Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, KTO Karatay Üniversitesi tarafından Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen ’Anayasa ve Demokrasi’ konulu konferansa katıldı. Zaman zaman yaptığı açılamalar karşısında politikacıların sert eleştirileriyle karşılaştığını belirten Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, adlarının Anayasa Mahkemesi olmasına rağmen yasaların siyasi partilerin, siyasi ürünleri olduğunu ve görevlerinin bunu denetlemek olduğundan, onlara bulaşmadan birşey söylemesinin mümkün olmadığını kaydetti.

”DEMOKRATİK BİR ANAYASAMIZ OLMADI”
Kılıç, Türkiye’nin Anayasa tarihine bakıldığında, Sened-i İttifak’tan itibaren bunların yapılış biçiminde demokratik bir Anayasa’nın olduğunu söylemenin mümkün olmadığını; halkın katılmadığı, halkın dışında belli bir yöneticiler tarafından yapılan Anayasaların olduğunu kaydetti.

KENAN EVREN’İN YAPTIĞI ANAYASAYLA ARALARINDA FARK YOK

Haşim Kılıç, 1982 yılında askeri darbe sonucunda Kenan Evren döneminde çıkartılan bir Anayasa ile günümüzde yapılmak istenen Anayasa’nın şekli arasında fark olmadığını söyledi. Kılıç, ”Bugün itibariyle gerçekten demokratik bir Anayasa’nın ortaya çıkabilmesi için önce bu Anayasa’yı yapacak olanların demokratik yöntemlerle oraya gelmesi lazım. Bu kurucu meclis olabilir ya da parlamento olabilir. Demokrasinin tam anlamıyla, tarifine uygun bir şekilde, yöntemle oraya gelemiyorsa, demokratik anayasadan bahsetmek mümkün değildir. 1982 Anayasa’sını kim yaptı Kenan Evren ve 5 arkadaşı. Cunta darbe yaptı, arkasından bu anayasa hazırladı ve halka buyurun onaylayın dedi. Bugün ne oluyor? Parlamentoyu oluşturan siyasi partilerimiz bir anayasa yapmak üzere harekete geçtiler. Ne yaptılar. Nasıl geldi bu arkadaşlar. Yine siyasi parti başkanlarının iradeleriyle oluşmuş, milletvekillerinin oluşturduğu bir meclis var ortada. Kenan Evren’in yazdıklarıyla, bunların söyledikleri arasında ne fark var Allah aşkına. Bir Meclisin sağlıklı oluşması için ciddi bir siyasi partiler ve seçim kanunun oluşturulması lazım. Bunlar hazırlanacak ve bunların oluşturduğu meclisle gerçek demokratik noktayı oluşturabilirsiniz. Aksi halde mümkün değil” diye konuştu.

”İLK 60 MADDE’DE KENAN EVREN BİLE ANLAŞIRDI”

Haşim Kılıç, 2011 yılında yapılan seçimlerde bütün partilerin yeni anayasa yapılacağına dair vaatlerle halkın karşısına çıktığını ve milletin aklında yokken bunları söyleyerek milleti heyecanlandırdıklarını söyledi.

Oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun ilk 60 maddede anlaştığını hatırlatan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

”İlk anlaştık dedikleri 60 madde de anlaşılmayacak maddeler değil. Kenan Evreni de getirseydiniz aynı maddeleri yazacaktı ve yazdı da. Avrupa İnsan Hakları Sözleşme hükümlerinden 1982 Anayasa’sına aktarıldı. Orada farklı olan neydi? Farklı olan bu özgürlüklerin ve hakların sınırlandırılmasıyla ilgili sorunlar. Belki bunlar revizyon yapılabilirdi. Bu 60 maddedeki haklarda anlaşılması için çok büyük bir çaba sarf etmenize gerek yoktu.”

Kılıç, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun gelen teklifleri görüşmek ve konuşmak için kurulduğunu ancak demokrasinin müzakere imkanını kullanmadıkları için de uzlaşamadıklarını söyledi. Kılıç, komisyonun uzlaşmasının bir kenara bırakılıp, bir partinin 3 milletvekilinin birbiriyle bile uzlaşamadığını kaydetti.

”EVLENME VAADİYLE KANDIRILDIK”

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun artık görevinin bittiğini ve 2011 verilen sözler nedeniyle yapılacak seçimlerde halkın huzuruna nasıl çıkacaklarını ifade eden Kılıç, ”Ben kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum. Nikah masasına oturulmadı. Tabii bunun faturasına bu siyasi partilerimiz çekecektir” dedi.

”HÜKÜMET NE DERSE, MECLİS O YASAYI ÇIKARTIYOR”
Güçler ayrılığına değinen Haşim Kılıç, bizim sistemimizde güçler ayrığı ilkesinin görülmediğini belirterek, ”Hükümetin, meclis üstündeki vesayeti devam ediyor. Hükümet ne derse, meclis o yasayı çıkartıyor. Hükümetin arzusu dışında yasa çıkması mümkün mü, mümkün değil. Bizdeki güçler ayrılığı ilişkisi konuyu buraya kadar getirmiş” dedi.

ALLAH’I TÜRKİYE’NİN DIŞINDA BİR YERDE KONUMLANDIRDIK
Devletin daha önce bireylerin sevdiklerine ve inandıklarını karıştığını belirten Kılıç, ”Tabii biz, Anayasa Mahkemesi olarak, belki günaha girebilirim içimden af diliyorum. Allah’ı Türkiye’nin dışında bir yerde konumlandırdık. Aman sakın içeri girme, girersen şöyle olur, böyle olur. Sıkıntı bundan doğdu biraz. Hayatın içine sokmayın, sokmayalım dedik. Ama kalplerinizde dursun önemli değil” diye konuştu.

TUTUKLU VEKİLLER


Haşim Kılıç, tutuklu vekillerinde, tutuksuz olarak yargılanması gerektiğini, onlara oy veren yaklaşık 1 milyon kişinin mecliste temsil edilmediğini, suçlulukları sabitlenip, hükümleri kesinleşince meclisten alınıp, cezaevine konulabileceklerini söyledi.
Daha yeni Daha eski