Hulusi Akar ve Necdet Özel'in cemaatteki adı neydi
K.Y.'ın, “Cemaatçi olup olmadığını bilmediğini, ancak cemaat
çevrelerinde konuşulduğunu” öne sürdüğü ikinci isim ise Genelkurmay eski
Başkanı Necdet Özel.
2 ay önce Ankara'da önemli bir iddianame daha hazırlandı. 71
şüpheli hakkındaki iddianame Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki “mahrem imam”
yapılanmasına ilişkindi.
Firari şüpheliler Adil Öksüz, Hamdullah Bayram Öztürk'ün
yanısıra Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili olduğu dönemde FETÖ’nün sınav
yolsuzluğunun ortaya çıkmaması için 2010 KPSS soruşturmasını savsaklayan firari
Şadan Sakınan’ın kardeşi “Hamit” kod adlı Ahmet Sakınan’ın da Kara Kuvvetleri
mahrem imamlarından olduğu öne sürüldü.
Halen tutuklu olan KKK “mahrem imamlarından” birisi ise
“Emre” kod adlı K.Y. İşte bu K.Y.'ın itirafları sayesinde yapılanmanın tüm
karanlık noktalarının aydınlatıldığı bildirildi.
Öncelikle şu hususu vurgulayalım. Son dönemde itirafçılar ve
gizli tanıklarla ilgili şüphelerin giderek arttığı malûm.
Nitekim bu K.Y. da
başlangıçta “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanmak istediğini
belirterek, FETÖ'nün mahrem hizmetler biriminde yer alan asker veya sivil bir
kısım örgüt üyelerinin kimliklerine ilişkin bilgiler verdi ve verdiği bu
bilgilerle de soruşturmanın kapsamı genişletildi.
Ancak soruşturmayı yürüten Savcılık, K.Y.'ın “sınırlı” bilgi
verdiği, ayrıca daha sonra cezaevinden gönderdiği dilekçelerinde, önceden
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hakimliğinde alınan ve itiraf
içeren beyanlarını kabul etmeyerek, pişmanlık duygusuyla hareket etmediğini
ortaya koyduğu, keza teşhis için cezaevine gönderilen KKK personeline ait olan
fotoğraf kataloğu yüklü CD'den teşhis yapmayı reddettiği gerekçesiyle, K.Y.'ın
bu tavrını “bilinçli bir örgüt tavrı” olarak değerlendirip, “etkin
pişmanlıktan” yararlanma koşullarının oluşmadığı sonucuna varıp, tutuklanmasını
talep etti.
Bu davanın temelini halen tutuklu ve iddianamede 1 numaralı
şüpheli olarak yer alan K.Y.'ın ifadeleri oluşturduğuna göre, bunların
ciddiyetine ilişkin ihtiyat payını muhafaza ederek, iddialarını mercek altına
alalım.
İddianameye göre; K.Y. Kalkınma Bakanlığı'nda Planlama
Uzmanı olup, FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı mahrem hizmetler biriminde
2012-2014 yılları arasında “müdür yardımcısı, müdür ve temsilci” konumlarında
örgütsel faaliyet yürütmüş biri.
ÇUKURAMBAR TOPLANTILARI VE MAĞAZA SAHİBİ İMAM
K.Y'ın ifadesinden bazı dikkat çekici bölümleri aktaralım:
Müdürler toplantısını “Hamit” kod adlı Ahmet Sakınan'ın
Çukurambar'daki bürosunda yaptıklarını anlatıyor.
İfadesinin iddianamaye yansıtılan şu bölümünde, “2012
sonrası dönemde gizlilik ve tedbire son derece riayet edildiğini, bu dönemde
birim abisi yani Kara Kuvvetleri Komutanlığı sorumlusunun Ümit kod adlı şahıs
olduğunu, bu şahsın gerçek adının Ahmet olduğunu, kendisinin ...'in Ankamall
mağazasının sahibi olduğunu, bu şahısla temsilcileriyle toplantı yaparken
karşılaştığını” öne sürüyor.
O dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar'ın özel
kaleminde görevli “öğrenci subayların” makama gelip gidenleri rapor ettiğini,
ayrıca zaman zaman “Hamit abi” talep etse de “bu işi yapacak güvenilir
kapasitede birisi bulunamadığı için” Akar'ın dinlenmediğini söylüyor.
AKAR’IN ETRAFINDAKİ CEMAATÇİLER
K.Y. Akar'ın yakınındaki “Cemaatçiler” olarak da dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Ramazan Gözel, Özel Kalem Müdürü
Nuh Altınsoy ile emir subayı Mehmet Akkurt'un isimlerini veriyor.
Bilindiği gibi Ramazan Gözel, Akar'ın Genelkurmay Başkanlığı
döneminde Özel Kalem Müdürüydü ve 15 Temmuz darbesinden sonra tutuklandı.
15 Temmuz darbesi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanı Salih
Zeki Çolak'ın Özel Kalem Müdürü olan Nuh Altınsoy firar etti.
Mehmet Akkurt ise Akar'ın Genelkurmay Başkanı olmasından
sonra onun isteğiyle Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in emir
astsubayı yapıldı ve 15 Temmuz gecesi yaşanan çatışmada öldürüldü.
İDDİANAMEYE YANSIMAYAN İDDİALAR
K.Y'ın iddianamede yer alan ifadelerini özetledik. Şimdi bir
de K.Y'ın bizzat bu iddianameyi hazırlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ali
Alper Saylan'a 25-26 Ağustos 2016 tarihinde verdiği ifadede geçen, ama
iddianameye yansımayan bazı beyanlarına bakalım.
Savcının, “KKK birim sorumlusunun altında bilhassa son
dönemlerde tanıdığınız, görüştüğünüz, muhatap olduğunuz cemaat mensubu
askerleri en üst rütbeden başlayarak anlatın” sorusu üzerine, aralarında
Ramazan Gözel, Nuh Altınsoy, Mehmet Akkurt, Celalettin Sağır başta olmak üzere
9 askerin adını veren K.Y. bunlarla görüştüğünü, himmet verdiklerini belirtip,
şunları söylüyor:
“Peşinen cemaatle hiçbir irtibatı bulunmayan askerler
olduğunu söylemek gerekir. Burada cemaatçilerle ilgili ikili bir ayırıma
gidilebilir. Çekirdekten yetişen cemaatçiler ve devşirmeler olarak iki gruptan
bahsedilebilir. Hatta devşirilenleri de ikiye ayırabiliriz. Üzerinde
çalışılarak, ilgilenilerek devşirilenler ve kendi isteği ile menfaat edinmek için
cemaate yanaşıp, devşirilenler denilebilir. Fakat ismini verdiğim bu kişilerin
çekirdekten mi yetiştiklerini, devşirme mi olduklarını bilmiyorum.”
RANDEVU DEFTERİNE İSMİ YAZILMAYAN ZİYARETÇİ KİM
K.Y. bu sözlerinin devamında, “Cemaatçi olup olmadığını
kesin olarak bilmediğim, ancak cemaat çevrelerinde isimleri geçen üst düzey
subaylar şunlardır” diyerek de 4 isimden söz ediyor.
İlk sıradaki isim Hulusi Akar ve önce şu iddiada
bulunuyor:
“Ben müdür olduğum dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Hulusi Akar'dı. Ben kendisiyle hiç görüşmedim. Ancak yukarıda
isimlerini belirttiğim onun yakın mesai arkadaşlarından şu anda hatırlamadığım
birisi bana ...'in Ankamall mağazasının sahibinin randevu defterine ismini
yazdırmadan Hulusi Akar'la görüştüğünü söylemişti. Randevu defterine isminin
yazılmaması talimatını komutanın verdiğini bildirmişti. Ben daha önceki
beyanlarımda ...'in Ankamall mağazasının sahibi Ümit kod adlı şahsın kim
olduğuna ilişkin açıklamalarda bulunmuştum. Bu şahsın cemaatin KKK birim sorumlusu
olduğunu sonradan öğrendim.”
HALİS KİM?
Ardından şunları anlatıyor:
“Hatırladığım kadarıyla temsilci Hamit abinin işyerinde
müdürler toplantısı yaparken, o dönem Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi
Akar'dan 'Halis' ismiyle bahsediyorlardı. Konuşulan bu isim kod adı da
olabilir, onun bilgisi dışında cemaatçilerin ondan bahsederken kullandıkları
bir isim de olabilir.”
K.Y'ın, Akar'la ilgili bir diğer iddiası da şu:
“Belki Arif kod adlı müdür yardımcısı belki de Mehmet
Akkurt'un bana anlattığına göre, Hulusi Akar Kara Kuvvetleri Komutanlığı
döneminde hafta sonları kızına ait araçla yanına koruma almadan ve hiçbir
kırmızı ışığa uymadan tek başına Çukurambar tarafında bir yerlere gidermiş. Ben
şu anda Hulusi Akar'ın cemaatçi olup olmadığını bilmiyorum. Duyduklarımı hiçbir
şey eklemeden burada aktardım.”
YA NACİ?
K.Y.'ın, “Cemaatçi olup olmadığını bilmediğini, ancak cemaat
çevrelerinde konuşulduğunu” öne sürdüğü ikinci isim ise Genelkurmay eski
Başkanı Necdet Özel.
Özel hakkında da, “Benim müdür olduğum dönemde Genelkurmay
Başkanıydı. Cemaat toplantılarında 'Naci' ismiyle kendisinden bahsedilirdi. Bu
ismin kod adı mı olduğunu, onun bilgisi dışında mı kullanıldığını bilemiyorum.
Toplantılarda örneğin, 'Naci bugün Halis'le görüştü' gibi ifadeler olurdu.
Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanlığı döneminde normalde teamül gereği Kara
Kuvvetleri Komutanlığına 'çift çekirdek paşa' lakabıyla bilinen Orgeneral Bekir
Kalyoncu'nun atanması bekleniyordu. Ancak Genelkurmay Başkanı Necdet Özel,
Hulusi Akar'ın Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını tercih etmiş ve onun
atanmasını sağladığını düşünüyorum. Bu benim şahsi düşüncemdir. Necdet Özel'in
de cemaatçi olup olmadığını bilmiyorum” diyor.
İtibar edilmediği için mi, başka sebeplerle mi K.Y.'ın bu
iddiaları iddianameye yansıtılmadı bilinmez, ama şu “itirafçı veya gizli tanık”
meselesi işleri giderek daha da karıştıracağa benziyor!..
(Müyesser Yıldız - Odatv.com)