2013 için açıklanan AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda Gezi protestolarına polisin aşırı güç kullanımına dikkat çekilirken demokratikleşme paketi ve yargı reformları hakkında olumlu değerlendirme yapıldı.
AB Komisyonu 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nu açıkladı. Raporda, demokratikleşme paketi ve yargı reformlarından olumlu yönde bahsedildi. Raporda Gezi olayları geniş yer tuttu. Polisin aşırı güç kullanımına dikkat çekildi.
80 sayfalık ilerleme raporunda her yıl olduğu gibi müzakere fasıllarının yanı sıra, demokrasi, insan hakları, siyasi ve ekonomik kriterler değerlendirildi.
'Demokratikleşme paketi olumlu'
Demokratikleşme paketine olumlu yönde vurgu yapılırken şöyle dendi:" parlamentoda yüzde 10 seçim barajına ilişkin değişikliğin önünü açtı. Türkçe dışındaki diğer dillerde siyasi aktivitenin, özel okullarda eğitimin, ve Kürtçede q, x ve w harflerinin kullanımına cezai işlemin kaldırılmasınının yolu açıldı. Paket yaşam tarzına saygı gösterilmemesine yönelik cezai yaptırım ve nefret suçlarına ağır cezaların verilmesini içeriyor" denildi.
Kamuda başörtüsü yasağının kalkmasına değinilmedi.
Yüzde 10 seçim barajının Avrupa Konseyi'ne üye devletler arasında uygulanan en yüksek baraj olmaya devam ettiği uyarısı yer aldı.
'Polis gösterilere aşırı güç kullandı'
Gezi olaylarının geniş yer tuttuğu raporda, polisin aşırı güç kullanımına dikkat çekildi ve şu görüşlere yer verildi; "Genel olarak gösteriler şiddete başvuran küçük gruplar dışında barışçıldı. Bazı durumlarda polis göstericilere karşı aşırı güç kullandı. İçişleri Bakanlığı gösteriler sırasında müdahale prosedürlerini iyileştiren talimat yayınladı. Ancak gösteri hakkı ve polis müdahalesine ilişkin uygulama ve yasanın Avrupa standartlarına getirilmesi gerekmekte."
Diğer başlıklarda Fule çağrı yaptı
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye'nin katılım müzakerelerinde üye ülkelerin daha önce açma kararı aldıkları bölgesel politikalar faslına ilaveten yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarının açılması çağrısında bulundu.
Füle, "Türk mevkidaşların bana 'yargıyla ilgili reformlarda AB'yi referans alacağız, bu fasılla ilgili resmi açılış kriterlerimizi bildir' dediğinde kendimi ifade etmekte zorlanıyorum" diyerek Stefan Füle, üye ülkelerin açılması yönünde karar alsalar da resmi açılışı ilerleme raporu sonrasına bıraktıkları bölgesel politikalar faslına "yeşil ışık yaktıklarını" ve üye ülkelerin pozisyonlarını teyit etmelerini beklediklerini söyledi.
Vize konusunda değerlendirmeler yapıldı
Vize meselesinde topu Türk tarafına atan Füle, müzakereleri tamamlanan ve paraflanan geri kabul anlaşmasının imzalanmasına paralel olarak vize muafiyeti sürecinin başlayabileceğini ve bunun taraflar için kazan-kazan formülü olacağını söyledi.
Futbol üzerinden mesaj veren Füle, "AB-Türkiye geri kabul anlaşmasının imzalanması ve eşzamanlı olarak vize muafiyeti sürecinin başlatılması iki taraf için kazan-kazan olacak. Hem AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström hem ben bu sürece tamamen bağlıyız. Top Türkiye'nin sahasında, topu oynayın" dedi.
Raporun Kurban Bayramı'nda yayımlanması sorun oldu
AB Genişleme Komiseri Füle, Ankara'nın tepki gösterdiği, Kurban Bayramı'nın ikinci gününde ilerleme raporu yayımlama gerekçelerini anlatırken 22 Ekim'de Lüksemburg'da toplanacak AB dışişleri bakanlarının Türkiye'nin katılım müzakerelerinde açılmasına karar verilen bölgesel politikalar faslı için tarih belirlemeye çalışacağına dikkat çekti.
Füle, Kurban Bayramı'na her türlü saygısı olduğunu ancak AB Komisyonu'nun çalışma takvimi uyarınca ilerleme raporunu bugün açıklamak zorunda kaldıklarını ve bu konuda Türk mevkidaşlarının anlayış görmeyi umduklarını söyledi.
Stefan Füle, ilerleme raporunu Kurban Bayramı'na denk getirmemek için ertelemeleri durumunda bölgesel politikalar faslının resmi açılışını da ertelemek zorunda kalabilecekleri imasında bulundu.
Türkiye'nin AB üyelik sürecinin uzunluğuyla ilgili bir soruyu da cevaplandıran Füle, bu durum nedeniyle sadece AB tarafının suçlanamayacağını belirterek, Türkiye'den gelen AB sürecini sorgulayan ve alternatiflerden bahseden açıklamaların kafalarda soru işaretleri doğurduğunu ifade etti.
Füle, katılım müzakerelerini hızlandıracak anahtarların farklı aktörlerin cebinde bulunduğunu ve Türkiye'nin kendi anahtarını kullanarak limanlarını Rum gemilerine açması halinde bunun olumlu sonuçlarını hemen görebileceğini savundu.
AB Komisyonu 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nu açıkladı. Raporda, demokratikleşme paketi ve yargı reformlarından olumlu yönde bahsedildi. Raporda Gezi olayları geniş yer tuttu. Polisin aşırı güç kullanımına dikkat çekildi.
80 sayfalık ilerleme raporunda her yıl olduğu gibi müzakere fasıllarının yanı sıra, demokrasi, insan hakları, siyasi ve ekonomik kriterler değerlendirildi.
'Demokratikleşme paketi olumlu'
Demokratikleşme paketine olumlu yönde vurgu yapılırken şöyle dendi:" parlamentoda yüzde 10 seçim barajına ilişkin değişikliğin önünü açtı. Türkçe dışındaki diğer dillerde siyasi aktivitenin, özel okullarda eğitimin, ve Kürtçede q, x ve w harflerinin kullanımına cezai işlemin kaldırılmasınının yolu açıldı. Paket yaşam tarzına saygı gösterilmemesine yönelik cezai yaptırım ve nefret suçlarına ağır cezaların verilmesini içeriyor" denildi.
Kamuda başörtüsü yasağının kalkmasına değinilmedi.
Yüzde 10 seçim barajının Avrupa Konseyi'ne üye devletler arasında uygulanan en yüksek baraj olmaya devam ettiği uyarısı yer aldı.
'Polis gösterilere aşırı güç kullandı'
Gezi olaylarının geniş yer tuttuğu raporda, polisin aşırı güç kullanımına dikkat çekildi ve şu görüşlere yer verildi; "Genel olarak gösteriler şiddete başvuran küçük gruplar dışında barışçıldı. Bazı durumlarda polis göstericilere karşı aşırı güç kullandı. İçişleri Bakanlığı gösteriler sırasında müdahale prosedürlerini iyileştiren talimat yayınladı. Ancak gösteri hakkı ve polis müdahalesine ilişkin uygulama ve yasanın Avrupa standartlarına getirilmesi gerekmekte."
Diğer başlıklarda Fule çağrı yaptı
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye'nin katılım müzakerelerinde üye ülkelerin daha önce açma kararı aldıkları bölgesel politikalar faslına ilaveten yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarının açılması çağrısında bulundu.
Füle, "Türk mevkidaşların bana 'yargıyla ilgili reformlarda AB'yi referans alacağız, bu fasılla ilgili resmi açılış kriterlerimizi bildir' dediğinde kendimi ifade etmekte zorlanıyorum" diyerek Stefan Füle, üye ülkelerin açılması yönünde karar alsalar da resmi açılışı ilerleme raporu sonrasına bıraktıkları bölgesel politikalar faslına "yeşil ışık yaktıklarını" ve üye ülkelerin pozisyonlarını teyit etmelerini beklediklerini söyledi.
Vize konusunda değerlendirmeler yapıldı
Vize meselesinde topu Türk tarafına atan Füle, müzakereleri tamamlanan ve paraflanan geri kabul anlaşmasının imzalanmasına paralel olarak vize muafiyeti sürecinin başlayabileceğini ve bunun taraflar için kazan-kazan formülü olacağını söyledi.
Futbol üzerinden mesaj veren Füle, "AB-Türkiye geri kabul anlaşmasının imzalanması ve eşzamanlı olarak vize muafiyeti sürecinin başlatılması iki taraf için kazan-kazan olacak. Hem AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström hem ben bu sürece tamamen bağlıyız. Top Türkiye'nin sahasında, topu oynayın" dedi.
Raporun Kurban Bayramı'nda yayımlanması sorun oldu
AB Genişleme Komiseri Füle, Ankara'nın tepki gösterdiği, Kurban Bayramı'nın ikinci gününde ilerleme raporu yayımlama gerekçelerini anlatırken 22 Ekim'de Lüksemburg'da toplanacak AB dışişleri bakanlarının Türkiye'nin katılım müzakerelerinde açılmasına karar verilen bölgesel politikalar faslı için tarih belirlemeye çalışacağına dikkat çekti.
Füle, Kurban Bayramı'na her türlü saygısı olduğunu ancak AB Komisyonu'nun çalışma takvimi uyarınca ilerleme raporunu bugün açıklamak zorunda kaldıklarını ve bu konuda Türk mevkidaşlarının anlayış görmeyi umduklarını söyledi.
Stefan Füle, ilerleme raporunu Kurban Bayramı'na denk getirmemek için ertelemeleri durumunda bölgesel politikalar faslının resmi açılışını da ertelemek zorunda kalabilecekleri imasında bulundu.
Türkiye'nin AB üyelik sürecinin uzunluğuyla ilgili bir soruyu da cevaplandıran Füle, bu durum nedeniyle sadece AB tarafının suçlanamayacağını belirterek, Türkiye'den gelen AB sürecini sorgulayan ve alternatiflerden bahseden açıklamaların kafalarda soru işaretleri doğurduğunu ifade etti.
Füle, katılım müzakerelerini hızlandıracak anahtarların farklı aktörlerin cebinde bulunduğunu ve Türkiye'nin kendi anahtarını kullanarak limanlarını Rum gemilerine açması halinde bunun olumlu sonuçlarını hemen görebileceğini savundu.