var mı? Diyelim ki siz kadın haklarıyla ilgili
bir düzenleme yapıyor, kanun çıkarıyorsunuz. Birisi çıkıp, ’bundan vesikalı
kadınlar da yararlanacak’ diyebilir mi? Böyle bir mantık var mı? Kanun, geneldir.
’Şunlar, şunlar yararlanır, bunlar yararlanamaz’ diye bir şey yoktur” diye
konuştu.

TBMM’de, son derece masum, makul, mantıklı ve olması gereken bir
düzenleme yapıldığını vurgulayan Çelik, "Ama milletvekilleriyle olduğu için, her
zamanki alışkanlıkla, medya tahrik edici bir rol üstlenmiş durumdadır. Herkesin
şunu bilmesi gerekiyor. Biz medyanın verdiği ayara göre yasama yapmıyoruz.
Medyanın attığı manşetlere göre de icraat yapmıyoruz" değerlendirmesinde
bulundu.

"Biz bunun arkasında duruyoruz"

TBMM Üyeliği Hakkında Kanun Teklifi’ne imza koyan partilerden biri
vazgeçip, "ben yokum" derse bunun, AK Parti’yi bağlamayacağını belirterek, "Biz
AK Parti olarak sonuna kadar attığımız imzanın arkasında dururuz ve olması
gereken bu düzenlemeyi TBMM Genel Kurulu’na da getirir, çıkarırız. Halkla, halkın
temsilcilerini karşı karşıya getiren bu fitneden, bu kışkırtıcılıktan birileri
vazgeçsin" ifadelerini kullandı.

Generallerin, hakim ve savcıların, akademisyenlerin, memurların haklarını
düzenleyen kanunlar bulunduğunu dile getiren Çelik, milletvekilleriyle ilgili bir
düzenleme yapılmasının bazı kesimleri neden rahatsız ettiğini anlamadığını
söyledi.

Çelik, "AK Parti adına bunu çok net söylüyorum. Kim ne derse desin, kim
imzasını çekerse çeksin, kim bunun arkasında durmazsa durmasın, biz bunun
arkasında duruyoruz. Yapılması gereken bir şeydir. Bunu TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu’ndan geçirdiğimiz gibi Genel Kurul’dan da geçirir, bunu kanun haline
getirir. Halkımızı da bunun ne olduğunu anlatırız" diye konuştu.

"Onlar o haklardan yararlanmasın"

İmzasını çekenlere, kanun teklifine, "yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren, TBMM’ye bir ay içinde müracaat etmeyenler, bu haklardan
yararlanamazlar" şeklinde bir hüküm koymayı öneren Çelik, "Onlar o haklardan
yararlanmasın. Oldum olası, işin sorumluluğunu başkasının üstüne yıkan ama daha
sonra da usul usul gidip, bu getirilen, varsa, bir avantajdan yararlanan geçmişte
de milletvekilleri gördük. ’Tepki varsa tepkiyi siz çekin. Nimet varsa veya bir
avantaj varsa bundan biz yararlanalım’ kolaycılığı içinde olmak siyasi ahlakla da
bağdaşmaz" dedi.

Herkesin dürüst, samimi davranması gerektiğini kaydeden Çelik, "Attığımız
imzanın sonuna kadar arkasında dururuz. Birilerinin itmesiyle, birinin gazıyla
veya birinin bize ayar vermesiyle yasama da yürütme faaliyeti de yapmayız, bugüne
kadar yapmadık, bundan sonra da yapmayacağız" ifadelerini kullandı.

"Lojman hakkımızdan feragat ettik"

TBMM Üyeliği Hakkında Kanun Teklifi ile milletvekillerine bir imtiyaz
getirilmediğine işaret eden Çelik, "Her mesleğin gerektirdiği bir usul, esas
vardır. AK Parti iktidara gelir gelmez, biz milletvekilleri olarak lojman
hakkımızdan feragat ettik" dedi.

Birçok üst düzey kamu görevlisinin, dayalı döşeli evlerde oturduğunu
belirten Çelik, bazı bürokratlar için bu durumun emekliliğinde de devam ettiğini
sözlerine ekledi.
Daha yeni Daha eski