Klitoris, insan vücudunda sadece zevk vermek için varolan tek organ. Ama yıllar boyunca "Şeytan memesi", "yüz kızartıcı uzuv" gibi isimlerle anıldı; anatomi çizimlerinden çıkartıldı. Sanatçı Sophia Wallace, bu gidişe "dur" dedi…
Tarihten günümüze, konu cinsellik olduğunda kadınların hazzı çoğunlukla muhabbetin dışında bırakıldı. Klitoris bir türlü özne olamadı ve hep görmezden gelindi.
İnterneti 1982’de keşfettik.
Klitorisin anatomisinin tamamını ise 1998’de keşfettik.
* Klitoris, vajinanın içinde yer almamaktadır. Aslında vajina, sadece genital açıklığa ve geçide işaret eder.
* Klitoral yapı, bütününde, penisle aynı boydadır.
* Klitoris, uyarıldığında şişen erektil bir dokuya sahiptir.
* Klitoris, penise göre iki kat daha fazla sinir barındırır.
* Klitoristeki kan dolaşımı onun sürekli şişmiş (süngerimsi yapısı kan ile dolmuş) kalmasını mümkün kılar, bu da kişinin çoklu orgazm yaşamasına imkan verir.
* Klitoris, insan vücudunda sadece zevk vermek için varolan tek organdır.
* Araştırmalara göre kadınların sadece yüzde 8’i vajinal orgazm yaşayabiliyor.
Tarihten günümüze, konu cinsellik olduğunda kadınların hazzı çoğunlukla muhabbetin dışında bırakıldı. Klitoris bir türlü özne olamadı ve hep görmezden gelindi.
Şimdiyse, Sophia Wallace önderliğinde gelişen bir sanat hareketi, mitleri sorguluyor; cinsellik ve kadın bedeniyle ilgili kuralları baştan yazıyor.
Kuir bir kavramsal sanatçı olan Wallace, klitorisle ilgili bir şeyler üretmek istediğinde fark ettiği ilk şey klitorisin popüler kültürdeki eksikliği olmuş ve bu durum, konuya ilgisini arttırmış.
Klitorisle ilgili bilgilere akademik tıp dergilerinden ulaşan Wallace, kadın bedeni resimleri her yerdeyken, klitorisi hiçbir yerde göremeyince bu eksikliğin sanatta da var olduğunu fark etmiş.
Ve Wallace’ın “Cliteracy” projesi böylece başlamış.
Öngördüğü tepkiler gerçek çıkmış ve galeriler Wallace’a kapılarını kapatmış, ancak okul kampüslerinden Berlin duvarına her yerde sprey boyayla çizilen klitorisler ortaya çıkmaya başlamış.
İnsanları bu konuda bilgilendirmeyi amaçlayan projenin ismi “Cliteracy”, “clitoris (klitoris)” ve “literacy (okuryazarlık)” kelimelerinin birleşmesinden oluşan bir kelime oyunu.
Klitorisin anatomisi
Klitoris anatomi çizimlerinden nasıl silindi?
Dr. Charles Mayo Goss, 1947’de anatomi konusunda bir kılavuz özelliği taşıyan “Gray’s Anatomy”deki anatomik çizimlerden klitorisi sildi!
Dr. Henry Gray’in kaleme aldığı ve Henry Vandyke Carter’ın ilüstre ettiği “Gray’s Anatomy” ilk kez 1858’de Londra’da yayınlandı ve halen anatomi konusunda küresel ölçekte bir otorite olarak görülüyor. Kitabın yeni baskılarının editörleri, metnin orijinal haline mümkün olduğunca bağlı kalmaya çalışıyor ve yaptıkları değişiklikler sadece yeni tıbbi bulguları kitaba eklemek ve eski bilgilerden kaynaklı hataları düzeltmekle sınırlı.
Kitabın 25. baskısının editörlüğü Dr. Goss’a verildi. Goss’un kitaba yaptığı “editöryel katkı” ise klitorisin çizimlerden çıkarılması oldu.
Goss, klitorisi Freud’un kadın düşmanı çalışmalarından etkilendiği için mi sildi, başka bir amacı mı vardı yoksa yazı işlerinde bir hata mı yapıldı, hala bilinmiyor.
Klitorisin bilinmeyen tarihi
Roma İmparatorluğu’ndaki en ünlü doktorlardan Claudius Galen’ın klitorisin varlığını tahmin ettiği düşünülüyor. Galen bunu şöyle anlatıyor: “Erkeklerin sahip olduğu tüm uzuvlar kadınlarda da var; aralarında tek fark, kadının uzuvları içerideyken, erkeklerinki dışardadır.”
İki yüzyıl boyunca kadınların “cadı avlarında” tespit edilmesi, yakalanması, işkence görmesi ve öldürülmesine hizmet eden Malleus Maleficarum’da, klitoris “şeytan memesi” olarak tanımlanıyor ve şeytanla anlaşma ya da cadılığın kanıtı olduğu iddia ediliyordu.
Fransalı yazar ve anatomist Charles Estienne, “Dissection Des Parties Du Corps Humain (İnsan Vücudunun Diseksiyonu -parçalara ayırıp incelenmesi) başlıklı kitabınca klitoristen kadınların “yüz kızartıcı uzvu” olarak bahsediyor. Estienne’in klitoris konusundaki bulguları anatomik olarak yanlış ve temelde hatalı.
Renaldus Columbus klitorisi keşfediyor ancak bu ismi kullanmıyor. Colombus, bunun kadın hazzının merkezi olduğunu tespit ediyor ve “Venüs’ün aşkı” olarak adlandırmayı tercih ediyor. Colombus, klitorisin penise benzer bir şekilde işlediğini de gözlemliyor: “Ona dokunduğunuzda, biraz sertleştiğini fark edeceksiniz.”
İngiltere’de ebelik yapan Jane Sharp, notlarında şu ifadelere yer veriyor: “Klitoris hayata açılan bir kapı gibi ve kadınları şehvetli kılıyor ve cinsel birleşmeden zevk almalarını sağlıyor.” Sharp, klitorise “kadın penisi” de diyor.
Hollandalı fizikçi ve anatomist Regnier De Graaf, klitorisi keşfettiğinde, bu bulguyu kaçırdıkları için meslektaşlarına kızıyor: “Bazı anatomistlerin bu uzuvdan sanki hiç yokmuşçasına hiç bahsetmemesi karşısında çok şaşkınız. Şimdiye kadar incelediğimiz her kadavrada, bu uzvun görmek ve dokunmak için oldukça fark edilir olduğunu tespit ettik”.
Almanyalı anatomist George Ludwig Kobelt, klitoris konusunda bir çalışma yürütüyor. Bulgularıyla, “kadınların erkeklerinkine benzer bir yapısı olduğunu” göstermek istiyor. Kobelt, iç ve dış klitorisin ayrıntılı anatomisini ilüstre eden ilk kişi.
Sigmund Freud, psikoseksüel gelişim konusundaki teorisini açıklıyor. Klitoral orgazmın olgunlaşmamış ve ergenlik öncesi için olduğunu; sağlıklı bir kadının vajinal orgazm yaşaması gerektiğini savunuyor, yani olgun cinsel eylem olarak penisin vajinaya girmesini kabul ediyordu. Bu tespitin yanlış olduğu kanıtlansa da, batı dünyasında cinsellik kültüründe yaygınlığını koruyor.
Fransa’da bir psikoanalist ve aynı zamanda Napoléon’un torunu olan Prenses Marie Bonaparte, cinsel ilişki sırasında orgazm yaşayamadığı için bir çözüm aramaya başladı. Bonaparte, klitorisinin vajinasından çok uzakta olduğu teorisini kanıtladı. Doktor arkadaşlarının yardımıyla 243 kadının vajinası ve klitorisinin arasındaki mesafeyi ölçen Bonaparte, bulguları Bruxelles-Medical dergisinde A.E. Narjani imzasıyla yayınladı. Çalışması, klitorisi vajinasından uzakta olan kadınların, cinsel ilişki sırasında orgazm olmakta güçlük yaşadığını, klitorisi vajinasına yakın olan kadınların ise daha kolay orgazma ulaştığını gösteriyordu.
Gray’s Anatomy’nin 24. baskısı klitoris konusunda tam anlamıyla bir değerlendirme sunmasa da, en azından anatomik çizimlerde klitorise bir organ olarak yer veriyordu. 1948’de yayınlanan 25. Baskıda ise klitoris tamamen yok oldu.
ABD’li biolog Alfred Kinsey, 1948’de yayınladığı Erkeklerde Cinsel Davranış kitabının ardından Kadınlarda Cinsel Davranış isimli ikinci kitabı yayınladı. Kinsey, kitapta cesur bir çıkış yapıyordu: “Cinsel birleşme kadın hazzı için en iyi şey değildir… Klitoris kadın hazzının merkezidir.”
Cinsellik araştırmacıları William Masters ve Virginia Johnson, Kinsey’in binlerce kadının cinsellik geçmişine dayanan tespitini eke aldılar ve labaratuarlarında klitoral orgazm ve vajinal orgazmı test ettiler. Sonuç olarak, vajinal orgazm ve klitoral orgazmın cinsel tepki açısından benzer olduğunu tespit ettiler. Bu tespit, Kinsey’in tezini desteklemese de, “olgunlaşmış ve olgunlaşmamış orgazm” tartışmalarını çöpe attı.
Avusturalyalı ürolog Helen O’Connell, klitoral anatomiyle ilgili tüm inançlara meydan okuyan bir çalışma yayınladı. Klitorisin tam anlamıyla haritasını çıkaran O’Connell, klitoriste penisten iki ya da üç kat daha fazla sinir olduğunu ortaya koydu.
2009: Klitoris 3D’de
Cerrah Dr. Pierre Foldes, Dr. Odille Buisson ile birlikte kadın sünnetinin oluşturduğu hasarı gidermek için çalışırken ilk defa klitorisin 3D ultrasonunu çekti. Foldes, vulvadan yara dokusu alıp, iç klitorisin bir kısmını dışarıda bırakarak, kadın sünnetine maruz kalanları cinsel duyarlılıklarını geri kazanmasını sağlayan ameliyatlara imza atan ilk cerrah.
2014: Vajinal orgazmın efsane olduğu kanıtlandı
İtalyalı araştırma ekibi Puppo+Puppo, Journal Of Clinical Anatomy dergisinde tartışmalara yol açan bir çalışma yayınladı. Çalışma, vajinal orgazm ve G-noktasının aslında efsaneden ibaret olduğunu savunuyor.
Filmmor'dan Türkiye manzarası: Klitoris nedir?
Filmmor, 2002’de sokakta kadınlara ve erkeklere "Klitoris nedir'' diye sormuş ve yanıtlarından aynı adla bir kısa film yapmıştı. (ÇT)
* Bu haberi Huffington Post’un Sophia Wallace ile ortak proje sitesinden Türkçeleştirerek derledik. CLİTERACY web sitesi için tıklayın.
* Sophia Wallce'ın web sitesi için tıklayın. (ÇİÇEK TAHAOĞLU-BİANET-BİAMAG)