Türkiye'nin en büyük kahve zincirlerinden Kahve Dünyası'nda
yaşanan sömürünün boyutu oldukça derin. Birçok haktan mahrum bırakılan
emekçiler angarya çalışma cezasıyla karşı karşıya kalıyor, portakal suyu içti
diye işten çıkarılabiliyor...
Son yıllarda Türkiye'de yeni trend olan kahve zincirleri ve
türevlerine her gün bir yenisi daha ekleniyor. Bunda hem kahve tüketimi
alışkanlığının yeni oturması hem de bu tarz yerlerin ayrı bir sosyalleşme
mecrası olmasının payı var. Küçük ve orta ölçekli kahvecilerin yanı sıra zincir
olarak nitelenen mağazalar da Türkiye'de faaliyette. Yaklaşık 150 şubeye sahip
Kahve Dünyası ise bu "pazarın" önemli aktörlerinden biri
Kimilerine göre böyle yerlerde çalışmak oldukça rahat ve bu
konuda çalışanların tepkileri fazlaca yersiz. Peki gerçekten öyle mi?
Hastaysanız rapor almanın yasak olduğu, işe girerken sizden alınan 'kıyafet
parası' uygulaması, geç kaldığınızda iki katı fazla çalışma cezası, kanser
hastası olan eşinizi kemoretapiye götürmek için izin alamamanız... Bunlar
'rahat' bir işin koşulları olamaz elbette...
Kahve Dünyası'nda yaşadığı sorunlar nedeniyle işten
çıkarılan Ş. baristalığa yıllarını vermiş bir emekçi. Ş., Kahve Dünyası'ndaki
çalışma koşullarını soL'a anlattı.
Kahve dünyasına işe giriş sürecinizden başlayalım…
Maaşların zamanında ödeniyor oluşu düşük maaş olmasına
rağmen her ayın onunda, zamanında verilmesi Kahve Dünyası'na başvurmamdaki en
önemli etkendi. Daha önce de kafe ve barlarda çalışıyordum. Fakat işe başvuru
ve alım sürecinde Kahve Dünyası'yla maceramız kötü başladı. İlk olarak kıyafet
parası sorunuyla karşılaştım. İşe girerken imzalatılan belge vardır, bu belgede
kıyafet parası bizden alındı. Yaklaşık 150 TL civarı bir paraydı bizden alınan.
Daha sonra belgeleri imzalarken 'tutanak' denilen bir kısım var ikinci
absürtlük de o. Şunu yaparsan, bunu yaparsan kovulursun gibi maddelerin yer
aldığı belgede, iş yerinde ne içeceğimizden ne yiyemeyeceğimize kadar her şey
yazılıydı. Burada garip olan işçilere bunları yazılı olarak sunmalarıydı
aslında, basit görünen mağazalarda sözlü olarak yapılabilecek uyarılar için
ayrı bir belge hazırlayıp imzalatmaları.
Buna neden başvurduklarını da şöyle açıklayayım; mesela bir
şubede, o şubenin ay sonu hedeflerine ulaşılıyor. Ve ardından o şubede çalışan
arkadaşlar mağaza kapandıktan sonra kutlama yapmak istiyor, pizza söylüyorlar
kendi paralarıyla. İmzalattıkları belgede bu yasakmış mesela. Arkadaşlar
hakkında hemen tutanak tutturuluyor. Bir diğer olay da portakal suyu içti diye
hakkında tutanak tutulan ve tazminatsız kovulan arkadaşımdı. Bu belgeyi
çalışanını işten çıkarmak için koz olarak kullanıyorlar.
'EŞİNİN KEMOTERAPİSİ İÇİN İZİN İSTEYEN ÇALIŞANA İZİN
VERMEDİLER'
İşe girdikten sonra, çalışma şartları nasıldı? Tek şubede mi
çalıştınız yoksa merkezden değişiklik önerileri geliyor muydu?
Alt kademede yer değiştirme çok nadir olur. Fakat üst
kademeise bar şefi, vardiya şefi çok sık
yer değiştirir.
Çalışma şartlarından bahsedecek olursak, yol parası
vermiyorlardı mesela. Akşam servisleri vardı onları da kaldırdılar. Hatta ilk
zamanlar bize 'servisçilerin parasını kendi cebinizden verin' dendi, biz de
'tamam' dedik belli bir süre bu sistem işledi. Sonra tamamen kalktı. Bazı
mağazalar gece 01:00'de kapanıyor. Çalışan o saatte nasıl gidebilecek evine?
Bununla ilgili bir örnek vereyim. Yakın bir çalışma
arkadaşım oturduğu semte çok uzakta bulunan AVM'deki şubede çalışıyordu.
AVM'nin kapanış saati 22:00. O saatte arkadaşımız evine dönmek için
'taksi-dolmuş-otobüs' aktarması yapmaktan günde 40 TL yol parası harcar
olmuştu. Sonra yer değiştirme talep etti.
'Hayır' cevabını alınca da mecburen istifa etmek zorunda kaldı.
Zaten Kahve Dünyası için uzun süreli çalışan demek tazminat
demektir aynı zamanda. Müdürler 5 yıla kadar çalışır ortalama ama barista ve
ASAP'larda (garson) bu süre çok az. Ben çalıştığım mağazada üç haftada en eski
çalışan oldum örneğin. 50 yaş civarı bir baristamız vardı aynı şubede. Eşi
kanser hastası olduğu için kemoterapiye gitmek durumunda kalıyorlardı. Bu
nedenle izin istedi, vermediler ve ardından istifa etti. Böyle olaylar
yaşandıktan sonra 3 haftalık çalışanın o şubede en eski çalışan olmasına
şaşırmamak gerek aslında.
Kahve Dünyası'nda rapor almak yasak. Bir günü geçen raporlar
sonrasında kovulmayla karşı karşıya kalırsınız. Mağaza müdürü inisiyatifle size
izin verebilir ancak.
Belinden rahatsız olan bir arkadaşımız rapor almasına rağmen
müdüre iletmedi bu raporu. Çünkü vereceği zaman kovulacağını biliyordu. Bel
fıtığına rağmen mecbur olduğu için çalıştı. Başka bir arkadaşımız kolunu
incitti, bir günlük rapor aldıği için mağaza müdüründen fırça yedi. Onlardan
beklenen gelip mağaza müdürüyle görüşmesi ve müdürün onun çalışıp
çalışamayacağına karar vermesi. Ancak öyle izinli sayılır o gün. İşe gelmediği
gün maaşından kesilmek suretiyle tabii ki.
ANGARYA UYGULAMASI
Çalışma saatleriniz nasıldı?
Görünende standart 10 saat ve 45 dakika yemek molası vardı.
Burada başka bir sorun var aslında. Çalışan sayısı yetersiz olduğu için,
barista ve ASAP (Anında satış personeli)-(Garson), vardiyanızda 3 kişisiniz
toplamda, içinizden biri 10'da gelecek ve kapanışa kadar duracak bu durumda.
Kapanış saati de ortalama 23:00. Fakat işiniz orada bitmiyor, temizlik vs.
derken 1 saat daha çalışırsınız ve ek ücret alamazsınız.
Ama tam tersi durumlarda manzara daha farklı. Örneğin; yarım
saat geç kaldınız hemen uyarı alırsınız ve tip (bahşiş) cezası yersiniz.
Üzerinden ne kadar geçerse geçsin bir daha geç kalırsanız 1 saat geç çıkma
cezası alırsınız. Ben bir kez 1 saat geç kaldım ve karşılığında 2 saat fazladan
çalıştım. Yüzlerce mağazası var bu şirketin. Her mağazasında böyle geç çıkma
cezaları uygulanıyor. Ve kabul edelim buradan inanılmaz bir angarya çıkıyor.
Bir diğer sorun ise yemek ücretleri. Çalıştığın gün başına 8
TL'dir. İstanbul şartlarında 8 TL'ye yemek bulabilmek gerçekten zor. Mecburen
yine cebimizden ödüyorduk.
Bir absürtlük de tip'in pay edilmesi. En yüksek payı mağaza
müdür alır. Mağazadaki en önemli işi yapan temizlik personeli ise tip almaz.
Sektörün genelinden bahsedersek, ikiye ayırmak mümkün
kahvecileri. Küçük çaplı mağazalar ve zincirler. Küçük çaplılarda işe girerken
'Burada biz bir aileyiz' cümlesini duyarsanız hemen kaçın. Böyle dedikleri an
şunu anlamak lazım: Maaşlar zamanında ödenmez ve esnek çalışma saatiyle
karşılaşırsınız.
Sektörün genelinde hakim olan düşünce sömürdükçe
kazanmasının bilincinde olmaları. 8 TL yemek parası ve verilmeyen fazla
mesailer maalesef hep aynı kapıya çıkıyor: 'Daha fazla sömürü'
Özelllikle hafta sonu yoğunluktan dolayı 14-15 saate varan
mesailer yapılıyor. Buna karşı ses çıkarmak bile size kapıyı göstermeleri için
yeterli.
'NET BİR ADALETSİZLİK MEVCUT'
İşten çıkış sürecinize gelirsek...
Kahve Dünyası'ndan kovuldum. Kovulmamın nedeni mağazadaki
sorumlularla yaşadığım anlaşmazlıklardı. Son bir buçuk yıldır asgari ücretle
çalışıyorsunuz. Doğal olarak hayatınızı devam ettiremiyorsunuz. Kiralar
faturalar zamlanıyor. Biz maalesef asgari ücretle yaşayamıyoruz. Çalıştığınız
işe göre maalesef aldığınız ücret çok düşük. Bu röportajı okuyan arkadaşlar
'Senin yaptığın mı zor iş?' diye söylenebilirler fakat emin olun işin içine
girdiğinizde ne kadar yoğun ve stresli bir ortamda çalıştığınız anlaşılıyor.
Çok kaba bir hesaplama yapacak olursak, 8 gram öğütülmüş kahveden bir bardak kahve
elde edersiniz. Ben günde ortalama 2 kilo kahve kullanıyordum, siparişler için
artı 5 gram türk kahvesinden de bir sipariş hazırlanır. Onun da kullanım
ortalaması 1 kilo. Ve buna pasta vs. gibi siparişleri de ekleyin buradan basit
bir hesapla çalışma yoğunluğu anlaşılabilir bence. Karşılığında ise asgari
ücret alıyorsunuz. Burada çok net bir adaletsizlik var.
Peki buradan çıkış nasıl mümkün olur sizce?
Buradaki tek kurtuluş var. Bunu kırıp örgütlenmek, oradaki
koşullara karşı kolektif olarak ses yükseltmek.
Kahve Dünyası'nın şirketlerinden biri olan Detay Çikolata
işçileri, uzun çalışma saatleri nedeniyle greve çıktı. Ardından grevden olumlu
sonuç alınarak hakları geri kazanıldı. Buna benzer grevleri kafe-bar
çalışanları kendi şubelerinde örgütlemeliler bence. Çalışanların tek başlarına
yapacakları şeylerin çok sınırlı olduğunu ve birlikte hareket ederek
kazanacaklarını bilmeleri gerekiyor.
(CEM BOZ - SOL.ORG - 05.04.2017)
(CEM BOZ - SOL.ORG - 05.04.2017)