HIDE
GRID_STYLE
SHOW_BLOG

İşte HTKP ile yapılan ilk röportaj

Türkiye Komünist Partisi’nin bölünmesiyle iki yeni parti kuruldu. Atılım Grubu Komünist Parti’yi (KP) kurarken, 12. Kongre grubu ise y...


Türkiye Komünist Partisi’nin bölünmesiyle iki yeni parti kuruldu. Atılım Grubu Komünist Parti’yi (KP) kurarken, 12. Kongre grubu ise yoluna Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) ile devam etme kararı aldı. HTKP Merkez Komite üyeleri Kurtuluş Kılçer ile Hanife Şahan bölünme ve yeni partilerin kurulması süreciyle ilgili bilgi verdiler. 
İşte HTKP ile yapılan ilk röportaj:
Neden bölündünüz?
Kurtuluş Kılçer:Bölünmemizin temel sebebi partimizin geleceği ile ilgili. Bugün Türkiye’ye baktığımızda Haziran’dan sonra sosyalist mücadelenin daha kitlesel örgütlenebileceğini düşünüyoruz. Böyle bir arayışımız vardı. Türkiye Komünist Partisi’nde, Haziran’dan sonra ortaya çıkan toplumsal olanaklara , dinamiklere seslenebilecek , sosyalizmi  toplumsal güç haline getirebilecek bir örgütlenmeye getirmemiz gerekirdi. Bizim arayışımız hep bu yönde oldu. Bu ayrışmanın temel kriteri bu oldu bizim açımızdan. Bir örgütsel mesele olarak çıktı ama bugün en azından Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) olarak yoluna devam eden insanların temel beklentisi , sosyalizmi toplumsallaştırmak , halkla mal etmektir. Bizim derdimiz buydu.
Yeni kurduğunuz partinin ismi Halkın Türkiye Komünist Partisi. Biraz manidar bir isim. Eski TKP halkın partisi değil miydi diye insanın aklına bir düşünce geliyor.

Kurtuluş Kılçer:Hayır, o da halkındır. O da bizim partimizdi. Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşunda, il, ilçe, örgütlenmelerinin tümünde hepimizin emeği vardı. TKP’nin bütün müktesebatı bizim müktesebatımızdır. Bu açıdan geçmişimize yönelik bir eleştiri içinde değiliz. Sorun şu: Bugün Türkiye’de bir komünist parti daha geniş kitlelerle buluşabilir. İddiamız bu. Bu iddiamızı ispat edebilmek için Halkın Türkiye Komünist Partisi adını aldık. Geçmişe nazire değil, geleceğe dair bir iddiadır. Türkiye Komünist Partisi’ni bu anlamıyla sürdürüyoruz zaten, biz TKP’yi temsil etme iddiasındayız. Sosyalist devrimci hattımızda ısrarlıyız...
Anladığımız kadarıyla ideolojik değil, örgütsel nedenlerle oldu bu bölünme
Kurtuluş Kılçer:Partide ideolojik, teorik ya da en geniş anlamıyla siyasi bir ayrım noktasında çok sorunumuz yoktu. Türkiye, dünya nereye gidiyor sorularına çoğunlukla ortak yanıt verdik. Ama parti ne yapmalı, nasıl yapmalı sorularına verilen yanıtlarda farklılaşmalarımız oldu. Özü budur.
Peki sorun bu noktadaysa bunu bir kongre ile aşamaz mıydınız?
Kurtuluş Kılçer:Aşabilirdik. Çok denedik, çok uğraştık, tek bir kongre istedik. Partinin birliği sağlanabilirdi. Ama bu konuda ne yazık ki mutabakat sağlayamadık.
Neden olmadı, kim, nasıl engelledi?
Kurtuluş Kılçer:Bize göre bugün Komünist Parti (KP) adıyla bulunan arkadaşlarımız ortak bir kongreyle bu sorunları aşabileceklerini düşünmediler.Temel ayrım, sorun buydu.
Peki biraz daha net  yanıtlarla söyleyebilirseniz, eski TKP’den farkınız ne olacak? TKP’de yapamadığınız neyi şimdi yapacaksınız?
Kurtuluş Kılçer:TKP önemli bir birikim ortaya çıkardı. Türkiye sosyalist hareketinde bir ağırlık noktası oluşturdu. Bize göre TKP, Türkiye sosyalist hareketinin en kitlesel hareketlerinden biri haline dönüştü. Bir geleneği temsil etti. Bütün bu değerleri bir yere koymamız lazım. Ama değerlerin üzerine basarak daha kitlesel, daha güçlü, daha büyük , bugünün toplumsal dinamikleriyle fazlasıyla yakınlaşan bir geleceğe yönelmesi gerekiyordu TKP’nin. Bu açıdan geçmiş TKP’de eksik olan bir şeyden ziyade partimizin doğal gelişim çizgimizin devamı olduğumuzu düşünüyoruz. Bu çizgi bu partiyi bu ülkenin emekçileriyle, işçileriyle , kadınlarıyla, gençleriyle , Cumhuriyetçileriyle, ilericileriyle, aydınlarıyla buluşturabilecek bir çizgidir. Partinin bir dönüşüme ihtiyacı vardı, bu dönüşüm bu şekilde gerçekleşti. Umarım partinin birliği bütünlüğü önümüzdeki süreçte sağlanır, daha büyük bir TKP ortaya çıkar.
İki ayrı kongre yaptınız, biz tam ne anlamalıyız. Ne oldu şimdi?
Kurtuluş Kılçer:TKP’de iki irade çıktı. Aynı  tarihe dayanan, aynı programa sahip, memleketi aynı şekilde okuyabilen iki siyasi ve örgütsel kanal açılmış oldu. İki siyasi kanal da siyaseti örgütlemek için ayrı yöntemler sunuyorlar. Bu yöntemlerin biri başarılı olacak, belki ikisi de başarılı olacak, bunu zamanla göreceğiz. Bu açıdan ortada bir düşmanlık ve rekabetle ortaya çıkacak bir gerilim değil tam tersine sermaye ile gericikle, AKP rejimi ile hesaplaşacak bir siyaseti biz önümüze koymak istiyoruz. Burada kazanmak istiyoruz. Toplumda kazanmak istiyoruz. Siyasette kazanmak istiyoruz. Bunu yaptığımız zaman hem kendimize saygımız olur hem bugünkü ayrışmanın nedenleri ortadan kalkar, hem de Türkiye’de sosyalizm emekçi kimlerle daha fazla buluşabilir.
Şöyle mi anlamalıyız, TKP donduruldu, iki ayrı parti ortaya çıktı, başarılı olan tekrar TKP ile devam edecek.
Kurtuluş Kılçer:Evet, aynen böyle algılayabiliriz. TKP bugün siyaseten duruyor yerinde. Ama TKP nasıl bir gelecek örecek sorusuna yanıt oluşturamadığı için iki ayrı yanıt oluştu. Şimdi bu iki ayrı yanıtın toplumsal olarak test edilmesi lazım.
Sorun örgütsel ve örgüt içinde de daha çok merkez komitede olduğuna göre o zaman daha açık soralım, sorun kim? Kemal Okuyan mı, Aydemir Güler mi, Süleyman Baba mı, kim?
Kurtuluş Kılçer:Hayır kimse değil, tek tek MK de problem değil. Bu açıdan sorun tek başına örgütsel bir tarifle açıklanamaz. Partimizde merkez komitesinde de görev almış arkadaşlarımız dahil tüm yoldaşlarımızın bu süreçte elbette sorumluluğu vardır. Ama sorun tek tek kimseye indirgenemez. Kişilerden bağımsız bir sorun tartışıyoruz. 12 Eylül’ü bitiren bir Haziran Direnişi ortaya çıkmıştır. Haziran Direnişi’nde ortaya çıkan olanakları nasıl değerlendireceğimizle ilgili bir sorundur, tartıştığımız. Bu soruna verilen yanıtlarda farklılaşma vardır. Bu açıdan örgütsel bir ayrışma olarak görülmesine karşın geleceğe yönelik olarak siyasal bir yan taşımaktadır.
Ancak 12. Kongre tarafından yayınlanan broşürde parti içinde kişisel yakınlıklar üzerinden kadrolaşma olduğuna dair suçlamalar vardı. Bu gibi şeyler partide vardıysa siz örgütlerden sorumlu MK üyesi olarak neden engellemediniz?
Kurtuluş Kılçer:Partimizin geleceğini düşünürken nasıl bir siyaset tarzı ortaya çıkaracağını düşünürken doğal olarak bunun kadrolara dönük bakışı da olur, bir kadro politikası da olur. Burada bir ayrışma yaşadığımız çok açık. Biz gençlikle, kadınlarla işçilerle, Alevi toplumsallığıyla yani Haziran’dan sonra daha da belirgin hale gelen toplumsal dinamikleriyle  halklaşan bir siyaset tarzı ve gelecek öngörüsüne sahibiz. Dolayısıyla kadro politikamızda da farklılaşma var. Biz örneğin Alevi toplumu içinde, gençlik içinde kadrolaşmanın , işçiler, kadınlar içinde kadrolaşmanın daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Tek başına aydın damarı üzerinde yapılan bir kadrolaşma bizim ayrım noktalarımızdan bir tanesidir.
Siz karşı grubu (Atılım Kongresi)  elit mi buluyorsunuz?
Kurtuluş Kılçer:Hayır bulmuyoruz. Genel olarak ideolojik mücadeleye daha fazla önem veriyor arkadaşlarımız , biz ise bu dönemde ideolojik mücadeleyle beraber siyasal mücadelenin önünün daha fazla açılacağını düşünüyoruz.
Sol , sosyalist hareket içinde HDP’ye yaklaşım konusunda da bir tartışma var. Sizin HDP’ye yaklaşımınız ne, ileride HDP bileşeni olma, HDP içinde yer alma gibi bir düşünceniz var mı?
Kurtuluş Kılçer:Böyle bir tartışmamız, böyle bir gündemimiz olmadı. Bundan üç ay önce örneğin Türkiye’deki bayrak sorununa bakışımızla bugünkü bakışımız aynıdır. Kürt sorununa da üç ay, bir yıl önceki bakışımız bugün de aynıdır. Bu açıdan HTKP’nin farklı bir düşüncesi, arayışı yok. Ama gerek Kürt sorunundaki gelişmeler, gerek -başta Irak ve Suriye olmak üzere- Ortadoğu’daki gelişmelerin Kürt sorununu gündemimize getireceğine dair bir beklenti içindeyiz. O açıdan kongrede de karar aldık, “Sosyalist Cumhuriyet ve Kürt Sorunu” konusunda bir konferans düzenleyeceğiz. HTKP’nin , Kürt sorunu konusunda Türkiye’nin sosyalistlerinin önüne farklı bir yaklaşım bir açılım getirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak HDP ile bir görüşmemiz, ortak bir gelecek kurgumuz hiç olmadı.
Yanlış bir benzetme olmasın ama anlaşmalı boşanmalarda mal paylaşımı da yapılır. Türkiye Komünist Partisi’nin kurumları, kuruluşları var. Hangi kurum nerede kaldı, nerede durdu. Biraz öğrenelim sizden.
Kurtuluş Kılçer:Türkiye sol, sosyalist hareketinde pek olmayan bir şeyi yaptık. Bu tür ayrışmalarda gerginlikler hatta çatışmalar olurdu. . Şimdi Komünist Parti olarak yoluna devam eden arkadaşlar bizim yoldaşlarımızdır. Biz  bu arkadaşlarımızla oturup her şeyi tartışabileceğimizi biliyoruz. Tartıştık da…Birincisi, bu . İkincisi yeni bir haber portalı çalışmamız var. Bu haber portalının reklamı, tanıtımı SoLPortal’da bir ay boyunca yayınlanacak. Düşmanca bir tutum değil bu mücadeleyi sosyalistlerin yükselterek devam etmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz. Partinin araçlarının, kurullarının kadroları ağırlıkla kimdeyse bu araçlar ve kurullar da bu şekilde bölüşüldü. Örneğin, işçi, emekçi, gençlik çalışmaları bizde kaldı. Bunların yayınları,kurulları isimleri bizim tarafımızdan desteklenecek. Arkadaşlarda ise bir yayın ve bazı dernekler kaldı. Haber portalı 4 Ağustos gibi yayına başlayacak. Teorik bir yayın organı düşünüyoruz. Eylül ayıda bir halk gazetesi çıkarmayı düşünüyoruz.
Son sorumuz, TKP ile ilgili yaptığınız mutabakata uyacak mısınz?
Kurtuluş Kılçer:Tabii ki, uyacağız .Biz kendimize ve arkadaşlarımıza güveniyoruz. 
Erdal Emre / YÖN Haber

VİDEO