“Demokrasi talepleri etrafında oluşacak güç birliği ve ittifaklar” olduğunu savunan EMEP, HDP’nin kitle partisi olarak yeniden örgütle...
“Demokrasi talepleri etrafında oluşacak güç birliği ve ittifaklar” olduğunu savunan EMEP, HDP’nin kitle partisi olarak yeniden örgütlemesini doğru bulmadığını açıklayarak HDP’den çekildiğini açıkladı.
Emek Partisi (EMEP) Genel Yönetim Kurulu, Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) çekildiğini açıkladı.
EMEP, yaptığı yazılı açıklamada, “Partimiz emek ve demokrasi güçlerinin mücadele birliğinin ideolojik bir kitle partisi formunda bir araya gelinerek sağlanamayacağını savunmuştur. Böyle bir kitle partisinde her şeyden önce ‘program sorunu’ öne çıkacak ve doğası gereği ideolojik, siyasi farklılıklar birleşmenin önünde başlıca engel oluşturacaktır” dedi.
EMEP, “HDP’ye katılmama kararı almıştır. Partimiz, mevcut koşullarda, emek, barış ve demokrasi güçleriyle olan ittifakını, ortak mücadele tutumu ve sorumluluğunu HDK içerisinde yer alarak devam ettirecektir” dedi.
EMEP, Haziran 2011 seçimlerinde İstanbul 3. Bölge’den milletvekili seçilen eski genel başkanları Levent Tüzel’in, HDP grubunda Meclis çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğini de bildirdi.
Emek Partisi’nin açıklaması şöyle:
“Emek, demokrasi ve halk güçlerinin birliği ve ortak mücadelesi sorunu öteden beri Türkiye devrimci hareketinin temel gündemlerinden birini oluşturmuştur. Partimiz kuruluşundan itibaren bu soruna büyük önem vermiş, çözümü için elinden gelen çabayı göstermiş, özveriyle hareket etmiştir.
“Diğer yandan herkes birliğin önemini vurgulamakla birlikte bu birlik ve ortak mücadelenin hangi zeminde ve hangi biçimle sağlanacağı noktasında görüş farklılıklarının olduğu bir gerçekliktir. Bir araya gelecek güçlerin ideolojik, siyasal referans ve öncelikleri dikkate alındığında bu normal karşılanması gereken bir durumdur. Bununla birlikte; farklılıkları öne çıkararak birlik sağlamanın çok zor olacağı da bir başka gerçektir.
“Partimiz bu gerçeklerden hareketle emek ve demokrasi güçlerinin mücadele birliğinin ideolojik bir kitle partisi formunda bir araya gelinerek sağlanamayacağını savunmuştur. Böyle bir kitle partisinde her şeyden önce “program sorunu” öne çıkacak ve doğası gereği ideolojik, siyasi farklılıklar birleşmenin önünde başlıca engel oluşturacaktır.
“Oysa bu ortamda demokrasi talepleri etrafında oluşacak güç birliği ve ittifaklar emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadele yürütmelerinin en uygun zemini olarak karşımıza çıkmaktadır.
“Partimiz 2002 yılında gerçekleşen Emek, Barış, Demokrasi Bloğu’ndan HDK- HDP örgütlenmesine bu anlayışla var gücüyle katılmıştır.
“HDK-HDP farklı siyasi çevrelerin, etnisitelerin, inanç, kültür gruplarının, çevre, kadın örgütlenmelerinin, emek güçlerinin talepleri etrafında bir araya gelerek ortak demokrasi mücadelesi verdikleri ittifak zemini olarak biçimlenmiş, örgütsel işleyiş ve hukuku bu çerçevede oluşmuştur.
“Fakat HDK- HDP bileşenlerinden BDP tarafından yerel seçimler öncesinden başlayarak HDP’nin, “BDP’nin ideolojik, siyasi hedeflerine bağlı olarak toplumun radikal demokrasi temelinde dönüşümü için politika yapan bir kitle partisi olarak kendisini yeniden örgütlemesi” gündeme getirilmiştir.
“Partimiz BDP tarafından gündeme getirilen ve HDP’yi örgütsel norm ve siyasi program açısından yeni baştan biçimlendirmeyi hedefleyen bu tutumunu doğru bulmamış; bu konuda yaptığı değerlendirmeleri 11 başlık altında HDK- HDP bileşenleriyle paylaşmıştır.
“Geride kalan yaklaşık 2 aylık süre içerisinde yapılan görüşme ve tartışmalar belirli bir olgunluğa ulaşmıştır.
“Burada temel bir gerçeğin altını bir kez daha çiziyoruz: Partimizin, HDP’nin bir ittifak ve seçim partisi olarak; emek, barış ve demokrasi güçlerinin ortak mücadele zemini olmasına hiçbir itirazı yoktur. Başta BDP olmak üzere HDK-HDP bileşenleri ile yaptığımız değerlendirmelerde bütün çabamız ve ısrarımız, HDP’nin, kuruluş ilkeleri temelinde yoluna devam etmesi yönünde olmuştur.
“Bu konudaki tutumumuza bileşenlerin büyük çoğunluğu, aydın, sanatçı ve bilim insanı dostlarımız hak vermişlerdir. Ancak başta BDP olmak üzere kimi HDP bileşenleri, HDP’yi kendi politik değerlendirmeleri ve hedefleri açısından yeniden biçimlendirmekte ısrarcı olmuşlardır.
“Gelinen aşamada BDP tarafından gündeme getirilen ve partimizin de temel itiraz noktası olan, “HDP’nin belirli bir ideolojik yaklaşıma sahip bir kitle partisi olarak kendisini yeniden örgütlemesi” konusunda net bir karar alma ihtiyacı doğmuştur.
“Partimiz, değerlendirmeleri sonucunda, bu anlayış ve tutumla örgütlenecek olan yeni HDP’ye katılmama kararı almıştır.
“Partimiz, mevcut koşullarda, emek, barış ve demokrasi güçleriyle olan ittifakını, ortak mücadele tutumu ve sorumluluğunu HDK içerisinde yer alarak devam ettirecektir. Kürt ulusal hareketi ve onun siyasi temsilcileriyle, demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ve ittifakı temelinde birlikte yürüme kararlılığımızı da HDK başta olmak üzere her zeminde sürdüreceğiz.
“Bunun için de, HDK’nin bir ittifak platformu olarak daha da güçlenmesi, yaklaşık 3 yılı bulan pratiğimiz ışığında iç örgütlenmesinin gözden geçirilmesi, iller ve merkezi düzeydeki kurullarının ittifak ve ortak mücadeleyi koordine edecek şekilde işlevli hale getirilmesi temel hedefimiz olacaktır.
“Haziran 2011 seçimlerinde emek, barış ve demokrasi güçlerinin ortak adaylarından birisi olarak İstanbul 3. Bölge’ den milletvekili seçilen eski genel başkanımız Levent Tüzel, HDP grubu içerisinde kalarak Meclis çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.
“HDP’nin merkez, il, ilçe ve belde yönetimlerinde yer alan arkadaşlarımız, HDP’nin yetkili kurullarının aksi bir yönde kararı olmadığı sürece, herhangi bir yasal boşluk doğmaması için resmi yönetici konumlarını sürdüreceklerdir. HDP’nin yeniden örgütlenmesi süreci içerisinde yapılacak olan kongre süreçlerine bağlı olarak bu yasal yönetici konumları sona erecektir.
“Cumhurbaşkanlığı seçimine HDK ve HDP’nin emek ve demokrasi güçlerinin daha geniş birliğini sağlayacak ortak bir aday etrafında girilmesi konusundaki ortak çalışmalarımız devam edecektir.”