Abdurrahman Dilipak esrarın yararlarını saymakla bitiremedi: Serbest bırakılsın Akit yazarı Abdurrahman Dilipak bugün yayınlanan 'Hi...
Abdurrahman Dilipak esrarın yararlarını saymakla bitiremedi:
Serbest bırakılsın
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak bugün yayınlanan 'Hint
keneviri, ya da yeşil hazine' başlıklı yazısında hint kenevirinin yasal olması
gerektiğini savunarak "TBMM’deki, iktidardaki kardeşlerimiz, narkotikçi
kardeşlerimizin bu konuyu bu çerçevede yeniden düşünmesi gerekir" dedi.
Abdurrahman Dilipak'ın sosyal medyada çok konuşulan ilgili
yazısı şu şekilde:
"Esrar! Sırlar demek. Bana kalırsa esrar uyuşturucu
kataloğunda yer almalı, tıpkı GAT gibi.. Bakın GAT esrardan daha hafif bir
uyuşturucu. GAT kullanan biri bisiklete biner gider.. Ama GAT kontrolden
çıkınca Yemen’i bitirdi. Uyuşturucu kullanımı bugün % 80’ler seviyesinde. İmam
bile GAT kullanmaya başladı. GAT’tan esrara, esrardan eroine geçmek mümkün. Bu
arada bunun tersi de mümkün. Bana kalırsa sigara/tütün, “ot” dedikleri enfiye,
tütünün başka kullanım türevi olan nargile de aynı kategoride
değerlendirilmeli.
Aslında şeker de zehir! En tatlı zehir şeker olmalı. Şeker
sigaradan daha az zararlı değil!
Bu işin suyu çıktı. Tiner de uyuşturucu, bir takım
solventler de. Bali denen yapıştırıcı buna basit bir örnek.
Endüstride hemen her sektörde solvent kullanılır. Solventler,
içerdikleri kimyasal maddelerin özelliklerine göre “tehlikeli madde” ve
kullanım sonucunda da “tehlikeli atık” olma özelliği gösterirler. Artık,
kullanım şekline dayalı olarak ayrıca “Uyuşturucu madde” olarak da tanımlanması
gerekir. Etkilenmesi açısından boya, vernik, cila imalatı, metal parlatma,
mürekkep üretiminde bir tür çözücü, kimyasal maddeleri, tekstil, kırtasiye,
printer boyaları, yapıştırıcıları, uhuları, balileri, veya pantolondaki çamuru,
tavadaki yağı çözen; yani bunları oluşturan moleküller arasındaki bağları
koparıp kendi moleküllerine tutturan sıvılar için kullanılan solvent dediğimiz
şey de tahriş yapan, yanan, yakan bir madde olması yanında uyuşturucu etkisi
gösteren bir kimyasal. Peki solventi yasaklamayı düşünüyor muyuz?
Yani, demem o ki, madem solventi yasaklamıyorsunuz, o zaman
keneviri niye yasaklıyorsunuz.. Bıçağın da kötü kullanımı tehlikelidir. Ama
bıçağı yasaklamıyoruz. Hint kenevirini niye yasaklıyoruz o zaman.
“Hint keneviri”ni de tıpkı afyon ekimi gibi kontrollü bir
şekilde yapamaz mıyız?..
Kontrol dışı ekim ve kullanım mutlaka olacaktır. Ama hukuki
yaptırım ve maliyet, kimyasal/sentetik uyuşturuculardan daha az ceza ve
maliyetle bulunabilirse, en azından çocuklarımız için ölümcül, geri dönüşü ve
telafisi çok daha zor bir beladan daha az bir riskle kurtulabiliriz.
TBMM’deki, İKTİDAR’daki kardeşlerimiz, NARKOTİK’çi
kardeşlerimizin bu konuyu bu çerçevede yeniden düşünmesi gerekir.
Bu arada; esrarın biyolojik bağımlılıktan daha çok
psikolojik bir bağımlılık yaptığını, bağımlılıktan kurtulmak konusunda, diğer
eroin ve sentetik uyuşturuculara göre daha kolay olduğunu da hatırlatalım.
Esrar kullanıcılarının çevresine karşı kriminal riski daha düşük olup, bütün
zararı, daha çok kendisinedir.
Peki, bu Hint keneviri nedir? Bakın Hint keneviri, şeker
hastalığının tedavisi için ilaçtır aynı zamanda. Göz tansiyonu, artrit,
romatizma, kalp, epilepsi, astım, mide, uyku bozukluğu, psikolojik
rahatsızlıklar, omurga rahatsızlıkları, şeker, kanser gibi 250 kadar hastalıkta
Hint kenevirinin etken maddesi THC kullanılıyor. Kemoterapinin yan etkilerinden
kurtulmak için de kenevir bir imkân sunuyor.
İşin içinde ilaç firmaları, gıda firmaları, enerji firmaları
da var, yasak lobisi olarak. Rothschildler de var, Dupont da, Rockefeller de..
Tütün, Hint kenevirinden biyolojik anlamda daha fazla
bağımlılık yapıyor ve daha zararlı biliyor musunuz?.. Alkol de öyle..
1 dönümlük kenevir tarlası, 25 dönümlük orman kadar oksijen
üretir. Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kâğıt çıkar. Düşünün, bir
ağaç 20-50 yılda yetişirken kenevir dört ayda yetişir. Yılda 3 mahsul
alabilirsiniz. Ağaç 3 kez kâğıda dönüştürülebilirken, kenevir 8 kez
dönüştürülebiliyor.
Tohumunun besin değeri, insan ve büyükbaş, küçükbaş, kümes
ve kanatlı hayvanlar için idealdir ve protein değeri ise çok yüksektir.
İçindeki iki yağ asidi doğada başka hiçbir yerde yoktur ve kolesterol dostudur.
Omega 3-6-9 yağlarını taşır.
Bakın, plastikten elde edilen ürünlerin tümü, daha sağlıkla
ve kolaylıkla kenevirden üretilebilirler. Petrol türevlerin çevre ve sağlığa
zararından da korunmuş oluruz.Kenevir plastiği çok kolayca doğaya
dönüşebiliyor. Petro-kimya ürünü plastik ise doğada uzun süre kalıyor. Keneviri
yapı izolasyonunda da kullanabilirsiniz, kompozit ürün olarak da, kenevir bazlı
asfaltlar asırlarca bozulmadan kalabilirler. Binaların yalıtımında
kullanıldığında son derece dayanıklı, ucuz, esnek ve zararsızdır. Boya ve
vernik üretiminde olağanüstü ucuz ve verimlidir, dayanıklılık etkileri vardır.
Kenevirle sabun da üretebilirsiniz, şampuan da, deterjan da.
Kenevirden üretilen bu ürünler ve kozmetikler tabiata zarar vermez ve suları
kirletmezler.
Keneviri biyoyakıt olarak da kullanabilirsiniz.
Keneviri uyuşturucuya geçiş için kullananlarda olduğu gibi,
eroin ve kokainden geri dönüş içi kullanmak da mümkün. Kimyasal uyuşturucu
bağımlılarının geri dönüşü için de kenevir bir ara çözüm olabilir. Kenevirin
AIDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi etkilerini azalttığı ve
radyasyon temizlemede faydalı olduğu artık biliniyor.
Bakın, 250 endüstriyel ana maddeden üretilen 2500’e yakın
nihai üründe, doğrudan ya da dolaylı olarak kenevir ürünlerinin kullanılması
mümkün. Tekstilden gıdaya, ilaçtan kozmetiğe, petrokimya ürünlerinden inşaat
sektörüne kadar, zırh üretiminden kompozit ürünlere kadar her yerde ve her
alanda kenevir kullanmak mümkün.
ABD’ye karşı alkoloid zaferini Erbakan kazandı. Kenevir
savaşını da Erdoğan kazanabilir. Bugün Afyon Bolvadin Alkoloid Fabrikası
Türkiye’nin ilk en büyük 1000 firması içinde bulunuyor ve her yıl ülkemize,
tarım sektörü üzerinden ve ilaç sektörü üzerinden yüz milyonlarca dolar
kazandırıyor.
Bu arada, bize kenevir tarımını yasaklatan ABD’yi niye
mahkemeye vermiyoruz. Yıllardır, on milyarlarca dolar kaybettik ve dışarıya
fatura ödedik, çevreye zarar verdik. ABD’nin bunu tazmin etmesi gerekmez mi?!
Selam ve dua ile. "