Yeni Akit gazetesi Genel Yayın Koordinatörü, Erdoğan'ın en büyük ve en önemli destekçilerinden ve yandaşlarından biri olan Hasan Karakaya, öldü!
Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suudi Arabistan ziyaretine eşlik eden 58 yaşındaki Karakaya, gezinin son durağı, Medine'de kaldığı otelde kalp krizi sonucu öldü.
Karakaya'ya ilk müdahale kaldığı otelde Cumhurbaşkanlığı sağlık ekiplerince yapıldı. Daha sonra tam teşekküllü Kral Fahd Hastanesi'ne kaldırılan Hasan Karakaya, bu hastanede öldü.
Karakaya'ya ilk müdahale kaldığı otelde Cumhurbaşkanlığı sağlık ekiplerince yapıldı. Daha sonra tam teşekküllü Kral Fahd Hastanesi'ne kaldırılan Hasan Karakaya, bu hastanede öldü.
ERDOĞAN ZİYARETİNİ ERKEN BİTİRDİ
Karakaya'nın ölüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinde kullandığı özel uçak "TUR" ile İstanbul'a getirilecek. Cesedin ne zaman gömüleceği ise daha sonra belli olacak.
ÖLDÜ GİTTİ VE GERİDE BUNLARI BIRAKTI... İŞTE KÜFÜRLERİ, YALANLARI VE İFTİRALARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en büyük ve en önemli destekçilerinden ve yandaşlarından biri olan Karakaya'nın sağlık durumuyla yakından ilgilenirken, hastaneye giderek doktorlardan bilgi aldı. Erdoğan, Karakaya'nın ölmesi üzerine, ziyaretini erken bitirerek, bugün öğlen saatlerinde Türkiye'ye dönme kararı aldı.
ÖLDÜ GİTTİ VE GERİDE BUNLARI BIRAKTI... İŞTE KÜFÜRLERİ, YALANLARI VE İFTİRALARI
“Siz, istediğiniz kadar “Dövülerek öldürüldü” deyin, ben de derim ki; “Merdivenden düşüp ölmediği ne malum?.. Belki de, o kafa travmasını merdivenden düşünce geçirmiştir!” Aksini iddia eden; “Kamera kayıtları”nı göstersin!.. Gerçi, gösterecekleri kayıtlara da inanmam ya... Mesela o görüntülerde; “Ali İsmail Korkmaz dövülürken” görülse, sorarım; “Onun Ali İsmail olduğu ne malum?”
“Ulan “köpek oğlu köpek!” Ulan pezevenk!.. Ulan kaltak!.. “Demokratik hak”ların “taş”larla, “mo-lotof”larla, “tabanca” ve “bıçak”larla istendiği nerede görülmüş?. Hem saldırıyorsun, hem de “Anneee!.. Polis beni dövdü” diye ciyaklıyorsun!.. Polis niye dövdü seni?.. Nerede dövdü?.. “Çay bahçesi”nden dönerken mi dövdü, yoksa “kütüphane” veya “piknik”ten dönerken mi?”
“Türkiye'nin, "nasıl bir ülke" haline geldiğini anlamakta gerçekten zorlanıyorum... şu hâle bakın; "bale kursu" serbest, ama "Kur'an kursu" yasak!.. "yeşil alana tiyatro binası" ve "buz pisti" yapmak serbest, ama fidanlığa "cami" yapmaya kalktın mı hemen höykürmeler başlıyor!”
“Ermeni konferansını neden hiç bir devlet üniversitesi organize etmemiştir de, (Bilgi üniversitesinin yanında) yalnızca Boğaziçi üniversitesi organize etmiştir. Çünkü Boğaziçi üniversitesi eski bir papaz/misyoner okuludur ve o yüzden de hala ülkeyi parçalamak istemektedir”
“O Can Dündar, boğazda bir teknede bir çıtırla ne yapıyordu? Karısını satan adamdır o karısını satan adam… ve bundan da hiç utanmayan…”
HASAN KARAKAYA YÖNETİMİNDEKİ YENİ AKİT ADLI PAÇAVRANIN BAZI HABERLERİ
Yeni Akit, Türkiye'de yayımlanan İslamcı ve muhafazakar ulusal günlük gazete. Yeni Akit gazetesi, köktendinci çizgisinin yanı sıra Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye'de nefret söylemine en fazla rastlanan ulusal gazetedir ve Museviler, ateistler, eşcinseller gibi gruplara karşı nefret söylemlerine başvurmuştur.
İlk defa 12 Eylül 1993'te Akit adıyla çıkmıştır ve 5 Aralık 2001'de Anadolu'da Vakit adını almıştır.
9 yılı aşkın süredir yayın yapan Anadolu'da Vakit gazetesinin imtiyaz sahibi Nuri Aykon'un 13 Eylül 2010 günü vefatı sonrası gazetenin isim hakkına sahip olan kanuni varisler, neşriyatın devam edip etmemesi konusunda tereddüt yaşamışlardır. Bu çerçevede Vakit Yayın Kurulu yeni bir karar alma zorunluluğu hissetmiştir.
Yeni Akit'in kadrosunda eski Refah Partisi Rize milletvekili ve belediye başkanı Şevki Yılmaz, başörtülü olduğu için mecliste yemin ettirilmeyerek milletvekilliği düşen Merve Kavakçı, devlet eski bakanlarından Hasan Aksay, 312 general hakkındaki yazısı yüzünden yargılanan Asım Yenihaber ve Kenan Alpay gibi isimler yer almıştır.
Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Dil raporuna göre, Yeni Akit gazetesi Türkiye'de nefret söylemine en fazla rastlanan ulusal gazetedir. Medyadaki etnik ve dini kimliklere karşı ayrımcı, cinsiyetçi ve homofobik söylem ve nefret içeren haberleri arşivlemek amacıyla Hrant Dink Vakfı tarafından kurulmuş olan nefretsoylemi.org sitesinde, Aralık 2014 itibarı ile Yeni Akit gazetesi hakkında toplam 270 rapor bulunmaktadır.
Yeni Akit gazetesinin düzenli olarak hedef aldığı gruplar içerisinde Museviler, Ermeniler, Rumlar, Zerdüştler, Yezidiler, ateistler, LGBT bireyler, sekülerler, sosyalistler, komünistler, Atatürkçüler, ulusalcılar, CHP üyeleri, feministler, masonlar vb. bulunmaktadır.
AK Parti hükümetinin 'Demokratikleşme Paketi' içerisine konulması düşünülen ‘nefret suçları’ yasasına karşı Yeni Akit gazetesi yoğun bir propaganda yürütmüştür ve de maddenin referanduma götürülmesini talep etmiştir.
Yeni Akit gazetesi yayın hayatı boyunca çok sayıda Musevi karşıtı yayına imza atmıştır.
19 Temmuz 2014 tarihli Yeni Akit gazetesindeki bulmacada ‘resimdeki ünlü’ olarak Adolf Hitler yer alırken, şifreli sözcük ise ‘Seni Arıyoruz’ olarak çıkmıştır ve bu olay sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştur.
17 Aralık 2012 tarihinde Habervaktim sitesinde yayımlanan "Vikipedi'ye yahudi kuşatması" başlıklı haberde ise "Vikipedi’nin İsrail’in güdümüne girdiği" iddia edilmiştir ve de "Doğrudan Türkiye ile ilgili birçok maddenin Türkçesi bulunamazken Yahudilerle ilgili maddelerin çokluğu, bu yönde özel bir çalışma olduğunu açıkça gösteriyor" denilmiştir.
7 Temmuz 2014 tarihli Rabin oğlu Fetullah başlıklı haberde, Fethullah Gülen’in 1986 yılında pasaport almak için Emniyete verdiği Pasaport İstek Formuna, ‘Refia’ olarak bilinen annesinin ismini ‘Rabin’ olarak beyan ettiğini söylemiş ve annesinin İspanya göçmeni Yahudi olduğu iddiasında bulunmuştur. Haber üzerine Gülen'in avukatı, Fethullah Gülen'in annesinin nüfus kaydında 'Rabia' yazan isminin ‘Rabin' olarak haberleştirildiğini belirtmiş ve haberi tekzip etmiştir. Bu haber üzerine gazetenin 15 yıllık yazarı Yavuz Bahadıroğlu "Bu yaklaşımı kabullenemiyor, içime sindiremiyorum" diyerek gazeteye veda etmiştir.
Çeşitli dönemlerde yaptığı haberlerle LGBT bireyleri 'sapkın' olarak nitelendiren Yeni Akit gazetesi, 2012 yılında Kaos GL derneği tarafından açılan dava sonucunda 'farklı cinsel tercihlerde olanlarla ilgili eleştiri sınırını aşan ve hakaret içeren ifadeler kullanıldığı' gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir.
Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Eylül 2009’daki karar duruşmasında Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez hakkında, “cinsel istismar” ve “küçük yaştaki çocuğun ruh sağlığını bozma” suçlarından 13 yıl 1 ay 15 gün hapis, “hürriyeti tahdit” suçundan ise beraat vermiştir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, itiraz üzerine yeniden yargılanma yapılmasına hükmetmiştir. Üzmez, 9 Mart 2011’deki karar duruşmasında, “cinsel istismar ve küçük yaştaki çocuğun ruh sağlığını bozma” suçundan aynı cezaya çarptırılmış, “hürriyeti tahdit”ten ise yine beraat etmiştir. Üzmez, bu kararla tahliye edilmiştir. Yargıtay 14. Ceza Dairesi, Üzmez’e, “cinsel istismar” ve “küçük yaştaki çocuğun ruh sağlığını bozma” suçlarından verilen 13 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezasını onamış, “hürriyeti tahdit” suçundan yargılanmasına hükmetmiştir. Onamanın ardından Üzmez, Temmuz 2012’de yeniden cezaevine gönderilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 75. ölüm yıl dönümünde Yeni Akit gazetesinde Sancaktar dergisi imzası ile yayımlanan tam sayfalık ilanda, Atatürk için “Olmasaydı da olurduk” ifadesi kullanılmıştır ve bu durum büyük tepki çekmiştir.[15]
Aralık 2014'te Yeni Akit gazetesinde yayımlanan ve Mimarlar Odası tarafından açılan davada mahkemenin Atatürk Orman Çiftliği'ne ilişkin Atatürk'ün vasiyetine bakılması kararının eleştirildiği haberde, "Bırak Ak Saray'ı, Atatürk O.Ç'ye bak" ifadelerinin kullanıldığı bir başlık atılmıştır ve durum büyük tepki çekmiştir.
14 Ocak 2015 günü Yeni Akit gazetesi Facebook sayfasında, Atatürk'ün görüntü değiştirme programları aracılığıyla makyaj yapılmış, şapkasında ise Davud'un Kalkanı bulunan bir görüntüsü ve de darp edilmiş gibi duran bir görüntüsü paylaşılmıştır. Bunun üzerine, MHP'nin Fatih bölgesinde bulunan üyeleri Yeni Akit gazetesi binasının önüne giderek protesto etmişlerdir. Protestolar sırasında Yeni Akit ofisinden protestoculara ateş edildiği iddia edilmiştir.
Vakit gazetesi 13 Şubat 2006 tarihli haberinde Danıştay 2. Dairesi'nin bir öğretmenin dışarıda başörtüsü taktığı için müdür olmasını uygun bulmaması kararından sonra "İşte o üyeler" şeklinde bir başlık atıp daire üyelerinin resimlerini basmıştır. Danıştay Saldırısı sonrasında bu gazete nüshasının saldırganın aracından çıkması üzerine, saldırganın bu haberle motive olduğu iddiaları ortaya atılmıştır. Bunun üzerine, Gazete hakkında "hedef göstermek" suçundan dava açılmıştır. Yargılama sonucu Danıştay üyelerini terör örgütlerine hedef gösterdiği gerekçesiyle gazetenin sahibi Nuri Aykon 100 bin YTL, sorumlu yazı işleri müdürü Harun Aksoy ise 11 bin 572 YTL para cezasına çarptırılmıştır.
2012 yılında Yeni Akit gazetesi Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'i PKK destekçisi olmakla, Ali Bayramoğlu'nu ise Ermeni tezlerini ırkçı bir saikle savunmakla suçlamış, 'gizli Ermeni' olduğunu iddia etmiş ve hedef göstermiştir. Bunun üzerine, aralarında Cem Boyner, Ertuğrul Kürkçü, Ezgi Başaran, Füsun Eczacıbaşı, Halil Ergün, Hasan Cemal, İshak Alaton, Mete Çubukçu, Oral Çalışlar, Orhan Pamuk, Rakel Dink gibi isimlerinde yer aldığı yüzlerce isim bir imza kampanyası başlatarak gazetecilere destek olmuş ve Yeni Akit gazetesi hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.
2013 yılında Yeni Akit gazetesi Ertuğrul Özkök, Uğur Dündar, Emin Çölaşan ve Can Ataklı'nın 28 Şubat sürecinde 'yalanlarla halkı kışkırttıklarını' iddia etmiş ve 'dışarıda olmamaları' gerektiğini söyleyerek hedef göstermiştir.
Yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu, şahsına yönelik hakaret içeren yayından dolayı Yeni Akit gazetesi açtığı manevi tazminat davasını kazanmıştır ve de Yeni Akit gazetesi Gergerlioğlu'na 3000 TL tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir.
Mayıs 2014'te Yeni Akit gazetesinde yayımlanan 'Bunlar İnsan Olamaz' başlıklı haberde, yazarlar Orhan Pamuk ve Elif Şafak ile gazeteci Melis Alphan hedef gösterilmişlerdir.
Yeni Akit gazetesi, Ocak 2015'te yaşanan Charlie Hebdo saldırısının ardından Türkiye'de Charlie Hebdo dergisine destek veren gazete ve gazetecilerin listesini yayınlayarak hedef göstermiştir.
Yeni Akit gazetesi, aileleriyle birlikte düzenledikleri piknikte rakı içen 11 Antalya Lisesi öğretmeninin Facebook'ta paylaştıkları fotoğraflarını aradan iki yıl geçtikten sonra 'Lisede Ahlaksızlık' başlığıyla haber yapmıştır. Öğretmenlerin açtıkları dava sonucunda, Yeni Akit gazetesi 5 öğretmene bin ellişer lira tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir.
Yeni Akit gazetesi 2013 Taksim Gezi Parkı protestoları esnasında eylemcileri düşmanlaştıran çok sayıda asılsız haber yayımlamıştır.
5 Haziran tarihinde Yeni Akit gazetesi yazarı Mustafa Durdu, gezi eylemcilerinin sığındıkları Dolmabahçe Camii'nde 'grup seks' yapmış olabileceklerini iddia etmiştir.
13 Haziran tarihinde Yeni Akit gazetesinde yayımlanan bir haberde 'Gece 02.00'dan sonra Taksim Gezi Parkı'nda fahişelik ve zinanın yaygın olduğu' iddia edilmiştir. Haberin kaynağı olarak ise, 'gösterileri yabancı bir yayın kuruluşu adına takip eden ve gördüklerini bir dernek yetkilisine anlatan isimsiz bir gazeteci' gösterilmiştir.
1 Temmuz tarihinde, Yeni Akit gazetesi genel yayın yönetmeni Hasan Karakaya kaleme aldığı yazıda gezi eylemcilerine 'Ulan köpek oğlu köpek!, Ulan p...!, Ulan kaltak!' şeklinde hakaret etmiştir.
31 Temmuz tarihinde Yeni Akit gazetesinde 'İşte Gezi’nin silahları' başlıklı bir haber yayımlanmıştır ve güvenlik kuvvetleri tarafından ele geçirilen DHKP-C örgütüne ait silahlar gezi eylemcilerine mal edilmiştir.
Yeni Akit gazetesi Gezi eylemleri sırasında Koç Grubu'nu da düzenli olarak hedef almıştır ve bunun üzerine Rahmi Koç ve Koç Holding Yeni Akit gazetesine 20 ceza davası ve 7 tazminat davası açmıştır.
Yeni Akit gazetesi, yayın hayatı boyunca Sivas Katliamı sanıklarını aklama amaçlı çeşitli haberler yayımlamıştır ve asıl mazlumların sanıklar olduğu intibasını uyandırmaya çalışmıştır. Bu tip haberlerin en çok tepki çekenlerinden biri ise, yaşamını yitirenlerin aslında kurşun yaralarıyla öldükleri iddiası ve yayımlanan fotoğraflar olmuştur. Söz konusu fotoğrafları ilk defa yayımlamış kişi olan fotoğrafçı Mehmet Özer sosyal medyada Yeni Akit gazetesinin 'yalan söylediğini, gerçekleri çarpıttığını' ifade etmiştir ve de kurşun yarası olduğu söylenen görüntünün aslında saç örgüsü olduğunu açıklamıştır.
2003 yılı Ağustos ayı içerisinde, Türk Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın Hürriyet gazetesinde "Kuzey Irak dağlarında Mussogorski'yi damarlarımda hissederim" şeklindeki açıklaması ile 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın "Mehmetçiğin kanını Yemen'de niçin akıttık? Hâlâ soruyoruz" şeklindeki açıklamalarına istinaden, Anadolu'da Vakit gazetesince 25 Ağustos 2003 tarihinde "Onbaşı bile olamayacakların General olduğu ülke" başlığıyla bir haber yayınlanmıştır.
312 generalin bir araya gelerek, Anadolu'da Vakit'te yayımlanan bu haber üzerine 'kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu' iddiasıyla gazeteye açtığı davada, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi 6 Mayıs 2010 tarihinde davayı sonuçlandırmış ve gazeteyi haksız bularak 624 bin TL tutarında tazminat cezası vermiştir.
El-Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürülmesi üzerine, Yeni Akit gazetesinde Mehmet Ali Şadoğlu imzalı tam sayfa bir taziye ilanı yayımlanmıştır
Yeni Akit gazetesi, senarist Meral Okay'ın kanserden hayatını kaybetmesi üzerine 'O Kadın Öldü' başlıklı bir haber yayımlamıştır ve bu durum büyük tepki çekmiştir.
Yeni Akit gazetesinde ve de gazetenin internet sitesinde yayınlanan kimi fotoğraf ve videolarda, kadınların tenlerinin gözüktüğü bölümler buzlanarak veya bulanıklaştırılarak sansürlenmektedir. Bu uygulamanın bazı örnekleri Sertab Erener ile ilgili haberde, Hurşit Tolon ile ilgili haberde, kadın milli atletlerle ilgili haberde ve Melda Onur ile ilgili haberde görülebilmektedir.
‘Amerikalılar IŞİD hakkında ne düşünüyor’ başlıklı bir videoyu internet sitesinde paylaşan Yeni Akit gazetesi, videoda konuşan kadınları ise tamamıyla buzlamıştır.
14 Şubat 2015 tarihinde Yeni Akit gazetesinde yer alan bir haberde, ölü bulunan bir kadın ve tecavüze uğrayan bir kadının başına gelenlerin sorumlusu olarak "batılı hayat tarzı" gösterilmiştir.