11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’da meydana gelen patlamayla ilgili olarak Redhack’e bazı belgeleri sızdırdığı iddiasıyla tutuklanan er Utku Kalı’nın bir mektubu yayınlandı. Kalı, “bir daha asla cennet bahçesine dönmeyeceğiz” dediği mektubunda, hiçbir şeyi unutmamaya çağırdı.
Utku Kalı’nın mektubu şu şekilde:
soL
Utku Kalı’nın mektubu şu şekilde:
“Herkes her şeyi hatırlamalı!
Hiçbir şeyi unutmak istememiştim ben. Hep hatırlamak, hep hatırlamak! Bellek, o ne güzel, ne müthiş sözcük! Ama bellek, beden yazısı, bedenine kayıtlı ve sınırlı, ne yazık ki, evrenin ve insanın tüm tarihini kapsamayacak kadar sınırlı!
Hiçbir şeyi unutmak, unutturmak istememiştim ben. Herkes her şeyi hatırlamalı! Tıpkı o pankartlardaki gibi, “…unutulmadı, unutulmayacak!”
“herkes her şeyden sorumlu; en çok da ben!” dememiş miydi İvan Karamazov? Yeryüzünde bir bellek ya da vicdan olup dolaşmaktan, bir lanet gibi gece uykularını kaçırmaktan daha anlamlı ne olabilirdi bu hayatta? Adalet! Adalet varsa eğer, olmalıysa, olsa daha iyi olacaksa, bellek de olmalı o zaman!
Hiçbir şeyi unutmak istememiştim ben. Kimse unutmasın istemiştim sadece…
Hatırlıyorum. Hatırladıkça suskunlaşıyorum, sımsıkı yumuyorum ağzımı, dişlerim birbirine kenetleniyor, dilimi ısırıyorum, susuyorum, içim dibe iniyor iyice, hatırladıkça kımıldıyor içim, dibe doğru, çöküyor, birikiyor, ağırlaşıyor, artık istesem bile açamayacak hale geliyorum ağzımı, açsam tek ses çıkmayacak biliyorum, kimse anlamayacak, kimse duymayacak sesimi, ben bile duymayacağım sesimi, başkasının sesiyle de çıksın istemiyorum ağzımdan laflar, susuyorum. Hatırlıyorum.
Bir daha asla dönemeyeceğiz, bir daha asla cennet bahçesine dönemeyeceğiz, masumiyete dönemeyeceğiz, Hiroşima öncesine, Vietnam öncesine, Cezayir, Filistin, Irak öncesine dönemeyeceğiz… Maraş öncesine, 1 Mayıs 77 öncesine, 12 Eylül öncesine, Sivas öncesine dönemeyeceğiz! Kurşuna dizilmemiş gibi, işkence görmemiş gibi, 17 yaşında idam edilmemiş gibi, bir anda tutuklanıp ve bir daha dönmemiş gibi yapamayız. Çocukluğumuza tecavüz edilmemiş gibi, aşklarımız ve inançlarımız elimizden sökülüp alınmamış gibi, töre cinayetlerinde öldürülmemiş gibi, biber gazları ve kapsülleri yüzünden ölmemiş gibi, kör olmamış gibi, günlerce komada yatmamış gibi… Unutamayız… Televizyon karşısına geçip, penguen belgeseli ve sersem sersem gülüp oynayanları aynı şevk ve heyecanla seyredemeyiz hiçbir şey olmamış gibi… Unutmamalıyız!
Unutmayanlar intikamlarını almalı galiplerden, cellatlardan…
Unutma! Korkanlar dostlarını terk ederler.
Doğruymuş…
Utku Kalı
26/08/2013
Sivas Askeri Cezaevi
‘Latife Tekin – Unutma Bahçesi’
Başka bir dünya mümkün!”
soL