CHP'nin çağrısıyla Taksim Meydanı'nda saat 18.00'da yapılacak olan 'Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi' için toplanmalar başladı. 10 maddelik Taksim Manifestosu hazırlayan CHP lideri, mitinge katılanlara manifestoyu okudu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine "Yurtta Sulh Konseyi" adını veren cuntacıların 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından partisinin çağrısıyla Taksim Meydanı'nda düzenlenen "Cumhuriyet ve Demokrasi" mitinginde konuştu..
Kılıçdaroğlu'nun onbinlerce kişinin katıldığı mitingdeki sözleri şöyle:
Bugün Taksim'deyiz, birlikteyiz. Bizim için hepimizin tarih yazdığı gündür, bugün. Biz Taksim'e niçin geldik? Taksim'de ne yapacağız? Hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için bir Taksim Manifestosu hazırladım. Şimdi bunu sizlere okuyacağım.
24 Temmuz 2016 Taksim Bildirisi
1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, varsa iç ve dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız ortak payda oluşmuştur. Siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine katkı vermek zorundadır.
3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistemin üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi demeliyiz.
4- Darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
6- Bu darbe girişimi anayasada yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokraside denge ve denetlem işlerinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimini devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Siyasal yandaşlık, cemaatçilik değil bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Devletin yeniden inşaası zorunludur.
9- İnancı kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde sokaklarında meydanlarında parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3'ncü sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları üçüncü sınıf demokrasiye değil özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan alınmalıdır.
10- Devlet, kinle öfkeyle ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde yargılanmalıdır. Devletin vakarı bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, tehdit devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.
Kılıçdaroğlu'nun okuduğu manifesto sonrası konuşmasından satır başları şöyle:
"10 maddeli Taksim Manifestosu olarak, oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler ellerini kaldırsınlar. Elini kaldıran güzel vatandaşlarım. "
"Cumhuriyete ve demokrasiye gönül veren vatandaşlarım, 24 Temmuz önemli bir gündeyiz. Tarih yazan bir kentteyiz. Tarihi bir meyldandayız. Taksim Meydanı'ndayız. Tamksim Meyldanı bizim demokrasi tarihinde yer alan önemli bir alandır. Ecevit'e suikast düzenleneceği söylendiğinde, Ecevit "Yarın tek başıma Taksim'deyim" dedi ve arkasında yüzbinler vardı.
"1 Mayıs 1977, kanlı 1 Mayıs olarak tarihe geçen bir gün. Çok sayıda vatandaşımız hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak bizim tarihimizde yer alan ve henüz aydınlığa kavuşmamış olan bu olay, yine bu meydanda meydana geldi.
"Ulu çınarlarıyla bize gülümseyen meydan. Ağaçların kesilmemesi için gençlerin doğaya sahip çıktığı bir meydan. Bu meydanda Gezi olayları yaşahndı ve o olaylarda, ellerinde karanfiller ve kitaplarla, bu ülkenin gençleri, umudumuz bu ülkenin umudu hep beraber ayağa kalktı.
"Ülkemizi seviyoruz, insanlarımızı seviyoruz. Onlarla beraber bir arada kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ayrılık gayrılığın olmadığı Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bugün Lozan Anlaşması'nın kabul edildiği bir gün. Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan'ı hayata geçiren Mustafa Kemal ve arkadaşlarına teşekkür ediyoruz.
"Cumhuriyeti, emekle kurduk. Alınteriyle kurduk, gözyaşıyla kurduk, binlerce şehidimizin kanı var Cumhuriyet'te. Silah yoktu, kurşun yoktu, para yoktu, o günün cumhuriyetinde. Ama bir şey vardı, birlik ve beraberlik vardı. Birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi çağdaş uygarlığa kavuşturacağız. Yedi düveli Lozan'da geldikleri gibi gönderdik.
"Babalarımız ve dedelerimiz bize Cumhuriyet'i kurdular ama o cumhuriyeti özgürlükçü bir demokrasiyle taçlandırmak bizim görevimizdir, onların vasiyetidir. Kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun, her vatandaşımız özgürlükçü demokrasiyi getirmekle yükümlüdür ve namus borcumuzdur.
"Türkiye'yi özgürlükçü demokrasiyle yan yana getireceğiz dedi. Bu hepimizin namus borcudur. Bugün 24 Temmuz, sadece lozan mı, hayır. Buğgün basın bayramı, medyanın bayramı. 108 yıl önce medyaya vurulan zincirleri kırdık. Dönemin devlet adamı Ali Paşa diyor ki, "Basın özgürlüğü ancak hatalarını düzeltmek istemeyen hükümetler için tehdittir. Basın özgürlüğü bir nimettir" diyor. Basın özgürlüğünü hep beraber koruyacağız. Medya özgürlüıünü sağlamak, hepimizin ortak görevidir. 15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi kesinlikle medya özgürlüğüdür.
"Medya özgürlüğü bizim tarihimizde var, bizim geleneğimizde var. Medya özgürlüığü bağlamında, geleneğimizi yozlaştırmamalıyız. Dün medya özgrlüğüne karşı çıkanlar, umarım bugün hatalarını anlarlar. Basını özgür olmayan bir toplumun kendisi de özgür değildir. Doğru haber alamayan bir toplumun özgürlüğü yok demektir.
"Biz özgürlük, demokrasi, cumhuriyet için hep birlikte yaşamak için büyük bedeller ödemiş bir milletiz. Her hak yüzlerce binlerce insanın ylaptığı mücadeleler sonucunda kazanılmış bir haktır. Türkiye'nin aydınları bugün sahip olduğumuz haklar için zindanlarda bedel ödediler. Aynı bedeli artık ödememeliyiz. Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmalıyız.
"15 Temmuz akşamında darbeye karşı direnmek, darbeyi dışlamak Türkiye'den, '21. yüzylılın Türkiye'sine darbe yakışmıyor' dedirtmek hepimizin ortak görevi oldu. Darbeye karşı çıkan bütün siyasal partilerin genel başkanları, onlara destek olan bütün vatandaşlarımı yürekten kutluyorum ve şükranlarımı sunuyorum. Darbe üzerinde neden bu kadar duruyoruz? Türkiye Cumhuriyeti'nin darbeler tarihine baktığımızda, en ağır bedeli Cumhuriyet Halk Partisi ödemiştir. Demokrasinin kıymetini de darbecilerin ne mal olduğunu da en iyi bilen partiyiz.
"Gelin medyayı dördüncü güç olarak Anayasa'ya yazalım."
"Gelin Silivri zindanlarında hayatı mahvolan insanlara itibarlarını iade edelim"
KILIÇDAROĞLU GELMEDEN ÖNCE TAKSİM'DE YAŞANANLAR
Taksim Meydanı'nın etrafı çelik bariyerlerle kapatıldı, saat 14.00'de meydanda araç trafiği durduruldu. Özel harekat polislerinin de görev yaptığı meydanda geniş güvenlik önlemleri alındı. Miting öncesi toplananlar meydanda yapılan anonslarla çıkartıldı, ardından polis köpeklerle meydanda arama yaptı. Meydanda kurulan 5 ayrı standa hazırlanan 20 bin döviz mitinge katılacaklara dağıtılmaya başlandı. Kurulan bir standa da su dağıtıldı. Miting için meydana gelenler ellerinde Türk bayrakları taşırken, bazı vatandaşlarda başlarına 'Türkiye' yazılı bantlar bağladığı görüldü.
CHP TAM KADRO
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı, bugün Taksim Meydanı’nda yapmayı planladıkları Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ne ilişkin açıklama yaptı. İl Başkanı Cemal Canpolat, mitinge 133 milletvekili ile tam kadro katılacaklarını belirterek vatandaşlara, mitinge yalnızca Türk bayrağı ve Atatürk posterleri ile gelmeleri duyurusu yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl de “Yalnızca genel başkanımız konuşma yapacak” dedi.
Şişhane’deki il başkanlığı binasında gerçekleşen basın toplantısına açıklamaya, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, TBMM CHP Grup Başkan vekili Engin Altay ve Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse ile partililer katıldı. Açıklamada ilk olarak söz alan İl başkanı Cemal Canpolat, bugün Taksim Meydanı’nda onlarca sivil toplum kuruluşu ve sendikalarla miting yapacaklarını hatırlatarak “CHP olarak darbelerin her türlüsüne karşıyız. Türkiye’de başından beri hem Cumhuriyet hem de demokrasiden yana olan CHP Türkiye’nin birleştirici partisi olmuştur” dedi.