Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

HIDE_BLOG

"Muhtemelen diyecekler ki: Vatandaş kurallara uymadı, sokağa çıktı, virüs bu yüzden yayıldı, biz uyarmıştık..."

Çıkıp göğsünü gere gere; "işi olanlar, işini kaybedenler, işsizler, merak etmeyin işsizlik fonunda sizden ve iş verenden kesintilerle ...

Çıkıp göğsünü gere gere; "işi olanlar, işini kaybedenler, işsizler, merak etmeyin işsizlik fonunda sizden ve iş verenden kesintilerle biriken 130 milyar liramız var, rahat olun" diyemiyor. Çünkü parayı yediler...


ERDOĞAN'I, KORONAVİRÜS SONRASI SARSACAK

Ülkeyi yönetenlerin dilinde aynı söz: "Herkes kendi olağanüstü tedbirini almalı"... Dün İçişleri Bakanı da aynı doğrultuda demeç verdi. Dedi ki: "Vatandaş kendi olağanüstü halini ilan ederse daha üst tedbirler almaya şimdilik gerek olmayabilir."

Bu yaklaşımın, bu söylemin tek bir izahı var; iktidar sorumluluğu üzerinden atmak istiyor.

Topu taca atıp zaman kazanmaya çalışıyor.

Zaten 18 yıldır farklı politika izlemediler ki. Başarılar onların oldu, tökezlemeler ya dış güçlerin oyunu, ya üst akılın tezgahı ya da kirli emelleri olanların tuzağı.

Kabul etmek lazım... Teflon tava politikasında çok da başarılı oldular.

Suriye meselesinde bile, yanlış üstüne yanlış yaptılar, Türkiye’yi bataklığa soktular, baktılar çıkar yok, beka meselemiz dediler, İdlib giderse Hatay gider Erzurum gider dediler... Savaş ortamı yarattılar...

Halkın çoğunluğu inandı!

Koronavirüs salgınında da aynı yöntemi izlemeye çalışıyorlar. Topu bu defa vatandaşa atıp sorumluluktan yırtmayı deniyorlar.

Allah göstermesin... Yarın öbür gün vaka sayısı artarsa, ölümler çoğalırsa diyecekleri belli...

Hazırlığını yapıyorlar... Muhtemelen diyecekler ki: Vatandaş kendi olağanüstü halini ilan etmedi, vatandaş kurallara uymadı, sokağa çıktı, virüs bu yüzden yayıldı, biz uyarmıştık...

* * *
Sorum İçişleri Bakanı’na, açık ve net: Herhangi bir belediye işçisi, diyelim ki temizlik sektöründe çalışıyor, kendi olağanüstü halini nasıl ilan edecek?

Evden çıkmam diyerek mi? Kendini tecrit ederek mi?

Diyelim ki, kendini tecrit etti, sokaklarda öbek öbek biriken çöpleri kim toplayacak?

Diyelim ki, belediye otobüsü şoförü... Kendi olağanüstü halini ilan etti, kendini eve kilitledi... Kentin ulaşım ihtiyacını kim karşılayacak?

Diyelim ki, sağlık teknisyeni, diyelim ki hastanede temizlikten sorumlu sağlık görevlisi... O da Bakan’ın sözüne uydu kendi olağanüstü halini ilan etti. İşe gitmedi. Hastanelerin bakımını kim yapacak?

Diyelim ki, taksi şoförü... O da Bakan’ın sözünü dinledi, durum daha da kötüye gitmesin diye kontak çevirmedi, acil işi olanların, başka sebeple bir yere ulaşmaya çalışanları kim taşıyacak?

Bakan sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor.

Sokağa çıkma yasağı ilan etse, ülkeyi olağanüstü hal dönemine geçirse biliyor ki evinde oturan insanların ekonomik ihtiyaçlarını, parasal sıkıntıların üslenmek zorunda.

Ama kasada para yok.

Bütün mesele bu!

Çıkıp göğsünü gere gere; "işi olanlar, işini kaybedenler, işsizler, merak etmeyin işsizlik fonunda sizden ve iş verenden kesintilerle biriken 130 milyar liramız var. Rahat olun" diyemiyor.

Çünkü parayı yediler.

Daha doğrusu paramızı…

İhtiyaç akçesi de ham hum şaralop oldu.

Geriye ne kaldı derseniz; nasihat kaldı.

Sokağa çıkmayın, kendi olağanüstü halinizi ilan edin gibi topu, küfeyi vatandaşın sırtına yükleyen fiyakalı gibi görünen sözler kaldı. Ekmeğini sokakta kazanan insanlar için hiçbir anlam ifade etmeyen sözler.

Şimdi diyecekler ki; bir yığın önlem aldık... Aldıkları önlemlere bakın, ya kredi verme, ya borçlandırma ya da alacağını erteleme...

Çalışanı gören yok!..

Herkes, ABD Başkanı, Trump’ın patavatsızca söylediklerine kızdı ama bir gerçeğe dikkat çekti. Koronavirüs’ten sonra gelecek ekonomik kriz daha da yıkıcı olacak.

 Bizim iktidarı da (Erdoğan’ı), virüs sonrası sarsacak... (MEHMET TEZKAN - T24)