İSTANBUL’daki evinde geçen hafta vefat eden sinema sanatçısı Tuncel Kurtiz’in son sürprizini, aşkla bağlı olduğu ve yine vasiyeti üzerin...
İSTANBUL’daki evinde geçen hafta vefat eden sinema sanatçısı Tuncel Kurtiz’in
son sürprizini, aşkla bağlı olduğu ve yine vasiyeti üzerine gömüldüğü
Kazdağları’nın insanlarına yaptığı ortaya çıktı. Kurtiz, aynı zamanda diş
hekimliği de yapan amatör fotoğrafçı Tolga Özmen’in, Kazdağları’nda yaşayan
köylülerin zeytin hasadı sırasındaki çileli yaşamını anlatan fotoğrafları
gördükten sonra, zeytine, yöre insanına olan aşkını, eşiyle yazıya döktü ve
seslendirdi. Yaklaşık iki hafta önce tamamlanan ve henüz montaj aşamasında olan
belgesel çalışma, Kurtiz’den geriye kalan son eser oldu. Geçen cuma günü İstanbul’da spordan döndükten sonra evinde fenalaşıp hayatını
kaybeden Tuncel Kurtiz, hayatında çok önemli bir yere sahip olan Kazdağları
eteklerindeki, Balıkesir’in Edremit İlçesi’ne bağlı Çamlıbel Köyü’nde son
yolculuğuna uğurlandı. Ölümüylü sevenlerini üzüntüye boğan sanatçının son
sürprizi ise, son yıllarda hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Kazdağları
insanlarına oldu. Özellikle yaz aylarını Kazdağları’ndaki Çamlıbel Köyü’nde
geçiren Tuncel Kurtiz, bu yörenin insanlarıyla da büyük dostluklar geliştirdi.
Kurtiz, Burhaniye’de diş hekimliği yapan, kendisinin de tedavilerini yaptırdığı
amatör fotoğrafçı Tolga Özmen’in kendisine gösterdiği bölge insanının zeytin
hasadı sırasında yaşadığı zorlukları anlatan fotoğrafları gördükten sonra
çalışmada yer almak istedi. Hasat mevsiminde zor koşullarda zeytinin toplanmasından yağ sıkımına kadar geçen
süreci anlatan fotoğraflar üzerine Tuncel Kurtiz de eşi Menend Kurtiz ile
birlikte metin yazdı. Barışın simgesi altın sarısı yağıyla zeytin sevgisine ve
insanların yaşadıkları zorlukları Kurtiz kendi sesiyle anlattı. Yaklaşık iki
hafta önce tamamlanan ve henüz montaj aşamasında olan çalışma da, ünlü
sanatçının hem büyük sevgi beslediği Kazdağları’nın insanlarına son sürprizi,
hem de kendi yaşamının son çalışması oldu. Kurtiz, eşiyle zeytini ve hasata katılan insanları, şöyle anlattı: 'Ben
ağaçlardan hepsini severim ama zeytin ağacı bir başka. Herşeyden önce
simgeledikleriyle. Yapraklarıyla barış, altını sarısı yağıyla mutluluktur.
Zeytin, insanoğlunun hayatında çok önemli bir yer tutar. Bir efsane ağaçtır
zeytin. Nuh Tufanı’nda ağzında zeytin ağacıyla gelen güvercin, tufanının
bittiğini müjdelerken, umut ve barışın simgesi olmuştur. Bu ağaç ne batılı, ne
de doğuludur, cihanşumüldür. ’Onun yağı, bütün dünyayı ilelebet aydınlatır’ diye
yazar Burhan Oğuz. Peki kutsal zeytin ağacının meyvesi zeytin, hangi çabalarla
hasat edilir. Hangi acılarla, ayazda, yağmurda, hastalıklarla traktör
sırtlarında sakatlık ve ölümlerle sonuçlanan kazalar sonrasında toplanır zeytin.
O altın renkli kutsal su, kimlerin güçleriyle üretilir ve verilen onca emeğin
karşılığı nedir? Yoksulluk mu, hastalık mı, ölüm mü? Bu mu zeytin emekçisinin
kaderi? Ne diyor Cemal Süreya, ’Şelaleye düşmüştür zeytinin dali. Celaliyim,
celalisin, celali’' Mini belgesel film olarak düşünülen çalışmada, önce Tolga Özmen’in fotoğrafları
geçerken, fonda Kurtiz’in anlatımı yeralıyor. Son planda ise Kurtiz, son
aylardaki ak sakallı görüntüsüyle anlatımını sürdürüp belgeseli tamamlıyor.
ÖZMEN: İNSANLARIN ZOR YAŞAMINI ANLATTI
Zeytin Fotoğraf Amatörleri Derneği Başkan Yardımcısı, Diş Hekimi Tolga Özmen, 'Kendisine, bizim muayenehanemize geldiğinde çalışmalarımızdan bahsettim. Bu fotoğrafları da gördükten sonra dernek çalışmamızda yer almak istediğini söyledi. Çalışma henüz tamamlanmadı ama kendisi kısa sürede eşiyle yazıyı kaleme aldı ve bizim için seslendirdi. Bu kadar büyük bir sanatçının bu kadar alçak gönüllü bir şekilde her zaman büyük sevgi beslediğini söylediği Kazdağları’na ve insanlarına, bir yerde hem son armağanı ve hem de son hatırası oldu' dedi.
ÖZMEN: İNSANLARIN ZOR YAŞAMINI ANLATTI
Zeytin Fotoğraf Amatörleri Derneği Başkan Yardımcısı, Diş Hekimi Tolga Özmen, 'Kendisine, bizim muayenehanemize geldiğinde çalışmalarımızdan bahsettim. Bu fotoğrafları da gördükten sonra dernek çalışmamızda yer almak istediğini söyledi. Çalışma henüz tamamlanmadı ama kendisi kısa sürede eşiyle yazıyı kaleme aldı ve bizim için seslendirdi. Bu kadar büyük bir sanatçının bu kadar alçak gönüllü bir şekilde her zaman büyük sevgi beslediğini söylediği Kazdağları’na ve insanlarına, bir yerde hem son armağanı ve hem de son hatırası oldu' dedi.