İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) araştırma görevlisi olan TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel’in oğlu Burak Karabel’in izinli ya da raporlu olmamasına rağmen 5 aydır üniversiteye gelmediği ortaya çıktı. İTÜ yönetiminin sessiz kaldığı bu keyfiliği İTÜ’lü bir okurumuz Odatv’ye gönderdiği mektupla anlattı.
İşte Odatv’ye gönderilen ve “İTÜ’de neler oluyor” sorusunu sordurtan okur mektubu:
“İstanbul Teknik Üniversitesi'nin genelinde son bir buçuk yıldır, doktorada 6. yılını doldurmuş olanların öğrencilik haklarından yararlanamayacak olması şeklinde yapılan düzenlemenin sonucu olarak 657'nin 50d hükmüne tabi olan araştırma görevlilerinin görevlerine son verilmekte. Uygulamanın geriye dönük olarak işletilmesi başta olmak üzere, doğum izinlerinin 6 yıllık süreye dahil edilmesi gibi hukuk çerçevesinden uzak, keyfi olarak değerlendirilebilecek yaptırımların ortaya çıkması özellikle sosyal medyada epeyce yazılıp çizildi. Sonuç olarak bugüne gelindiğinde çeşitli fakültelerden 100'ün üzerinde araştırma görevlisi işinden ayrıldı/atıldı. Konunun burada açıklama ve tartışma imkanı olmayan pek çok boyutu var. Akademinin kalitesi/kalitesizliği belki de bunlardan en önemlisi. Ancak akademide başarının arttırılmasını hedeflediği belirtilen bu uygulamanın pek tahmin edilmeyen başka sonuçlarının da ortaya çıktığını görüyoruz.
KEYFİ “GÖZETMENLİK”
Araştırma görevlilerinin başta dersleri asiste etmek, laboratuvarlarda deney-analiz yapmak ya da yapılacak olanlar için örnekleri hazırlamak, doktora ya da master tezlerini kapsamında yaptıkları TUBİTAK ya da BAP projelerinde çalışmak gibi başlıca görevlerinin yanında, resmi olmayan biçimde görevlendirildikleri ya da görevlendirilmedikleri işlerde de çalıştıkları ortada. İTÜ'de keyfi uygulamalardan biri de “havuz dersi” olarak tabir edilen fizik, kimya, matematik gibi tüm mühendislik öğrencilerinin ortak olarak aldıkları derslerin sınavları için “gözetmenlik” görevlendirmeleri. Vize sınavları genel olarak iki tane olan bu derslerin sınavları, hem ders programlarının aksamaması hem de katılacak öğrenci sayısının kalabalıklığından dolayı, sınav salonu sıkıntısının ortaya çıkmaması için hafta sonu yapılır. Bunun neticesinde tüm fakültelerden araştırma görevlileri hafta sonu gözetmenlik için görevlendirilirler. Hafta sonu olması nedeniyle, servis hizmetinden yararlanamazsınız, yemekhane de kapalı olur, mesai ödenmez, yolluk verilmez. Bu çok sık konuşulan, rahatsızlığın dile getirildiği konulardan biridir İTÜ' de.
BURAK NEREDE
Son yıllarda kontenjanlar ne kadar arttı bilmiyorum ama üniversite genelinde öğrenci sayısındaki artış ve ek olarak Jeoloji Bölümü'nün müfredatta yeniden yapılanmaya gitmesi sonucu ders sayısının artması gibi nedenlerden dolayı, araştırma görevlilerinin asistanlık ve gözetmenlik yükleri epeyce arttı. Üniversite genelinde doktoraya biçilen 6 yıllık süresinin dolması sonucu işini kaybedenler olduğu gibi Jeoloji Bölümü'nde de 3 araştırma görevlisinin görevine son verildi.
Üniversite ve bölümdeki mevcut durum bu haldeyken, Jeoloji Bölümü'nde doktora yapmakta olan bir araştırma görevlisinin ücretsiz izne ayrılmaksızın ya da herhangi bir rahatsızlığı olduğunu belgeleyecek sağlık raporu bulunmaksızın 5 ay boyunca bölüme gelmediği ortaya çıktı. Çalışma arkadaşları olarak bölüm başkanı ve yardımcılarına (ki bölüm başkanı yardımcısı Burak arkadaşımızın birlikte çalıştığı hocalardan birisidir) Burak'ın neden gelmediği bir kaç kez soruldu; ancak soru her seferinde laf kalabalığı ya da kaçamak cevaplarla geçiştirildi. Geçen hafta başından havuz dersi sınavlarının görevlendirmeleri bölüm sekreteri tarafından dağıtılmaya başlandığında, durumla alakalı sıkıntı ve rahatsızlık takrar gündeme geldi ve artık bölümün araştırma görevlileri olarak resmi bir açıklamayı hak ettiğimizi düşünerek, öncelikle akıl danışmak için bölümdeki birkaç hocayla iletişime geçtik. Hocaların çoğunun Burak'ın okula gelmediğinden haberi yoktu. Bazıları ise istifa ettiğini sanıyordu. Sonrasında biz de hatalı bir şikayette bulunmaktan çekindiğimiz için durumu araştırmaya karar verdik. Eş zamanlı olarak Burak'ın fakülte sekreterliğine evlenmek üzere olduğundan dolayı kendisine görevlendirme verilmemesini arz ettği dilekçesiyle birlikte davetiyesinin ulaştığından haberdar olduk. Bunun üzerine istifa etmediği ve de izinli ya da raporlu olmadığı konusunda emin olmuş olduk ve dekan yardımcılarının da bölümün çoğu hocası gibi Burak'ın 5 aydır okula gelmediğini bilmediklerini öğrendik. Dilekçe üzerine dekanlıkta oluşan algı, Burak'ın evlilik hazırlığı yaptığının umulduğu bir hafta ya da 10 günlük süre için görevlerden muafiyet istediğine ilişkindi ve doğal olarak öncesi hakkında kimsenin bilgisi yoktu. Burak'ın devamsızlık durumunun ortaya çıkması üzerine, elbette fakültede ikili konuşmaların konusu bu oldu ve araştırma görevlileri tek tek hocalar tarafından uyarılmaya başlandı.
SİZİN DE BABANIZ TOKİ BAŞKANI OLSAYDI…
Uyarının en önemli kısmı Burak' ın TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel'in oğlu olması nedeniyle bu konuyla uğraşmamızın bize herhangi bir fayda getirmeyeceği ve üstüne üstlük başımıza iş açacağıydı. Geçen cuma gününden beri bölümde hakim olarak gerginlik nedeniyle, başımıza ne gelebileceği konusunda bir fikrimiz olmamasına rağmen biz de korkmaya başlamıştık. Zaten çoğumuzun doktora öğrenciliği süresi birkaç yıl içinde dolacaktı ve bundan sonra İTÜ'de kadro bulma konusunda yaşayabileceğimiz sıkıntılar bize hatırlatıldı. Şu an için durumla ilgili herhangi bir açıklama ya da gelişme elbetteki yok. İTÜ geleneği olarak, korkutma ve sindirme taktiği uygulanıyor herhalde diye düşünüyoruz. Bir de birkaç asistan kendi çapında Burak'ın durumuyla alakalı bir gelişme olana kadar sınavlara girmeme kararı aldı. Sınavlara girmeyen asistanlar hakkında ilgili bölümlerin açacağı soruşturmaların nasıl sonuçlanacağı da merak konusu. Sizin de babanız TOKİ başkanı olsaydı siz de sınavlardan kurtarırdınız; ama şimdi görevinizi yapmak zorundasınız açıklaması durumu kısaca özetlemeye yeter sanırım.”

Odatv.com
Daha yeni Daha eski