Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Kimsesiz çocuklara 10 yaşından itibaren harem-selamlık uygulaması

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesini gerekçe göstererek gönderdiği genelge doğrultusunda, ki...

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesini gerekçe göstererek gönderdiği genelge doğrultusunda, kimsesiz çocuklarda 10 yaşından itibaren haremlik selamlık uygulamaya geçildiği ortaya çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Meltem Yılmaz'ın haberine göre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı kuruluşlarda kalan kimsesiz çocuklara harem-selamlık uygulama başlatıldığı ortaya çıktı. Ayrıca yeni hizmet modeli olarak kamuoyuyla paylaşılan Çocuk Evleri’nin büyük bir kısmının yönetim ve denetimi derneklere bırakılmış durumda.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 28 Ağustos 2012 tarihinde valiliklere gönderdiği “12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında kuruluşların yapılandırılması” konulu genelgesinde skandal bir karara imza atıldı. Buna göre kimsesiz çocukların 10 yaşından itibaren kız ve erkek çocuklar olarak ayrı kuruluşlarda hizmet alması sağlanacak. Bakanlığın 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesini gerekçe göstererek gönderdiği genelgede, “kuruluşlarımızdan hizmet alan çocukların yaş, cinsiyet, eğitim ve gelişimsel özellikleri dikkate alınarak 10-13 yaş erkek çocukların müstakil bir kuruluşa yerleştirilmesi ve buna göre kuruluş planlamasının yapılması” ifadeleri yer aldı. Bu, erkek ve kız çocukların ayrı ayrı kuruluşlara yerleştirilmesi anlamına geliyor.
Kardeşler bile ayrılıyor
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı yetiştirme yurtlarında kalan çocuklar, 2010’dan itibaren, yaşlarına göre “Sevgi Evleri” ile “Çocuk Evleri”ne nakledilmeye başlanmıştı. Şu an Türkiye genelinde 40 Sevgi Evi’nde 3 bin; 440 kadar Çocuk Evi’nde ise 3 bine yakın çocuk, koruma ve bakım hizmetlerine tabi tutuluyor. 2014 sonuna kadar tüm yurt ve yuvaların Sevgi ve Çocuk evlerine taşınmış olması hedefleniyor. Türkiye genelinde devletin koruma ve bakımına muhtaç çocuk sayısı ise 23 bin. Buna göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 28 Ağustos 2012 tarihli genelgesi doğrultusunda koruma ve bakım hizmeti alan çocuklar, 10 yaşından itibaren kardeşleri de dahil karşı cinsten kimseyle aynı kurumda yaşayamayacaklar.
Genelgenin, kurum bakımı hizmetinden yararlanan çocukların karşı cinsten öz kardeşlerinden ayrılmasına daha fazla neden olacağı, benimseyip alıştıkları bakıcı anneleri ve arkadaşlarının sürekli değişeceği ve ait olma duygusunun gelişmesini engelleyeceği şeklinde yorumlanıyor.
Denetim sorunu
Bir başka sakıncalı uygulama da Çocuk Evleri’nin yönetim ve denetimi alanında yaşanıyor. Yasaya göre Çocuk Evleri’nin işleyiş, kontrol ve denetiminin Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri’ne bağlı Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi’nin sorumluluğunda olması gerekirken, halihazırdaki uygulamada Çocuk Evleri’nin yönetim ve denetimi neredeyse tamamen derneklerin eline geçmiş durumda.
İstismara açıklar
İstanbul genelindeki Çocuk Evleri’nin büyük bir çoğunluğunun “sorumluluğunu” üstlenen Nevzat Tarhan’ın başkanlığını yürüttüğü Mutlu Yuva Mutlu Yaşam Derneği, buralarda görevlendirilecek bakım elemanlarına sertifika vermekten başlayarak, bakıcı anne istihdamı, çocukların ev ve okul yerleştirmesi, maddi ihtiyaç ve giderlerin sağlanması gibi; Çocuk Evleri’nin her alandaki yönetimini gerçekleştiriyor. Bu evleri denetleyecek meslek elemanlarının ise kadrolu olmayan ve yine derneklerin yönlendirmesiyle alınan hizmet alımı personelinden oluşması ise kimsesiz çocuklar üzerinde karar mercii konumuna gelen derneklerin çocuklara yönelik her türlü istismarını da olanaklı kılıyor.
Cinsiyetçi bakışın kanıtı
Mevcut yönetmelik, 13-18 yaş arası çocukların kız ve erkek olarak ayrı ayrı yerleştirilmesini öngörürken, bakanlığın söz konusu genelgesi bu sınırı 10 yaşa çekiyor. Bu durum, 10 yaşındaki çocuklara cinsiyetçi bir bakış getirildiğini gösteriyor.