Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, dün gecenin bilançosunu çıkardı. Buna göre, 2'si ağır toplam 132 yaralı. Yaralı sayısının giderek arttığına dikkat çekildi. Okmeydanı'nda 14 yaşında bir çocuk ölüm kalım mücadelesi veriyor. ÇHD'nin açıklaması şöyle:
Polis'ten 'sokağa çıkma' yasağı anonsu
Başbakan'ın dün Sincan'da gerçekleştirdiği mitingde verdiği talimatın hemen akabinde Gezi Parkı'na yapılan müdahale bütün ülkeyi yangın yerine çevirmiş durumda. Faşizm sokaklarda kol geziyor. Emniyet güçleri sokak aralarında gezerek gayri resmi ve hukuksuz bir biçimde, saat 20.00'ye kadar sokağa çıkma yasağı olduğu anonsunda bulunuyor. Buradan bütün kamuoyuna bildiriyoruz: Bu tür bir yasaklama hukuksuzdur, yok hükmündedir! AKP yetkilileri, İstanbul Valisi ve tüm diğer yetkililer suç işlemektedir!
Gezi Parkı'na yapılan azgın polis saldırısının üzerinden henüz 24 saat geçmemişken bilanço şimdiden AKP yetkililerinin hukuk sınırlarını çoktan aştığını ve halkı katletmeyi hedef alan bir operasyonun yürütücülüğüne soyunduğunu göstermektedir. Vali Mutlu tarafından kamuoyuna yapılan açıklamaların tamamı, sürecin başından beri olduğu üzere, yalan ve tahribat içermektedir. Bir yandan sokaklarda devlet terörü kol gezerken, diğer yandan tüm kamuoyu bilgi kirliliğine maruz bırakılmaktadır. Gezi Parkı'nda günlerdir baskıya, zora karşı onurlu bir biçimde direnen eylemciler hakkında Vali Mutlu tarafından saçma sapan bir karalama kampanyası yürütülmektedir. Ancak dün de defalarca bildirdiğimiz üzere, Gezi Parkı'na yapılan müdahalede elde edilen hiçbir şey delil niteliği taşımamaktadır. Zira operasyon basından gizli bir biçimde yürütülmüş, polis tarafından suç delili ve kirli propaganda malzemesi yaratılmasına açıkça zemin oluşturulmuştur.
100'ü aşkın gözaltı bildirimi var
Resmi olarak kabul edilen gözaltındaki kişi sayısı 30'dur. Ancak avukat örgütlerinin ortak kriz masasına gelen bildirimlerin sayısı 100'leri aşmış durumdadır. Ki bu bildirimlerin birçoğu belgeli, fotoğraflı, videolu... Kısacası Mutlu yine yalan söylemektedir. Aynı şekilde yaralı sayıları konusunda da yalan söylenmeye devam edilmektedir. Dün gece yapılan tespite göre 2'si ağır toplam 132 yaralı söz konusudur. Ki bu sayının daha da artmış olduğu gelen bilgiler arasındadır. Zira polislerin Divan Otel ve Ramada Otel'de bulunan revirleri hedef alan azgın saldırısı televizyon ekranlarına dahi yansımıştır. Okmeydanı'nda 14 yaşında bir çocuk ölüm kalım mücadelesi vermektedir. Divan Oteli'ne sığınmış çocukların tamamı ciddi bir biçimde kimyasal gaza maruz kalmışlardır. Kısacası, sokaklarda polis terörüne maruz kalan insanların sığındıkları yerlere dahi saldırmaktan geri durmamışlardır. Başından beri direniş içerisinde aktif bir mücadele sergileyen Çarşı taraftarlarına yönelik bir gözaltı saldırısı başlatılmış, onurlu Çarşı tarafltarları "çete" suçlaması ile itibarsızlaştırılmak istenmektedir. Bu tablo açıkça faşizmdir!
43 yıl sonra Türkiye halkları
Ancak bütün bu karanlığın bir de aydınlık tarafı söz konusudur. Günlerdir direnen halk, dünden itibaren Türkiye'nin bütün meydan ve sokaklarında, direnmenin ve dayanışmanın gücüyle ayaktadır! Avukatlar ayaktadır. Doktorlar ayaktadır. Eczacılar, öğretmenler, öğrenciler, akademisyenler, bu ülkede demokrasi ve özgürlük isteyenler, faşizme karşı omuz omuzadır! 15-16 Haziran olaylarından tam 43 yıl sonra bir kez daha bütün Türkiye faşizme karşı mücadelede tek vücut olma bilinci ile hareket etmektedir. Türkiye halkları dayanışmanın ve direnmenin baskı ve zorun ancak bu güçle dağıtılabileceği bilmektedir!