30’u temel ilaç listesinde yer alan 144 ilaç piyasada bulunamazken şubat ayında belirlenecek sabit kur öncesi ilaç şirketleri ve depolar ilaç stoklamaya başladı...


Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, son bir ayda 144 ilacın piyasada bulunmadığını belirtirken, “Bu ilaçların 30’u Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘temel ilaçlar’ listesinde yer alıyor ve 25 tanesinin eşdeğeri yok” dedi. Çolak, ilaç fiyatlarına ilişkin sabit kurun belirlenmesi öncesi ilaç şirketlerinin ve depoların ilaç stokladığını bildirdi.

Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Bölge Eczacı Odası Başkanları basın toplantısı düzenleyerek 2018 yılında sağlık, ilaç ve eczacılık alanında yaşananları değerlendirdi.

144 İLAÇ BULUNAMIYOR

TEB Başkanı Erdoğan Çolak, son dönemde pek çok ilacın piyasada bulunmadığına ya da piyasaya kısıtlı şekilde verildiğine vurgu yaparak şunları söyledi:

“Sahadan aldığımız verilere göre son bir ayda 144 ilaç piyasada bulunmuyor. En çok sıkıntı ithal ilaçlarda yaşanıyor. Piyasada bulunmayan 144 ilaç arasında bir çok kategoriden ilaç var. Fakat 30’u Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘temel ilaçlar’ listesinde yer alan önemli ilaçlar. 5’inin eşdeğeri varken 25’inin eşdeğeri de yok. Bu ilaçlar konusunda zaman kaybetmeden önlem almak gerekir.”

“İLAÇ YOKLUĞU YARATILIYOR”

İlaç fiyatları için her yıl sabit bir kur oranı belirlendiğini anımsatan Çolak, “2018 yılı için avro kuru 2.69 olarak belirlenmişti. Ancak reel avro kuru ile sabit kur arasındaki makas bir hayli açıldı. 2019 yılı için odcak ayı içinde açıklanacak ve şubat ayının ikinci haftası yürürlüğe girecek olan yeni kur ayarlamasının benzer sıkıntıların yaşanmaması adına önemlidir” diye konuştu.

Çolak, şubat ayında yürürlüğe girecek olan yeni kur öncesi ilaç firmaları ve depoları tarafından yapılan stoklamaya da değinerek, “İlaç yokluğu yaratılıyor” dedi.

“YERLİ İLAÇ SORUNU ÇÖZER”

Yaşanan ilaç sorununun ancak yerli ilaç üretimi ile çözülebileceğine vurgu yapan Çolak, şunları söyledi:

“İlacın çok önemli, vazgeçilmez ve stratejik bir ürün olduğu unutulmamalı. Bizler, yerli ilaç üretimini destekliyoruz. Her şeyden önce güçlü ve etkin bir ulusal ilaç sanayisine sahip olmalıyız. Bu yüzden de ilaçta yerelleşme ve tüm paydaşların katılımıyla halk sağlığının gelişimini olumlu yönde etkileyecek ulusal ilaç politikalarının bir an evvel hayata geçirilmesi önemli. Ar-Ge çalışmalarına kaynak aktarılmalı, üniversite ve sanayi iş birlikleri hayata geçirilmeli ve bu politikalar stratejik öncelik olarak konumlandırılmalı. Tüm bunların hayata geçmemesi için hiçbir engel yok önümüzde. Aksine bilim insanlarımız, üniversitelerimiz, sanayimiz ve ülkemizin florası, zengin bitki çeşitliliği buna çok uygun.”

Reçete başı harcama arttı

Çolak, 2018 yılına ilişkin şu verileri paylaştı:

Reçete başı tutar 2018 yılında 79,43 TL’dir. Reçete başı tutarda yüzde 14,3 artış meydana geldi.
35 OECD ülkesi içinde Türkiye kişi başına en az ilaç harcaması yapan ülke durumunda. Ekonomik krizdeki Yunanistan’da kişi başı ilaç harcaması 595 Dolar iken Türkiye’de 85 Dolar.
Piyasada bulunamayan ve güncel rakamla 144 olan ilaç sayısı her geçen gün artmaktadır.
Antibiyotik kullanımı halen istenen seviyede değildir. Günlük kullanım miktarı Türkiye’de OECD ülkelerinin iki katı. Satılan ilacın yüzde 76’sı yerli ilaç. Ancak ciro bazında bu oranın yüzde 48’e düşüyor.
Daha yeni Daha eski