Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, 80 yıl milliyetçilerin, 3-4 yıldır cemaatin ve şimdi iktidarın silah olarak kullandığı sisteme “yargı” denilemeyeceği görüşünde.
Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısını Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin’le konuştuk.
Türkiye’de yargının sorunlarından bahsetmenin manasız olduğunu, çünkü Türkiye’de yargı olmadığını ifade eden Ertekin, HSYK’nın cemaatin işgalinden iktidarın işgaline geçmesinin iyi ya da kötü olarak değerlendirmenin saçma olduğu görüşünde.
Ertekin, Meclis’te acilen “Yargı sorunları ve yargı araştırmaları komisyonu” kurulması gerektiğini ve tüm siyasi partilerin bu komisyonda temsil edilmesi gerektiği görüşünde.
“Ciddi bir komisyon kurulursa yargının yeniden inşasına dönük sayısız proje ve çalışma alanları çıkar. Biz de saçma sapan konumlar alıp ya bu yargı mıydı, yürütme yargıya müdahale mi ediyor gibi tartışmaları bırakıp, Türkiye'de zaten bir yargı olmadığını anlarız. Arkasından yargıyı nasıl inşa edeceğimizi görürüz.”
“Adalet cemaatin işgalinde”
“Meselenin yargı bağımsızlığı, HSYK'nın kurumsal işleyişinin ve çalışma tarzının doğru düzenlenmesi, doğru inşası başlıkları altında tartışılmasını son derece yersiz, problemli, mevcut durumu algılama açısından yetersiz görüyorum.
“Türkiye'de HSYK, Yargıtay, Danıştay ve Adalet Akademisi doğrudan cemaatin siyasi karargahıdır. Dolayısıyla bir siyasi güç orada bir politik tekel sağlamıştır ve bu politik tekeli de Türkiye'de mevcut iktidar içerisinde belli düzenlemeler için kullanmaktadır.
“Buna karşı ise diğer iktidar unsuru olan hükümet olağanüstü hal ilan etmekte ve karşılaştığı bu örgütle kendince mücadele çabası içine girmektedir.
“AKP işgalden siyaseten yararlandı”
“HSYK'nın iç çalışma sistemine müdahalenin yargının bağımsızlığını tehlikeye attığı veya hukukun üstünlüğüne tehlike getirdiği gibi laflara ancak gülerim.
“Hele hele Türkiye'de solun bugün bu tartışmayı yapmasını daha da trajikomik bulurum. Cemaatin HSYK’daki işgalinin kendi çıkarı dışında işletildiğini, bu işgalin kendi çıkar alanının dışına çıktığını gören hükümet de kendi olağanüstü halini ilan ediyor. Ben her ikisinin de eylemlerini, hareketlerini son derece mantıksal ve rasyonel buluyorum.
“HSYK seçiminden sonra yargının bir siyasi işgal atında olduğunu, hükümetin bu işgalden siyaseten yararlandığını, yararlanıcı bir politik ilişki geliştirdiğini ve bununla yetindiğini söylemiştik.
“İşgali hep söylememize rağmen maalesef birçok kesim bu işle hiç ilgilenmedi ve bu tartışmanın içine hiç girmedi; ta ki AKP'ye bir operasyon düzenlenene kadar... AKP bu aşamadan sonra yararlanıcı politik ilişkinin ne kadar büyük bir kumar olduğunu anlamış oldu ve cemaatin siyasi hakimiyetinin olduğu alanlara neşter vurma kararı verdi.
“Meclis komisyonu kurulmalı”
“Türkiye'de yargının sorunlarından bahseden birisi Türkiye'de yaşamıyor demektir. Türkiye'de yargı yok ki, sorunu olsun. Dolayısıyla birinin işgalinin yerine diğerinin işgalinin getirilmesinin ne iyi ne kötü olacağına dair bir tartışma yapmak son derece abes.
“Daha önce de HSYK işgal altındaydı ve yargı değildi, cemaat tarafından ele geçirilmiş bir siyasi güçtü ve Türkiye'deki siyasal alanın sınırlarını belirleyen asli güçtü.
“Şimdi birden bire bazıları bunun yargı olduğunu, bazıları hukukun üstünlüğünün aracı olduğunu, sorunları olmakla birlikte düzeltilmesi gerektiğini söylemeye başladılar. Bu tartışmayı doğru dürüst yapmakta fayda var. Bu tartışma siyasi bir tartışmadır, siyasi bir çatışmadır; hukukla çözebilecek bir mesele değildir.
“Yapılacak şey tüm partilerin artık açık sözlü olup ‘Türkiye'de gerçek bir yargı kuralım, ondan sonra diğer meselelerin hepsini birer birer tartışalım’ demeleridir.
“Bu sürecin Meclis'te başlaması lazım. Bizim önerimiz Meclis'te acilen yargı sorunları ve yargı araştırmaları komisyonu kurulmasıdır. Tüm partiler orada temsil edilmelidir.
“Türkiye'nin birincil sorunu şu an budur ve eğer orada ciddi bir komisyon kurulursa yargının yeniden inşasına dönük sayısız proje ve çalışma alanları çıkar.
“Biz de saçma sapan konumlar alıp ya bu yargı mıydı, yürütme yargıya müdahale mi ediyor gibi tartışmaları bırakıp, Türkiye'de zaten bir yargı olmadığını anlarız. Arkasından yargıyı nasıl inşa edeceğimizi görürüz.
Yargı siyaseten inşa edilir”
“Yargı bir tek şekilde inşa edilir, o da siyaseten. Bunun en tipik örnekleri de ABD ve İngiltere'dir. ABD'de yargı merkeziyetçilerle ademi merkeziyetçiler arasındaki mücadelenin uzlaşma ve ittifaka taşınmasıyla gerçekleşmiştir.
“Siyasi mücadelenin sonucunda uzlaşmışlardır, ortak bir nokta bulmuşlardır. Zaten yargı siyasi mücadeleden doğar. Herkes kendi eline almak ister, sonra belli bir noktada uzlaşırlar. Uzlaştıkları noktada da adına hukuk ve yargı derler.
“İngiltere'de de burjuvalarla aristokratlar oturdular, birbirleriyle uzun süre mücadele ettiler ve sonra yargı ve hukuk alanı inşa edelim dediler.
“Türkiye'de bu olmadı, devlet kurdu. Devletin politik tekelle kurduğu şeye kimse yargı dememeli. Eğer siyaseten uzlaşma alanı yoksa ve siyaseten yargı inşa edilmemişse o yargı yargı değildir; sadece tek bir grubun silahıdır.
“80 yıl Kemalistlerin, ulusalcıların, milliyetçilerin silahıydı, üç dört yıldır cemaatin silahı, HSYK tasarısı yasalaşırsa AKP'nin silahı olacak. Bu durumdan kurtulmak istiyorsak, taraflar biraraya gelecek, oturacak ve siyaseten yargıyı inşa edecekler.”
Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısını Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin’le konuştuk.
Türkiye’de yargının sorunlarından bahsetmenin manasız olduğunu, çünkü Türkiye’de yargı olmadığını ifade eden Ertekin, HSYK’nın cemaatin işgalinden iktidarın işgaline geçmesinin iyi ya da kötü olarak değerlendirmenin saçma olduğu görüşünde.
Ertekin, Meclis’te acilen “Yargı sorunları ve yargı araştırmaları komisyonu” kurulması gerektiğini ve tüm siyasi partilerin bu komisyonda temsil edilmesi gerektiği görüşünde.
“Ciddi bir komisyon kurulursa yargının yeniden inşasına dönük sayısız proje ve çalışma alanları çıkar. Biz de saçma sapan konumlar alıp ya bu yargı mıydı, yürütme yargıya müdahale mi ediyor gibi tartışmaları bırakıp, Türkiye'de zaten bir yargı olmadığını anlarız. Arkasından yargıyı nasıl inşa edeceğimizi görürüz.”
“Adalet cemaatin işgalinde”
“Meselenin yargı bağımsızlığı, HSYK'nın kurumsal işleyişinin ve çalışma tarzının doğru düzenlenmesi, doğru inşası başlıkları altında tartışılmasını son derece yersiz, problemli, mevcut durumu algılama açısından yetersiz görüyorum.
“Türkiye'de HSYK, Yargıtay, Danıştay ve Adalet Akademisi doğrudan cemaatin siyasi karargahıdır. Dolayısıyla bir siyasi güç orada bir politik tekel sağlamıştır ve bu politik tekeli de Türkiye'de mevcut iktidar içerisinde belli düzenlemeler için kullanmaktadır.
“Buna karşı ise diğer iktidar unsuru olan hükümet olağanüstü hal ilan etmekte ve karşılaştığı bu örgütle kendince mücadele çabası içine girmektedir.
“AKP işgalden siyaseten yararlandı”
“HSYK'nın iç çalışma sistemine müdahalenin yargının bağımsızlığını tehlikeye attığı veya hukukun üstünlüğüne tehlike getirdiği gibi laflara ancak gülerim.
“Hele hele Türkiye'de solun bugün bu tartışmayı yapmasını daha da trajikomik bulurum. Cemaatin HSYK’daki işgalinin kendi çıkarı dışında işletildiğini, bu işgalin kendi çıkar alanının dışına çıktığını gören hükümet de kendi olağanüstü halini ilan ediyor. Ben her ikisinin de eylemlerini, hareketlerini son derece mantıksal ve rasyonel buluyorum.
“HSYK seçiminden sonra yargının bir siyasi işgal atında olduğunu, hükümetin bu işgalden siyaseten yararlandığını, yararlanıcı bir politik ilişki geliştirdiğini ve bununla yetindiğini söylemiştik.
“İşgali hep söylememize rağmen maalesef birçok kesim bu işle hiç ilgilenmedi ve bu tartışmanın içine hiç girmedi; ta ki AKP'ye bir operasyon düzenlenene kadar... AKP bu aşamadan sonra yararlanıcı politik ilişkinin ne kadar büyük bir kumar olduğunu anlamış oldu ve cemaatin siyasi hakimiyetinin olduğu alanlara neşter vurma kararı verdi.
“Meclis komisyonu kurulmalı”
“Türkiye'de yargının sorunlarından bahseden birisi Türkiye'de yaşamıyor demektir. Türkiye'de yargı yok ki, sorunu olsun. Dolayısıyla birinin işgalinin yerine diğerinin işgalinin getirilmesinin ne iyi ne kötü olacağına dair bir tartışma yapmak son derece abes.
“Daha önce de HSYK işgal altındaydı ve yargı değildi, cemaat tarafından ele geçirilmiş bir siyasi güçtü ve Türkiye'deki siyasal alanın sınırlarını belirleyen asli güçtü.
“Şimdi birden bire bazıları bunun yargı olduğunu, bazıları hukukun üstünlüğünün aracı olduğunu, sorunları olmakla birlikte düzeltilmesi gerektiğini söylemeye başladılar. Bu tartışmayı doğru dürüst yapmakta fayda var. Bu tartışma siyasi bir tartışmadır, siyasi bir çatışmadır; hukukla çözebilecek bir mesele değildir.
“Yapılacak şey tüm partilerin artık açık sözlü olup ‘Türkiye'de gerçek bir yargı kuralım, ondan sonra diğer meselelerin hepsini birer birer tartışalım’ demeleridir.
“Bu sürecin Meclis'te başlaması lazım. Bizim önerimiz Meclis'te acilen yargı sorunları ve yargı araştırmaları komisyonu kurulmasıdır. Tüm partiler orada temsil edilmelidir.
“Türkiye'nin birincil sorunu şu an budur ve eğer orada ciddi bir komisyon kurulursa yargının yeniden inşasına dönük sayısız proje ve çalışma alanları çıkar.
“Biz de saçma sapan konumlar alıp ya bu yargı mıydı, yürütme yargıya müdahale mi ediyor gibi tartışmaları bırakıp, Türkiye'de zaten bir yargı olmadığını anlarız. Arkasından yargıyı nasıl inşa edeceğimizi görürüz.
Yargı siyaseten inşa edilir”
“Yargı bir tek şekilde inşa edilir, o da siyaseten. Bunun en tipik örnekleri de ABD ve İngiltere'dir. ABD'de yargı merkeziyetçilerle ademi merkeziyetçiler arasındaki mücadelenin uzlaşma ve ittifaka taşınmasıyla gerçekleşmiştir.
“Siyasi mücadelenin sonucunda uzlaşmışlardır, ortak bir nokta bulmuşlardır. Zaten yargı siyasi mücadeleden doğar. Herkes kendi eline almak ister, sonra belli bir noktada uzlaşırlar. Uzlaştıkları noktada da adına hukuk ve yargı derler.
“İngiltere'de de burjuvalarla aristokratlar oturdular, birbirleriyle uzun süre mücadele ettiler ve sonra yargı ve hukuk alanı inşa edelim dediler.
“Türkiye'de bu olmadı, devlet kurdu. Devletin politik tekelle kurduğu şeye kimse yargı dememeli. Eğer siyaseten uzlaşma alanı yoksa ve siyaseten yargı inşa edilmemişse o yargı yargı değildir; sadece tek bir grubun silahıdır.
“80 yıl Kemalistlerin, ulusalcıların, milliyetçilerin silahıydı, üç dört yıldır cemaatin silahı, HSYK tasarısı yasalaşırsa AKP'nin silahı olacak. Bu durumdan kurtulmak istiyorsak, taraflar biraraya gelecek, oturacak ve siyaseten yargıyı inşa edecekler.”