Hülya Gülbahar, katıldığı bir sohbette yeni yasa düzenlemesinin kadınlara ve çocuklara neler getirdiğini anlattı. Yasanın cinsel suçlara yönelik cezaları arttırdığını ancak bazı maddeleriyle de af getirdiğini belirtti
Çocuklara yönelik cinsel suçların cezalarında arttırım öngören yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) düzenlemesi 18 Haziran’da Meclis’ten geçti. On beş kanunun bir arada görüşüldüğü torba yasa Cumhurbaşkanı’nın onayını bekliyor. Halkevci Kadınlar’ın 25 Haziran’da Beşiktaş Dünya Barış Parkı’nda yaptığı sohbete katılan Avukat Hülya Gülbahar, çocuklara yönelik cinsel istismarın önlenmesi kılıfı altında geçirilen yasaları ve yasada çocuklara ve kadınlara yönelik değişen maddeleri anlattı.
AKP ihtiyacına göre yasa çıkarıyor, “çocuklar için” kılıfının altına gizliyor
Gülbahar, sözlerine torba yasa yönteminin MÖ 98 yılında Roma hukukunda yasaklanmış bir yöntem olduğunu ve birbirinden bağımsız konuların birlikte görüşülmesinin yanlış bir yöntem olduğunu belirterek başladı. AKP iktidarının “çocukları koruyorum” diyerek politik amaçlarına uygun bir şekilde yasaları düzenlediğini hatırlatan Gülbahar, son yargı paketi kapsamında uyuşturucu, hırsılık ve cinsel suçların cezalarına arttırım geldiğini vurguladı. Sadece bu üç suçun cezalarının arttırılmasının aslında AKP’nin dünya görüşünün bir yansıması olduğunu ifade ederek ihale, kamulaştırma gibi yüksek paraların söz konusu olduğu davalar için ivedi yargılama getirildiğini, mal varlığına el konulmasında elektronik tebligatın yeterli olacağını, yargıyı etkileme suçunun kapsamının daraltıldığını ve evrakta sahtecilik suçunun cezasının azaltıldığını belirtti. Bu maddelerle herhangi bir ihale veya kamulaştırma söz konusu olduğunda bu projelere karşı açılan davaların “ivedi” olarak yargılanması ve haliyle lehte sonuçlanacak olan bu davaların projenin durdurulmasına gerek kalmadan sonuçlanması sağlanacak, bir milyona aşkın üyesi bulunan ve çoğu zaman sahte üyelere sahip olan AKP’nin yaptığı gibi evrakta sahtecilik suçlarının da cezası azaltılacak ve ancak savcının kendisini aradığınız durumda yargıyı etkilemiş sayılacak.
Kadınları ve çocukları ilgilendiren dört madde var
Farklı platformlarda birçok kadın örgütüyle birlikte uzun yıllardır anayasal düzenlemelere dair mücadele edildiğini anlatan Gülbahar bu yasal düzenlemeleyle asıl olarak değişen dört maddenin kadınları ve çocukları ilgilendirdiğini belirtti. Yasanın üst başlığının ilk hazırlandığında “Genel ahlak, genel adab, aile töresine ve toplum töresine karşı işlenen suçlar” olarak kurgulanmış ve kadınların itirazları ve “cinsel özgürlüklere karşı işlenen suçlar” kavramı üzerinde çalışma grubunun ortaklaşamaması üzerine “cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar” olarak Meclis’e sunuldu. Bu durumu “Ne olmaması gerektiğini çok net anlattık ancak ne olacağı konusunu netleştiremedik” diye anlatan Gülbahar, “cinsel dokunulmazlık” kavramı nedeniyle vücuda dokunmayan her türlü eylemin cinsel taciz (Açık saçık fıkralar, porno vs.), vücuda dokunan bir organ veya bir cisim sokma gibi eylemlerin ise cinsel saldırı olarak değerlendirildiğini ve cezalarının ağırlaştığını ifade etti.
Cezaların arttırılması çözüm değil
Cezaların ağırlaşmasının bir yönüyle olumlu ancak diğer bir yönüyle de yeterli olmadığını vurgulayan Gülbahar, 2005 yılında da cezaların arttırılmasını sağladıklarını fakat sorunun çözülmediğini hatırlattı. Çözüm olarak ise erkekler için önleyici kadınlar içinse koruyucu önlemlerin alınması gerektiğini, iki cinsi ayıran eğitim ve kamusal alan projelerinden vazgeçilmesi gerektiğini savundu. Cezaların ağırlaştırılması sonucu özellikle aile içi taciz, tecavüz ve şiddet vakalarında taraflardan biri suçun mağduru olurken diğerinin de ağır cezaların mağduru olması nedeniyle ailenin şikayet yolunu tercih etmediğini belirtti.
Hangi suça, ne kadar ceza?
Yasada, söylenildiği gibi cinsel suçların cezalarında artırım yapıldığını ifade eden Gülbahar, suçlara getirilen ceza arttırımlarını şöyle ifade etti:
Yasada, söylenildiği gibi cinsel suçların cezalarında artırım yapıldığını ifade eden Gülbahar, suçlara getirilen ceza arttırımlarını şöyle ifade etti:
“Vücuda temas olan haller basit cinsel saldırı suçu kapsamında değerledirildi ve 2-7 yıl arası olan ceza 5-10 yıl arasına arttırıldı. Vücuda bir organ veya cisim sokmak ki ‘cisim sokma’ kavramı bizim çabamızla cop sokma eyleminin karşılığı olarak konuldu, 7-12 yıldan en az 12 yıla artırıldı. Çocuklara yönelik cinsel istismar suçu 8-15 yıla çıkarılırken, tecavüz söz konusu olduğunda en az 16 yıldan yargılanılacak. Eğer taraflar arasında hiyerarşi veya suçu işleyen taraf mağdura bakmak ve gözetmekle yükümlüyse cezası yarı oranında artırılacak.”
Cezayı artır sonra da gizli af getirYeni düzenlemeyle cezaların artırıldığı ancak başka bir yönüyle de sanıklar ve hükümlüler hakkında gizli bir af getirildiğini belirten Gülbahar, bu gizli affın Adli Tıp raporunun kaldırılması ve “ani hareket” kavramının getirilmesiyle gerçekleştirileceğini ifade etti. Hukukta hükümlülerin cezaları kesildikten sonra çıkan yasaların lehte olması durumunda hükümlüye uygulandığını alehte olması durumunda uygulanmadığını aktaran Gülbahar, bu sayede cezası kesilmiş olan hükümlülerin cezalarının indirileceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı’nın onaylaması halinde yeni TCK’da “ani hareket” olarak bulunacak olan ve belirsiz olan bu kavramın eski TCK’da “sarkıntılık” olarak bulunduğunu, basit cinsel saldırının hem kadınlar hem de çocuklar için ani saldırı halinde olması durumunda ceza 5-10 yıldan tekrar eski haline geri çekilerek 2-7 yıl olacak. Cinsel taciz eyleminin 15 yaşın altındaki çocuğa karşı yapılması durumunda (dokunmak, banyodayken izlemek vs.) ceza 6 ay ile 3 yıl arasına geri çekildi.
Kadın beyanını esas alan Adli Tıp raporu kaldırılıyor
Taciz ve tecavüz davalarında mağdurun elini kuvvetlendiren ruh sağlının bozulduğuna dair Adli tıp Kurumu’nda alınan rapor artık delil olarak kullanılmayacak. Rapor kaldırılmadan önce cinsel saldırının cezası 10 yıla kadarken raporun kaldırılmasıyla bu bu ceza 2 yıla kadar düşecek. “Bu maddenin kaldırılmasıyla kadın ve çocuğun beyanına göre hazırlanan tek hukuki araç elimizden alınırken, bir çok hükümlüye de af geliyor” diyen Gülbahar özellikle taciz ve tecavüz davalarında kadın ve çocuğun beyanınından başka hiçbir delil olmadığı için Adli Tıp raporu davanın seyrini mağdur lehinde değiştirebildiğini hatırlattı.
Bir başka indirim biçimi olan düzenleme de eski yasada cinsel saldırıya uğrandığı hallerde, mağdur saldırıya direnirse ve suçu işleyen kişi direncini kırmak için şiddet uygularsa hem cinsel saldırıdan hem de kasten yaralamadan yargılanılırken yeni düzenlemeyle bu şiddetin kalıcı iz bırakan veya çok ağır bir yaralama olması halinde suçlu iki ayrı suçtan birden yargılanacak.
Gizliden gizliye hadım getirildi, flört suç oldu
TCK’nın yeni düzenlemesiyle hakkında tedbir kararı çıkan suçluların tedbir sınırlarına Denetimli Serbestlik Müdürlükleri karar verirken, cezanın geri bırakılması maddesine “ağır ve somut” kavramı eklenilerek “toplum için ağır ve somut bir tehlike yoksa infaz ertelenir” haline getirildi. Hadımın yeni düzenlemeyle getirildiğini söyleyen Hülya Gülbahar, bunun yasaya şöyle yansıdığını ifade etti: “Hadım geldi ancak söylemiyorlar. Yasada yer alan “cinsel suçlarda tıbbi tedaviye tabi tutma” kavramının ucu çok açık”.
Yasadaki bir başka ceza arttırımı ise cinsel suçun insanların toplu olarak bulunduğu yerlerde işlenmesi halinde yarısı oranında artırılması ve cinsel tacizde teşhir etmenin (videonun, fotoğrafın internete koyulması, başkalarına gösterilmesi gibi) ağırlaştırıcı neden haline gelmesi oldu.
Yasanın komisyona gelmesiyle tartışılmaya başlanan “flörtün yasaklaması” konusunda ise hükümetin bilinçli bir şekilde kafa karıştırdığını ifade eden Gülbahar, “Ergenler arasındaki cinsel ilişkiye ve çocuklar arasındaki evcilik gibi oyunlara ceza getiremezsiniz” dedi. Bu düzenlemenin 50 yaşındaki bir pedofili hastasıyla 14 yaşındaki iki çocuğa aynı cezayı getirdiğini vurgulayan Gülbahar, “15 yaşın altındaki çocukların herhangi bir cinsel suç işlemesi halinde ki bu bir porno dergisine birlikte bakmak olabilir, ikisinin de hapse gireceği anlamına gelir” dedi. Bu düzenlemeyle kız çocuğa da ceza kesildiğini belirttiklerinde ise çözüm olarak “İkisi de çocuksa mağdurun ailesi şikayet ederse cezaya tabi tutulacak” kavramı eklenmesine rağmen “mağdur” kavramıysa belirsiz kaldığını ifade etti. 15-19 yaş arası gençler arasındaki cinsel ilişkide ise her iki taraf için de ceza öngören ve cezası 2-5 yıldan 10-15 yıla çıkarıldığını belirtti.
Cinsellik eğitimi haktır
Cinsellik eğitiminin Türkiye’nin imzacısı olduğu Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de yer aldığını ve kesinlikle ortaöğretimdeki her çocuğun alması gerektiğini ifade eden Hülya Gülbahar, cinsel ilişkiye rıza yaşıyla, genç evliliğinin bibirinden ayrılması gerektiğini belirtti. Cinsel ilişkiye rıza yaşının ülkeden ülkeye 13 ile 16 yaş arasında değişiklik gösterdiğini aktaran Gülbahar Türkiye için ortalama yaşın 15 olabileceğini söyledi. Yasanın eksik kalan yanlarından biri olan çocuk evlilikleri konusunda özel bir düzenleme yapılması gerektiğini hatırlatarak sözlerine son verdi.
Sendika.Org