Kadına yönelik şiddete karşı 25 Kasım’da sokağa çıkan kadınlar, “Yaşamımıza, emeğimize ve özgürlüğümüze saldıran iktidara ve faşizme: Artık yeter!” dedi

Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nde ülke genelinde alanlara çıktı. Ankara Kadın Platformu’nun çağrısı ile Kolej Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, “Devlet Yıkıl Karşımızdan, Kadınlar Geliyor” pankartının ardında yürüdü.

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
Ankara’da Kolej Meydanı’nda toplanan kadınlar; şiddeti, tecavüzü, tacizi, kimliksizleştirmeyi, güvencesizleştirmeyi ve kadın emeği sömürüsünü protesto etti. Kadınlar, “Devlet bi yıkıl karşımdan, kadınlar geliyor” pankartı taşırken, üzerinde Kürtçe ve Türkçe “Şiddete, tacize, AKP’ye artık yeter”, “Fatma Şahin diyor ki, ölsen de evli ol”, “Kızlı erkekli kalıyormuşuz, hayat bizim, karar bizim, sana ne”, “Katilim babam, tecavüzcüm kocam, tacizcim amcam. Kadına yönelik şiddete son” yazılı dövizler taşıdı. Kadınlar “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Çocuk Gelinler Olmayacağız”, “Yaşam, Kadın, Özgürlük” sloganları atarak yürüdü.
Ziya Gökalp Caddesi girişinde polis barikatıyla durdurulan kadınlar, “Susmuyoruz artık. Bunu görerek, bize daha çok saldırıyorlar. Bize dayatılan bu cehennem hayatını kabul etmiyoruz. Alışın artık her yerdeyiz. Evlerden çıktık bir kere. Çabalarınız nafile, çırpınışınız boşuna, özgürlük diyen sesimizi bastıramayacaksınız” diyerek hükümeti uyardı.


MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR
Yürüyüşün ardından kadınların bir kısmı halay çekerken, basın açıklaması Türkçe ve Kürtçe olarak okundu. Ankara Kadın Dayanışması adına Tülinay Kambur, şunları söyledi: “Mücadelemiz sürüyor ve sürecek. Bunu Haziran Direnişi’nde hep birlikte gördük. Kadınlar olarak, yaşamımıza, emeğimize ve özgürlüğümüze saldıran iktidara ve faşizme ‘Artık yeter’ dedik. Bizlere neredeyse sokağa bile çıkmayın deniyor. Bizlere aile içinde bir değer biçilirken, boşanma zorlaştırılmaya çalışılıyor. Kürtaj fiilen imkansız hale getirilerek, doğurmamız gereken çocuk sayısı ise ‘dört’ olarak buyuruluyor. Bu tablo bizlere uygulanan şiddeti artırarak inatla besliyor.  Polis şiddeti ise, kadınlar söz konusu olunca, gözaltında tacize, tecavüz ve hakaret anlamına geliyor. Bunu Haziran Direnişinde yaşadık.”

ERKEK ŞİDDETİ SÜRÜYOR
Erkek şiddetinin hız kesmeden devam ettiğine dikkat çeken Kambur, medyanın kadını aşağılayan ve hedef gösteren tavrını kınadı. Gözaltına alınan ve cezaevlerine konulan kadınlara çıplak arama işkenceleri uygulandığını da anımsatan Kambur, sözlerine şöyle devam etti:
“İzmir’de zorla soyularak çıplak arama işkencesi uygulanan Elif Kaya’nın şikâyetine ‘4 dakikada bir kadın soyulamaz’ biçiminde bir hakim kararı verilebildi. Pozantı’da yaşananları, cezaevlerindeki çocuk istismarlarını ve buralarda yaşatılan işkenceleri düşündüğümüzde ise devlet ve polis şiddetine olan öfkemiz daha da artıyor.”
Başbakan’ın kadın bedenlerinin bekçiliğine soyunduğunu vurgulayan Kambur, “Erkek şiddeti ile katledilen kadınları göz ardı ediyor. Kadın cinayetlerinin hesabını soracağına tecavüzcüleri teşvik eden sözler sarf etmekten kaçınmıyor. Erkek yargı mahkemeleri ve Yargıtay’ı ile tecavüzcüleri aklamaya devam ediyor. Ayrıca kadın emeği sömürüsüne dayanan Kadın İstihdam Paketiyle, güvencesiz çalışma dayatılıyor. Kürt kadınlar ise cinayete kurban gidiyor. Eşcinsel, biseksüel, transseksüel kadınlar yaşamın her alanında şiddete ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Bedenimiz, hamileliğimiz üzerinden de denetim altına alınmak isteniyor. Üniversiteli, liseli genç kadınlara zorla gebelik testi yapılıyor, sonuçlar ailelerine bildiriliyor. Kürtaj olmak istediğimizde fişleniyor, sağlık hizmetinden mahrum bırakılıyoruz” diye konuştu.


***
İHD: 9 ayda 199 kadın öldürüldü, 182 kadın yaralandı
İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Haftası nedeniyle bir açıklama yaparak “Dünya değişmeye çalışırken, kadına yönelik cinsel şiddet artıyor” dedi. İHD’li kadınların verilerine göre, 2013 yılının ilk 9 ayında 199 kadının öldürüldüğü, 182 kadının yaralandığı kaydedilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Aileyi koruyan ve erkeği merkezine alan bir dünyayı gözeten politikalar Türkiye’de de kadınları ikincilleştirmekte, toplumun, ailenin ve erkeğin nesnesine dönüştürmektedir. Son on yılda kadına yönelik şiddetin artması hükümetin muhafazakâr karakteriyle bağlantılıdır.”İHD’li Kadınlar, seçim sürecine dikkat çekti, tüm siyasi partilerin kadınlara “kota” uygulamasını istedi. Açıklamada, “Kadınların siyasete girmesi konusunda kadın örgütlerinin, siyasi partilerin bir arada işbirliği içinde çalışıp kadınların karşılaştıkları eşitsizlikleri çözme yolunda yöntemler geliştirmesi gerekmektedir” denildi.
Daha yeni Daha eski