Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

"Devlet, temsili bir dünya yaratarak yürüttüğü büyük savaş hazırlıklarını gizliyor"

Taksim Gezi Parkı Direnişi ve Odak Sorunu İktidara direnişin her türlüsü önemlidir. Ama duyarlılık imajı ile direniş farklı şeylerdi...

Taksim Gezi Parkı Direnişi ve Odak Sorunu
İktidara direnişin her türlüsü önemlidir. Ama duyarlılık imajı ile direniş farklı şeylerdir. Ağaçlar önemlidir, doğa önemlidir. Parklar yıkılırsa yenileri yapılır. Ama insanlar ölünce sadece ağıt mı yakılır?

Duyarlılık ve direniş halimiz sadece “severlik” boyutunda varoluyor. İnsanlığı benliğinde hissetmeyen bir “doğa sever” imajında. Özünde insan hayatını küçümseyen, dudak büken, değersiz gören bir “kamu vicdanı”.

İktidarın gündemi değiştirme hızı bu şekilde tutundukça Reyhanlı’nın külleri göğe savrulacak, ellerini iki yana açan ana sadece teessüf imajına dönüşecek.

Milliyetçisinden, sosyalistine ülkenin doğusu ile batısı bırakın bölünmeyi, batıdan denli hiç birleşmemiş bile. Roboski’yi ve Kürdistan sınırını geçtim, en güneyindeki doğusu Reyhanlı bile anlayamadığı bir yerde.

Ekran ve monitör başından bütün dünya, aşağı mahalle dahil aynı “uzak” mesafede… Olan bitenlerin ne kadar gerçek olduğuna dair can sıkıntısı oluşmuyor. Canı yanmayanlara “olan-biten” anlatılamıyor…

Topyekün bir odak bozulması ile karşı karşıyayız. Esas sorunla ve muhatapları ile ne zaman karşı karşıya gelsek devlet bir hokkabazlık numarasıyla yine ortadan kaybolabiliyor…

Denilebilir ki, yaşam çok yönlüdür ve dünya sadece tek bir sorundan ibaret değildir. Doğru. Ama odaklanamadığınız hiçbir sorunu da çözemezsiniz. Tabi gerçekten çözmek istiyorsanız. Değilse, devletin en iyi olduğu alan bu odak bozuculuğudur.

Evren Barış Yavuz’un yazısı devlet refleksinin sinsi utanmazlığının altını çiziyordu; Roboski de kürtaj, Reyhanlı’da alkol ve açık beden düşmanlığı politikası. Yazıya belki şu eki yapmak lazım; Katliam gibi dolayımsız devlet şiddetinin açığa çıktığı diktatöryal eylemlere, yani hayat “biçimine” değil hayatın kendisine yönelen devlet varlığı karşısında en “risksiz” olana meyleden yalandan mücadelecilikle de hesaplaşmalıyız.

Peki neyin gerçek ve odaklanılması gereken olduğuna kim karar verecek? Herkes kendi çıkarı ve ihtiyacı neyse oraya yönelmez mi? Basit; insan hayatı herkesin çıkarınadır. Kendi türünü katletmekten utanmayan bir egemler sınıfı, doğayı talan etmekten ve diğer tüm canlıları yok etmekten alıkonulamaz. İnsan hayatının hesabını soramayan, tüm canlılığın temsili/kendisi olan Doğa’nın hesabını soramaz. İnsan hayatı karşısında kimin hangi rantın peşinde olduğu yalnızca burjuvaları ilgilendirmelidir.

Şu anki kapanına kısıldığımız ulus devlet sınırlarında; Alevilerin, Ermenilerin, Rumların, Kürtlerin uğradığı katliamlarla yüzleş/e/meyenler, bunların hesabını soramayanlar elbette gün yüzü görmezler. Göremeyiz.

Reyhanlı gibi sert ve ağır bir katliamın ardından disiplinli bir zihinle düşünmek gerekir. Taksim gezi parkı, içki yasağı dahil, her ne olursa olsun, toplumsal hayata müdahalenin hangi aşamasını temsil ediyor olursa olsun insan hayatını hedef alan katliamların ötelenip, “hayat biçimi” argümanın gündeme gelmesi politize kitlelerin dahi odağını bozmaktadır.

Devlet sizinle içki yasağını, gezi parklarını her türlü tartışır. Ama bir katliamı tartışmaz. Tartışmayı gündemde tutanları cezalandıracak yer arar. Sadece gündemde tutmakla kalmayıp hesap sormaya cüret edenleriyse sert kapatma araçlarıyla cezalandırır.

Dünya küçülüyor, haritalardaki sınırlar değişirken belirsizleşiyor. Dünya küçüldükçe korku da ortaklaşacaktır. Ortak sanrıların en kötü yanlarından biri ise herkesin kabul ettiği şeyin karşısına dikilmenin zorluğudur. Devlet kendi ikincil, üçüncül gündemlerini küçük burjuvazinin karşısına dikiyor.

Görmemizi sağlayan güçlü bir merkezi sinir sistemimiz olmadığı için, gündemimizi çevreleyen temsili bir dünya yaratarak yürüttüğü büyük savaş hazırlıklarını gizliyor. Burjuva devlet iktidarı kendi eylemlerini kolektif bir akılsallaştırma ve olağanlaştırma ile gündemleştiriyor. Reyhanlı’yı unutanlar daha büyük katliamlara hazırlıklı olsunlar.

Serdar Uğurlu

http://fraksiyon.org/