31 Mart 2019 günü saat 17.00’den şu satırların yazıldığı ana
kadar geçen 16 güne baktığımızda,
Beşiktaş-Başakşehir maçı 7 Haziran 2015 seçimine,
Onyekuru'nun golü Ekrem İmamoğlu'nun kazanmasına,
maçın hakemi, iktidarın çok çirkin, berbat ve asla kabul
edilemez baskısı altındaki YSK'na...
ve;
araç/yöntem olarak olmasa da... hedefe ulaşma ve ne yazık ki
ikame anlamında;
Maltepe engellemesi 20 Temmuz 2015'teki Suruç patlamasına,
Büyükçekmece engellemesi 10 Ekim 2015'teki Ankara Garı
patlamasına
1 Kasım 2015 seçimi, İstanbul seçimini iptal ettirmeye...
ne kadar da çok yakın
duruyor diye düşünüyoruz!
Artık şunu iyice görmemiz gerekiyor:
Erdoğan asla ve asla herhangi bir seçim yenilgisiyle
iktidarını bırakmayacaktır.
7 Haziran 2015 seçimiyle ve 31 Mart 2019 seçiminin bize
gösterdiği temel gerçeklik budur.
Dolayısıyla Erdoğan’ın iktidarını devirmek için bütün
muhalefet güçlerinin, izlenecek mücadele yöntem, yol ve biçimlerini tekrar
gözden geçirmelerinde yarar gördüğümüzü belirtmek istiyoruz.
Erdoğan’ın, bu satırların yazıldığı sırada gündeme
düşürdüğü; “YSK İstanbul seçimini iptal edecektir diye umuyorum” cümlesi az
önce sözünü ettiğimiz “tekrar gözden geçirme” sürecini başlatmayı artık zorunlu
kılmaktadır.
Görmemiz gereken bir başka temel gerçeklik de şudur:
Mevcut iktidar, başka hiçbir şeyin ve hiç kimsenin değil,
sadece ve sadece Erdoğan’ın kendisinin iktidarıdır.
Ve bu iktidar açıkça görülmüştür
ki, hepsini değil, bir tek kurumu ve bir tek yasayı bile umursamadan,
devletin ve
ülkenin tepesinde istediği gibi tepinip durmaktadır.
Kısacası, türü ne olursa olsun, herhangi bir seçimle egemenliğini
asla bırakmayacak bir adam
ve o adamın, kurumları, organları, yasaları ve hatta
meclisi elinin tersiyle bir kenara fırlatıp atarak devletin tepesinde tepinip
duran iktidarı!
Hepimizin karşısında duran tablo artık budur!
Tam da bu noktada öne çıkan en önemli umut kaynağı ise,
Erdoğan ve onun iktidarının artık bir çözülme sürecine girmiş olmasıdır.
Bu süreci hızlandıracak olansa,
tek adamın,
herhangi bir
seçimle iktidarını teslim etmeyeceği gerçekliğini unutmama noktasında,
bütün
muhalefet güçlerinin, izlenecek mücadele yöntem, yol ve biçimlerini tekrar
gözden geçirmelerinden başka bir şey değildir. (HAYRİ GÜNEL)