Soyut bir mücadele anlayışı sürdüren Devrimci Güç Birliği ittifakı içinde yer alan kurumların burjuva liberal hareketin tek merkezli buyurgan siyasetine sadakat gösterdikleri, bu ittifak içinde kendi program ve ilkelerine dayanan bir siyasi ajandayı öne sürebilecek bir motivasyona sahip olmadıkları biliniyor. Türk demokrasisi için fedakarlık yapıyoruz demagojisi ile batıda Kemalizm ile ittifakını açıklayan burjuva liberal hareketin Dersim'de sınıf devrimcilerine karşı uyguladığı buyurgan siyaset ve baskılara seyirci kalan bu siyasi kurumlar üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmemişler, SMF kurumuna yapılan saldırılara ortak olmuşlardır
Marksistler, Parlamenter fetişizmine dayanan, uzlaşmacı küçük burjuva- liberal fikirlere ve onların, sınıf mücadelesini yadsıyan eklektik-legalist siyasetine karşı dururlar. Marksistler, seçimleri sınıf mücadelesinin, öznesi değil, devrim adına yararlanılacak, legal birer araç olarak ele alırlar.
Dersim sınıfsal ve ulusal mücadelenin, önemli bir mevzisi, bu iki siyasi eğilimin kemikleştiği ve zemin bulduğu bir coğrafyadır. Bu nedenle, seçim dönemlerinde çekişme, genellikle burjuva siyaseti ve onun temsilcisi olan, düzen partileri ile devrimci kurumlar arasında cereyan ediyor.
Bugünlerde ise bu çekişme, dost kurumlar arasında, bir sürtüşmeye ve yarışa dönüşmüş durumda. SMF (SOSYALİST MECLİSLER FEDERASYONU) 2014 seçimlerinde, Ovacık ve Mazgirt belediyelerini kazanmıştı. Hozat ve Dersim merkezde ise, güçlü bir oy potansiyeline sahip.
Diğer yanda HDP ESP EMEP VE PARTİZAN ittifakına dayanan Dersim Devrimci Güç Birliği ise, 2014 seçimlerinde, Dersim belediyesini kazanmış, daha sonraki süreçte, faşist burjuva iktidarı tarafından, anti demokratik bir yöntemle, dersim belediyesine kayyum atanmış, belediye başkanı ve eş başkanı tutuklanmıştır.
Burjuva medyada ve kitleler nezdinde, Komünist Başkan olarak ünlenen, geniş kitlelerin sempatisini ve sevgisini toplayan Fatih Mehmet Maçoğlu, Dersim belediye başkanlığına adaylığını açıkladıktan sonra yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. SMF VE HDP arasında süren ittifak görüşmelerinin sonuçsuz kalması sonrası, SFM Dersim merkez başta olmak üzere, Ovacık, Hozat, Mazgirt ve Pülümür ilçelerinde kendi bağımsız adayları ile seçime gireceğini kamuoyuna açıladı. SMF nin Dersim merkez belediye başkan adayı ise, Ovacık yerel deneyimi sayesinde, geniş kitlelerin beğenisini toplayan Fatih Mehmet Maçoğlu'ydu. Dersim'de burjuva siyaseti ile devrimci kurumlar arasındaki çekişme, bu süreçten sonra SMF ye karşı, asimetrik bir saldırı ve karşı kampanyaya dönüştü.
Kürt siyasi hareketine yakın Veysi Sarısözen, Eylem Kahraman, Şükrü Yıldız gibi isimler, Maçoğlu hakkında çeşitli spekülatif karalayıcı yazılar kaleme aldılar. Maçoğlu ve SMF ye yönelik saldırılar sosyal medyada kontrolden çıkarak bu çevrelere ait sayfalar üzerinden sürdürülen psikolojik bir savaşa dönüştü. Bu saldırılara, burjuva milliyetçi fanatikler, troller ve sola karşı bağışıklığı olan çevrelerde katılınca süreç linç politikasın dönüştü. Sonuç olarak, devlet ile ilişkilendirilen, Hdp ve Kürt hareketine yönelik sistematik saldırıların bir parçası ve gizli bir komplonun uzantısı canavarlaştırılan bir Maçoğlu profili ortaya çıktı. Halkın ve kitlelerin sevgilisi Maçoğlu bilinçli çevrelerin manipülatif saldırı ve linç politikaları ile itibarsızlaştırılarak devlet yanlısı, Kürt düşmanı, nohutçu, fasulyeci bir macerapereste dönüştü.
Devrimci dost kurumlar kendi aralarındaki ayrışmaları farklılıkları ve uyuşmazlıkları, eleştiri -özeleştiri temelinde devrimci etik ve ahlak çerçevesinde diyalektik yöntemle çözerler. Oysa SMF kurumuna yönelik yapılan saldırılar çürüyen ve yozlaşan burjuva siyasetin aynasıdır. Tahammül sınırlarını aşan bu saldırılar dost değil düşmancadır. Devrimciler bu türden saldırılara alışık olduğu gibi, bu saldırıların hangi nesnel zemininden beslendiklerinin de farkındadırlar.
Maçoğlu tam da bu zeminde, çürüyen -pıhtılaşan burjuva siyasetin dışında ve çok ötesinde bir görüntü çizerek Ovacık yerel belediyecilik deneyimi sayesinde geniş kitlerin ilgisini çekmişti. Hırsızlık, yolsuzluk sömürü, talan ve rant üzerine inşa edilmiş burjuva siyasetinden ayrışarak kitlelere yaslanan bir yönetimi esas alan halk meclisleri ( işçiler köylüler kadınlar engelliler gençlik örgütleri vb.) katılımına dayanan Ovacık yerel belediyecilik deneyimi ile kıt ve sınırlı imkanlar içerisinde kısa dönemde önemli başarılar elde etmişti. Ovacıktaki yerel deneyim başarısını daha geniş kitleler ile buluşturmak isteyen SMF nin Dersim hamlesinin Maçoğlu profili üzerinden boğulmaya çalışması, Dersim özgülünde kendisini gövde siyaset olarak dayatan, liberal hareketin bilinçli bir hamlesiydi.
Dersimde egemen ideolojilere karşı hesaplaşmayı bir seçim sorunu olarak gören burjuva liberal hareketin siyasete yaklaşımı sınıflar üstü ve metazifiktir. Çünkü sömürgecilik, karakolları, bürokratik kurumları, askeri ve siyasi organları, eğitim kurumları vb. yapılar üzerinden zaten bölgede yerleşiktir. Bu temelde sömürgeciliğe karşı mücadele bir devrim sorunudur.
Liberal hareketin batıda nötrleşen siyaseti, Kemalizm ile girdiği ittifak, sorunun kayyumlar olmadığını, arka planda başka bir siyasi krizin sürece yön verdiğini gösteriyor. Bu Kriz 2009 sürecinde şimdikine benzer, semptomatik sonuçlar doğurmuştu. SMF adayı (o dönem ki ismi ile DHF ) Murat Kur da bu çevreler tarafından saldırılara uğramış, tıpkı Maçoğlu gibi devlet yanlısı olmakla suçlanmıştı. Dersim merkezde seçimi çok az farkla kaybeden Murat Kur kısa süre sonra tutuklanmıştı.
SMF kısa sure önce, HDP ile yapılan ittifakın detaylarını kitleler ile paylaşıp kayyumlara yönelik özgün bir çalışma ördüklerini ifade etmişlerdir. Genel tartışmaların eksenini HDP’nin Dersim merkeze dair hassasiyet vurgusu oluşturmuştur.
HDP’nin formülasyonu şu şekilde cisimleşmiştir. Parti ve adayın Dersim merkezde kendilerinden olması ve yardımcılıklar konusunda diğer güçlerle ortaklaşılması gerektiği, SMF’ye Ovacık ve Hozat’ta destek verebileceklerini, Mazgirt’in ise HDP’ye bırakılması gerektiği savunusu yapılmıştır. Buna ek olarak da ilçelerin Merkezde açığa çıkacak tabloya göre şekillenmesi fikri ifade edilmiştir.
HDP sürece yaklaşımını bu şekilde özetlerken, SMF ise şu yaklaşımı dile getirmiştir:
"Kurumumuz SMF, HDP ve diğer demokratik siyasal parti ve kurumların adaylarının bir havuzda toplanmasını ve açık bir ön seçimle adayların Dersim halkı tarafından belirlenmesini önermiştir. Ön seçimde çıkacak adayın HDP listelerinden katılmasında bir sakınca görmediğimiz, çıkacak sonucu tanıyacağımız ve hangi aday çıkarsa çıksın onu destekleyeceğimiz kendilerine ifade edilmiştir. Ön seçimin nasıl yürütüleceği konusunda diğer demokrasi güçleriyle ortak bir çalışma yapılabileceği, yöntem üzerine tartışabileceğimiz belirtilmiştir. Dersim’in özgün yapısı, bağrında taşıdığı dinamikler ve tarihsel arka planı göz önüne alındığı zaman ön seçimin Dersim’in özgün dokusuyla örtüştüğü ve kapsayıcı olduğu vurgusunun altı özellikle çizilmiştir. Yapılan bu görüşmelerin toplamında, son görüşme tarihi belirlenerek ilgili önerilerin her iki kurumun karar mercileri tarafından gündemleştirilip sonuçlandırılmasında mutabık olunmuştur." (SMF açıklamasından )
HDP ve devrimci siyasi kurumlar arası ittifak, gerçekte her kurumun kendi programına sadık kalınarak varılan bir tür uzlaşmanın dışına çıkarak, çok bariz biçimde tek merkezli buyurgan siyasete teslim olmuş, küçük burjuva kuyrukçuluğuna dönüşmüştür. Sınıf mücadelesini terk edenlerin, bir durak noktası olarak küçük burjuva kurtuluşçuluğu, bir tür metastasa dönüşerek, tüm direnç alanları çürümüş sınıf mücadelesi iddiası güden kurumların kaderi haline gelmiştir.
Dersimde özgülünde HDP ile ittifak olan çeşitli kurumların ittifak içindeki roller palyatiftir. İttifak her kurumun kendi özgül varlığı ile programı, ilkeleri ve iradesi ile katıldığı bir zeminde anlamlıdır. Oysaki HDP çatısı altındaki bileşenlerin misyonu konu mankenliğidir. SMF den beklenen de budur. SMF kendi programını, kitleler ile buluşturmak, yerel belediyecilik deneyimini daha geniş kitlelere ulaştırmak istediği için, konu mankeni olmak istemediği için saldırı altındadır.
"SMF’nin mücadele tarihinin örnek bir tarih olduğu gerçeğini hiç kimse reddedemez. İttifaklar hiç bir zaman “hep bana, hep bana” anlayışı üzerinde şekillenemez. Karşılıklı tavizler esnek politikalarla mümkündür. Devrimci mücadelede “büyük ağabey”, “küçük kardeş” anlayışlarına yer yoktur. Halkın ve devrimin çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre şekillenmek esastır. Aynı zamanda hiç bir kurumun özgün iradesine gem vurulamaz" (SMF açıklamasından)
Bugüne kadar SMF aleyhine yapılan açıklamalar şu çizgi politikasının ürünüdür. Dersim'de hiç bir sınıf hareketi bizden bağımsız siyaset güdemez. A.Öcalan'ın deyimi ile solu legalleştirmek, mumlayarak onu düzen için zararsız bir ikon haline dönüştürmek ve kendi bağımsız programlarına ve ilkelerine sadık, tüm sınıf ve dinamikleri küçük burjuva kurtuluşçu eklektik siyasetin içinde boğmak.
Bu temelde ittifak içinde yer alan, gerici liberal siyasetin hafriyatına dönüşmüş dogmatik yapıların, ittifak içinde tayin edici roller yoktur.Küçük burjuva siyasetine tam bağımlılık kuyrukçuluk, monolotik ve buyurgan siyasete teslim olmak, liberal hareketin, küçük burjuva kurtuluşçu eklektik siyasetine yedeklenmek ,ittifak adına kuyrukçuluğa ve teslimiyete her zeminde rıza göstermek. Objektif olarak ittifakın parçası olan kurumların durumu bu nesnel zemine dayanmaktadır.
“Komünistler 'her şart altında' ittifaka hazır değildir. 'Bağımsızlıklarını korumak', 'kendi kuvvetlerine dayanmak', inisiyatifi kaybetmemek ve program hedeflerine uygun olmak şartıyla ittifaklar kurarlar"
(İbrahim Kaypakkaya)
Soyut bir mücadele anlayışı sürdüren Devrimci Güç Birliği ittifakı içinde yer alan kurumların burjuva liberal hareketin tek merkezli buyurgan siyasetine sadakat gösterdikleri, bu ittifak içinde kendi program ve ilkelerine dayanan bir siyasi ajandayı öne sürebilecek bir motivasyona sahip olmadıkları biliniyor. Türk demokrasisi için fedakarlık yapıyoruz demagojisi ile batıda Kemalizm ile ittifakını açıklayan burjuva liberal hareketin Dersim'de sınıf devrimcilerine karşı uyguladığı buyurgan siyaset ve baskılara seyirci kalan bu siyasi kurumlar üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmemişler, SMF kurumuna yapılan saldırılara ortak olmuşlardır. (KORAY AKER)
Marksistler, Parlamenter fetişizmine dayanan, uzlaşmacı küçük burjuva- liberal fikirlere ve onların, sınıf mücadelesini yadsıyan eklektik-legalist siyasetine karşı dururlar. Marksistler, seçimleri sınıf mücadelesinin, öznesi değil, devrim adına yararlanılacak, legal birer araç olarak ele alırlar.
Dersim sınıfsal ve ulusal mücadelenin, önemli bir mevzisi, bu iki siyasi eğilimin kemikleştiği ve zemin bulduğu bir coğrafyadır. Bu nedenle, seçim dönemlerinde çekişme, genellikle burjuva siyaseti ve onun temsilcisi olan, düzen partileri ile devrimci kurumlar arasında cereyan ediyor.
Bugünlerde ise bu çekişme, dost kurumlar arasında, bir sürtüşmeye ve yarışa dönüşmüş durumda. SMF (SOSYALİST MECLİSLER FEDERASYONU) 2014 seçimlerinde, Ovacık ve Mazgirt belediyelerini kazanmıştı. Hozat ve Dersim merkezde ise, güçlü bir oy potansiyeline sahip.
Diğer yanda HDP ESP EMEP VE PARTİZAN ittifakına dayanan Dersim Devrimci Güç Birliği ise, 2014 seçimlerinde, Dersim belediyesini kazanmış, daha sonraki süreçte, faşist burjuva iktidarı tarafından, anti demokratik bir yöntemle, dersim belediyesine kayyum atanmış, belediye başkanı ve eş başkanı tutuklanmıştır.
Burjuva medyada ve kitleler nezdinde, Komünist Başkan olarak ünlenen, geniş kitlelerin sempatisini ve sevgisini toplayan Fatih Mehmet Maçoğlu, Dersim belediye başkanlığına adaylığını açıkladıktan sonra yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. SMF VE HDP arasında süren ittifak görüşmelerinin sonuçsuz kalması sonrası, SFM Dersim merkez başta olmak üzere, Ovacık, Hozat, Mazgirt ve Pülümür ilçelerinde kendi bağımsız adayları ile seçime gireceğini kamuoyuna açıladı. SMF nin Dersim merkez belediye başkan adayı ise, Ovacık yerel deneyimi sayesinde, geniş kitlelerin beğenisini toplayan Fatih Mehmet Maçoğlu'ydu. Dersim'de burjuva siyaseti ile devrimci kurumlar arasındaki çekişme, bu süreçten sonra SMF ye karşı, asimetrik bir saldırı ve karşı kampanyaya dönüştü.
Kürt siyasi hareketine yakın Veysi Sarısözen, Eylem Kahraman, Şükrü Yıldız gibi isimler, Maçoğlu hakkında çeşitli spekülatif karalayıcı yazılar kaleme aldılar. Maçoğlu ve SMF ye yönelik saldırılar sosyal medyada kontrolden çıkarak bu çevrelere ait sayfalar üzerinden sürdürülen psikolojik bir savaşa dönüştü. Bu saldırılara, burjuva milliyetçi fanatikler, troller ve sola karşı bağışıklığı olan çevrelerde katılınca süreç linç politikasın dönüştü. Sonuç olarak, devlet ile ilişkilendirilen, Hdp ve Kürt hareketine yönelik sistematik saldırıların bir parçası ve gizli bir komplonun uzantısı canavarlaştırılan bir Maçoğlu profili ortaya çıktı. Halkın ve kitlelerin sevgilisi Maçoğlu bilinçli çevrelerin manipülatif saldırı ve linç politikaları ile itibarsızlaştırılarak devlet yanlısı, Kürt düşmanı, nohutçu, fasulyeci bir macerapereste dönüştü.
Devrimci dost kurumlar kendi aralarındaki ayrışmaları farklılıkları ve uyuşmazlıkları, eleştiri -özeleştiri temelinde devrimci etik ve ahlak çerçevesinde diyalektik yöntemle çözerler. Oysa SMF kurumuna yönelik yapılan saldırılar çürüyen ve yozlaşan burjuva siyasetin aynasıdır. Tahammül sınırlarını aşan bu saldırılar dost değil düşmancadır. Devrimciler bu türden saldırılara alışık olduğu gibi, bu saldırıların hangi nesnel zemininden beslendiklerinin de farkındadırlar.
Maçoğlu tam da bu zeminde, çürüyen -pıhtılaşan burjuva siyasetin dışında ve çok ötesinde bir görüntü çizerek Ovacık yerel belediyecilik deneyimi sayesinde geniş kitlerin ilgisini çekmişti. Hırsızlık, yolsuzluk sömürü, talan ve rant üzerine inşa edilmiş burjuva siyasetinden ayrışarak kitlelere yaslanan bir yönetimi esas alan halk meclisleri ( işçiler köylüler kadınlar engelliler gençlik örgütleri vb.) katılımına dayanan Ovacık yerel belediyecilik deneyimi ile kıt ve sınırlı imkanlar içerisinde kısa dönemde önemli başarılar elde etmişti. Ovacıktaki yerel deneyim başarısını daha geniş kitleler ile buluşturmak isteyen SMF nin Dersim hamlesinin Maçoğlu profili üzerinden boğulmaya çalışması, Dersim özgülünde kendisini gövde siyaset olarak dayatan, liberal hareketin bilinçli bir hamlesiydi.
Dersimde egemen ideolojilere karşı hesaplaşmayı bir seçim sorunu olarak gören burjuva liberal hareketin siyasete yaklaşımı sınıflar üstü ve metazifiktir. Çünkü sömürgecilik, karakolları, bürokratik kurumları, askeri ve siyasi organları, eğitim kurumları vb. yapılar üzerinden zaten bölgede yerleşiktir. Bu temelde sömürgeciliğe karşı mücadele bir devrim sorunudur.
Liberal hareketin batıda nötrleşen siyaseti, Kemalizm ile girdiği ittifak, sorunun kayyumlar olmadığını, arka planda başka bir siyasi krizin sürece yön verdiğini gösteriyor. Bu Kriz 2009 sürecinde şimdikine benzer, semptomatik sonuçlar doğurmuştu. SMF adayı (o dönem ki ismi ile DHF ) Murat Kur da bu çevreler tarafından saldırılara uğramış, tıpkı Maçoğlu gibi devlet yanlısı olmakla suçlanmıştı. Dersim merkezde seçimi çok az farkla kaybeden Murat Kur kısa süre sonra tutuklanmıştı.
SMF kısa sure önce, HDP ile yapılan ittifakın detaylarını kitleler ile paylaşıp kayyumlara yönelik özgün bir çalışma ördüklerini ifade etmişlerdir. Genel tartışmaların eksenini HDP’nin Dersim merkeze dair hassasiyet vurgusu oluşturmuştur.
HDP’nin formülasyonu şu şekilde cisimleşmiştir. Parti ve adayın Dersim merkezde kendilerinden olması ve yardımcılıklar konusunda diğer güçlerle ortaklaşılması gerektiği, SMF’ye Ovacık ve Hozat’ta destek verebileceklerini, Mazgirt’in ise HDP’ye bırakılması gerektiği savunusu yapılmıştır. Buna ek olarak da ilçelerin Merkezde açığa çıkacak tabloya göre şekillenmesi fikri ifade edilmiştir.
HDP sürece yaklaşımını bu şekilde özetlerken, SMF ise şu yaklaşımı dile getirmiştir:
"Kurumumuz SMF, HDP ve diğer demokratik siyasal parti ve kurumların adaylarının bir havuzda toplanmasını ve açık bir ön seçimle adayların Dersim halkı tarafından belirlenmesini önermiştir. Ön seçimde çıkacak adayın HDP listelerinden katılmasında bir sakınca görmediğimiz, çıkacak sonucu tanıyacağımız ve hangi aday çıkarsa çıksın onu destekleyeceğimiz kendilerine ifade edilmiştir. Ön seçimin nasıl yürütüleceği konusunda diğer demokrasi güçleriyle ortak bir çalışma yapılabileceği, yöntem üzerine tartışabileceğimiz belirtilmiştir. Dersim’in özgün yapısı, bağrında taşıdığı dinamikler ve tarihsel arka planı göz önüne alındığı zaman ön seçimin Dersim’in özgün dokusuyla örtüştüğü ve kapsayıcı olduğu vurgusunun altı özellikle çizilmiştir. Yapılan bu görüşmelerin toplamında, son görüşme tarihi belirlenerek ilgili önerilerin her iki kurumun karar mercileri tarafından gündemleştirilip sonuçlandırılmasında mutabık olunmuştur." (SMF açıklamasından )
HDP ve devrimci siyasi kurumlar arası ittifak, gerçekte her kurumun kendi programına sadık kalınarak varılan bir tür uzlaşmanın dışına çıkarak, çok bariz biçimde tek merkezli buyurgan siyasete teslim olmuş, küçük burjuva kuyrukçuluğuna dönüşmüştür. Sınıf mücadelesini terk edenlerin, bir durak noktası olarak küçük burjuva kurtuluşçuluğu, bir tür metastasa dönüşerek, tüm direnç alanları çürümüş sınıf mücadelesi iddiası güden kurumların kaderi haline gelmiştir.
Dersimde özgülünde HDP ile ittifak olan çeşitli kurumların ittifak içindeki roller palyatiftir. İttifak her kurumun kendi özgül varlığı ile programı, ilkeleri ve iradesi ile katıldığı bir zeminde anlamlıdır. Oysaki HDP çatısı altındaki bileşenlerin misyonu konu mankenliğidir. SMF den beklenen de budur. SMF kendi programını, kitleler ile buluşturmak, yerel belediyecilik deneyimini daha geniş kitlelere ulaştırmak istediği için, konu mankeni olmak istemediği için saldırı altındadır.
"SMF’nin mücadele tarihinin örnek bir tarih olduğu gerçeğini hiç kimse reddedemez. İttifaklar hiç bir zaman “hep bana, hep bana” anlayışı üzerinde şekillenemez. Karşılıklı tavizler esnek politikalarla mümkündür. Devrimci mücadelede “büyük ağabey”, “küçük kardeş” anlayışlarına yer yoktur. Halkın ve devrimin çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre şekillenmek esastır. Aynı zamanda hiç bir kurumun özgün iradesine gem vurulamaz" (SMF açıklamasından)
Bugüne kadar SMF aleyhine yapılan açıklamalar şu çizgi politikasının ürünüdür. Dersim'de hiç bir sınıf hareketi bizden bağımsız siyaset güdemez. A.Öcalan'ın deyimi ile solu legalleştirmek, mumlayarak onu düzen için zararsız bir ikon haline dönüştürmek ve kendi bağımsız programlarına ve ilkelerine sadık, tüm sınıf ve dinamikleri küçük burjuva kurtuluşçu eklektik siyasetin içinde boğmak.
Bu temelde ittifak içinde yer alan, gerici liberal siyasetin hafriyatına dönüşmüş dogmatik yapıların, ittifak içinde tayin edici roller yoktur.Küçük burjuva siyasetine tam bağımlılık kuyrukçuluk, monolotik ve buyurgan siyasete teslim olmak, liberal hareketin, küçük burjuva kurtuluşçu eklektik siyasetine yedeklenmek ,ittifak adına kuyrukçuluğa ve teslimiyete her zeminde rıza göstermek. Objektif olarak ittifakın parçası olan kurumların durumu bu nesnel zemine dayanmaktadır.
“Komünistler 'her şart altında' ittifaka hazır değildir. 'Bağımsızlıklarını korumak', 'kendi kuvvetlerine dayanmak', inisiyatifi kaybetmemek ve program hedeflerine uygun olmak şartıyla ittifaklar kurarlar"
(İbrahim Kaypakkaya)
Soyut bir mücadele anlayışı sürdüren Devrimci Güç Birliği ittifakı içinde yer alan kurumların burjuva liberal hareketin tek merkezli buyurgan siyasetine sadakat gösterdikleri, bu ittifak içinde kendi program ve ilkelerine dayanan bir siyasi ajandayı öne sürebilecek bir motivasyona sahip olmadıkları biliniyor. Türk demokrasisi için fedakarlık yapıyoruz demagojisi ile batıda Kemalizm ile ittifakını açıklayan burjuva liberal hareketin Dersim'de sınıf devrimcilerine karşı uyguladığı buyurgan siyaset ve baskılara seyirci kalan bu siyasi kurumlar üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmemişler, SMF kurumuna yapılan saldırılara ortak olmuşlardır. (KORAY AKER)