F.Bahçe Ülker, Zeljko Obradovic yönetiminde gelişimini basamakları üçer üçer çıkarak sürdürüyor. Dün Nanterre önünde en iyi oyununu sergilemedi sarı-lacivertliler. Ama belki de en olgun basketbolunu oynadı. Gerçek büyük takımlar gibi domine edemediği, zaman zaman çok sıkıntı yaşadığı bir oyunda bile rahat kazanmayı başardı.
Bireysel ve takım halinde geliştirilebilecek çok alan var basketbolda. Ama iyi takımdan büyük takıma geçiş sürecinde en önemli ileri teknikler ‘Performansı 40 dakikaya yayma’ ve ‘Maç sonu oynama becerisi’ yatıyor. Bunlarda uzmanlaşmak için henüz daha çok erken. Ama bu F.Bahçe bütün başarı ölçütlerini beklenenden de hızlı yakalıyor.
Nanterre tipik bir Fransız takımından çok farklı. Oyunu atletizm ve karmaşa üzerine değil daha çok kuvvet ve sabır üzerine inşa etmiş durumdalar. Özellikle dış oyunculara büyük baskı yaparak rakibi hataya zorluyor, dışarda hareketi kısıtlamaya çalışıyorlar. F.Bahçe aynı şekilde aynı sabırla yanıt verdi maç boyunca. İlk yarıda doğru oyun planını nasıl uyguladıklarını izledik. Dış oyuncuya baskı yapan savunmayı sürekli bire bir penetre ile cezalandırdı sarı-lacivertliler. Yakın savunmaya karşı delicilik. İlk yarıda sadece 5 üçlük attı temsilcimiz. Bunlarda tek bir isabet buldu koca devrede. Ama 8 daha fazla serbest atış kullandı. Topla oynayabilen bu kadar dış oyuncu olunca Nanterre’in savunma stratejisi çöktü. Bogdanovic’in de çılgın atmasıyla iyi savunmaya karşı 44 sayı üretti sarı-lacivertliler.
GERİ ADIM ATMADILAR
İkinci yarı büyük oranda sıkıntı oldu. Nanterre dış baskıyı biraz azaltıp penetreyi savunmaya başlayınca hücum üretimi düştü. Vidmar’ın olmadığı bölümlerde ise fizik kuvvet farkıyla pota altı üstünlüğünü ele aldı. Ama performansı 40 dakikaya yaymak işte bu anda önemli. F.Bahçe üretemese de oyundan düşmedi. Sertliğe aynı şekilde yanıt verdi. Kuvvet dezavantajına karşın geri adım atmadı ve hep önde gitti.
Son çeyrekte iki üçlük, Traore’nin etkinliği derken son 3 dakikada fark 4’e indikten sonra ise esas olgunluk farkını gördük. Geriden gelen rakibin ivmesi vs önemli değil. Son 3 dakikada oyuna ağırlığını ne yaptığını çok iyi bilerek koydu sarı-lacivertliler. Maç boyunca rakibin sertliği ile yılan taraf değil, sürekli penetre ederek rakibin baskısını kıran takım olarak ayakta kaldı. İçeri gömülen rakibe daha rahat şut buldu ve maçı 15-2’lik seriyle bitirdi.
Bireysel ve takım halinde geliştirilebilecek çok alan var basketbolda. Ama iyi takımdan büyük takıma geçiş sürecinde en önemli ileri teknikler ‘Performansı 40 dakikaya yayma’ ve ‘Maç sonu oynama becerisi’ yatıyor. Bunlarda uzmanlaşmak için henüz daha çok erken. Ama bu F.Bahçe bütün başarı ölçütlerini beklenenden de hızlı yakalıyor.
Nanterre tipik bir Fransız takımından çok farklı. Oyunu atletizm ve karmaşa üzerine değil daha çok kuvvet ve sabır üzerine inşa etmiş durumdalar. Özellikle dış oyunculara büyük baskı yaparak rakibi hataya zorluyor, dışarda hareketi kısıtlamaya çalışıyorlar. F.Bahçe aynı şekilde aynı sabırla yanıt verdi maç boyunca. İlk yarıda doğru oyun planını nasıl uyguladıklarını izledik. Dış oyuncuya baskı yapan savunmayı sürekli bire bir penetre ile cezalandırdı sarı-lacivertliler. Yakın savunmaya karşı delicilik. İlk yarıda sadece 5 üçlük attı temsilcimiz. Bunlarda tek bir isabet buldu koca devrede. Ama 8 daha fazla serbest atış kullandı. Topla oynayabilen bu kadar dış oyuncu olunca Nanterre’in savunma stratejisi çöktü. Bogdanovic’in de çılgın atmasıyla iyi savunmaya karşı 44 sayı üretti sarı-lacivertliler.
GERİ ADIM ATMADILAR
İkinci yarı büyük oranda sıkıntı oldu. Nanterre dış baskıyı biraz azaltıp penetreyi savunmaya başlayınca hücum üretimi düştü. Vidmar’ın olmadığı bölümlerde ise fizik kuvvet farkıyla pota altı üstünlüğünü ele aldı. Ama performansı 40 dakikaya yaymak işte bu anda önemli. F.Bahçe üretemese de oyundan düşmedi. Sertliğe aynı şekilde yanıt verdi. Kuvvet dezavantajına karşın geri adım atmadı ve hep önde gitti.