İran ve P5+1 üyeleri arasında varılan geçici anlaşma ile dünya piyasaları haftaya prim yaparak başladı. Ama, İran gazı uzun sürmez. “Kanaat önderi” görevi yapan stratejistler Noel Baba rallisi kehanetinde bulunuyor. Bence tam tersi gerçekleşek. Kış aylarında bol miktarda Fed’in QE’den çıkış telaşı satılacak. Türkiye açısından ise bu karamsarlık fırtınası ortasında yepyeni riskler ortaya çıktı. Erdoğan-Cemaat çatışması yaz aylarından bu yana ilk kez siyasi istikrarsızlık şüphesi doğuracak. Ekonomide gelecek aylarda kayda değer bir yavaşlama bekliyorum. En önemlisi ise bu dev cari açığı ve dış finansman yükünün artık taşınamaz hale geldiğini gören finansal yatırımcılar, bireyler ve şirketler yavaş yavaş dövize geçecekler. Piyasaların bir hafta daha prim yapması mümkün, benim için maldan çıkıp Ocak sonuna kadar yatma fırsatıdır derim.
“Umut fakirin ekmeğidir, ban ban ye” demiş atalarımız. Şu anda Wall Street ve diğer gelişmiş ülke borsalarında benzer bir hava var. S&500 bu sene %26 prim yaptı, gelecek sene için ortalama prim beklentisi %4, ama hala mal alıyor yatırımcı. Ortada satın alacak tek bir şey kaldı:  S&P500’ün temettü verimi hala 10 yıllık tahvilin üstünde, dolayısı ile bir anlamda hisseler ucuz, ama öte yanda F/K olmuş 17 ve gelecek sene de ABD faizleri artmayı sürdürecek.
Avrupa’da toparlanma filan yok, Japonya’da ralli yen’in yeniden dolara karşı değer kaybetmesinden esinleniyor, ekonomi kimsenin umurunda değil.  Dünya ekonomisinde bir iyileşme var, ama mütevazi, son 3 yılda 4 puan artan F/K değerlemelerini uzun süre taşıyacak boyutta değil.
Tabii, Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP) hisseleri hala ucuz, doğrudur, ama ucuz kalmaya da devam edecek. Çünkü artık Gelişmekte Olan Ülkelerin 10 yıllık olağanüstü büyüme çağı geride kaldı. Çin dahil herkes yavaşlıyor ve Çin gibi çok acı sonuçlar doğuracak reformlar yapmayanlar da 2014’te daha fazla ivme kaybedecek. Zaten, yatırımcıların ne düşündükleri pozisyonlarından belli: Sene başından bu yana GOP hisselerinden 13 milyar, DİBS’den 31 milyar dolar para kaçmış.
Bunları bir kenera bırakalım, piyasalar yine Fed’in QE’den çıkış yapacağını unuttu. Halbuki FOMC tutanakları bu konuda çok net: Eğer bir veya iki ay daha güçlü tarım dışı istihdam (TDİ) rakamı açıklanırsa, düğmeye basacaklar. ABD ekonomisi Mali Uçurum şokunu atlattı ve hızlanıyor. Uzun süredir negatif sürprizler yapan TDİ’da artık pozitif sürprizlerin zamanı geldi. Ne Wall Street ne BİST QE’den çıkışa hazır değil. Her geçen gün yeni bir hikaye icat ederek kendimizi kandırıyoruz, tarihi bir olay bizi etkilemez diye mezarlıkta ıslık çalıyoruz.
Noel Baba rallisi filan yok, aksine Aralık ve Ocak’ta hergün QE’den çıkış telaşı ile tırnak kemiren yatırımcılar var benim kristal küremde.
Gelelim Türkiye piyasalarına. Aslında fazla yazmaya gerek yok. Artık tek cazibesi risk iştahı arttığında kumarhanelik yapmak olan bu kadim piyasalarda S&P500 ve  MSCI GOP  Hisse Senedi Indeksi yukarı hareket etmeden para kazanamazsınız.
Bu yetmezmiş gibi, bize özgün sorunlara da hergün bir yenisi ekleniyor. Nerden çıktı bu Erdoğan-Cemaat dalaşı ya? Kim kazanacak bu timsah güreşinden? Bilemem, ama tek kaybedecek piyasalardır. Yaz aylarında Gezi Parkı gösterilerine sergilenen hunharca tutum esnasında AKP’nin muhakeme kabiliyetini sorgulayan yabancı yatırımcılar Reform Paketi ile biraz yatışmıştı. Şimdi bir kez daha siyasi istikrar gündeme gelecek, anketlerde AKP’nin konumuna bakılacak.
Ekonomi artık bu kadar kredinin yükünü taşıyamıyor. Rakamların detayında boğulanlar bu gerçeği görmeyebilir, ama ben görüyorum. Son 3 yılda hem özel sektör, hem de bireyler çok fazla borç biriktirdi. Ne servetimiz ne de gelirimiz bu borca paralel artmadı. Artık bir süre nefeslenme zamanı ki, o nefeslenme de GSYIH artışının 2014 yılında %2.5’a gerilemesi anlamına gelecek.
TL’nin değer kazanmasını beklemeyin. Bir yanda TCMB’nin kayıtsız kaldığı enflasyon, öte yanda zayıf sermaye girişi ve ağır ağır TL’den dövize kaçan özel sektör. Bunların üstüne de Fed’in QE’den çıkışı esnasında yükselecek dolar ve artan ABD faizlerinin döviz piyasasında yaratacağı stres.
Bernanke Mayıs’da hepimizi uyarmıştı. O zaman tedbir alsaydık, şimdi olası şoklara karşı çok daha dirençli olurduk. Ama nerde, o günden bu yana daha fazla borç aldık, enflasyon ve cari açığa daha fazla müsamaha gösterdik ve piyasalarımızda yalnız akbabalar ve sırtlanlar kaldı. Kara Kış başlıyor.
ATİLA YEŞİLADA-Twitter: @AtillaYesilada1
Daha yeni Daha eski