Kızılay Başkanı Kerem Kınık “Sağlık sektöründe dışa bağımlıyız. Türkiye içindeki malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz” dedi... Gid...
Kızılay Başkanı Kerem Kınık “Sağlık sektöründe dışa bağımlıyız. Türkiye içindeki malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz” dedi...
Gidişatın pandemiye dönüşecebileceğini düşünerek risk senaryoları hazırladıklarını anlatan Kınık, bu doğrultuda hazırlıklar yaptıklarını söyledi. Önümüzdeki günlerde ihtiyaç duyulması beklenen sahra hastanesi üretimine devam ettiklerini belirten Kınık çadır birimlerindeki izinlerin kaldırıldığını açıkladı.
Maske üretimine nisan sonunda başlayacak
Kızılay maske üretimine ise henüz başlamamış. Kınık durumu şöyle anlattı: “Maske üretim kapasitemizi 2. Dünya Savaşı döneminde kimyasal gaz ve silahlara karşı Kızılay’ın kurduğu bir maske fabrikası var. Bu maskelerle ilgili imalat kararını verdik. Nisanın sonunda imalat başlayacak. Yüksek kapasiteli bir makine satın aldık ama makinenin Türkiye’ye intikalinin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Hızla yüksek kapasiteli bir maske imalatımız olacak. Ancak bu süre zarfında yüksek nitelikli olan Çin’deki çok büyük bir üreticiyle bağlantı kurarak tedarik ediyoruz”.
İyileşen ‘kahramanlar’ın plazması hastalara verilecek
Kınık iyileşen hastalardan alınacak plazmalarla tedaviye başlanacağını da duyurdu: “Hacettepe Üniversitesi, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı bilim kuruluyla üçlü bir çalışma yürütüyorduk. Bilim Kurulu da sağlık bakanımız da onay verdiler projenin ilerletilmesi için. Aslında bu 50 yıldır hekimlerin bildiği bir yöntem. Hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş, kanında da iki haftadır virüs bulunmayan gönüllü bağışçılarımızın plazmalarını alıyoruz. Sıvı kısmını alıp diğer kısmını geri veriyoruz. Plazmadaimmunglobolin dediğimiz antikorlar var. Bu immunglobilinler, yoğun bakıma alınmış, solunum sıkıntısına girmiş, durumu kötüye giden riski yükselmiş vatandaşlarımız için uçurumun kenarından çekip alabilecek bir tedavi edici özelliği var. İlk grup hastalarımız iyileşmeye başladı. Önümüzdeki günlerde bu hastalarımızla temas kuracağız. Gönüllü olacak vatandaşlarımızın plazlamaları sofistike bir lojistik sistemle alınacak. Çünkü bunlar saatler içinde yoğun bakımlarda durumları kötüleşen insanlara yetiştirilmesi gerekiyor. Ülke genelinde 20’ye yakın noktamızda plazmafarez dediğimiz 100 civarında cihazımız var. Bazı üniversite ve eğitim hastanelerimizde de bu cihazdan bulunuyor. İyileşen hastaya şu mesajı vereceğiz: Sen bir kahramansız. Hastalandın ama iyileştin. Hadi şimdi ağır hastalar için bu kahramanlığını kullan diyeceğiz.”
Ventilatör tedariki
Kınık on binlerce vaka olan ülkelerdeki başlıca sorun olan ventilatör yetersizliği konusunda Türkiye için şunları söyledi: “Tedarik noktasında firmalarla görüşüyoruz. Kendimizin bu cihazları üretmesi noktasında bir planımız yok ama bizim alanımıza giren örneğin kan torbaları, kan laboratuar kitleri, kişisel koruyucu maske, çadır hastane gibi ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili yatırım çalışmalarımızı yaptık. Sağlık sektöründe dışa bağımlıyız. Şu anda tüm yurt dışı uçak operasyonlarını durdurdu. Türkiye içindeki malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz. Sağlık sektörümüzde milli seferberlik oluşturmak zorundayız.“
Gidişatın pandemiye dönüşecebileceğini düşünerek risk senaryoları hazırladıklarını anlatan Kınık, bu doğrultuda hazırlıklar yaptıklarını söyledi. Önümüzdeki günlerde ihtiyaç duyulması beklenen sahra hastanesi üretimine devam ettiklerini belirten Kınık çadır birimlerindeki izinlerin kaldırıldığını açıkladı.
Maske üretimine nisan sonunda başlayacak
Kızılay maske üretimine ise henüz başlamamış. Kınık durumu şöyle anlattı: “Maske üretim kapasitemizi 2. Dünya Savaşı döneminde kimyasal gaz ve silahlara karşı Kızılay’ın kurduğu bir maske fabrikası var. Bu maskelerle ilgili imalat kararını verdik. Nisanın sonunda imalat başlayacak. Yüksek kapasiteli bir makine satın aldık ama makinenin Türkiye’ye intikalinin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Hızla yüksek kapasiteli bir maske imalatımız olacak. Ancak bu süre zarfında yüksek nitelikli olan Çin’deki çok büyük bir üreticiyle bağlantı kurarak tedarik ediyoruz”.
İyileşen ‘kahramanlar’ın plazması hastalara verilecek
Kınık iyileşen hastalardan alınacak plazmalarla tedaviye başlanacağını da duyurdu: “Hacettepe Üniversitesi, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı bilim kuruluyla üçlü bir çalışma yürütüyorduk. Bilim Kurulu da sağlık bakanımız da onay verdiler projenin ilerletilmesi için. Aslında bu 50 yıldır hekimlerin bildiği bir yöntem. Hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş, kanında da iki haftadır virüs bulunmayan gönüllü bağışçılarımızın plazmalarını alıyoruz. Sıvı kısmını alıp diğer kısmını geri veriyoruz. Plazmadaimmunglobolin dediğimiz antikorlar var. Bu immunglobilinler, yoğun bakıma alınmış, solunum sıkıntısına girmiş, durumu kötüye giden riski yükselmiş vatandaşlarımız için uçurumun kenarından çekip alabilecek bir tedavi edici özelliği var. İlk grup hastalarımız iyileşmeye başladı. Önümüzdeki günlerde bu hastalarımızla temas kuracağız. Gönüllü olacak vatandaşlarımızın plazlamaları sofistike bir lojistik sistemle alınacak. Çünkü bunlar saatler içinde yoğun bakımlarda durumları kötüleşen insanlara yetiştirilmesi gerekiyor. Ülke genelinde 20’ye yakın noktamızda plazmafarez dediğimiz 100 civarında cihazımız var. Bazı üniversite ve eğitim hastanelerimizde de bu cihazdan bulunuyor. İyileşen hastaya şu mesajı vereceğiz: Sen bir kahramansız. Hastalandın ama iyileştin. Hadi şimdi ağır hastalar için bu kahramanlığını kullan diyeceğiz.”
Ventilatör tedariki
Kınık on binlerce vaka olan ülkelerdeki başlıca sorun olan ventilatör yetersizliği konusunda Türkiye için şunları söyledi: “Tedarik noktasında firmalarla görüşüyoruz. Kendimizin bu cihazları üretmesi noktasında bir planımız yok ama bizim alanımıza giren örneğin kan torbaları, kan laboratuar kitleri, kişisel koruyucu maske, çadır hastane gibi ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili yatırım çalışmalarımızı yaptık. Sağlık sektöründe dışa bağımlıyız. Şu anda tüm yurt dışı uçak operasyonlarını durdurdu. Türkiye içindeki malzemelerimiz biterse sıkıntıya gireriz. Sağlık sektörümüzde milli seferberlik oluşturmak zorundayız.“