HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

"Ben senin gibi bir adam görmedim, sana vurduğum için utanç duyuyorum"

12 EYLÜL İŞKENCECİLERİNİN ADLARI AÇIKLANDI! “Doktora çıkardılar beni. Akşam mesaiden sonra doktoru salmamışlar, o saatte çıkardılar ...

12 EYLÜL İŞKENCECİLERİNİN ADLARI AÇIKLANDI!
“Doktora çıkardılar beni. Akşam mesaiden sonra doktoru salmamışlar, o saatte çıkardılar revire. Müdür, savcı, bütün başgardiyanlar, sosyologlar, psikologlar, toplanmışlar. Doktor bir gördü sağ ayağımı, kangrene gidiyor, “ bu ayak için, hastahane tedavisi gerekir,” dedi. Üç buçuk ay hiçbir tedavi olmamıştı.

Tıbbiye’den yeni mezun olmuş, pratisyen bir doktordu. “Bir insan bu hale nasıl getirilebilir, ben şaşırıyorum, savcı bey bu nasıl iştir?” dedi. “Bu mahkûmun hastaneye gitmesi lazım, göndermezseniz ben raporumu tutarım,” dedi. Yürekli bir gençti. Tehdit ettiler benim yanımda. “Bunun burada kurtuluşu var mı?” dedi müdür. Genç doktor, “ayak bileğinden itibaren deriyi yüzersek, iltihabı akıtırsak, kurtarabiliriz belki,” dedi. Sol ayak fena değildi, sağ ayak derisinin yüzülmesi gerekiyordu.

Doktora, “bırak hastaneyi, bunlar göndermezler, sen yüz derisini,” dedim. Döndüm, ayağı uzattım masanın üstüne. “Uyuşturucu yapacak mısınız?” dedim. “Hayır, burada uyuşturucu yapamayız,” dedi doktor. “Lokal anestezi de yapamayız, çünkü iltihap var,” dedi. “İyi, yüz o zaman,” dedim. “Bir dakika,” dedim, müdüre döndüm. “Sen şimdi bu ayak için dua et, bu ayak kesilirse; sen nereden emekli olursan ol, ben bu cezayı kaç yaşında bitirirsem bitireyim, yemin ediyorum, namusum üzerine söz veriyorum, bu ayağı senin götüne sokacağım,” dedim. Kimseden tık çıkmadı.

Mendilimi kıvırdım, ağzıma soktum. “Gardiyanlar benim omzuma bassın,” dedim. Dört tane gardiyan omzuma bastı, uzattım ayağımı, “şimdi yüz ayağımın derisini,” dedim. Adam neşterle çıtır çıtır yüzüyor derimi. İnsan derisi yüzülüyormuş demek ki. Filmlerde izlerdik, Hitler insanların derilerini yüzdürüp abajur yaptırırdı. Doğruymuş, yüzülüyor basbayağı deri, çıtır çıtır sesini duyuyorum, ama sancıdan durulmuyor. İnsan terinin korkunç bir mekanizması olduğunu öğrendim o sırada. İnsan kendini sıktığında, terinin ne kadar uzağa sıçradığını gördüm. Sıktıkça kendimi, ter resmen yağmur gibi pıtır pıtır alnımdan masaya sıçrıyordu. Doktor yaklaşık 45 dakikada yüzdü derimi. Kimsede çıt, bende de tık yok. Derimin yüzülme işlemi bittikten sonra baktım, ayağım sapsarı irinle kaplı. Doktor makasın ucuna sargı bezini doladı, sarı suya batırdı, başladı iltihabı sıyırmaya, işte o zaman çok sancı çektim. O sıyırdıkça terim daha çok sıçradı.

İş bitti, en sonunda ağzımdan “oooffff” diye bir ses çıktı, kendi sesime yabancılaşmışım, şaşırdım sesimi duyunca. O an bir baktım hepsinin suratı sapsarı. İşlem bitti doktor ayağımı sarıyor, ama bu arada hüngür hüngür de ağlıyor. Bir insan bu hale nasıl getirilir diyerek, gözlerinden şakır şakır yaş akıtıyor. Savcı yürüdü gitti, hiç ses çıkarmadan. Müdür kalktı, “manyak bu adam, ne isterse yerine getirin,” dedi, o da çıktı gitti. Gardiyanlar duruyor. O bana Allah demiyorum diye, copun tersiyle vuran Elazığlı Apo, sırtına aldı beni, getirdi tecride koydu, bir demlik de çay getirdi. ‘Bundan sonra benden silah iste, silah getireceğim, ben senin gibi bir adam görmedim, sana vurduğum için utanç duyuyorum,’ dedi.”

(Sait Almış – Mehmet İnanç Turan, Kasabalılar, Necdet Ayma anlatısı)
KASABALILAR
ETKİ YAYINLARI
SAİT ALMIŞ-MEHMET İNANÇ TURAN
 — Mehmet Cemil Karatas ve Akın Ekenile birlikte.

Business News