1 Beşiktaş’ın şampiyonluğu: Beşiktaşlılar alınmasın ama Gordon Milne döneminden sonra ezeli rakipleri kadar sık şampiyonluk kazanamadı tak...
1 Beşiktaş’ın şampiyonluğu: Beşiktaşlılar alınmasın ama
Gordon Milne döneminden sonra ezeli rakipleri kadar sık şampiyonluk kazanamadı
takımları. Bu açıdan, geçen sezon kazanılan şampiyonluğun önemi büyüktü, ancak
bu şampiyonluğun Şenol Güneş tarafından kazanılması da Beşiktaş’ın şampiyonluğu
kadar önemliydi. 30 yıla yaklaşan kariyerinde sonunda mutlu sona ulaşan Güneş,
aynı zamanda lig tarihinin en yaşlı şampiyon hocası oldu. Tabii yolu İstanbul’a
daha erken düşse neler olurdu düşünmüyor değiliz.
2 Euro 2016 hüsranı: Acaba, bundan aşağı yukarı 1 sene önce
Selçuk İnan o frikiği İzlanda ağlarına göndermese miydi diye düşünmüyor
değilim. Türkiye, Euro 2016’da oynadığı ilk 2 maçta çok kötüydü. Fatih
Terim’in, kendilerine kaybetmenin çok normal olduğunu düşündüğü Hırvatistan ve
İspanya çeyrek final dahi göremediler. Daha acayip olanı ise kazandığımız,
ancak hiçbir işe yaramayan Çek Cumhuriyeti maçından sonra futbolcuların sanki
kupayı kazanmış gibi verdikleri demeçler ve kendilerini eleştirenlerden hesap
soracakları ile ilgili savurdukları tehditlerdi. 24 saat sonra hesap soranlar
dönüş uçağının saatini soruyordu.
3 Arda-Terim tiyatrosu: Ülke futbolunun gündemini çok uzun
süre meşgul eden bu söz düellosunun kaynağının ne olduğunu üzerinden aylar
geçmesine rağmen hâlâ kimse bilmiyor. Fatih Terim’in Türkiye formasını giyme
şerefine layık olmadığını düşündüğü (belki de düşünmediği, bilmiyoruz) birkaç
futbolcu kısa süreli olarak aforoz edildiler. Ardından hep beraber ilk 11’e
döndüler. Sonradan bu dönüşün Terim’in içine sinmediğini öğrendik. Eski
futbolcular, emektar futbolcular, gençler, muhabirler, gazeteciler ve hatta
meşhur galerici derken müthiş bir oyun izledik.
4 Abdullah Avcı ve Başakşehir: Abdullah Avcı’nın önce
Büyükşehir Belediye sonra da Başakşehir’de yarattığı takım için istikrardan
daha güzel bir terim bulunamaz. Hadiseye şöyle yaklaşalım. Mehmet Batdal,
Ferhat Öztorun, Uğur Uçar, Emre Belözoğlu, Volkan Babacan ve Yalçın Ayhan,
Fenerbahçe ve Galatasaray’da forma giydiler geçmişte. İlk 11’inin tam 6
futbolcusu 2 büyüğün eskileri olan takım, bunların yanlarına Visca, Mossoro
gibi yarattıkları etki çok büyük olmayan yabancılarla zirveye kuruldu. Bu
koşuyu ne kadar sürdürecekler göreceğiz.
5 Enes Ünal: Bu madde aslında Türkiye’nin değil Hollanda’nın
gündemine girebilirdi ama sonuçta futbol eğitimini Türkiye sınırları içinde
almış bir futbolcunun yavaş yavaş basamakları tırmanmasına kayıtsız kalamazdık.
Enes, sezonun başlamasına birkaç hafta kala ligde mücadele etme lisansı alıp
almayacağı bilinmeyen Twente’yi attığı gollerle üst sıraları zorlayan bir takım
haline getirdi. Sezonun ilk yarısında forma giydiği 15 maçta 10 gol atan Enes,
krallık yarışının zirvesinde bulunan Feyenoordlu Nicolai Jorgensen’in 2 gol
gerisinde.
6 Trabzonspor: Bu sezon sadece 2 kez üst üste kazanabildi
Trabzonspor ve bunu sadece 1 kez gerçekleştirebildiler. İlk 15 maç sonunda
zirveye 17 küme düşme hattına ise 7 puan uzaklıkta olan Trabzonspor’un
hocasının Ersun Yanal olduğuna inanmak biraz zor. Bordo-mavililerin son
yıllarda bize izlettikleri senaryo aynı. Her sezon başı bir torba oyuncu
transfer ediyor, büyük umutlarla lige giriliyor, ancak daha ilk 10 hafta
dolmadan lige havlu atılıyor. 2017, kulübün kuruluşunun 50. yılı ve yeni
yapılan stadyumlarla beraber işleri düzeltmezlerse berbat bir yıldönümü
geçirecekler.
7 15 Temmuz: 15 Temmuz gecesi olanlar ve ardından meydana
gelen gelişmeler bir tek siyaset sahnesini etkilemedi tabii. Yeşil sahalarda da
Fethullah Gülen’in akıl hocalığını ve liderliğini yaptığı bir örgütün varlığı,
sanki 15 Temmuz gecesi ortaya çıkmış gibi konuşulmaya başlandı. Tüm
taraftarların öyle ya da böyle uzun yıllardır haberdar oldukları isimler bir
bir yurtdışına kaçmakta buldular kurtuluşu. Ülke futbolunun gelmiş geçmiş en
iyi futbolcularından Hakan Şükür artık isminin zikredilmesinden bile çekinilen
bir futbolcu eskisi. Ulusal takım kamplarında çevirdiği dolaplar zaten
biliniyor ama açıkça dile getirilmekten çekiniliyordu, şimdilerde Galatasaray
tarihinden silinmekle karşı karşıya. Nereden nereye…
8 Bebek Thomson: Önce Mart ayında Fenerbahçe, Hırvat hakem
Ivan Bebek’in kurbanı oldu Avrupa Ligi’nde. Ardından Beşiktaş, kulüp tarihinin
en önemli karşılaşmalarından birisinde İskoç hakem Craig Thomson’ın skandal ötesi
kararlarıyla Şampiyonlar Ligi’nden saf dışı edildi. Aynı yıl içinde 2 kez bu
kadar kötü yönetilmiş maçlarla takımlarımızın tepetaklak olduğuna uzun yıllar
şahit olmamıştık. Ortada bireysel hakem performanslarından çok bir lobi sorunu
olduğunu düşünenlerdenim. Lobi, kararların sizin lehinize verilmesini değil,
kritik maçlarınıza şahit olduğumuz hataları yapmayacak hakemlerin atanmasını
sağlıyor çoğu zaman.
9 Dick Advocaat: Her şeyiyle alışmadığımız bir teknik
direktör profilini de beraberinde getirdi 69 yaşındaki Hollandalı. Basın
toplantılarında lafı çevirmeden net biçimde cevap veren ve sözünü hiç
sakınmayan bir adamdı, tavırları son derece açıktı ve ülkemiz kamuoyuna ters
gelecek davranışlarından hiç ödün vermedi. Televizyon yorumcuları onun sürekli
dünya kupası eleme grubu maçlarında yönetimi yardımcılarına bırakarak
Hollanda’ya gitmesine atıf yaparak, "Göreceksiniz Galatasaray maçından
önce gidemeyecek, göndermezler" diye bas bas bağırıyorlardı. Derbi zamanı
geldi, Advocaat bana mısın demeden uçağa atlayıp Hollanda’ya gitti. Son
icraatlerinden birisi Gregory van der Weil’i vatandaş demeden kadronun dışına
atmak oldu. Sezon sonu mutlu sona ulaşacak mı bilmiyoruz, ama Karl-heinz
Feldkamp’tan beri eksikliğini çektiğimiz ‘aksi ihtiyar’ rolünü hakkıyla yerine
getiriyor.
10 Lig TV yayıncılığı: Lig TV resmi internet sitesinden maç
özetlerini izlemeyi hiç denediniz mi? Buna maç özeti değil ‘bazılarının
tartıştığı pozisyonların özeti’ demek lazım. Şansal Büyüka’nın ekibinin,
kulüplerden, ‘neden sadece rakibe ait tartışmalı pozisyonlar gösteriliyor’
lafını yememek pahasına maç içinde yapılmış ve saf futbola ait görüntülerin
çöpe atılmasıyla oluşturulan videolarda, inanması güç ama, bazen golün farklı
açıdan tekrarından çok, tartışmalı penaltı kararının farklı açılardan tekrarını
izliyoruz. Yeni patron beIN Sports bu yayıncılık politikası ile ilgili neler
yapacak göreceğiz. (FIRAT TOPAL-BİRGÜN)