Herkese yeniden merhabalar. Dün yazdığım Covid-19 yazısında verdiğim bilgilerden sonra birçok tanımadığım insandan bile teşekkür ve iyi ...
Herkese yeniden merhabalar. Dün yazdığım Covid-19 yazısında verdiğim bilgilerden sonra birçok tanımadığım insandan bile teşekkür ve iyi dilek mesajları aldım. Şu anda halen Covid pozitifim ama daha iyi hissettiğim için size ya da çevrenize faydalı olabileceğini düşündüğüm birkaç bilgi daha paylaşmak zorunda olduğumu hissediyorum. Aktaracağım bilgileri bir akademisyenin bilimsel analizlerinden ziyade bir Covid-19 hastasının deneyimleri olarak okursanız sevinirim.
Bu bilgiler hastalık sürecimde benimle ilgilenen bir Radyolog uzman, bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı ve bir de Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı yakın arkadaşımlarımın referansları ve benim hem kendimden hem de çevremdeki hastalardan gözlemlediğim bilgilerden oluşmuş bazı ipuçları olarak da yorumlanabilir.
Başlayalım:
1) Hastalık bulaşması
Arkadaşlar öncelikle virüs çok çok bulaşıcı. Bunu biliyorum çünkü ilk hastalandığım günlerde evimde olan erkek kardeşim hiçbir şekilde bana yakın olmamasına, kişisel eşyalarımı kullanmasına rağmen yine de hasta oldu. Hastalık onda benimki kadar ağır seyretmedi. Bu durum belki 22 yaşında olmasıyla ilgili de olabilir.
Ne var ki hastalığı çok şiddetli şekilde yaşamadan bir gün önce yakın temasta olduğum bir arkadaşım kardeşim kadar şanslı değildi. Benim yanımdan çıktıktan sonra tıpkı o da benim gibi bir anda kas, eklem ve bel ağrıları yaşarken, ateşlendi ve iştahsızlık, halsizlik burun tıkanıklığı derken ciddi bir yıkım yaşadı. (Tedavisi şuan neredeyse bitti ve durumu iyi)
Hastanede yatarken odamı paylaştığım 29 yaşındaki oda arkadaşım da benzer bir durum yaşadığını bana anlattı. İş yerinde gripten dökülen bir arkadaşıyla tokalaştıktan, iki üç cümle ettikten sonra hemen ertesi gün direkt yataklara düşmüş.
Buradan şu sonuçlar çıkıyor:
- Virüsü aldığınız kişiyle kurduğunuz yakınlık ve onun hastalığı yaşadığı yoğunluk bir şekilde size de bir şekilde yansıyor gibi gözüküyor.
- Hasta ağır semptomlar taşıyorsa ve siz onunla yakın temas etmeseniz bile hastalık hava teneffüsü ya da ellerinizle dokunduğunuz bir yerden yine de size bulaşabiliyor.
-Eldiven ve maske hastalığa maruz bırakmamak ya da maruz kalmamak adına epey önemli.
2) Hastalığın ağırlaşması
Arkadaşlar hastalık bir şekilde zaten hepimize bulaştı, bulaşıyor ya da bulaşacak. Bunun kurtuluşu olmadığını düşünüyorum fakat hastalıkla ilgili en ciddi gözlemim şu: Hastalık terleme, üşütme ya da soğuk almakla birlikte feci şekilde artıyor ve ilerliyor. Kime sorsam "çok fena üşüttüm boğaz ondan şişti, grip oldum ya da soğuk algınlığı bu" diyor. Hayır canım benim soğuk algınlığı falan değil o. Evet oladabilir ama eğer sen fark etmeden Covid-19'u vücuduna almışsan dışarı çıkıp beygir gibi dolaşınca, üşütünce, spor yapıp terli terli su içip bağışıklığını düşürdüğün anda Covid seni resmen kapıyor, ısırıyor hatta yerden yere vuruyor. Bu yüzden bence bu süreçte bağışıklığı düşürmek, vücuttaki suyu azaltmak demek kesinlikle Corona'ya davetiye çıkarmakla eş değer.
3) Hastalık genç yaşlı ayırıyor mu?
Arkadaşlar hastanede gördüğüm yüzlerce hastaya baktığımda virüs genç yaşlı çoluk çocuk falan ayırmıyor. Fakat bünyedeki etkileri farklılık gösteriyor. Örneğin genç-orta yaşlıysanız, kronik hastalığınız yoksa ve sabit ilaçlar kullanmıyorsanız hastalık sizi epey zorlasa da bir şekilde vücudunuzdan çıkacak gibi gözüküyor ama bazı makalelerde gençlerin ve çocukların da öldüğü vakalara da rastlanıyor. Ayrıca size bir şey olmasa bile sizin bulaştırdığınız kişiler ölebilir. Sizin virüsü bulaştırdığınız bir çocukta hiç semptom olmasa bile gidip sarıldığı annesi, ninesi ya da babasının ölümüne sebep olabilirsiniz. Yani şu süreçte evden mecbur kalmadıkça çıkmamak sizi bir kahraman yaptığını lütfen unutmayın.
4) Korona olduğumu nasıl anlarım?
Yaşadığımız gerilim ve korku hepimizi manyağa çevirdi, çevirmeli de aslında çünkü durum gerçekten ciddi. Peki ya Covid-19 isem ne gibi belirtileri oluyor. Bize en baştan beri yüksek ateş ve öksürük gibi belirtiler sıralandı. Bunlar semptom değil demiyorum elbette ama benim ve ailemin yaşadığı, okuduğum ve çevremdeki birçok hastadan duyduğum bazı belirtileri bir kez daha sıralamakta fayda var. Özellikle ağızdaki tat ve burundaki kokunun gitmesini en az 50 kişiden duydum. Hastalığın ilk haftalarında ortaya çıkıyor ve kesinlikle korona için dikkate alınması gereken bir semptom olduğunu düşünüyorum. Diğerleri ise şöyle:
Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu.
Burun tıkanması.
Şiddetli bel ağrısı.
İştahsızlık ve halsizlik.
Kusma.
İshal.
Sıtma.
Düşmeyen ateş
5) Bu semptomlar bende var ne yapmalıyım
Eğer böyle şüpheleriniz varsa ve bir gün biri gelip diğeri başlıyorsa muhtemelen Covid pozitifsiniz. Lütfen telaş yapmayın. Bir kez daha söylüyorum: Eğer kronik bir hastalığınız yoksa yaşınız çok çok büyük değilse ve sabit kullandığınız ilaçlar yoksa kolay kolay hayati bir tehlike yaşamayacaksınız. Bence yapacağınız ilk şey çevrenizdeki herkesle yakın teması kesmek ve kendinizi gözlemlemek olmalı. Ayrıca kafanıza göre ilaç almayı düşünmeyin bile. Ben hastalığın ileri seviyesinde aldığım tek bir ağrı kesici ile hastalığımı kışkırtmış bile olabilirim. O gece yaşadığım ter ve sıtma krizlerini doktor arkadaşıma anlattığımda "iyi ki ölmemişsin" diye yanıtladığını bilin isterim.
Baktınız semptomlar kötüleşiyor örneğin ateşiniz düşmüyor, öksürük krizi, bulantı veya kusma gibi belirtiler oluyor. O zaman 184'ü arayarak "en yakın kliniğe görünün" uyarısını duyduktan sonra size en yakın Covid hastanesine gidin. Durumunuz ağırsa ambulans isteyebilirsiniz.
Bu süreçten sonrası için vereceğim bilgiler yanıltıcı olabileceğini düşündüğüm için yorum yapmamayı tercih ediyorum. Çünkü her şehrin ve hastanenin prosedürü farklı işliyor olabilir. Bildiğim tek şey var ki, sağlık çalışanları tedavi süresince (şuan da dahil) çok zor şartlarda insan üstü çabalar sarf ediyorlar. Ama inanın şu sıralar hiçbir hastane sürecini yaşamak değil, önünden bile geçmek istemezsiniz. Bu yüzden lütfen ama lütfen mecbur kalmadıkça evinizden çıkmayın. Sevgiyle kalın, evde kalın. (ERSİN BERK)
ERSİN BERK'İN ÖNCEKİ YAZISI:
Selam canlar. Bugün enerjim fena olmadığı için sizlere birkaç kelam etmek istiyorum. Durumun ciddiyetini kavramanız için özellikle bu fotoğrafı seçtim. Sadede geleyim: Bir haftadır hastanedeyim, Covid-19 testim pozitif ve süreç sandığınızdan da sıkıntılı.
Özetle başımdan şöyle şeyler geçti:
Geçen haftlarda sabah kahvaltısında ani bir mide bulantısı ve baş dönmesiyle hissettiğim gariplik boğaz şişmesiyle devam etti. Bademciklerimden yeni ameliyat olduğum için bademcik şişmesi olamazdı. Yoğun bir akademik dönemin içinde olduğum için hemen doktora göründüm. Ateşim pek yüksek olmadığı için doktorun grip teşhisine ve verdiği ilaçlara uydum. Kullandığım ilaçlar ateşimi ve boğazımı sönüştürdü ama ertesi hafta biraz açık havada yürüyüş ve terlemeyle birlikte bulantı ve halsizlik geri geldi. Bu süreçte biraz spor yapıp üşütünce ve susuz kalınca ertesi sabah boğaz batması, burun tıkanıklığı, hapşırık ve ateşle uyandım. Akabinde YÖK okulları öğrencilerimize tatil etti ve durumumu şüpheli bulduğum için üniversiteye gitmedim, hiçbir yere çıkmadım ve kimseyle temas etmedim.
Bir süre sonra bulantı genele yayıldı ve iştahsızlık hakim olmaya başladı. Sırtımda ve belimde ciddi ağrılar hissetmeye başladım. Bir süre sonra ağzımdan tat, burnumdan koku hissi gitti. Bu süreçte hiç ilaç almadım ama daha sonra iburamin tarzı bir ilaç alınca iyi oluyorum derken sabah sıtma nöbetleri gelmeye başladı. Ve ardından aldığım ağrı kesici beni sırılsıklam ter yaparak neredeyse halüsinasyon gösterecek kadar sarstı. Ateşim son 3 gün 39 civarında seyretmeye başlayınca ambulansı aradım ve hastaneye kaldırıldım. İşin garip yani hiç ama hiç öksürüğüm olmadı. İlk zamanlar ateşim de 37'yi hiç geçmemişti.
Hastanede çekilen ciğer filmimde buzlanma dedikleri bir sonuç çıkınca birçok doktor arkadaşlarım henüz test yapılmadan bunun Covid-19 olduğunu söyledi.
(20 mart) İlk gece verdikleri bir anti virüs ilacıyla ateşim düştü ama ne var ki ertesi gün öksürmeye başladım. O geçti derken ertesi gün nefes alırken göğsüm batmaya başladı. O da geçince maalesef ertesi gün solunum güçlüğü sorunu ortaya çıktı. (24 mart) İki geceyi solunum cihazıyla geçirdim. Solunum yetersizliğinin ilk gecesinden sabah saatlerine kadar yaşadığım süreç muhtemelen en zoruydu ve ağzımdan "sanırım buraya kadarmış" cümlesini bile çıktı. Sabah'a karşı 4'te ailemle vedalaşma konuşması yapma gereği bile hissettim.
Neyseki şuan yavaş yavaş nefes alışım düzelmeye başladı ve daha iyi sayılırım. Hepinize tek tek cevap verebilecek enerjim yok ama bilmenizi isterim ki şartlar ne olursa olsun evden çıkmak, "çok sıkıldım du bir hava alayım" cevvaliğine girmeye hiç gerek yok.
Benim gibi sigara kullanmayan, dengeli beslenen ve yaşayan ve de on yılı aşkın düzenli spor yapan, kronik hastalığı olmayan birini böyle sarsan bir rahatsızlık kim bilir daha sağlıksız durumda olanları ne yapıyordur siz düşünün.
Hastanelerin durumu giderek daha da zora giriyor. Bence vaka ve ölü sayısı giderek daha da artacak veya birkaç zaman sonra yoğun bakım ünitelerinde yatacak yer kalmayacak. Tüm sağlık çalışanları ciddi risk altındalar ve çok ciddi zorluklar yaşıyorlar. Sırf bu yüzden bile evde kalınmalı!
Bu arada ben şu anda iyi sayılırım ama fazla enerjimi yemeyin. Hatta varsa pozitif enerjinizden birkaç dal yollayın. Ölüyorum falan derken sağlam korona trollerini kaçırmış olabilirim. Bu yüzden elinde koronayla ilgili sağlam caps olan canlar direkt fişeklerseniz sevinirim. Hepinizi çok öperim. Yok lan öpmeyim çünkü koronam hala pozitif. Neyse negatif olunca zaten bol bol sarılır öpüşürüz yine. Herkese sevgiler. Sevgiyle kalın. Ama bunu lütfen ama lütfen evde kalarak yapın (ERSİN BERK)