Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Hasta tutuklulara özgürlük

İHD verilerine göre hapishanelerde 411 hasta tutuklu bulunuyor. Bunlardan 122'sinin durumu ağır ve bir an önce tahliye edilmeleri g...

İHD verilerine göre hapishanelerde 411 hasta tutuklu bulunuyor. Bunlardan 122'sinin durumu ağır ve bir an önce tahliye edilmeleri gerekiyor.  Birçok tutuklu kurul raporlarına rağmen Adli Tıp'tan bir türlü gelmeyen raporlar nedeniyle içerde tutuluyor. Ocak ayından bu yana dört tutuklu “cezaevinde kalamaz” raporu olmasına rağmen tahliye edilmediği için yaşamını yitirdi.

ÖZGÜR KARAGÖZ

Yüzde 70 ağır hasta raporuna rağmen tahliye edilmiyor

Fen Bilimleri öğretmeni. Milyonda bir görülen malign histiositozis ve akçiğer hastası. Eylül 2011’de Diyarbakır’da KCK adı altındaki operasyon kapsamında göz altına alınarak, tutuklandı. 2 yıldır cezaevinde. 9,5 yıl hapis cezası verildi. 32 yaşında, ölüme terk edilen hasta tutuklulardan sadece biri.

Silvan Eğitim Destek Evleri’nde koordinatör olarak çalışması örgüt üyeliğine delil! Henüz üniversitede öğrenci iken yakalanmış hastalığa. Kemoterapi görürken, tutuklanıp cezaevine girince tedavisi yarım kaldı. Hastalığı günden güne kötüye gidiyor. Doktorları akciğerlerinin tamamen işlevsizleştiğini söylüyor. Marmara Üniversitesi'ne sevk edildi. Solunum fonksiyonu testi dışında hiçbir işleme tabii tutulmadı. Karagöz'ün akciğerinde baloncuklar oluşmuş. Balonların patlaması durumunda makineye bağlı yaşama mahkum olacak. Bu nedenle de her an hastanede kontrol altında tutulması gerekiyor.

METRİS'TE TEK KİŞİLİK HÜCREDE

Ağabeyi Mehdi Karagöz, kardeşinin tedavisi devam ettiği sırada tutuklandığını belirterek, cezaevi savcılığına durumu ile ilgili bilgi verdiklerini, savcının kardeşini tam teşekküllü hastaneye sevk ettiğini söyledi. Hastanenin yüzde 70 ağır hasta raporuverdiğini ifade eden Karagöz, kardeşinin 5 fakülteye gönderildiğini ve hepsinin aynı sonuca ulaştığını kaydetti. Yakalandığı hastalığın başka hastalıklara da yol açtığını aktaran Karagöz, kardeşinin şu anda İstanbul Metris T Tipi Cezaevi’nde tek kişilik hücrede kaldığını belirtti. Karagöz, en son Adli Tıp Kurumuna başvurduklarını belirterek, buradan gelecek olan kararı beklediklerini ifade etti.

***

UĞUR TEKDAL

Konuşacak hali yok, ilaçları verilmiyor


Üniversite öğrencisi. Kanser hastası. Durumu her geçen gün daha da ağırlaşıyor.

İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olan Uğur Tekdal, 4 Haziran 2012'de ülkücü öğrencilerin Kürt öğrencilere yönelik saldırısı sonucu çıkan kavga nedeniyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde konulan Tekdal, kavga sırasında üniversitede bölüm hocasının yanında olduğunu belirtti. Daha sonra bu kavga, üniversitenin Hukuk Fakültesi'nde 8 Mayıs 2012'de kadınlar tuvaletinde meydana gelen patlama dosyası ile birleştirildi. Rektörlük tarafından yapılan açıklamada patlamanın basıç kaynaklı olduğu belirtilse de emniyet ve savcılık bomba kaynaklı olduğunu iddia etti. Avukatları, tüm delilleri çürütmüş olmasına rağmen Tekdal hakkında 'kasten adam öldürmek" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.

BİR SENE SONRA ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE


Tutuklandığında, “ülseratif kolit” teşhisi konuduldu Tekdal'a. Doktarlar tam teşekkküllü üniversite hastanesinde tedavi olması gerektiğini rapor etse de Tekdal, bir sene sonunda tam teşekkülü üniversite hastanesine sevk edildi. Ailesi, 17 Haziran'da İzmit Tıp Fakültesi'nde tedavisine başlanacağı belirtti. Ancak bu süre içersinde Tekdal'ın hastalığı ilerledi. 10 kilo veren Tekdal'ın acil tahliye edilmesi gerekiyor.

'OĞLUM UMUDUNU YİTİRMİŞ'

Tekdal'ın babası Ahmet Tekdal, iki gün önce kapalı görüşe gittiğini ve oğlunun her geçen gün daha kötüleştiğini belirterek, “Bir senede oğlum 10 kilo verdi. Ayakta duracak, konuşacak hali bile yok. Yemek yiyemiyor. Sürekli midesi bulanıyor. Artık umudunu yitirmiş. Bize, 'artık gelmeyin. Değişen bir şey olmayacak' dedi. Oğlumun tedavi olmasını istiyorum. Adalet Bakanlığının, cezaevi müdürünün yardımcı olmasını bekliyoruz” diye konuştu.

'İLAÇLARI VERİLMİYOR'


Dayısı Ömer Ay ise, Tekdal'ın umudunu yitirdiğini söyledi. Doktorların verdiği ilaçlara cezaevi idareesinin el koyduğunu belirten Tekdal, “Bazı ilaçların cezaevine sokulması yasakmış! Bu ilaçları doktorlar veriyor. Yeğenim ağır hasta. Anlamak mümkün değil” şeklinde isyan etti.
***

Eylemler sürüyor

Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu (DÖDEF), hasta tutsakların serbest bırakılması amacıyla İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki ana kapısı önünde bir eylem düzenledi. Eyleme ağır hasta tutuklu İstanbul Üniversitesi öğrencisi Uğur Tekdal'ın babası Ahmet Tekdal da katıldı.

DÖDEF adına konuşan Aynur Kara arkadaşları Uğur Tekdal’ın, o anda sınavda olduğu kanıtlanmasına rağmen karışmadığı bir kavga sebebiyle tutuklandığını belirterek “arkadaşımız gizli tanık ifadelerine dayandırılarak tutuklanmıştır" dedi. Doktorların cezaevinde tedavisinin mümkün olmadığı söylemesine rağmen Tekdal'ın tahliye edilmediğinin belirtildiği açıklamada bütün hasta tuksakların bir an önce tahliye edilmesi istendi.

Baba Ahmet tekdal ise şöyle konuştu: Oğlumu cezaevinde görmeye gittim, çok hasta, arkadaşı koluna girerek getirdi görüşe. Oğlum kanser. Cezaevinde 70 kilodan 40 kiloya düşmüş. Ayağa kalkacak hali bile yok. Oğlumu hastaneye götürüp getiriyorlar, ağrı kesici verip geri gönderiyorlar, bakmıyorlar bile durumu nedir diye. Eskiden de bir raporu vardı, kullandığı iki ilaç vardı, onlardan birini de kestiler, vermiyorlar. Oğlum o ilacın yetersiz geldiğini söylüyor. Uğur Koç

***

Mete Diş hemen tahliye edilmeli
İstanbul Üniversitesi Çapa Adli Tıp Anabilim Dalı, kanser hastası tutuklu Mete Diş ile ilgili rapor hazırladı. Rapora göre, “Diş’in tutuklu kalması, kemoterapi sonrası oluşabilecek etkilerin ardından sağlık hizmetlerinde gecikmeye ve ölümüne sebep olabilir.”

Mete Diş’in avukatı Evrim Deniz Karatana, dün Diş’in yargılandığı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak tahliye talebinde bulundu.

Avukat Karatana verdiği dilekçede, iki gün önce Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde hayatını kaybeden kanser hastası tutuklu İrfan Eskibağ’ın zamanında tahliye edilmediğini de belirtti ve İsmet Ablak, Abdullah Akçay ve Muhlis Barut gibi onlarca hasta tutuklunun ölümüne seyirci kalındığını ifade etti.

TEK KİŞİLİK HÜCREDE

26 yaşındaki Mete Diş, 25 Kasım 2010’da tutuklanarak Kandıra’daki Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Diş, DHKP-C üyeliğinden yargılanıyor.

Yaklaşık 2,5 yıldır üç kişilik hücrede tutulan Diş’e 25 Şubat’ta testis kanseri teşhisi konuldu. 5 Mart’ta Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kemoterapi tedavisine başlandı. Diş, Kocaeli Cezaevi uzak olduğundan, Maltepe Cezaevi’ne sevk edildi. Ancak burada tek kişilik hücreye kondu.

Avukatları bu koşullarda tedavi edilemeyeceği gibi hastalığının daha da ilerlediğini belirterek Diş’in çıkarıldığı 19 Mart’ta görülen son duruşmada tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti ise Adli Tıp Kurumu’nun Diş’in hapishane koşullarında kalıp kalamayacağına ilişkin rapor düzenlemesini istedi.

TUTUKLU KALMASI UYGUN DEĞİL


İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı imzalı rapor, 6 Mayıs’ta tamamlandı. Raporda özetle şu ifadeler yer aldı:

“Mete Diş’in tutukluluğunun devamı sağlığı açısından uygun değil ve iyileşme sürecini olumsuz etkiler. Kemoterapiye bağlı yaşanacak rahatsızlıklar karşısında, tutuklu bulunması sağlık hizmetlerinde gecikmeye sebebiyet vereceğinden ölümüne neden olabilir.”

Avukat Karatana da bu raporla birlikte mahkemeye başvurarak tekrar tahliye talebinde bulundu.
ELÇİN YILDIRAL/BİRGÜN