Son dakikada iddianamede! Tuğgeneral Aydın’la ilgili soruşturma tamamlandı

1993’te şehit edilen Tuğgeneral Aydın’la ilgili soruşturma tamamlandı.

Gizli tanık ifadelerine dayanan iddianamede, “Aydın’ı dönemin JİTEM TİM Komutanı öldürttü” denildi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, aralarında 22 Ekim 1993 tarihinde Lice’de uğradığı suikast sonucu öldürülen dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da bulunduğu 2’si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili iddianamede, çarpıcı suçlamalarda bulunuldu. İşte tanık ve gizli tanık ifadelerine de yer verilen iddianameden detaylar:

‘Ölürse kurtulurum’

“Gizli tanık Ataç, JİTEM’de Tim komutanı olarak görev yapan Yüzbaşı Tünay Yanardağ ile Bahtiyar Aydın arasında okuldaki anlaşmazlıklarının Diyarbakır’da devam ettiğini, Yanardağ’ın Tuğgeneral Aydın’ı kast ederek, ‘Ankara’da bu heriften kurtulamadım, buraya geldim yine kurtulamadım, bundan ancak öldürürsem kurtulurum, başımıza bela oldu’ şeklinde kendi kendine sürekli konuştuğunu anlatmıştır. Tanık ayrıca, Cemil kod isimli itirafçı şahısla birlikte Tünay Yanardağ’ın, JİTEM adına bir duyum raporu hazırlayarak 22 Ekim 1993’te Lice’ye PKK tarafından saldırı yapılacağını bildirmesi neticesinde Aydın’ın helikopterle Lice’ye gittiğini, tugaya girdiği sırada, 300 metre çaprazından ‘Kanas’la Üsteğmen Tünay Yanardağ’ın organizesi ile tetikçilik görevini yapan Cemil kod veya aynı infaz timinde görevli bir başka kişi tarafından vurulduğunu beyan etmiştir.”

‘Örgüt faaliyeti’

“Olay günü PKK’nın Lice’ye saldırdığına ve Tuğgeneral Aydın’ı öldürdüğüne dair herhangi bir delil elde edilememiştir. Nitekim gündüz saatlerinde bir ilçenin basılıp yaklaşık 11 saat çatışmanın devam etmesine rağmen hiç bir teröristin ölü ya da sağ olarak ele geçirilememesi, aradan geçen 20 seneye rağmen bu eyleme katılanların tespit edilememiş olması PKK terör örgütünün bu saldırıyı gerçekleştirmediğini göstermiştir. Bu çapta bir eylemin bir albay tarafından planlanıp uygulanması mümkün olmaması karşısında, şüphelilerin bu eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olduğuna dair delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği düşünülmüştür.”

Susurluk davası

Yargıtay 8. Ceza Dairesinin “Susurluk Davası” ilgili kararındaki, “terörle mücadele ettikleri gerekçesiyle devlet imkanlarını suç işlemek amacıyla kullanan görevlilerin teşkil ettikleri bir teşekkül” ifadesine atıfta bulunulan iddianamede, “Bu tespit gerek yapılanma gerekse kullanılan yöntemler açısından şüphelilerin oluşturduğu teşekkülle büyük benzerlikler arz etmiştir” denildi.

‘Halkı isyana teşvik’

İddianamede, şüphelilerden Tünay Yanardağ’ın kimlik bilgileri tespit edilemeyen Cemil kod adlı itirafçı ile birlikte Bahtiyar Aydın’ı öldürttüğü, şüpheli Eşref Hatipoğlu’nun ise 14 vatandaşın ölümüne sebep olan operasyonu yönettiğinin anlaşıldığı ifade edildi. Sanıklar Yanardağ ve Hatipoğlu hakkında TCK’nın “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis istendi.

Sakık da ‘Biz öldürmedik’ demişti

Bir dönem PKK’nın ikinci adamı olan Şemdin Sakık da Ergenekon davasında önce gizli tanık ‘Poyraz’ kod adıyla, daha sonra da kendisini açık ederek tanık sıfatıyla ifade vermiş, Aydın’ı PKK’nın öldürmediğini söylemişti: “Bahtiyar Aydın’ı ‘çatışma var’ diyerek Lice’ye getirip orada, hemen helikopter pistinde vurdular. O zaman alandaydım. Anında kendilerini telsizden aramış, ‘Paşanızı vuracak kadar kudurdunuz’ dediğimde küfrederek telsizi kapatmışlardı. Biz bir general öldürsek reklamını yapardık.”
Daha yeni Daha eski