Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

SHOW_BLOG

"Bu cinayetin sorumluları siyaseten yandaş öğrencilerin yaptıkları şiddet olaylarını görmezden gelenlerdir"

Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği'nden çok sert açıklama Çankaya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar'ın, Balgat Kampüs...

Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği'nden çok sert açıklama
Çankaya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar'ın, Balgat Kampüsü Hukuk Fakültesinde sınavda kopya çekmekten hakkında tutanak tuttuğu öğrenci tarafından dün öldürülmesi Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü. Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği konuyla ilgili bugün sert bir açıklama yayımlayarak 'Bu cinayetin sorumlusu üniversiteleri siyasetin/dinin vesayeti altına alanlardır' dedi...


Çankaya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar cinayetiyle ilgili 'Bu cinayet akademideki liyakatin ortadan kalkmasıyla meydana gelen çürümenin bir sonucudur' diyen Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği 'Cinayetin sormlusu kim?' diye sorarak sert bir açıklama yayımladı ve 'bu saldırı üniversiteye yapılmış bir saldırıdır' dedi.


İşte o açıklama;

"Sınav hırsızlığı yapan öğrencisini akademik etik, bilim/liyakat çerçevesinde uyaran Damar, görevini üniversiter kriterlere uygun bir biçimde yerine getirmiştir. Ancak onu tehdit eden öğrenci elindeki bıçak ve silah ile Ar. Gör. Ceren Damar’ı vahşice katletmiştir.

Bu Cinayetin sorumlusu kimlerdir:

Öğrencisini müşteri hocasını bu müşterinin hizmetkarı haline getiren sistemi yaratanlardır.

Siyaseten yandaş öğrencilerin yaptıkları şiddet olaylarını görmezden gelen işlem yapmayan,üniversiteye bıçak,sopa,tabanca demir sokmalarına göz yuman yöneticilerdir.

Üniversiteleri siyasetin arka bahçesi konumuna getiren zihniyettir.

Üniversitelerde Bilimin, liyakatın göz ardı edilmesidir.

Üniversiter Etik Kurallarını yok sayanlardır.

Üniversiteleri Siyasetin/Dinin vesayeti altına alanlardır.

Bugüne kadar Üniversite Giriş Sınavlarında yapılan hırsızlıklara göz yumanlardır.

KPSS sınav hırsızlıklarını yok sayanlardır.

Akademik Yükseltmeler için gerekli Yabancı Dil Sınavı’nda yapılan hırsızlıklar bildirilmesine rağmen bu yüz kızartıcı olay hakkında hiçbir İşlem yapmayanlardır.

Akademisyen Ceren Damar’ı görevi başında vahşice katleden kişiye hukuk sistemi içinde gereken cezanın verileceğini umut ediyoruz.

Acımız büyüktür... Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz."

"Cinayetlerin aydınlatılmasını istiyoruz"

Faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybedenlerin yakınlarından oluşan heyet, Meclis'te bir dizi ziyarette bulunarak, TBMM'de araştırma komisyonu kurulmasını istediler. Aileler görüşmelerin ardından bir basın toplantısı düzenledi...

Faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybedenlerin yakınları bugün Meclis'e giderek, Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, AKP Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Ayşenur Bahçekapılı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, DSP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit ve BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız ile görüştü.

Kabulde, Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan, Hasret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink aileleri adına hazırlanan dilekçe okundu.

Daha sonra basına da dağıtılan dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

''TBMM'ye acılarımızı getirmek istemedik. Onlar bizim mahrem alanımız. Hukuk talebimizle geldik. Olaylara çok yakından tanık olmuş kişiler olarak geldik. Siyasi bir hesaplaşmanın içinde değiliz. Hep birlikte Meclisin çatısı altında yüzleşmemiz gerektiğine inanıyoruz. Süreklilik halindeki bir hukuk dışılıkla yüzleşmemiz gerek. Hepimiz tanıklığımızı getirmeliyiz. Hep birlikte sorabilmeli ve cevaplayabilmeliyiz.
Bunun hepimiz için bir yurttaş sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Cinayetlerin ardındaki örgütlenmeler ortaya çıkarılmadıkça, bu tür suçların tekrar tekrar işlendiğini edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz. Biz hepinizden daha iyi biliyoruz. Artık fotoğrafı çok net görünmeye başlayan bu hukuk dışılığın sona erdirilmesi talebimizle geldik. Emir komuta zincirine ulaşılmadıkça, geride kalan, kaçan, kaçırılan, korunan, gizlenen tüm suçlulara ulaşılmadıkça bu cinayet dosyaları kapanmış sayılmasın. Bu aydınlatma yolunda sorumlulukla yürüdüğü için 32 yıl önce katledilen savcı Doğan Öz'ün raporundaki son sözleri yineleyerek, 'durumu bütün açıklığı ve acılığı ile sunmak' için buradayız.''

"Cinayetlerin aydınlatılmasını istiyoruz"

Görüşmelerin ardından düzenlenen basın toplantısında, aileler cinayetlerin aydınlatılmasını istediler. Basın toplantısından notlar,

"Toplumsal bellek Platformu ve Metin Göktepe adına selamlıyorum. TBMM'ye acılarımızı getirmek istemedik, hukuk talebimizi dile getirmek için geldik. Hep birlikte Meclis çatısı altında yüzleşmeliyiz. Hep birlikte sorabilmeli ve yanıtlayabilmeliyiz. Artık fotoğrafı çok net görünmeye başlayan hukuk dışılığını sona erdime zamanı geldi."

Görüşmelerden notlar

"Mevcut içtüzükle oluşturulabilecek bir araştırma komisyonu işe yaramayabilir"

Faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin aileleri Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'le görüştü. Şahin Meclis Başkanı olarak görev ve sorumluluğunun ölçüsünde konunun takipçisi olacağını belirterek "Mevcut içtüzükle oluşturulabilecek bir araştırma komisyonu işe yaramayabilir. Hazır içtüzük değişikliği gündemdeyken araştırma ve diğer komisyonlarla ilgili düzenlemeyi de gündeme alabiliriz" dedi.

Meclis'te sabah saatlerinden bu yana AKP, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül ve CHP grubuyla görüşen yakınlarını faili meçhul cinayetlerde kaybeden aileler Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'le görüştü. Görüşme yaklaşık 45 dakika sürerken, aileler, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin dilekçelerini Meclis Başkanı'na sundular.

Şahin, Meclis Başkanı olarak görev ve sorumluluğu çerçevesinde konunun takipçisi olacağını belirtti. Ailelerin acısını paylaştığını ifade eden Şahin, Türkiye'nin daha şeffaf hale geldiğini söyledi. Ailelerin araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin dilekçelerini bir yazıyla siyasi parti gruplarına göndereceğini de kaydeden Şahin, mevcut içtüzükle oluşturulacak bir araştırma komisyonunun işe yaramayabileceğine dikkat çekti. Mevcut içtüzükle sonuç alınamayabileceğini söyleyen Şahin, içtüzük değişikliğinin gündemde olduğunu belirterek, araştırma komisyonu ve diğer komisyonlarla ilgili bir düzenlemenin de gündeme gelebileceğini kaydetti. Şahin önümüzdeki hafta Antalya'ya yapacağı ziyaretin ardından dönüşünde içtüzük çalışmaları hakkında bilgi alacağını ifade etti.

''Zamanaşımı için düzenleme yapılsın"

Bozdağ ve Bahçekapılı'ya, dilekçeyi sunan aileler, daha sonra sözlü olarak da taleplerini ifade etti.

TBMM'de faili meçhul cinayetlerle ilgili Araştırma Komisyonu kurulmasını isteyen aileler, olayların aydınlatılabilmesi için ''siyasi cinayetlerde zamanaşımının kaldırılmasına'' dönük yasal düzenleme yapılması gerektiğine işaret etti.

BM'nin insanlığı karşı suçlarla ilgili düzenlemesinin Türkiye tarafından kabul edilmediğini, bunun kabul edilmesi halinde ''siyasi cinayetlerde zamanaşımının işlemeyeceğini'' ifade eden aileler, Meclisin konuya sahip çıkmasının önemli olduğunu vurguladı.

AKP Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Ayşenur Bahçekapılı, talepleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yetkili kurullarına ileteceklerini belirterek, geçmişte Mecliste faili meçhul cinayetlerle ilgili kurulan araştırma komisyonlarından sonuç alınamadığını, daha etkin sonuç alabilmek için araştırma komisyonlarının güçlendirilmesine yönelik olarak TBMM İçtüzüğü'nde de değişiklik yapılması gereğine dikkati çekti.

AKP'li Bekir Bozdağ, toplantının ardından gazetecilerin soruları üzerine, ''Ailelerin taleplerini aldık, değerlendireceğiz'' derken, Ayşenur Bahçekapılı ise TBMM'de bir Araştırma Komisyonu kurulması konusundaki tavırlarının ne olacağı sorusuna, ''Konuyu henüz arkadaşlarımızla görüşmedik. Görüşünce bir açıklama yapacağız'' karşılığını verdi.


"Acı bir tablo"

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül faili meçhul saldırılarda ölenlerin aileleri ile görüştü.

Zafer Üskül, şöyle konuştu, ''Sonuç olarak, bu tablo çok acı bir tablo. Hepimizin kutsal nitelemesine eklediğimiz yaşam hakkının korunması konusunda, devletimizin ne kadar etkisiz kaldığını gösteren bir tablo ile karşı karşıyaydık. Yaşam hakkının korunması konusunda, devletin iki yönlü bir görevi var. Devlet bir yandan, devlet olarak yaşam hakkını ihlal etmeyecek, bir yandan da üçüncü kişilerin yaşam hakkını ihlal etmelerini önleyecek önlemleri alacak. Bugün komisyonumuza gelen kişilerin yakınlarından hangilerinin yaşam hakkının devlet tarafından ihlal edildiğini, hangilerinin yaşam hakkının devlet tarafından koruma altına alınmadığını söylemek çok kolay değil. Çünkü, bu cinayetler aydınlatılamadı. Ama devletin bu iki yönlü görevlerini, her iki yönden de yerine getiremediğini söylemek mümkün.''

"Günlük politikaya alet edilmemeli"

Faili meçhul saldırılarda ölenlerin ailelerinin Meclis'teki 3. durağı, CHP oldu. Aileleri kabul eden CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, demokrasi adına bu cinayetlerle yüzleşmek gerektiğini belirterek, ''Konu, güncelleştirilerek, günlük politikaya alet edilmemeli'' dedi.

Demokrasiyle et ve tırnak gibi bitişik olan evrensel hukuk kurallarının uygulandığı bir ülkede, faili meçhul cinayetin olamayacağını vurgulayan Anadol, ''Faili meçhul cinayet varsa, o cinayetlerin faili bizatihi devlettir. Cinayeti azmettirenler, odak noktaları, üzerine flu renkler çekilen devletin içinde görevli grupların, kişilerin delilleri karartma yöntemleri, davaları çıkmaza sokma çabaları... Bunları yıllardır izliyoruz'' diye konuştu.

Anadol, yakınları alçakça cinayetlere kurban giden, Türkiye'nin yüz akı aydınların yakınlarının bulunduğu bu grup karşısında, demokrasinin bir sınav vermek durumunda olduğunu kaydetti.

Ailelere, ''Bu kadar kalabalık olmanızdan memnunuz ama keşke sayının az, hatta hiç olmasaydı. Başka nedenle bir araya gelseydik'' diye seslenen Anadol, ''Güncel siyasal tartışmaların içinde, moda deyimle, 'geçmişle yüzleşmek' deniliyor. Geçmişle yüzleşilecek olaylar, bu davalar, dosyalardır'' görüşünü dile getirdi.

''Demokrasimiz hesabına, bu cinayetlerle, dosyalarla yüzleşmek gerektiğine yüzde 100 inanıyoruz. Takipçisi olacağız'' diyen Anadol, konunun, güncelleştirilerek, günlük politikaya alet edilmemesini istedi. Anadol, ''Sorumlu devlettir'' dedi.

Anadol, faili meçhul cinayetlerle ilgili bütün grup başkanvekillerinin önergesiyle araştırma komisyonu kurulduğunu ancak seçimler yaklaşırken 2 üye muhalefet şerhi yazacağı için vakit geçirilerek, konunun parlamentoda görüşülmeden kadük olduğunu söyledi.

Dosyaları açtıkları, karanlıkları aydınlatmak istediklerinde, parlamento komisyonları çalışmalarından, yargıya yardımcı olacak kanıtlar elde edildiğini vurgulayan Anadol, ''O nedenle parlamentonun tamamı bu olaylara sahip çıkarak, bir komisyon kurmalı. Asla tatmin olmayan, üstü kapatılmış bir takım gerçeklerin, devletin içindeki bir takım güçlerin de kapattığı bu dosyaların açığa çıkması ve yüzleşmek gerekiyorsa, bu dosyalarla Türkiye demokrasisinin, devletin yüzleşmesi lazım'' diye konuştu.

"TBMM'nin görevini yaparak bunu aydınlatması gerekir"

Faili meçhul saldırılarda ölenlerin yakınları, DSP milletvekilleriyle bir araya geldi.
DSP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit, Türkiye'nin kuruluşundan beri değişik evrelerde, Türkiye'nin aydınlanma, daha çağdaş, daha uygar ülke olması için mücadele eden birçok aydın, gazeteci, siyasetçi ve sendikacının kahpe tuzaklarla öldürüldüğünü söyledi.

Bu ölümlerin bugüne kadar aydınlatılamadığını belirten Macit, ''Bu karanlık cinayetlerin kahpece kurulan pusularda öldürülen bilim insanlarımızın faillerinin ortaya çıkarılması için, bunlardan hukuk karşısında hesap sorulması için siyasetçilerin, TBMM'nin bir görevi vardır diye düşünüyorum. Bu görevi şimdiye kadar gerçekleştiremedi, yapılamadı ama biran önce ivedilikle bu görevin yerine getirilmesi gerekir. Faili meçhul bu cinayetlerin aydınlatılması için nereye kadar gidilebiliyorsa, neler gerekiyorsa TBMM'nin görevini yaparak bunu aydınlatması gerekir'' diye konuştu.

''Bugün söylem zamanı değil, eylem zamanıdır'' diyen Macit, sözle bir yere varılamadığını, faillerin ortaya çıkarılması için gereken her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.
Faili meçhul cinayetleri gerçekleştirenlerin halen toplumun içinde olduğuna öne süren Macit, ''Bu katillerin, yarın ne yapacakları belli değil. Toplumdaki bu insanların biran önce açığa çıkarılması, DSP'nin de en büyük arzusudur'' dedi.

"Bu yaklaşımı kabul etmiyoruz"

Faili meçhul saldırılarda ölenlerin yakınları, BDP Grubu'nu ziyaret ederek, milletvekilleriyle bir araya geldi. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, ''faili meçhul'' kavramının herkese dayatıldığını, bu kavramın kanıksatılmak ve kabul ettirilmek istendiğini ileri sürerek, bu yaklaşımı kabul etmediklerini söyledi.

Faili meçhul cinayetlerin sayısının binlerle ifade edildiğini belirten Yıldız, Türkiye'nin demokratikleşmesi için geçmişiyle hesaplaşması gerektiğini söyledi.

Yıldız, faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitirenlerin sıradan insanlar olmadığına dikkati çekerek, öldürülenlerin toplumun öncüsü ve aydınları olduğu için, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik mücadelesi verdikleri için hedef alındıklarını anlattı.

Bengi Yıldız, şöyle konuştu: ''Dünyada demokratikleşmek isteyen bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye de eğer demokratikleşecekse, öncelikle geçmişin bu kara sayfalarını aydınlatmak gibi, geçmişiyle hesaplaşmak gibi bir görevle karşı karşıya. Yeni bir anayasa, demokratikleşme, her gün yeni paketler açılımlar... Bu kavramlar her gün havada uçuşuyor ama halen faili meçhullerin failleri aydınlatılmamış. Halen bu devlet, o tür insanlara, o cinayetleri işleyenlere ihtiyaç duyuyor. Demek ki şeffaflaşma, demokratikleşme noktasında devlet henüz hazır değildir. Türkiye'yi yönetenler henüz hazır değildir. Geçmişiyle hesaplaşmayan, yüzleşmeyen bir devletin demokratikleşemeyeceğini düşünüyoruz.''


Araştırma görevlisi Ceren Damar'ı öldüren Hasan İsmail Hikmet adliyeye sevk edildi
Araştırma görevlisi olan Ceren Damar Şenel'i öldüren Hasan İsmail Hikmet emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi...

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı'nda araştırma görevlisi Ceren Damar Şenel, dün sabah gözetmen olarak girdiği sınavda Hukuk Fakültesi 4'üncü sınıf öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'in kopya çektiğini tespit etti.

Bunun üzerine Hikmet'in sınav kağıdını alan Şenel, öğrenci hakkında soruşturma başlattı. Akşam saatlerinde emekli özel harekat polisi olan babasının tabancasıyla Ceren Damar Şenel'in odasını basan Hasan İsmail Hikmet, araştırma görevlisini vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı, ardından tabancayla vurdu. Ağır yaralanan Şenel, sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen olay yerinde yaşamını yitirdi. Havaya ateş açarak okuldan kaçan Hikmet ise polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanıp gözaltına alındı.

Adliyeye sevk edildi

Ankara'da dün akşam Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı'nda araştırma görevlisi olan Ceren Damar Şenel'i öldüren Hasan İsmail Hikmet emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.


Akademisyen Ceren Damar'ın cenazesinde yürek yakan görüntüler
Çankaya Üniversitesi Balgat Kampüsü Hukuk Fakültesinde sınavda kopya çekmekten hakkında tutanak tuttuğu öğrenci tarafından öldürülen Araştırma Görevlisi Ceren Damar için Hukuk Fakültesi önünde tören düzenlendi...

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinde dün Hasan İsmail H. adlı öğrenci tarafından öldürülen Araştırma Görevlisi Ceren Damar için bugün fakülte önünde tören düzenlendi. Hukuk Fakültesi öğrencileri ve akademisyenler ile Damar'ın yakınlarının katıldığı törende duygu dolu anlar yaşandı. Damar'ın ailesi, sevenleri ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Fakülte girişinde bulunan taziye masasına karanfiller ve Damar'ın fotoğrafları konuldu. Damar'ın Türk bayrağına sarılı tabutu başında annesi ve babası uzun süre gözyaşı döktü.

Benim eşim bir eğitim şehididir” 

Ceren Damar'ın Dışişleri Bakanlığında görevli diplomat eşi 28 yaşındaki Levent Şener, "Sizlerle bir eş, bir evlat, bir abla, sadık bir dost ve çok değerli birisi adına konuşuyorum. Ceren Damar adına konuşuyorum. Hayat bizlere hiç beklemediğimiz anda acılar yaşatabiliyor. Bunu kimi zaman 50 yaşında, kimi zaman 60 yaşında, kimi zaman 30 yaşında yaşatabiliyor. Ben bu acıyı 28 yaşında yaşadım. Bu olay bana şunu gösterdi, Ceren her zaman kurallara uyan, işini dört dörtlük yapan bir insandı. Hiçbir zaman kimse hakkında iftira atmaz ve kötü konuşmazdı. Hocalarımızın dediği gibi kıymetli bir bilim insanıydı. Bu olayları hiçbir zaman kötülükle yenemeyeceğiz, her zaman iyi insan olup iyilikle hareket etmeliyiz. Benim eşim eğitim şehididir. Bunun altını çizmek istiyorum. Görevini harfiyen yapmaya çalışırken azılı bir katil tarafından şehit edilmiştir. Biricik aşkımın annesi Feyzan Hanım, babası Mustafa Bey ve kardeşi Selin Hanım ve tüm akrabalarımız adına sizlere teşekkür ediyoruz. Genç arkadaşlarımdan şunu rica ediyorum, iyi bir mühendis, iyi bir hukukçu, iyi bir doktor değil iyi bir insan olmaya çalışın. En önemlisi insanları sevin ve kötülüğe kötülükle cevap vermeyin. Bu olayda da inşallah eğitim sistemindeki yanlışlıklar ve bazı konularda da duyarlılık oluşacaktır" dedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu törende yaptığı konuşmada, “Ceren bizim de öğrencimizdi Ankara Hukuk’dan. Üzüntümü tarif edecek söz bulamıyorum. Bir daha dilerim böyle bir trajediyi ülkemiz yaşamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir bilim insanını, bir Cumhuriyet kadınını kaybetti. Allah rahmet eylesin” diye konuştu.

"Yüce yargımız gereken cezayı verecek"

Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Can Çoğun, “Bugün üniversitemizin en kederli günü, yavrumuz Ceren’i kaybettik. Menfur bir saldırıda aramızdan ayrıldı. Mekanı cennet olacak bundan hiç şüphemiz yok. Kederli ailesine başsağlımızı iletiyoruz. Zanlının yüce yargımız tarafından gereken cezaya çarptırılacağını biliyoruz. Çok kıymetli bir genç, pırıl pırıl bir arkadaşımızdı. Biz ayakta olduğumuz sürece onun ve ailesinin yanında olacağız” dedi.

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feriha Bilge Tanrıbilir, “Bu göreve geldiğimde böyle bir konuşma yapacağımı düşünmemiştim. Ceren hepimizin çok sevdiği, sorumluluk sahibi, son derece kibar ve iyi yetişmiş bir genç hanımdı" ifadelerini kullandı.

"Mesleğimi çok seviyorum, sizi bırakmayacağım hocam dedi"

Eski Rektör Prof. Dr. Hamdi Mollamahmutoğlu, “Sevgili kızımız bizim kürsümüzün mensubuydu. Öğrenme azmi vardı, öğrenme şevki vardı. 'Çok iyi bir iş hukukçusu olacaksın, ama sen bir diplomatla evlendin, kızım eşinin mesleği gereği kuşlar gibi uçar gidersin' demiştim. O da 'Mesleğimi çok seviyorum, sizi bırakmayacağım hocam" dedi. Birlikte çok güzel çalışmalar yapacağız dedik ama nasip olmadı. Sadece Çankaya Üniversitesi değil Türkiye çok büyük bir evladını kaybetti” dedi.

Akademisyenin öldürülmesiyle ilgili tweete soruşturma

Çankaya Üniversitesi'nde Ceren Damar isimli öğretim görevlisinin öldürülmesi olayıyla ilgili "Bu örnek hareket umarım sınavlarımıza yansır. Herkese iyi çalışmalar" şeklinde paylaşım yapan ve aynı üniversitede öğrenci olan M.B isimli şahıs hakkında TCK. 215. Madde gereğince "Suçu ve Suçluyu Övme" suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturma başlatıldı.

Hiç yorum yok

EKONOMİ/PARA/PİYASA