Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

THY işten çıkardıklarını grev kırmaya çağırıyor!

AKP hükümetinin tehditlerine, THY yönetiminin baskısına, çevik kuvvete, TOMA’lara, yandaş ve ana akım medyanın grev kırıcı propagandası...

AKP hükümetinin tehditlerine, THY yönetiminin baskısına, çevik kuvvete, TOMA’lara, yandaş ve ana akım medyanın grev kırıcı propagandasına karşı THY çalışanları grevin üçüncü gününde direnişe devam ediyor. THY ise, süpriz bir karar ile sendikayı sözleşme imzalamaya çağırdığı iddia ediliyor.
Güncelleme 19:43
THY emekçilerinden aldığımız bilgiye göre, THY yönetimi THY 305'ten daha önce kovduğu emekçileri arayarak "uçuşa gelin" teklifinde bulunuyor.

Güncelleme 17:30
Uçuşlarını bırakarak greve katılan THY çalışanları grev alanına gelirken, facebook sayfası üzerinden dayanışmalarını yükselten havayolu emekçileri “Çoğalarak grevdeyiz!” mesajları ile mücadelelerini yükseltmeye devam ediyor.
greve-katilim.jpg
THY’nin basına sızdırdığı 22 Mayıs tarihinin işveren için kritik olduğuna dikkat çeken havayolu emekçileri, bu tarihe kadar THY’nin elindeki personelin azalacağının ve sıkışacağının altını çiziyor.
grevdeyiz.jpg
Foto: Hava-İş facebook sayfası

Güncelleme 17:00
THY'nin medyaya servis ederek Hava-İş'i sözleşme masasına çağırmasını eleştiren Ayçin, "THY’nin böyle bir niyeti varsa karşısında tüzel kişilik var. Yazısını yazar, bize gönderir biz de yönetim kurulunda değerlendirir kararımızı veririz" dedi. Resmi bir teklif gelmesi halinde bunu değerlendireceklerini ve sözleşmeye kalınan yerden devam edeceklerini belirten Ayçin, "Samimi olurlarsa iyi niyetli adım görürsek aynı adımı atarız" dedi.

Güncelleme 16:15
Hava-İş’in bir süredir dile getirdiği THY’nin uçuş emniyetinin tehlikeye attığı şikâyetleri EASA’yı (The European Aviation Safety Agency) harekete geçirdi.
Türk Hava Yolları’nda 15 Mayıs günü başlayan grev süresince birçok uçuşta usulsüzlük yapılması üzerine EASA, Türk sivil havacılığına, “İddiaları araştırın” dedi. Bunun üzerine Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM), THY uçuşlarını mercek altına alacağı ifade ediliyor.

thy-grev-ic.jpg
Güncelleme 16:00
Hava-İş Sendikası ile THY arasında karşılıklı açıklamalar sürerken, THY Yönetimi sendikayı 22 Mayıs'ta 24. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'ni imzalamaya çağırdı.
THY'den yapılan açıklamada, "15 Mayıs’tan bu yana yaşananlar sonucu oluşan tablo, çalışma arkadaşlarımızın iradesinin de konunun anlaşma ile sona erdirilmesi yönünde olduğunu göstermektedir. Bu çerçevede Hava-İş Sendikası’nı 22 Mayıs 2013 tarihine kadar 24. Toplu İş Sözleşmesi’ni imzalamaya davet ediyoruz" denildi. Airporthaber'de yer alan habere göre açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu tarihe kadar 24. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) imzalanamadığı takdirde Türk Hava Yolları, Sendika üyesi olsun olmasın tüm çalışanlarımızın 23. Dönem TİS ile sağlanan mevcut çalışma koşullarından, sosyal ve özlük haklarından kesinlikle hiçbir geriye gidiş olmaksızın; uçucu arkadaşlarımızın uçuş planlamaları ile ilgili 23.Dönem toplu iş sözleşmesinde yer alan tüm kurallar ve limitler aynen geçerli olacak şekilde uygun bir ücret artışı yapmayı kararlaştırmıştır."
Hava-İş Genel Sekreteri Mustafa Yağcı ise kendilerine henüz resmi olarak böyle bir çağrı yapılmadığını duyurdu. Yağcı, resmi çağrı yapıldığı takdirde sendikanın ilgili kurullarında konuyu değerlendireceğini ve görüşünü açıklayacağını ifade etti.

Türk Hava Yolları, 15 Mayıs’ta başlayan grevin ilk iki gününde uçuşlara katılmayan 209 kabin memurunun aylık uçuşlarını kestiğini bildirdi.
Edinilen bilgiye göre grevin ilk iki gününde uçuşlara katılmayan 209 kabin memuru, aylık programdan çıkarıldı. THY'nin, aylık programdan çıkarılan kabin ekiplerinin yerine yeni planlamalar yaparak uçuşları bu ekiplerle devam ettireceği öğrenildi.
Konuyla ilgili Hava-İş’ten yapılan açıklamada, “Hani bir kişi bile grevde değildi?” diye sordu. Hava-İş yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“İşveren iyice zora girdiği için artık akıl almaz kara propagandaya başladı. DHMİ, SHGM bir kısım medya da bunun aracı olarak kullanılıyor. Yalan haberlerle sizlerin direnci kırılmaya çalışılıyor. Yasa gereği greve çıkan işçi zaten o saatten itibaren çalışmıyor demektir. İşveren özellikle bir rakam ortaya atarak sizlerin moralini bozmak için bu taktiği kullanıyor. Hani 1 kişi bile grevde değildi?"
Tüm baskı ve tehditlere rağmen greve devam ettiğini duyuran Hava-İş Sendikası, “Haklarımızı koruma ve kullanma cesaretimiz var. Çünkü hiçbir güç Hava-İş sendikasına diz çöktüremedi bundan sonrada çöktüremeyecek” dedi. Grev alanında olduklarını ve her geçen gün çoğaldıklarını belirten Hava-İş, THY Yönetim Kurulu Başkanına şöyle seslendi:
“Maliye Bakanını yanına alacaksın,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını yanına alacaksın,
Ulaştırma Bakanını yanına alacaksın,
TOMALARI çevikleri yanına alacaksın,
Kolluk güçlerini yanına alacaksın,
Havalimanını düşman askeri görmüş gibi ablukaya aldıracaksın,
Her grev nöbetçisinin başına sivil polis dikeceksin,
Personelin ensesinde boza pişireceksin,
İşsizlikle tehdit edeceksin. Sonrada;
Grevi kırdım diye övüneceksin. İşte sizin demokrasiniz ve insan hakları anlayışınız
Ancak görüyorsun ki her şeye rağmen korkusuzca ve onuruyla senin kapının önüne geldiler.”
THY A.O Yönetiminin grevi kırmak amaçlı zorlamalarla uçuş emniyetini tehlikeye attığına dikkat çeken Hava-İş, personelin çalışmaya zorlandığını, telefonlar ile sürekli taciz edildiğini belirtti. Örneğin uçağını Ankara’da bırakarak greve katılan kaptan Hüseyin Abadanç’ın hâlâ tacizle göreve çağrıldığını belirten Hava-İş, THY’nin seferleri birleştirip yapmadığı seferlerin ekipleri ile grevcilerin boşluğunu doldurarak uçuşları devam ettiği izlenimi verdiğini vurguladı. Eğer THY’nin iddia ettiği gibi uçuşlar aksamıyorsa “Neden insanlara arayarak taciz ediyorsunuz?” diye soran Hava-İş, “Her şeye rağmen biz greve devam ediyoruz. Zafer onuruyla direnenlerin olacak” dedi.
Medyada grev karşıtı kara propaganda
Öte yandan, hem ana akım hem de yandaş medyada greve karşıtı propaganda yalan haberler ile devam ediyor. Grev öncesi sendika ve işçi düşmanı ifadeler içeren bir köşe yazısına yer vermesiyle havayolu emekçilerinin protestosu ile karşılaşan Habertürk gazetesi, grev döneminde de kara propagandayı sürdürüyor.
Son olarak Habertürk gazetesinden muhabir Ünsal Ereke imzası ile bugün yayınlanan röportaj ciddi tepki çekti. Röportajda, Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin’in “İstifa etmeyeceğim, ben de kandırıldım” dediği iddia edildi. Haberde Ayçin’in “Üyelerimiz sözlerinde durmadı. Greve katılım düşük. Ancak şu anda gündemimde istifa yok” dediği ileri sürüldü.
Airporthaber’de de yer alan bu asılsız habere ilişkin kısa bir süre içinde açıklama yapan Hava-İş Genel Sekreteri Mustafa Yağcı, “Söz konusu haber yapan kişinin kendi yorumu olup haberin içeriği okunduğunda bu konuda bu anlamda hiç bir değerlendirme bulunmamaktadır. Grevimizin giderek güçlendiği bir aşamada yapılan bu haberin bu başlıkla yayınlanmasının amacının ne olduğunu herkes bilmektedir. Haber sendikamızca tekzip edilecektir” şeklinde konuştu.
grev-alani.jpg
Ayçin: “Havayolu emekçisinin onurlu mücadelesine karşı psikolojik bir harp başlatıldı”
Bahsi geçen haberin yanı sıra grevin gidişatı ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin ise, ilgili muhabir arkadaşı bir süredir aradığını ancak telefonlarına çıkmadığını ifade etti. Muhabir Ünsal Ereke’nin dün kendisini aradığını ve “ Grev başarısız bir şekilde başladı, kamuoyunda size karşı tepki var. İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” diye sorduğunu belirten Ayçin, yaptığı açıklamaların çarpıtıldığını kaydetti.
Özellikle medya aracılığıyla havayolu emekçisinin onurlu mücadelesine karşı psikolojik bir harp başlatıldığını vurgulayan Ayçin, greve katılımın sürekli arttığını ifade etti. THY işvereni ile her gün şu kadar uçak kalktı gibi bir polemiğe girmek istemediğini belirten Ayçin, “Sadece şunu soruyorum 29 Mayıs 2012 tarihli eylemde bundan daha az bir katılımlar 260 sefer iptal edilmişken şimdi 2000’ne yakın kişinin katıldığı bir grevde hiç mi sefer iptal olmaz” diye sordu. Ayçin “2000’e yakın kişi burada otururken hiçbir sefer aksamadı demek gerçeği yansıtmıyor” dedi.
“THY çalışanları Hava-İş'in onurlu tarihine yine onurlu bir sayfa ilave edecek”
Grevin maalesef yetersiz bir sayı ile başladığını, bunu kendilerinin de kabul ettiğini ifade eden Ayçin, grevin ilk gününde havalimanına yığılan çevik kuvvetin, polis ablukasının bu durumun birincil nedeni olduğunu dile getirdi. TOMA’ların, çevik kuvvetin etkisinin havayolu emekçileri üzerinde dağıtıcı bir rol oynadığını belirten Ayçin, “355 gündür Atatürk Havalimanı'nda eylemimize devam ediyoruz. Kimsenin kılına zarar gelmedi. Ancak yasaların bize tanıdığı hakkımızı kullanmamıza rağmen havaalanının işgal altındaki bu görüntüsü maalesef arkadaşlarımızı savurdu” dedi.
Grev kararının tek bir kişiyle alınamayacağını, bu kararın yönetim kurulu ve üyeler ile birlikte aldığını kaydeden Ayçin, grev aşamasına gelene kadar yapmış oldukları görüşmelerde tabi ki Hava-iş üyelerinin greve son çare olarak baktıklarını ancak aksi bir karar alınması halinde de alınan kararın arkasında olacağız sözü verdiğini kaydetti.
Tüm bu bütünlüklü ablukaya rağmen THY çalışanlarının Hava-İş'in onurlu tarihine yine onurlu bir sayfa ilave edeceklerine inancının tam olduğunu belirten Ayçin, “Zafer onuruyla direnen havayolu emekçisinin olacak” dedi.
SHGM’de siyasi kadrolaşma
Ayrıca uçuşlarda sertifikasız, eğitimini yeni tamamlamış personelin yanı sıra Sun express’ten, Atlasjet’ten çalışanların görevlendirildiğine dikkat çeken Ayçin, uçuşların emniyetinin tehlikeye atılmasıyla ilgili olarak Sivil Havacılık Genel Müdürülüğü’ne başvurduklarını fakat olumlu bir yanıt alamadıklarını belirtti.
Bu durumun temel nedeninin siyasi kadrolaşma olduğunu vurgulayan Ayçin, sadece grev zamanı değil daha önce de yaptıkları hiçbir şikâyete yanıt alamadıklarını kaydetti. Ayçin, Sivil Havacılık Genel Müdürü (SHGM) Bilal Ekşi’nin hızla tırmandığı kariyer basamaklarının altını çizdi. THY Teknik A.Ş.`de Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ekşi’nin bir süre sonra bağımsız olması gereken Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne atandığını dile getirdi.
Topçu’dan ’ileri’ sendikal tezler
Öte yandan bugün Anadolu Ajansı’nın sorularını yanıtlayan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ise havayolu emekçilerini ve sendikayı tehdit etmeye ve suçlamaya devam etti. Topçu, "Ben yakarım, yıkarım, zarar veririm ama ondan sonra gelir toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde bunu hallederim" düşüncesinin geride kaldığını, suç işleyen ve zarar verenin, bedelini ödeyeceğini dile getirdi.
Hava-İş’in ideolojik sendikacılık yaptığını iddia eden Topçu, “Bu grev, ideolojik sendikacılığın bittiğinin göstergesidir. Artık dünyada modern sendikacılık vardır" diyerek sendikacılık tarihine "yeni tezler" eklemiş oldu. Literatüre modern ve ideolojik sendikacılık kavramlarını ekleyen ve yalnız kendi kullanan Topçu, "Önümüzdeki günlerde bunu herkes görecek. Hiçbir sendika çalışanının yöneticisini dinlememesi, sendikanın itibarının yerlerde sürünmesinin ve şu anda çalışan nezdinde hiçbir itibarının olmamasının göstergesidir” şeklinde konuştu.
Çalışma hakkının anayasal bir hak olduğunu ve sendikanın, çalışanlarının bu hakkını kullanmamaları için baskı yaptığını ileri süren Topçu’nun aynı şekilde grevinde anayasal bir hak olduğuna değinmemesi ise dikkatlerden kaçmadı.
(soL- Haber Merkezi)