Önceki gün Cumhuriyet’in 90’ıncı yılı tüm yurtta kutlama ve eylemlerle geçti.
Sert konuşmaların hedefinde ise iktidar yer almaktaydı. Siyasiler, akademisyenler, öğrenciler demeçler verdi, kürsülerden AKP iktidarına eleştiriler yönettiler.
AKP’nin “tutucu”, “gerici bir parti” olduğu sık sık dillendirildi. Ancak eleştirilerin temelinde ise iktidarın anti-Kemalist bir siyasi yapı olduğu yönündeydi.
29 Ekim’de sokağa çıkan gençler, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ve Bursa Nutku’nu ellerinde taşıdılar, “Bu yüzden sokaktayız” dediler.
Tüm bunlar önceki günkü 29 Ekim’de yaşandı.
Şimdi tarihin makarasını biraz geriye doğru saralım.
45 yıl önceye gidelim.
Yıl: 1969…
Dünyadaki sol rüzgar tüm ülkelerde esmeye devam ediyor. Türkiye’de o rüzgardan nasibini almış, ülkesine sahip çıkan devrimci gençler “bağımsız Türkiye” taleplerini en yüksek perdeden dillendiriyorlar.
Dönemin etkili yayın organı Devrim Dergisi, Deniz Gezmiş’le bir röportaj yapıyor. Röportajı yapan Uluç Gürkan…
45 yıl önceki röportajı bugün tekrar yayınlamamız ise Deniz Gezmiş’in sözlerinde saklı. 1969 yılında yapıldığı bilinmese, dünkü konuşmalardan dahi sanılabilir.
Röportaja şu sözlerle başlıyor Deniz Gezmiş:
Türkiye ekonomisi tam bir çıkmaz içindedir. Zamlara rağmen bütçe açığı 2,5 milyardır. Bu tutucu koalisyonun iflasını açıkça ortaya koymuştur. Tutucu güçler, egemenliklerini uzun süre devam ettiremeyeceklerini anlamış olmasının telaşı içindeler. Devrimci gençlik eylemini engellemek için tertiplere girişmeleri bundandır. Fakat umduklarının tersi olmuş ve bu olaylar bizi daha örgütlü, daha disiplinli ve daha güçlü eylemlere hazırlamıştır. Devrimci gençlik eylemi Mustafa Kemalci zinde güçler saflarında birbirlerine kenetlenmiştir. Mustafa Kemal adı geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağza dolaşır olmuş, forumlarda Bur Nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır. Emperyalistler ve işbirlikçiler, Gazi Mustafa Kemal’in çizgisinin geniş kitlelerde ve bütün zinde güçlerde yankılanmasından korkmuşlardır bugün.
Uluç Gürkan: Gençlik eylemleri içinde önemli bir yeriniz var ve tutucu güçler senin okuldan atılmış olmanı sürekli istismar konusu ediyorlar. Bu durumda senin söyleyeceklerin neler?
Deniz Gezmiş: Üniversite öğrenimi yapmak Anayasa’nın verdiği bir haktır. Öğrenci olarak devrimci mücadeleye katılmak Mustafa Kemal’in bize yüklediği bir görevdir. Dünyanın bütün gericileri bir araya gelseler bu hakkımızı elimizden alamayacaklardır.
Uluç Gürkan: Mustafa Kemal’in gençliğe yüklediği devrimci görevler nelerdir, biraz daha açıklar mısınız?
Deniz Gezmiş: Türkiye ilk Kurtuluş Savaşı’ndan 50 yıl sonra tekrar yarı-sömürge durumundadır. Ve Kemalist bir cumhuriyetin başına anti-Kemalist politikacılar geçmiştir. Politikaları, anti-Kemalist karşı devrim hareketine yeşil ışık yakmaktadır. Bu koşullarda gençlik emperyalist ve anti-Kemalist gidişe karşı verilen savaşta sonuna kadar mücadele edecektir…”
Evet…
Deniz Gezmiş’in röportajının bir bölümü böyleydi.
Röportajı okudukça, Gezmiş’in söyledikleri herkese tanıdık gelir gibi değil mi?
“Sanki ben bu sözleri bir yerlerden hatırlıyorum” diye başlayan cümle “cumhuriyetin 90’ıncı yılı eylemlerinden yapılmış konuşmalar gibi” sözleriyle devam ediyor.
Tabi bu sebepledir ki; Deniz Gezmiş’in röportajı 45 yıl sonra da hem güncelliğini hem de haber değerini taşımaya devam ediyor…
Sert konuşmaların hedefinde ise iktidar yer almaktaydı. Siyasiler, akademisyenler, öğrenciler demeçler verdi, kürsülerden AKP iktidarına eleştiriler yönettiler.
AKP’nin “tutucu”, “gerici bir parti” olduğu sık sık dillendirildi. Ancak eleştirilerin temelinde ise iktidarın anti-Kemalist bir siyasi yapı olduğu yönündeydi.
29 Ekim’de sokağa çıkan gençler, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ve Bursa Nutku’nu ellerinde taşıdılar, “Bu yüzden sokaktayız” dediler.
Tüm bunlar önceki günkü 29 Ekim’de yaşandı.
Şimdi tarihin makarasını biraz geriye doğru saralım.
45 yıl önceye gidelim.
Yıl: 1969…
Dünyadaki sol rüzgar tüm ülkelerde esmeye devam ediyor. Türkiye’de o rüzgardan nasibini almış, ülkesine sahip çıkan devrimci gençler “bağımsız Türkiye” taleplerini en yüksek perdeden dillendiriyorlar.
Dönemin etkili yayın organı Devrim Dergisi, Deniz Gezmiş’le bir röportaj yapıyor. Röportajı yapan Uluç Gürkan…
45 yıl önceki röportajı bugün tekrar yayınlamamız ise Deniz Gezmiş’in sözlerinde saklı. 1969 yılında yapıldığı bilinmese, dünkü konuşmalardan dahi sanılabilir.
Röportaja şu sözlerle başlıyor Deniz Gezmiş:
Türkiye ekonomisi tam bir çıkmaz içindedir. Zamlara rağmen bütçe açığı 2,5 milyardır. Bu tutucu koalisyonun iflasını açıkça ortaya koymuştur. Tutucu güçler, egemenliklerini uzun süre devam ettiremeyeceklerini anlamış olmasının telaşı içindeler. Devrimci gençlik eylemini engellemek için tertiplere girişmeleri bundandır. Fakat umduklarının tersi olmuş ve bu olaylar bizi daha örgütlü, daha disiplinli ve daha güçlü eylemlere hazırlamıştır. Devrimci gençlik eylemi Mustafa Kemalci zinde güçler saflarında birbirlerine kenetlenmiştir. Mustafa Kemal adı geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağza dolaşır olmuş, forumlarda Bur Nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır. Emperyalistler ve işbirlikçiler, Gazi Mustafa Kemal’in çizgisinin geniş kitlelerde ve bütün zinde güçlerde yankılanmasından korkmuşlardır bugün.
Uluç Gürkan: Gençlik eylemleri içinde önemli bir yeriniz var ve tutucu güçler senin okuldan atılmış olmanı sürekli istismar konusu ediyorlar. Bu durumda senin söyleyeceklerin neler?
Deniz Gezmiş: Üniversite öğrenimi yapmak Anayasa’nın verdiği bir haktır. Öğrenci olarak devrimci mücadeleye katılmak Mustafa Kemal’in bize yüklediği bir görevdir. Dünyanın bütün gericileri bir araya gelseler bu hakkımızı elimizden alamayacaklardır.
Uluç Gürkan: Mustafa Kemal’in gençliğe yüklediği devrimci görevler nelerdir, biraz daha açıklar mısınız?
Deniz Gezmiş: Türkiye ilk Kurtuluş Savaşı’ndan 50 yıl sonra tekrar yarı-sömürge durumundadır. Ve Kemalist bir cumhuriyetin başına anti-Kemalist politikacılar geçmiştir. Politikaları, anti-Kemalist karşı devrim hareketine yeşil ışık yakmaktadır. Bu koşullarda gençlik emperyalist ve anti-Kemalist gidişe karşı verilen savaşta sonuna kadar mücadele edecektir…”
Evet…
Deniz Gezmiş’in röportajının bir bölümü böyleydi.
Röportajı okudukça, Gezmiş’in söyledikleri herkese tanıdık gelir gibi değil mi?
“Sanki ben bu sözleri bir yerlerden hatırlıyorum” diye başlayan cümle “cumhuriyetin 90’ıncı yılı eylemlerinden yapılmış konuşmalar gibi” sözleriyle devam ediyor.
Tabi bu sebepledir ki; Deniz Gezmiş’in röportajı 45 yıl sonra da hem güncelliğini hem de haber değerini taşımaya devam ediyor…