Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Tehdit, şantaj ve hukuksuzluk... Ziraat Bankası'nda neler oluyor?

İbrahim Feyzi Ustaoğlu, T.C. Ziraat Bankası emeklisi. İçerideki hukuk dışı personel uygulamalarına, tehdit ve şantaja karşı verdiği müc...

İbrahim Feyzi Ustaoğlu, T.C. Ziraat Bankası emeklisi. İçerideki hukuk dışı personel uygulamalarına, tehdit ve şantaja karşı verdiği mücadelede sesini duyurmaya çalışıyor. Emekli olmadan önce idarecilerden ciddi baskılar görmüş, baskılara boyun eğmeyerek emekli olmuş. Banka yönetimi, Ustaoğlu’ndan kurtulduğunu sansa da, esas mücadelesi emekli olduktan sonra başlamış. Sekiz sayfalık bir dilekçe ile Başbakanlık başta olmak üzere Adalet Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve T.C. Ziraat Bankası Yönetimi de dahil olmak üzere birçok kuruma şikayette bulunmuş. Banka Yönetimi susmuş, BDDK personel sorunları yetki alanımızın dışında diyerek başvurusunu geri çevirmiş fakat başka bir kurum başvurusunu Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına yönlendirmiş. Savcılık soruşturmayı başlatmış.

‘Başbakanın haberi yoktur!’

Bankada son iki yıldır personel uygulamalarında bir kaos yaşanıyor. Sadece Ustaoğlu değil, binlerce çalışan mağdur durumda. Halk Bankasından Ziraat Bankasının başına getirilen Genel Müdür Hüseyin Aydın, Ziraat Bankası personelini emekli ederken, başka bankalardan emekli olanları da bankada işe başlatıyor. Kendi çalıştığı Şubeden örnek veriyor Ustaoğlu “Yöneticiler uygulamalar hakkında ‘bizden bilmeyin. Hükümet politikası’ diyorlar. Hükümet politikası değil, işlerine gelmeyenleri çıkarıyorlar. Hükümet on yıldır hükümet, Can Akın Çağlar’ın genel müdürlük yaptığı dönemde hükümet politikası değildi de, şimdi Genel Müdür Hüseyin Aydın döneminde mi hükümet politikası oldu? Hüseyin Aydın hükümetin gücünü kendisine kullanıyor. Başbakanın tüm bunlardan haberi var mı?” Ustaoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi seçmeni ve banka içerisinde personele uygulanan bu kıyıma hükümetin alet edilmesine karşı. Adalet istiyor “Banka yönetimi, personeli emekliye ayırırken adil davranmalıydı. Bankanın bu konuda çıkardığı yönetmelik zaten Anayasa'nın 65 yaşına kadar çalışma hakkına aykırıdır. Genel Müdür Hüseyin Aydın ve Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Karslı kaç yaşında? Kendilerine başka, müdürlere başka, personele başka davranmaya hakları yok. Bu anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı. Personele baskı kuruyorlar, direnenleri cezalandırıyorlar, kendi adamları kaç yıllık olursa olsun onları da kayırıyorlar! Yok böyle hakları. Bu yönetmelik kendilerini ve kayırdıkları adamları kapsamıyor mu? Kapsıyor. Bu ahbap çavuş ilişkilerinin altında hangi menfaatler yatıyor? Evet, bunlar bir iddiadan ileri gerçektir. Çünkü ben yaşadım. Bu yönetmelik ve uygulamaları hükümet değil, Ziraat Bankası yönetimi ve onların atadığı yöneticiler yapıyor ve suç işliyorlar! Kimsenin personeli sorgulamaya, tehdit etmeye, yalancı şahitliye zorlamaya hakkı yoktur ama maalesef personele uygulanan bu psikolojik şiddet, Genel Müdür Hüseyin Aydın ve adamlarının yönetim tarzı. Bölge Yöneticisi ve Koordinatörlerin onayı ile adam kayırmaca, kollamaca adet haline geldi. İşine gelene pekiyi dediler, yaşı büyük-hizmeti aşmış olsa bile ‘tam kafama göresin, sana ünvan’ dediler. Örnekleri çok. Bildiğim iki bayan kardeşim, biri gelinliğini çamura atarak, baskıya ve usulsüz işlem tekliflerine ve ayrımcılığa dayanamayarak istifa ettiler. İşsiz kaldılar. Bir bayan arkadaşım ‘müdür beni tedirgin ediyor’ dedi. Benden seslerini duyurmamı istediler.”

Ziraat Yöneticileri “Rakı değil, ayran için!”

Sayın Ustaoğlu’nun bir de içki iddiası var. Aslında iddia da değil, tüm personelce bilinen bir gerçek. Bilindiği gibi bankalar yöneticilerine temsil ödeneği tahsis ederler. Bu ödenek müşterilerin ağırlanması, özel günlerde çikolata, hediye vb. masrafı olarak düşünülmüştür, kağıt üzerinde. Ama pratikte birçok yönetici bu ödeneği farklı amaçlarla da kullanır. Peki personelin alın teri ile kazanılmış paraların, birilerinin meze sofralarında harcaması doğru mu? Ustaoğlu’nun bu konuda da söyleyecekleri var “Bankanın içki ödeneği yok. Ama, Banka giderlerinden içki parası ödendiğine tüm personel tanıktır. Bu iddialarımı 09.07.2012 tarihli noter dilekçem ve 21.12.2012 tarihli 8 sayfalık ihtarnamemde açık olarak belirttim. Ancak bu zamana kadar kimse sormadı, bu içki meselesi nedir? Kimler içmiş? Başbakanım bunları duymalı..”

Ömrünü bankada çalışarak geçirmiş bir emekli olarak Ustaoğlu, banka isminden T.C.’nin kaldırılmasına da karşı “Bu gün hala devlet Bakası olan T.C.Ziraat Bankası AŞ.’den T.C.nin kaldırılma isteği kabul edilemez bence. Personel de çoğunlukla benimle aynı görüşte. Bizler ancak Türkiye Cumhuriyeti’nde, Ay yıldızlı Bayrağımız ve İstiklal Marşımız ile yaşayabiliriz.”

Bu konuşmadan sonra Bankanın Karadeniz koordinatörlüğü ve bölge yönetimi hakkında biraz bilgi topladık. Meğer arı kovanına çomak sokmuşuz. Karadeniz yönetimi, Karadeniz gibi dalgalı. Mail üstüne mail aldık. Hatta çoğunlukla eleştirdiğimiz müdürler bile yönetime isyan etmiş durumda. “personeli savunuyor bize yükleniyorsunuz ama bir de bizi dinleyin” diyordu bir müdür. “Geçenlerde performans toplantısına çağrıldık. Toplantı gece saatlerinde bitti. Ne haysiyetimiz kaldı, ne şerefimiz. İşittiğimiz hakaretlerin haddi hesabı yok. Cevap verseniz, ertesi gün tayininiz çıkıyor. Ricalı krediye yok deseniz, anında başka yerdesiniz, hepimizin çoluk çocuğu var...”

Vahim. Kimsede mutluluk, çalışma isteği kalmamış. Personelin sağlık sorunları tüm şubelerde çığ gibi büyüyor. Umutsuzluk, kırgınlık yerini kabaran bir öfkeye bırakıyor. Güvenlik görevlisinden müdürüne kadar bir tükenmişlik yaşanıyor kurumda. Ücretler askıya alınmış, sigorta primi hayal olmuş. Zam zaten başka bahara. Yönetim, personele sigorta satış hedefi vermiş, satışın karşılığında personel de sigorta primi isteyince “Siz sigortacı mısınız, ne primi istiyorsunuz?” demişler. O halde sormak lazım, siz bu bankayı yönetmek için o koltuklarda oturuyorsunuz, neden toplantı başına huzur hakkı alıyorsunuz? Ve, toplantı başına aldığınız huzur hakkı kaç binlerce lira?

Defalarca bu köşeden uyardık. T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın rakamlarla övünürken, personelinize kulaklarınızı kapamayın dedik. Bu rakamları gerçekleştiren 24 bin kişilik bir işçi ordusunun emeğinin karşılığını verin dedik. Haksız yere insanları işten çıkarmayın, vicdana sığmaz dedik. “Ah” alma, altında kalırsın dedik. Kul hakkı, sende kalmaz dedik. Biz dedikçe Hüseyin Aydın hakkımızda her biri 50.000TL’lik davalar açtırdı. O bize dava açtırdıkça biz dedik.

Demeye de devam edeceğiz…

twitter.com/brscck
bcicek2011@gmail.com