Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Türkiye’deki tüm eğitim kurumlarındaki öğrencilere verilecek değerler eğitimi seminerleri Türkiye’de eğitimde dini referansların artışına son örnek oldu. Seminerlerin konularının tamamı Kuran ve hadislerden alıntılandı.
İçerik değiştirildi
Milliyet’ten Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberine göre, MEB, Hizmet Vakfı ile bu yıl ilk kez yaptığı protokol kapsamında Türkiye’deki tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarında seminer olarak okutulacak ‘değerler eğitimi’nin içeriğini değiştirdi.
2010’dan bu yana öğrencilere ‘hoşgörü ve dürüstlük, yardım, doğumgünü etkinliği, sınıfta uyulması gereken davranışlar’ gibi başlıklarda verilen değerler eğitimi, kitapçık haline getirilen yeni içeriğiyle 81 ilin valiliğine gönderdi.
Aile, iffet, ölüm, zina…
Seminerlerde bu yıl, ‘Sabır’, ‘Hastalık ve musibetin anlamı’, ‘Bir hayat gerçeği: Ölüm ve ötesi’, ‘İnancın bireysel ve toplumsal hayata etkileri’, ‘Dua ve ibadetin hayatımızdaki yeri’, ‘Ramazan ayı ve oruç’, ‘Peygamber sevgisi’ gibi konular yer aldı.
‘Değerler eğitimi’nde öğrencilere verilecek seminer içeriklerinin tamamı Kuran ve hadislerden örneklerle anlatılmış.
Konular arasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘üç çocuk’ısrarıyla uyumlu olarak Türkiye nüfusunun artırılmasına yönelik tavsiyeler, ailelerin İslami ölçülerle kurulması gerektiği, gençlerin iffetlerini korumalarının önemi gibi tartışmalı ifadeler yer alıyor.
‘Devletimizin bekası, meşru aile yuvalarıyla mümkündür’
Kitapçıkta geçen bazı bölümler şöyle:
* Evlerimizi, yuvalarımızı İslami ölçülerle ve imanın ışığında kurduğumuz takdirde yuvalarımız bir cennet köşesi, saadet ve huzur bahçesi olur.
* Zaman ve şartlar müsait olunca çocuklarını dini ölçülere uygun bir şekilde evlendirmek anne ve babaların çok önemli vazifelerinden biridir. Dininden ve ahlakından razı olduğumuz bir kimse kızımıza ve oğlumuza talip olursa, ‘Kolaylaştırınız, güçlük çıkarmayınız’ hadisiyle amel etmeliyiz.
* Avrupa modası yüzünden, yuva kurarken yapılan israflar ve ölçüsüzlükler yüzünden müminlerin dünya ve ahiret hayatları tehlikeye düşmektedir.
– Devletimizin bekası, kurulacak meşru aile yuvalarıyla mümkündür. Hiçbir millet ve hükümet neslin çoğalmasına karşı çıkamaz. Avrupa ve Amerika devletlerinde nüfusun artması için maddi ve manevi teşvikler yapılırken bizde başka oyunların sahneye konulması, milletimizin güçlenmesini istemeyen mihrakların planı olabilir. Sağlıklı, dindar, faziletli, ahlaklı nesillerin çoğalmasından hiç kimse endişe etmesin. Mahlukatı yaratan ve besleyen Allah’tır.
* Gayrimeşru isteklerin kol gezdiği, şehvetin insanları esir ettiği ortamlarda gençlerin iffettini koruyacak şey sabırdır.
* Oruç, mümini hayvani içgüdülerin pençesinden kurtarıp, melekliğe doğru yükselişin hür ve engin semasında kanat çırpmayı mümkün kılacak ruh olgunluğuna ve ermişlik sırrına kavuşturmaktadır.
– Hastalık, insana, ölümü, kabri ve ahireti bilip ona göre hazırlanması gerektiğini hatırlatır. Hastalık, sabun gibi günah kirlerini yıkar ve temizler. İnsanın hastalık ve sıkıntılarla günahları dökülür. Vücudumuzdaki hastalıklar Cenab-ı Hakk’ın bir hediyesidir.
* İnancımız gereği ölüm bir nimettir. Çoğu zaman ağırlaşmış hayat yükünden kurtulmaktır. Uykunun büyük kardeşi ölüm, dünyanın ezici, boğucu ve sıkıntılı hallerinden bir kurtulma vesilesidir.
* Zerre kadar bile olsa yaptıklarını bir karşılığı olduğunu bilenler ona göre hareket ederler. Onların dünyasında, yalan, zina, içki, kumar, zulüme rastlanmaz.