Kırk, ne kırkı, elli yıldır beklenen oldu ve nihayet, Türkan Şoray şarkı söyledi.
60’ların ortasından itibaren popüler kültürümüze, özellikle de sinema ve müzik dünyamıza damgasını vurmuş bir meseleydi bu. Türkan Şoray şarkı söyleyecek mi söylemeyecek mi?
60’ların ortasından itibaren popüler kültürümüze, özellikle de sinema ve müzik dünyamıza damgasını vurmuş bir meseleydi bu. Türkan Şoray şarkı söyleyecek mi söylemeyecek mi?
Gazinoların, sinemanın yıldızlarına delicesine takıldığı zamanlardı 60 ve 70’li yıllar. Teklif üstüne teklif yapar ve (televizyonun yokluğu, sonra da yetersizliği nedeniyle) yalnızca filmlerde görülebilen, seyredilebilen oyuncuları halkın önüne sürmek isterlerdi. Mutlaka da razı ederlerdi. Bilinen hikâyedir; o yıllarda sinemamız zor durumdaydı ve işler çekle, senetle dönmeye başlamıştı. Gazinocuların ise cebi doluydu; nakit parayı seriyorlardı artistlerimizin önüne. Çok nakit hem de.
Hem nakit hem de çok! Çok az isim dışında, kimse direnememişti be şöhret pazarına. Herkes sahnedeydi. Sesi var ya da yok, becerebilir ya da beceremez fark etmez, herkes parayı cebe, kendini sahneye atıyordu.
Türkan Şoray direnenlerin başında geliyordu. ‘Dört Yapraklı Yonca’daki arkadaşlarıHülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik dahi yok diyememişti bu işe ama o kesin kararlıydı.
Koçyiğit ve Girik gibi bazı oyuncular stüdyoya da girdi. Kayıtlar yaptılar, plakları oldu. Türkan Şoray buna da direndi. Hiçbir biçimde şarkı söylemedi.
Halbuki şarkılar dolup taşardı filmleri. Ama işte, Belkıs Özener, Handan Kara ya da bir muadili söylerdi şarkıları ve o söylemiş gibi yapardı.
Düne kadar öyleydi. Artık değil. Sultanımız, (ikisi remiks olmak üzere) on şarkılık bir albüm yaptı.
Albümün repertuvarı çok iyi. Büyük bir kısmı, Şoray’ın o söylüyormuş gibi yaptığı sahnelerde söylenmiş şarkıların arasından seçilmiş. Kısmen hafif, kısmen eğlenceli, kısmen de Yeşilçam’ın formüllerine çok uyan aşk ve ayrılık şarkıları.
Sultanımızın zayıf bir sesi varmış. Bu, yıllardır neden şarkı söylemekten bucak bucak kaçtığını anlatıyor aslında. Şarkı söyley(ebil)ip söyle(ye)meyeceği, bir efsane olarak devam edebilirdi de denebilir. Ama o (Jeanne Moreau, Brigitte Bardot, Catherine Deneuve, Isabelle Adjani gibi) büyük bir cesaretle söylemeyi seçti.
‘Kıskanırım Seni Ben’ gibi hızlı ve ritmik şarkılarda hiç fena da değil zaten. Ya da (biraz koşturuyormuş gibi görünse de) David Şaboy’un mikslerinde. İşler, ‘Sevmekten Kim Usanır’ ve benzeri ağır parçalarda çatallaşıyor.
Ama olsun. Damarlarımızdaki kanımız, bizi sonsuza kadar bekletmedi ve şarkı söyledi. Mühim olan bu. Üç yıldızın üçü de Türkan Şoray’ın. Cesaretinden dolayı.